GENEL - 04 Temmuz 2019 Perşembe 12:24

KOSGEB ve İŞKUR’dan aldığı destekle işletme kurdu

A
A
A
KOSGEB ve İŞKUR’dan aldığı destekle işletme kurdu

Ağrı’da yaşayan Ceylan Avcı (29), hayalini kurduğu iş yerini KOSGEB ve İŞKUR’dan aldığı desteklerle kurdu.

Ağrı’da yaşayan Ceylan Avcı (29), hayalini kurduğu iş yerini KOSGEB ve İŞKUR’dan aldığı desteklerle kurdu.


Ağrı’da 8 yıl boyunca kız kardeşiyle birlikte işlettikleri güzellik merkezini çeşitli sebeplerden dolayı kapatmak zorunda kalan evli ve bir çocuk annesi Ceylan Avcı, KOSGEB ve İŞKUR’un destekleriyle kendisine yeni bir iş yeri açtı. Kurduğu işletme için gerekli demirbaşlardan kira ücretine, çalışanların maaşından sigorta primlerine kadar KOSGEB ve İŞKUR’dan destek alan Avcı, yaklaşık bir yıldan beri sıfır giderle işlettiği güzellik salonunu bir yıl sonra büyüterek hayalini gerçekleştirdi.


KOSGEB ve İŞKUR’un teşvik ve destekleriyle açtığı iş yerinden son derece memnun olduğunu söyleyen Avcı, yapılan yönlendirmelerle nasıl bir yol izlediğini anlatırken şu ifadeleri kullandı:


"Açmış olduğum işletmemde KOSGEB’in girişimcilik programından faydalandım. Bu destek programından faydalanabilmek için önce bir girişimcilik eğitimi almamız gerekiyor. Bu eğitimi aldıktan sonra gerekli başvuruları yapıp KOSGEB’ten destek almaya hak kazandım. KOSGEB’in sunmuş olduğu yaklaşık 50 bin TL tutarında bir destek, bu hibe olarak verilen bir destektir. Bu desteği 30 bin TL’ye kadarı olanı yapmış olduğumuz demirbaş harcamalarını yapmak üzere bize ödemesini yapıyorlar. Ben de bu şekilde salonuma almış olduğum tezgahın, aynanın, koltuğumun faturalandırılmış bir şekilde KOSGEB’e sundum ve 30 bin TL’ye kadar bu desteği aldım. Bu ödemeyi de sandığından çok daha hızlı bir şekilde aldım. Bunun yanı sıra 50 bin TL’ye kadar olan bir destekten bahsettiğimiz için kalan tutarı da bana kira desteği ve personel ödemesi desteği olarak geri ödenmesi devam ediyor. Yani ben çalışanlarımın sigortasını yatırıp, banka hesabına maaşını yatırdıktan sonra maaş bordrosu alıp ve tekrar KOSGEB’e başvuruyorum. KOSGEB yapmış olduğum bu personel ödemesini bana tekrar iade ediyor."



"Çalışanlarım için aylık olarak ödediğim sigorta pirimi sadece 35 TL"


KOSGEB çalışanlarının doğru yönlendirmeleri sayesinde çalışanları için daha rahat şartlarda sigorta ve maaş ödemeleri yaptığını söyleyen Avcı, KOSGEB’in kendilerine uygun daha farklı hizmetlerine de yönlendirdiğini dile getirerek, "KOSGEB bizim farklı desteklerden de faydalanmamızı sağlıyorlar. Bu konuda KOSGEB çalışanları çok güzel bir şekilde bizi bilgilendirdiler, ilgilendiler ve çok doğru yönlendirdiler. Bir sigorta pirim desteğinden bahsettiler. Bu teşvikte de normal şartlarda 500-700 TL olan sigortalı çalışan priminin 35 TL gibi bir tutara düştüğü bir teşvik söz konusu. Bu teşvikle ilgili olarak ben de İŞKUR’a giderek gerekli başvurularımı yaptım ve bu teşvik desteğinden de faydalanmaya başladım. Bu sayede çalışanlarım için aylık olarak ödediğim sigorta pirimi sadece 35 TL ve bunu her biri için ödüyorum. Bunun dışında eğer iki tane sigortalı çalışanınız varsa 3. bir sigortalı çalışanda hem sigortalı hem de maaşı İŞKUR tarafından karşılanmak üzere size gönderiliyor. Yani bir diğer çalışan daha bana sigortalı ve maaşlı olarak bana yönlendiriliyor ve bunu da tamamen İŞKUR karşılamış oluyor. Bu hizmetlerin yanı sıra eğer 29 yaşını doldurmamış iseniz birde bir yıl boyunca BAĞ-KUR priminden de muaf tutuluyorsunuz" diye konuştu.



"Sizin yerinize gerek KOSGEB gerek İŞKUR ve gerek devlet bu desteklerin tamamını veriyor"


Yeni işletme açan bir girişimci için sağlanan desteklerin neredeyse hiç harcama yapmadan sadece kazanca yönelik iş yapmaya imkan sağladığını belirten Avcı, "Yani sigorta primleriniz çalışanlarımızın maaş ödemeleri tüm bunları göze aldığınızda bunların hiçbirini siz yapmıyorsunuz aslında. Bunlar tamamen sunulmuş olan teşvik ve desteklerle sizin omuzlarınızdan alınız sizin tarafınızdan sizin yerinize gerek KOSGEB gerek İŞKUR ve gerek devlet bu desteklerini tamamını veriyor. Ve siz kazancınızı tamamen kendi işletmenizi büyütme odaklı bir şekilde çalışmalarınıza devam edebiliyorsunuz" ifadelerini kullandı.


Avcı, işletmesini kurduğu sektörde daha önceden beri yer aldığını söyleyerek şöyle konuştu:


"Bu iş ile tanışma kız kardeşim sayesinde oldu. Kız kardeşim bu işi yapıyor. Bu işin eğitimini almış durumda. Onunla birlikte bu işe başladık. Onunla birlikte kendimi geliştirdim. Yaklaşık sekiz yıllık bir deneyimin sonunda kendi salonumu açmaya karar verdim."



"Gerçekten KOSGEB çalışanları çok güzel hizmet veriyorlar"


KOSGEB ve İŞKUR gibi desteklerden yararlanmak isteyen kişilerin tam anlamıyla tüm desteklerden yararlanmasının tamamen kişilerin kendi çabalarıyla bağlantılı olduğunu ve bu sebepten dolayı kişilerin biraz girişimci olması gerektiğini vurgulayan Avcı, konuşmasında şu sözlere yer verdi:


"Bu tür kurumlardan ne kadar hizmet olacakları veya ne derece kapsamlı desteklerden yararlandıkları tamamen kişilerin girişkenliğine bağlıdır. Bir şeylerin oturduğunuz yerden size gelmesini bekleyemezsiniz. Eğer bir şeyler varsa bunlara ulaşmak için çaba göstermek gerekir. Gerekli kapıları tıklatmamız gerekir. Ben de bunu yaptım. İşin usulü, kaidesi nedir? Bunları gerçekten doğru öğrenmek gerekiyor. Konuyla ilgili de gerçekten KOSBEB çalışanları çok güzel hizmet veriyorlar. Gerekli bilgileri çok doğru bir şekilde aktarıyorlar ve çok da güzel yönlendiriyorlar. Onlar bir şekilde yönlendirmeleri yaptıktan sonra bana da sadece onların gösterdiği yolda adım atmak gerekli başvuruları yapmak ve ilerlemek gerekiyor. Bir kere projeniz kabul edildiyse, o kuruldan geçtiyse ve bu desteği almaya hak kazandıysanız zaten geriye kalan hizmetleri her halükarda alıyorsunuz. 10’un için ekstra bir şey yapmanıza gerek yok. Sadece var olan prosedürü doğru olarak uygulamak gerekiyor. Mesela bir kira desteği, bir eleman desteği alıyorsunuz fakat bunun için çalışanınızın sigortasını yatırmanız gerekiyor, maaş bordrosunu hazırlamanız gerekiyor, bu maaş bordrosuyla maaşına hesabına yatırmanız gerekiyor, maaş bordrosuyla tekrar gidip başvurmanız gerekiyor. Bunun için gerekli evraklar bulunuyor onları temin etmemiz gerekiyor. İnsanlara bu süreç ağır geliyor olabilir. Ağır geliyorsa bu kadar aldığım destek bana yeter diye düşünebilirler. Ama desteklerin tamamından faydalanmak isteyenler, süreci doğru takip ettiği sürece önünde hiçbir engel bulunmuyor."



"Kadınların bu zarafetle ekonomik pazarı renklendirdiğini düşünüyorum"


Ağrı’da iş hayatında kadınlara oranla erken egemenliğin daha yüksek olduğunu dile getiren Avcı, erkek esnafın çoğunlukta olduğu iş hayatında kadınların genel olarak erkekler tarafından takdir edildiğiyle karşılaştığını anlattı. Avcı, "Erkek hakimiyetinin egemen olduğu bir ekonomik pazarın içerisinde kadın olarak bir işletmeci olmak aslında zor görünüyor olabilir. Batıya kıyasla doğuda, Ağrı’da bu tarz bir işletme açma ya da bir yer işletmek kulağa biraz zor gelebilir. Aslında görüşte de biraz zor görünüyor olabilirim ama kesinlikle zor değil. Öncelikle kadınların kendi doğasında bulunan nezaket ve bir de zarafet var. Ben kadınların bu zarafetle ekonomik pazarı renklendirdiğini düşünüyorum. Ayrıca erkek girişimcilerin, erkek esnafların da bizde oldukça olumlu yaklaştığını pek çok kez şahit oldum. İşimize saygı duyuyorlar, bize saygı duyuyorlar, yaptığımız işi ve bizi oldukça tebrik ediyorlar. Bu anlamda ben her zaman güzel dönüşler alıyorum. Bu da aslında bir kadın girişimci olarak korkulacak hiçbir şeyin olmadığını gösterdi bana. Hem kadın olarak girişimci olmak, hem de bu piyasada diğer hemcinslerimizin bize saygı duyması insanı onore ediyor. Ve bu da kişinin işini daha bir aşkla yapmasını sağlıyor" diyerek, kadın girişimciler için destekleyici ifadeler kullandı.



"İnsan kendine güvendikten sonra önünde dağlar bile olsa o dağları çıkmanın bir yolunu bulur"


Avcı, kadınların kendilerine güvenmeleri gerektiğinin altını çizerek, "Ben ne yaparım, nasıl yaparım, el alem ne der ya da bu kadar erkek esnaf arasında ne yaparım" gibi düşünceleri kafalarından atmaları gerektiğini belirtti. Avcı, sözlerini şöyle tamamladı:


"Artık devir değişti. Artık herkes kadının her anlamda bir yeri olduğunun kanaatinde. Artık kesinlikle bu bilinç herkese kafasına yerleşmiş bir durumda. Ve işini yapan kadınlara da erkeklerin gerçekten saygı gösterdiğine ben kendim şahit oldum. Bu anlamda da kesinlikle çekinmesinler, kesinlikle girişimci olsunlar. Sadece kendilerine biraz güvenmeleri gerekiyor. Zaten iş güvenmekle başlıyor. İnsan kendine güvendikten sonra önünde dağlar bile olsa o dağları çıkmanın bir yolunu bulur."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa BUÜ Badminton Takımı süper ligde Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Badminton Takımı, Üniversitelerarası Badminton Bölgesel Lig müsabakalarını başarıyla tamamlayarak süper lige yükselme hakkı elde etti. Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nin (MAKÜ) ev sahipliğinde gerçekleştirilen "Üniversitelerarası Badminton Bölgesel Lig" müsabakaları sona erdi. Türkiye’nin 30 farklı üniversitesinden gelen 200’e yakın sporcunun katıldığı turnuvada ilk dört dereceye giren takımlar süper lig bileti aldı. Turnuvada takım halinde ve bireysel olarak mücadele eden BUÜ Badminton Takımı, organizasyona damga vurdu. Takım halinde maç kaybetmeden şampiyon olan takım, ferdi müsabakalar ise kadın ve erkek kategorilerinde aldığı galibiyetlerin ardından kürsüye çıkma başarısı gösterdi. BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, turnuvadan başarılı sonuçlarla dönen Badminton Takımı’nı ağırladı. Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramiz Arabacı, Sağlık Kültür Spor Daire Başkanı Mehmet Aydemir, BUÜ Spor Koordinatörü Öğr. Gör. Tuncer Topsaç, Spor Müdürü Mehmet Şerif Arslan ve Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Aygül Akça’nın da hazır bulunduğu ziyarete öğrenciler aldıkları kupa ve madalyalarla katıldı. Gençlerin her anlamda daha üretken, aktif ve donanımlı olmalarını istediklerini vurgulayan Rektör Yılmaz, elde edilen başarının hem üniversite hem de öğrenciler adına kıymetli kazanımlar sağlayacağının altını çizdi. Yönetim olarak spora ve sporcuya desteği sürdüreceklerini de aktaran Yılmaz, başarıların ötürü öğrencileri ve yöneticileri tebrik etti.
Ordu Topraksız tarım sistemiyle çilek üretimine başladılar: Yıllık kazanç hedefleri 5 milyon TL Ordu’da, aldıkları hibe desteği ile 6 dönümlük serada topraksız tarım uygulaması ile çilek üretimine başlayan çift, yıllık yaklaşık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. Fatsa ilçesinde yaşayan Özge Arslan ve eşi Uğur Arslan, topraksız tarım ile çilek üretimi yapmaya karar verdi. 2021 yılında aldıkları hibe desteği ile seralarını kuran çift, yaklaşık 10 dönümlük arsa üzerine 6 dönüm çilek serası kurdu. Burada 110 bin fideden yıllık 80-100 ton arası üretim yapan çift, yıllık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. “Öğretmenliğe hiç başlamadan çilek üreticisi oldum, 6 dönüm alanda 30 dönümlük üretim yapıyoruz” Üniversitenin çocuk gelişimi bölümünden mezun olan yaşındaki Özge Arslan, topraksız tarım uygulaması ile verimin 5 katı arttığını belirterek, “Öğretmenliğe hiç başlamadan ticarete başladım, öncesinde farklı sektörlerde de çalıştık, şuanda çilek üretimi yapıyoruz. Topraksız tarım olduğu için herkes su kültürüyle üretim yaptığımızı zannediyor ancak Hindistan cevizi kabuğu içerisinde yetiştiriyoruz. Toprakta olmayan bütün değerlerin tamamını biz veriyoruz ancak kesinlikle hormon ve genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) yok. Toprağa göre daha hijyenik ve verim olarak 3-5 kat arası daha verimli. Burası 6 dönümlük sera ancak 30 dönüm toprak üretimine tekabül ediyor” diye konuştu. “2 yılda kendini amorti etti, yıllık 5 milyon TL getirisi bekliyoruz” Serada bulunan 110 bin fidede yıllık 80-100 ton ürün ile yıllık 5 milyon TL getiri beklediklerini söyleyen Özge Arslan, “Getirisinden memnunuz, 2 yıl önce 7 milyon liraya kuruldu, şu an maliyetler arttı ancak bu süre zarfından kendini amorti etti. Zaten kırsal kalkınma projesinden de destek almıştık. İl Tarım ve Orman Müdürümüz Kemal Yılmaz’ın da bizlere çok desteği oldu. İlk yıl 3 milyon TL gibi bir getirisi oldu, bu yıl 5 milyon kadar bir gelir bekliyoruz. Sektör açık, bu kalitede çilek Antalya’da ihracata gidiyor, biz burada iç piyasada satıyoruz. İlerleyen günlerden Karadeniz Bölgesi’nin tamamına yaymayı hedefliyoruz” ifadelerine yer verdi. Uğur Arslan ise eşinin fikri ile topraksız tarım sistemiyle çilek üretimi yapmaya başladıklarını ve başarılı olduklarını dile getirerek, bu tür hibe desteklerinin insanları teşvik ettiğini ve üretime katkı sağladığını söyledi.
Yalova Yalova’da bisiklet yolu ağı genişliyor Yalova Belediyesi’nin Gaziosmanpaşa Mahallesi’nde başlattığı yeni bisiklet ve yürüyüş yolu çalışmaları, Kemer Köprü Caddesi’nden başlayıp 8. sokağa kadar devam edecek olan asfalt ve baskı işlemleri devam ediyor. Yalova Belediyesi, yeni bisiklet ve yürüyüş yolları için çalışmalarını sürdürüyor. Sağlıklı yaşamı ve kent içinde bisiklet kullanımını teşvik etmek amacıyla başlatılan bisiklet yolu projesinde Gaziosmanpaşa Mahallesi’ndeki 8. Sokak’ta asfalt serimi devam ediyor. Toplam 770 metrelik yol güzergâhında çalışmalar, Kemer Köprü Caddesi’nden Gaziosmanpaşa Caddesi’ne kadar devam edecek. Kemer Köprü Caddesi ile Şelale Sokak arasında kalan alanda ise dekoratif aydınlatmalar kullanılarak göze hitap edecek bir çalışmaya imza atılmak isteniyor. Çalışmalarla ilgili bilgi veren belediye yetkilileri, “Bisiklet ve yürüyüş yolu çalışmalarımızda aşınma tabakasının serimi ile baskı işlemleri eş zamanlı olarak devam ediyor. İlk olarak Kemer Köprü Caddesi’nden başlayan çalışmalar, yaklaşık 590 m uzunluğundaki Gaziosmanpaşa Caddesi’ne kadar devam ediyor. Akabinde yaklaşık 180 metre uzunluğundaki 8. Sokak’ta da çalışmalarımızı da kısa sürede tamamlayacağız. Baskı çalışmamızın tamamlanması sonrasında dekoratif boyama asfalt boyama, çizgi çalışmaları, dekoratif aydınlatma ve peyzaj çalışmalarını da tamamlayarak yolumuzu hemşehrilerimizin hizmetine sunacağız” ifadelerine yer verdi.