GENEL - 15 Kasım 2020 Pazar 09:44

AİÇÜ’de 4. Uluslararası Ahmed-i Hani sempozyumu başladı

A
A
A
AİÇÜ’de 4. Uluslararası Ahmed-i Hani sempozyumu başladı

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde ‘İslam’da Sağlık ve Koruyucu Hekimlik’ temalı ‘4.

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde ‘İslam’da Sağlık ve Koruyucu Hekimlik’ temalı ‘4. Uluslararası Ahmed-i Hani Sempozyumu’ başladı.


14-15 Kasım 2020 tarihlerinde Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi tarafında bu sene dördüncüsü gerçekleştirilen, birçok ülkeden 52 bilim insanının bildiri sunacağı sempozyum, online olarak başladı.


AİÇÜ’nün ‘www.youtube.com/aicuni2007’ adresinden online olarak gerçekleştirilen ‘İslam’da Sağlık ve Koruyucu Hekimlik’ temalı ‘4. Uluslararası Ahmed-i Hani Sempozyumu’nda konuşan Sempozyum Onursal Başkanı Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, bilim insanı bir Vali’ye, müteşebbis bir Belediye Başkanına, din ile bilimin birlikte yürümesi gerektiğine inanan bir Rektöre sahip olan Hz. Nuh’un şehri Ağrı’nın çok şanslı olduğunu söyledi.


Dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs’ün insana bulaşma korkusunun virüsün önüne geçtiğini belirten Sayın Prof. Dr. ERBAŞ, hastalığın ve bu korkunun bir imtihan olduğunu, insanlık için aslonanın bu imtihandan başarılı bir şeklide çıkmak olduğunu ifade etti.


Prof. Dr. Erbaş, “İslam’ın ortaya koyduğu bütün prensiplerin odağında yer alan insanın hem bedenen hem de ruhen sağlıklı ve huzurlu bir şekilde yaşaması noktasında temizlik ön plana çıkmaktadır. Temizliği imanın yarısı kabul eden güzel dinimizde koruyucu hekimlik en önemli hususiyetlerden birisidir. Dinimiz, bizlere hastalık gelmeden ve hastalığa yol açan nedenler oluşmadan sağlığın kıymetini bilmemizi ve sağlıklı bir hayat için gereken tedbirleri almamızı emretmektedir. Medeniyetimiz, hıfz-ı sıhha kavramı ile koruyucu hekimliğin önemini ortaya koymuştur. Şuan dünyayı etkileyen salgınla ilgili yüzde 100 tedavi edici bir ilaç yoktur. Ancak, Hz. Peygamber’in (asm) ‘bir yerde veba çıktığını duyanlar oraya girmemelidir, bulundukları yerde zuhur etmesi halinde ise oradan çıkmamalıdır’ Hadis-i Şerif’i salgın hastalıklar konusundaki en önemli ilaçlardan birinin karantina olduğunu göstermektedir” diye konuştu.


Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, Kur’an-ı Kerim’in ciddi bir şekilde okunması, sağlıkla ve diğer tüm konularla ilgili ayetlerin gerektiği gibi anlaşılması halinde insanların başta sağlık olmak üzere her alanda en büyük dayanağının Kur’an-ı Kerim olduğunun görüleceğini belirtti. Başkan Sayan, “Koruyucu hekimlik, hastalığa yakalanmadan önce insanların sağlığına önem vermesi, hastalık sürecinde ise tedaviye riayet etmesi önemlidir. İslam’da var olan koruyucu hekimlik anlayışı başta Koronavirüs salgını olmak üzere tüm hastalıklarda insanlığa yol gösterici olacaktır” dedi.


4. Uluslararası Ahmed-i Hani Sempozyumu’nda zamana ve mekâna uygun olarak “İslam’da Sağlık ve Koruyucu Hekimlik” temasını seçtiklerini ifade eden AİÇÜ Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs (Covid-19) Pandemisi döneminde İslam ve sağlık gibi iki önemli terime dikkat çekmeyi, böylelikle İslami ve insani bir hassasiyet oluşturmaya özellikle vurgu yapmayı amaçladıklarını söyledi.


İslâm Dini’nin insan hayatı ve sağlığına büyük önem verdiğini ifade eden AİÇÜ Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, Kur’an-ı Kerim’de ve Hz. Peygamber’in hadislerinde, hayat ve sağlığın, Yüce Allah’ın insana en büyük emanet ve nimeti olduğunun beyan edildiğini, bunların korunmasının emredildiğini kaydetti.


Prof. Dr. Karabulut, şöyle konuştu: “İslâm’a göre, hastalıklardan korunmak, tedaviden daha önce gelmektedir. Günümüz tıbbının da en önemli konusu ‘koruyucu hekimlik’tir. Dolayısıyla İslâm’ın tıp anlayışı ile günümüz tıp anlayışı bu noktada paralellik arzetmektedir. Covit-19 Pandemisi, hastalık gelmeden hastalığa karşı tedbir almayı gaye edinen hıfz-ı sıhha yani koruyucu hekimliğin ne kadar önemli olduğunu ve aslında en ucuz tedavinin de bu olduğunu acı bir şekilde insanlığın gündeminin merkezine oturttu. İnsanlığı sosyal, siyasi ve ekonomik olarak derinden etkileyen ve ümitsizlik algısının yaygınlaşmasını sağlayan bu süreç, insanları dinlerin bu tür krizlere bakışını yeniden araştırmaya yönlendirmiş, son din İslam’ın ve onun kutlu elçisinin ortaya koyduğu ölçülerin çağları aşan aydınlığı bir kez daha farkındalığını ortaya koymuştur. Bildiğimiz gibi İslam insana çok büyük değer vermiş ve varlıkların en şereflisi olarak kabul etmiştir. Rabbimiz insanı en güzel şekilde var etmiş, onun hayatını ve sağlığını korumak da en başta gelen bir görev olarak bize sorumluluk yüklemiştir. Hz. Peygamber (sav): “Ey Allah’ın kulları, tedavi olunuz, zira Allah şifasını yaratmadığı hiçbir hastalık yaratmamıştır” buyurmakla araştırmanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır. Zaten bilimin asıl amacı da var olanı ortaya çıkarmaktır.”


Yapılan konuşmaların ardından sempozyumun ilk gününde bilim insanları tarafından bildiriler sunuldu. 4. Uluslararası Ahmed-i Hani Sempozyumu’na Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, AİÇÜ Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, akademisyenler ve davetliler katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Milletvekili Ölmeztoprak: “ Tek bir vatandaşımızı mağdur etmeyeceğiz” Malatya’nın Akçadağ ilçesinde temaslarda bulunan AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, depremin izlerini silmekte kararlı olduklarını kaydederek, tek bir vatandaşın mağdur edilmeyeceğini söyledi. AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, beraberinde AK Parti Malatya İl Başkanı Namık Gören, İl Başkan Yardımcısı Ramazan Kaya, İl Kadın Kolları Başkanı Esin Tanrıverdi, Gençlik Kolları Başkanı Sinan Özhüsrev, Malatya Minibüs ve Umum Servis Araçları Odası Başkanı Mesut İnce ile birlikte ziyaret ettiği Akçadağ’da bir dizi temaslarda bulundu. İlçe girişinde vatandaşlar tarafından sevgi gösterileri ile karşılan AK Parti heyeti ilk olarak partinin ilçe teşkilatını ziyaret etti. AK Parti Akçadağ İlçe Teşkilatı ziyareti sonrası Akçadağ Kaymakamlığı, İlçe Belediyesi ile Akçadağ Muhtarlar Derneği’ni ziyaret eden heyet Kaymakam Adem Topaca, Belediye Başkanı Hasan Ulutaş ve Muhtarlar Dernek Başkanı Eyüp Gönültaş ile de bir süre görüştü. Kurum ve STK ziyaretlerinin ardından çarşı esnafı ile de bir araya gelen AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak ilçenin sembol mekanlarından Zeytin Dalı Çarşısı’nda vatandaşlarla çay içerek bir süre sohbet edip istek ve talepleri dinledi. “Devlet millet el ele depremin izlerini sileceğiz” Akçadağ genelinde toplamda 46 mahallede köy evi çalışmalarının sürdüğünü belirtip tek bir vatandaşı mağdur etmeyeceklerini ifade eden Milletvekili Ölmeztoprak, tamamlanan kalıcı konutların ise hak sahiplerine çekilen kuralarla teslim edildiğini kaydederek, Emlak Konut tarafından ilçe merkezinde yapımına devam edilen yeni Akçadağ çarşısında ki çalışmaların ise tüm hızıyla sürdüğünü aktardı. İlçeye bağlı Başpınar Mahallesi’nde yapımı tamamlanan 316 konuta ilaveten ikinci etap kalıcı konut çalışmalarında önemli bir mesafenin kat edildiğini kaydeden Ölmeztoprak, birkaç yıl içerisinde Akçadağ’da konut sorununun tamamen çözülmüş olacağını ifade edip, devlet millet el ele vererek depremin izlerini sileceklerini söyledi. Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak daha sonra ilçe merkezinde taziye ziyaretlerinde bulundu.
Mersin Mersin’de ’daha temiz ve sürdürülebilir deniz ekosistemi için’ çalıştay düzenledi Mersin’de daha temiz ve sürdürülebilir deniz ekosistemi için ’Kentsel Kıyı Ekosistemlerinin Doğa Temelli Çözümlerle Restorasyonu’ çalıştayı düzenledi. Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi ile Dış İlişkiler Şube Müdürlüğü bünyesinde gerçekleştirilen çalıştayda, MESKİ, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, Mersin Deniz Ticaret Odası, Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, MedCities ve Türkiye Akdeniz Hub’ından temsilciler yer aldı. Çalıştayda her geçen gün daha da bozulan ve tehdit altında olan deniz ekosisteminin korunmasına yönelik yapılması gereken uygulamalar ele alındı, çalışma ve projeler aktarıldı. Çalıştayın açılışında konuşan Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı İbrahim Evrim, Akdeniz’in, her yıl yaklaşık 500-600 milyon insanın turizm maksadıyla akın ettiği ve kirlettiği bir deniz olduğunu söyledi. Düzenlenen çalıştayın bölge için bir milat, bir başlangıç olacağını belirten Evrim, "Artık düzeltme ve elimizden geleni yapma zamanı geldi. Bundan sonra bu çalışmaları hızlandıracağız” dedi. “24 saat sıfır taviz esaslı çalışıyoruz” Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Dr. Bülent Halisdemir de sorumluluk ve görev alanları dahilinde sık sık denetim ve uygulama yaptıklarını belirterek, “Deniz kirlilikleriyle ilgili ihbar ve şikayetlerle ilgili bütün konulara anında müdahil oluyoruz ve çözüm üretiyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak gerekli ekipmanlarımız, deniz araçlarımız ve uzman personellerimizle denizimizin kirlenmemesi için denetimlerimize devam ediyoruz. Sorumluluk alanımızda bulunan gemileri 24 saat izleyip, takip ederek gerekenleri yapıyoruz. Özellikle yetki alanımızda bulunan katı atıkları, yüzeydeki katı atıkları ve kıyıdaki katı atıkları toplama ile ilgili birçok etkinlik yapıyoruz. Deniz süpürgesi aracımız bir günde 2 veya 3 kez çıkarak girebildiği bütün alanlarda temizlik yapıyor. 24 saat sıfır taviz esaslı çalışıyoruz" diye konuştu. "Temiz Akdeniz projesini de hayata geçirdik" Şimdiye kadar bin 264 denetim yaptıklarını ve bu denetimlerden 71’ine idari yaptırım uyguladıklarını vurgulayan Halisdemir, deniz yüzeyinde çok ciddi bir atık kirliliği ile karşı karşıya kaldıklarını ve farkındalık oluşturmak için sık sık bunları sergilediklerini aktardı. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü ile iş birliği yaptıklarını da dikkat çeken Halisdemir, deniz ekosistemini korumak adına yapay resif oluşturduklarını kaydetti. Önümüzdeki günlerde deniz denetimlerini artırmak ve denizle ilgili faaliyetleri daha yakından izleyebilmek için SCADA merkezi kuracaklarını aktaran Halisdemir, ‘Temiz Akdeniz’ projesini de hayata geçirdiklerini belirtti. Deniz kirliliği ile ilgili en önemli etkenlerden birinin kıyı akıntıları olduğuna işaret eden Halisdemir, proje kapsamında deniz kirlilik haritası oluşturduklarını ve bu raporla birlikte özellikle deniz kirliliğine sebep olan etkenleri ve seviyelerini belirlediklerini bu sayede çözüm önerileri geliştirdiklerini dile getirdi. “Yerel yönetim, üniversite ve akademisyenlerle sürekli iş birliği halinde” Mersin’in kıyı şeridinin birbirinden farklı biyoçeşitlilik içerdiğini belirten ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nde Dr. Öğr. Üyesi Devrim Tezcan ise merkezden uzaklaştıkça bu biyoçeşitliliğin arttığını, tahribatın da görece azaldığını belirtti. Deniz taşımacılığı, atık su deşarjları, kıyı dolguları, balıkçılık faaliyetleri gibi pek çok uygulamaların biyoçeşitliliği ve deniz ekosistemini etkilediğini ifade eden Tezcan, “Yerel yönetimin görülen o ki, bu konuda oldukça gayreti var ve bölgedeki üniversiteler ve akademisyenlerle de sürekli iş birliği içinde” dedi. Açılış konuşmalarının ardından çalıştay 2 oturumda gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanı Dr. Kemal Zorlu’nun moderatörlüğünde düzenlenen ilk oturumda ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, Mersin Deniz Ticaret Odası ve Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden temsilciler yer aldı. Mersin Kent Konseyi Başkanı Ayferi Tuğcu’nun moderatörlüğünde gerçekleştirilen çalıştayın ikinci oturumunda ise Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Dr. Bülent Halisdemir, deniz kirliliğinin önlenmesi ve ortadan kaldırılmasına yönelik Büyükşehir bünyesinde yapılan çalışmaları aktardı Katılımcılar, çalıştay bitiminde deniz ve kıyı ekosistemini incelemek ve gözlem yapmak amacıyla merkez sahilinde saha çalışması gerçekleştirdi.
Aydın Güzel İzmir isimli caretta soluğu Mısır’da aldı Aydın’ın Kuşadası ilçesinde, tedavilerinin tamamlanmasının ardından denizle buluşturulan 3 deniz kaplumbağasından biri olan ve uydu takip cihazı takılan "Güzel İzmir" isimli caretta carettanın şimdiki durağı Mısır kıyıları oldu. Geçtiğimiz Aralık ayında yola çıkan Güzel İzmir, yaklaşık 2 bin kilometre yol kat ederek 4 ayın sonunda Bardawil Gölü yakınlarına ulaştı. İzmir kıyılarında geçtiğimiz yıl Ocak ile Mart ayları arasında 1’i erkek 2’si dişi olmak üzere yaralı halde caretta caretta cinsi 3 iribaş deniz kaplumbağası bulundu. Nesli tehlike altında olan carettalar, tedavi edilmeleri için Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ekipleri tarafından Muğla’daki Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’ne (DEKAMER) gönderildi. Bakıma alınan carettalar, yaklaşık 6 ay süren tedavi sürecinin ardından Kuşadası’ndan yeniden denizle buluşturuldu. Güzel İzmir adı verilen deniz kaplumbağasına güneş enerjisiyle çalışan uydu takip cihazı takıldı. Yeniden denizlere açılan ve ilk durağı Samos kıyıları olan ‘Güzel İzmir’ isimli deniz kaplumbağası, bir süre Yunan adaları kıyılarında dolaştıktan sonra yeniden göç etmeye başladı. 4 aylık yolculuğunda yaklaşık 2 bin kilometre yol kat eden ‘Güzel İzmir’ soluğu Mısır’ın Bardawil Gölü yakınlarında aldı. Kuşadası’ndan yola çıktıktan sonra on iki adalar üzerinden Akdeniz’e inen ve Kıbrıs’ın altından geçerek Suriye kıyılarına ulaşan deniz kaplumbağası, Lübnan ve İsrail kıyılarından geçerek Mısır’a ulaştı. Yapılan teknik takibin ardından Güzel İzmir’in son durağı olan Bardawil Gölü yakınlarının deniz kaplumbağalarının kışlama bölgelerinden biri olduğu tahmin ediliyor. “Çok önemli kışlama alanı olduğunu anladık” Güzel İzmir’in son olarak Bardawil Gölü yakınlarında sinyal verdiğini ifade eden Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi (DEKAMER) Müdürü Prof. Dr. Yakup Kaska; “Güzel İzmir adını verdiğimiz deniz kaplumbağamız İzmir’de yaralı olarak bulunmuştu. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne bağlı ekipler bu kaplumbağamızı getirmişti. Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği de bize ulaştırılmasını sağlamıştı. Yani bütün kurum ve kuruluşların destekleriyle tedavi altına alınan kaplumbağamız, iyileştikten sonra yine Aydın Kuşadası’ndan denize gönderdik. Tabi bu sefer sırtına bir uydu takip cihazı da takmıştık. Bu uydu cihazı bugün Mısır’ın Bardawil Gölü’ne yakın bir bölgede sinyal verdi. Kaplumbağamız oralara kadar göç etti ve bu sayede o bölgenin de deniz kaplumbağaları açısından çok önemli bir kaplumbağa kışlama alanı olduğunu anlamış olduk” dedi.