KÜLTÜR SANAT - 08 Ağustos 2020 Cumartesi 10:55

700 yıllık tarihi mekan hem müze hem de kafe olarak hizmet veriyor

A
A
A
700 yıllık tarihi mekan hem müze hem de kafe olarak hizmet veriyor

Amasya’da belediye bünyesinde bulunan Sabuncuoğlu Şerefeddin Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi hem müze olarak hem de kafe olarak müşterilerine hizmet veriyor.

Amasya’da belediye bünyesinde bulunan Sabuncuoğlu Şerefeddin Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi hem müze olarak hem de kafe olarak müşterilerine hizmet veriyor.


İlhanlı döneminden günümüze ulaşan tek eser olan, İlhanlı Hükümdarı Sultan Mehmet Olcaytu ve hanımı Uduz Hatun adına Anber Bin Abdullah tarafından 1308-1309 yılında yaptırılan, 2011 yılından itibaren müzeye dönüştürülen 700 yıllık yapı, hastalıkların tedavisinde su sesi ve müziği kullanan yaşadığı dönemin ünlü hekimlerinden olan Sabuncuoğlu Şerefeddin’in adını taşıyan Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi ziyaretçilerine hem müze hem de kafe olarak hizmet veriyor. Müze kafeye gelenlerin önce girişte ateşleri ölçülüyor, daha sonra ziyaretçiler müzeye alınıyor. Müze kafe gelin ve damatlardan da ilgi görüyor. Müzeyi yerli yabancı birçok turist de önce ziyaret ediyor, sonra kafesinde tarihin tadını çıkarıyor. Turistler özçekim yapmayı da ihmal etmiyor. Müzede 700 yıl önce tedavide kullanılan aletler de sergileniyor.


Şehir dışından gelen Elif Kaplan, “Biz bu uygulamayı beğendik açıkçası, şehir dışından geliyoruz. Hem müze hem kafe olması gezdikten sonra dinlenebilmek için de bir fırsat sunuyor özellikle bizim gibi çocuklu aileler için de. Güzel bir uygulama ayrıca bu müze çok güzel, daha önce de gezmiştim. Ben ikinci kez geliyorum. Dolayısıyla tavsiye edebiliriz" dedi.


Müzeyi gezen Sıdıka Hatice Çaylak, "700 yıllık tarihi olan müzeyi gezmek bizim için çok güzel, Amasya’mızda olması gayet iyi. Müzemizi gezdikten sonra kafemizin yapılması orada rahat bir ortamda çayımızı içmemiz gayet güzel bir şey" diye konuştu.


Amasya Belediye Başkanı Mehmet Sarı ise, “Burası bize İlhanlılar’dan kalan ayakta ve dimdik faaliyetini sürdüren bir yer. Burası tarihte baktığımızda şifa merkezi olarak adlandırılan bir merkez. Belki dünyada müzikle hastalığın tedavi edildiğinin ilk başladığı bir yer. Dünya tarihinde ilk olduğunu düşünüyorum. Hem biz oradan esinlenerek şöyle düşünüyoruz. Kafe olarak açmamızdaki maksatlardan bir tanesi kafeden ziyade burası bir sohbethane. Kafeden biz memnunuz. Bir tarihi mekanda oturmanın ayrıcalıkları vardır. Dışarıda şuanda sıcaklık 35 derece, görüyorsunuz hiçbir şemsiyemiz yok ama burada 18-20 derece gibi. Bizim burada maksadımızın kar değil de insanlara hizmet edebilmek, onları mutlu edebilmek adına gayretlerimizin olduğunun farkındalar. Geçmişle günümüzü buluşturuyoruz burada. Geçmişle günümüzü buluştururken milli hassasiyetlerimizin manevi müpdesiyatlarımızın önemini de bir şekilde gençlerimize arz etmeye çalışıyoruz. Varmak istediğimiz nokta bu” ifadelerini kullandı.


Tarihi mekanı dolaşan ziyaretçiler, kafesinde hem yorgunluklarını atıyor, hem de tarihin tadını çıkarıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.