GENEL - 26 Ekim 2018 Cuma 09:30

Bu ekmeğe fırıncılar bile şaştı

A
A
A
Bu ekmeğe fırıncılar bile şaştı

Amasya’nın Suluova ilçesinde yerin altından çıkan bozulmamış haldeki ekmek görenleri şaşırttı.

Amasya’nın Suluova ilçesinde yerin altından çıkan bozulmamış haldeki ekmek görenleri şaşırttı.


Suluova Sanayi Sitesinde iş yeri sahibi Mehmet Kılıç, 25 yıllık atölyesini yenilemek amacıyla zeminini kazdırırken 30 santimetre derinlikte ekmek buldu. Ekmeği alıp poşetin içine koyan Kılıç, yanına bıraktığı diğer ekmeklerin kısa sürede küflenmesine karşın bulduğu ekmekte bir bozulma görmemesi üzerine durumu çevredekiler, fırıncılar ve Amasya Üniversitesi Suluova Meslek Yüksekokulundaki akademisyenlerle paylaştı.


Bazı vatandaşlar ekmeğin ilk görünüşte bir hafta ya da 20 günlük olabileceğini belirtti. İnceleyip tarttığı 200 gram ağırlığındaki ekmeği koklayan 40 yıllık fırıncı Ahmet Kaya ise, “Bunu olduğu gibi götür müzeye koy. Bu ekmek toprağın altında bozulmaz. Aynı bıraktığın gibi kalır. Eskiden hamurdan maya tutulurdu. Onun mayası bu. Direk mayadan olsaydı hem kokar yemyeşil olur, küflenirdi” dedi.


Yaptıkları ekmeklerden en fazla 5 gün içerisinde normal koşullarda maya kokusu yayılmaya başladığına değinen Nurettin Eski de karşılaştığı ekmeği koklayarak, “Tarihi eser gibi olmuş. Hiçbir koku yok” diye konuştu.



"Bu ekmek ise taşların arasında kalarak nemini taşlara vermiş"


Dr. Öğretim Üyesi İdris Bektaş ile ekmeğin üzerinde inceleme yapan Suluova Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölümünden Öğretim Görevlisi Sultan Acun ise, “Biz uzun süre saklayabilmek için kontrollü şartlarda kurutuyoruz. Nemini uzaklaştırıyoruz. Bu ekmek ise taşların arasında kalarak nemini taşlara vermiş ve doğa kendi kendine korumaya almış. Mikrobiyel olarak bozulmaz. Çünkü içinde mikroorganizmanın yaşayabileceği su yok” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Alevler arasından kurtarılan yavru oğlağına kavuşmuştu: “Dünyayı o an bana verselerdi umurumda olmazdı” Bolu’da dün çıkan yangında ahır, fırın evi ve 2 samanlıkta bulunan toplamda 2 bin adet saman balyası küle dönmüştü. Yeni doğan oğlağın öldüğünü sanan Hülya Deniz, alevlerin arasından kurtarılan oğlağı teslim alınca sevinç gözyaşları döktü. İHA’ya konuşan Hülya Deniz, “Dünyayı o an bana verselerdi umurumda olmazdı, oğlağı gördüm ya orda o bana yetti” dedi. Yangın, dün öğle saatlerinde Mudurnu ilçesine bağlı Yıldırım Beyazıt Mahallesi’nde Mustafa Denizli’ye ait samanlıkta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, henüz bilinmeyen bir nedenle samanlıkta yangın başladı. Samanlıkta çıkan yangın kısa süre içerisinde büyüdü. Yangının alevleri hemen bitişiğinde bulunan ahır, fırın evi ve diğer samanlığa sıçradı. Ahırda bulunan bir traktör, 16 büyükbaş, ve 7 küçükbaş hayvan vatandaşlar tarafından kurtarıldı. Gözü gibi baktığı oğlağa kavuşunca mutluluk gözyaşları döktü Yeni doğan oğlağa gözü gibi bakan Hülya Deniz, yavru oğlağın öldüğünü sandı. Vatandaşlar tarafından sakinleştirilmeye çalışılan Hülya Deniz, alevlerin arasından kurtarılan oğlağı teslim alınca sevinç gözyaşları döktü. Yangın sebebiyle, ahır, fırın evi ve 2 samanlıkta bulunan toplamda 2 bin adet saman balyası küle dönmüştü. Yangın nedeniyle mağdur olan Deniz ailesine çevre köylerden saman balya desteği geldi. Munduşlar Köyü Muhtarı Hakkı Yiğit, köyündeki vatandaşlardan topladığı 500 adet saman balyasını, aileye teslim etti. “‘Onu babaanneme götürmem lazım’ dedim” Oğlağı babaannesi Hülya Deniz’e götüren Cansu Deniz, “Birisi oğlağı getiriyordu, onu görür görmez dedim ki, ‘onu babaanneme götürmem lazım’ dedim. Aldım onu hemen kucağıma babaanneme götürdüm. Çok mutlu oldu. Baygınlık geçirirken oğlağı görünce kendine geldi. O an bende çok mutlu oldum duygulandım” diye konuştu. “Dünyayı o an bana verselerdi umurumda olmazdı” Kalbinde pil bulunan ona rağmen hayvancılığı son nefesine kadar devam ettireceğini belirten Hülya Deniz, yangın anında oğlağın kendine getiriliş anlarını İHA muhabirine anlattı. Oğlağın yaşadığını görünce çok duygulandığını belirten Hülya Deniz, “Dünyayı o an bana verselerdi umurumda olmazdı, oğlağı gördüm ya orda o bana yetti. Gerçekten torunum ağlayarak getirince duygulandım. Oğlağı görünce çok sevindim. Çocuğum gelmiş kadar sevindim. Bana, ‘hayvancılığı bırak, uğraşma’ diyorlar. Ben bunlara kıyamıyorum. Son nefesimi verene kadar hayvancılığı bırakamam” dedi. (EÖ-RFK