GENEL - 29 Mayıs 2019 Çarşamba 12:41

Aksaray’da yurt dışına yonca ihracatı başladı

A
A
A
Aksaray’da yurt dışına yonca ihracatı başladı

Nüfusunun yüzde 80’inin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağladığı ve yonca üretiminde Türkiye 3’üncüsü olan Aksaray’dan Ortadoğu ülkelerine yonca ihracatı yapılıyor.

Nüfusunun yüzde 80’inin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağladığı ve yonca üretiminde Türkiye 3’üncüsü olan Aksaray’dan Ortadoğu ülkelerine yonca ihracatı yapılıyor. Geçen yıl 6 bin ton yonca ihracatı yapan Aksaray, bu yıl 50 bin ton yonca ihracatına hazırlanıyor.


Aksaray Ziraat Odası Başkanı Emin Koçak, 200 bin dekar arazide yonca ekimi yapıldığına değinerek, “Aksaray’da 200 bin dekara yakın yonca ekim alanımız var. 1,5 milyon ton yonca üretimimiz var. Tabii yoncamızın protein değeri çok yüksek olduğundan dolayı Ortadoğu’dan özellikle bu sene ciddi bir talep var. Talebin artması ile birlikte yonca üretin çiftçilerimiz adına fiyatlar gayet iyi ve üreticilerimiz memnun. İlimizde de hayvancılık yapıldığından dolayı önümüzdeki günlerde iç piyasada fiyatların yüksek olacağını şimdiden belirtmek istiyoruz. Tabii yoncada ne kadar ilerdeysek yonca tohumluğunda da Türkiye’de birinciyiz. Bu da üreticimizin ne kadar kaliteli ekim, üretim yaptığından kaynaklanıyor. Arap ülkelerinin birçoğu yoncayı Aksaray’dan alıyor. Şu anda da sıraya girmiş durumdalar. Esnaflarımızı gezdik. Hepsi de bağlantılar yapmış. Birleşim Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Bahreyn gibi Ortadoğu ülkelerine gönderiyoruz. Geçen yıl 6 bin ton ihracat yaptık. Allah izin verirse bu sene de 50 bin ton yoncayı çeşitli ülkelere ihraç edeceğiz” ifadelerini kullandı.


Yonca üreticisi Aydemir Ölmez ise “Yurt dışına yonca gönderiyoruz. Geçen yıl gönderdik ve ilk açılımı yaptık. Ürünlerimizi gördüler, değerlendirdiler ve o ürünler teminatımız oldu. Şimdi buraya akın ediyorlar. Benim kendi firmam adına 13 bin tonluk anlaşmam oldu. Diğer firmalarında kendilerine göre anlaşmalarının olduğunu tahmin ediyorum. Bu sene 50 bin tonluk civarında yurt dışı ihracatımız olur diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.


Tarım ve Orman Müdürü Bülent Saklav, “İlimizde yonca ihracatı büyük bir hızla devam etmekte. İlimizde 200 bin dekar alanda yaklaşık 1 milyon 350 bin ton yonca üretilmektedir. Yonca üretiminde Türkiye’de 3’üncüyüz. Bugünde Yenikent beldemizde yonca ihracatı yapan firmalarımız ile görüştük. Geçen sene 6 bin ton ihraç etmiştik. Bu sene şu ana kadar 5 bin 700 ton ihraç edildi. İnşallah bu sene sonuna kadar 50 bin ton ihraç etmeyi hedefliyoruz. Aksaraylı çiftçilerimiz üretiyor, ülkemiz kazanıyor” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.