GENEL - 01 Ekim 2015 Perşembe 13:33

3'üncü Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi Ve Dinamikleri Kongresi

A
A
A
3'üncü Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi Ve Dinamikleri Kongresi

Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu, “Bizim savaşımız Kürt Türkmen savaşı değildir. Bizim savaşımız bölücü terörün arkasındaki 7 düveldir. Tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi Kürdün de Türkmen’in de düşmanı bölücü terör örgütü ve onun arkasındaki destekçileridir” dedi.
Ankara Üniversitesi ve Medikal Turizm Derneğince düzenlenen 3’üncü Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi’ne Sheraton Otel’de başladı. Yarın da devam edecek olan Kongrenin açılışına Medikal Turizm Derneği Başkanı Uzman Dr. Sinan İbiş, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş ve Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu katıldı.
Burada yaptığı konuşmasına terör olaylarına değinerek başlayan Bakan Topçu, “Bugün ne yazık ki bölücü terör kahpe yüzünü yine bir ilçemizde gösterdi. Bir astsubayımız, bir uzman çavuşumuz evinin önünde alçakça şehit edildi. Şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa diliyorum. Bölücü terör ve arkasındaki güçler Çanakkale’de ecdat nasıl kazıdıysa onları aynı şekilde kazınacaktır. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Yılanın beli kırıldı, sıra kuyruğu ve kafasındadır. Buda ezilecektir. Devlet bunda kararlıdır. Millette bu kararın arkasındadır. Şuanda geldikleri nokta zaten Mehmetlerimizi ya evinde pusuya düşürerek, ya da mayınlarla çünkü belleri kırıldı. Kafaları ayrı, kuyrukları ayrı hareket ediyor. Sıra önce kafayı ezmekte sonra da kuyruğunu ezmekte. Bizim savaşımız Kürt Türkmen savaşı değildir. Bizim savaşımız bölücü terörün arkasındaki 7 düveldir. Tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi Kürdün de Türkmen’in de düşmanı bölücü terör örgütü ve onun arkasındaki destekçileridir. Türk Kürt kardeştir. Bunu bölmeye çalışandır kalleştir, alçaktır, haindir” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin turizmde hak ettiği bir noktada olmadığını söyleyen Topçu, “Özellikle son yıllarda turizm sektöründe yaşlı bakımı, engelsiz turizm ve sosyal turizm gibi yeni eğilimlerin daha fazla gündeme gelmesi, alternatif turizm kurullarına daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini bir kez daha gündemimize getirmektedir” dedi.
Antalya’da gelişmiş 20 ülkenin turizm bakanlarıyla toplantıya katıldığını hatırlatan Topçu, İspanya’lı mevkidaşıyla yaptığı sohbette İspanya’nın yaşlı turizmiyle ilgili gelirlerinin arttığını konuştuğunu ve Türkiye’nin de o noktaya gelmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Topçu, 2050 yılı itibariyle dünyada 65 yaş üzerindeki bireylerin sayısının 2 milyarı aşacağının söylendiğini anlattı.
“JEOTERMAL KAYNAKLARIN ZENGİNLİĞİ BAKIMINDAN ÜLKEMİZİN DÜNYADA 7’İNCİ, AVRUPA’DA 1’İNCİ SIRADA OLDUĞUNU İFTİHARLA BELİRTMEK İSTİYORUM”
Yalçın, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Özellikle yaşlıların ilgi gösterdiği termal turizmi konusunda, yatırım ve tesislerin arttırılması, klinik otellerin nitelik ve niceliğinin geliştirilmesi, kamuoyunun bu konuya dikkatinin çekilmesi ülkemizin yakın coğrafyasından turist çekmek önemli bir durak olmasını sağlayacaktır. Bu noktada tabi ki basınımıza da çok iş düşüyor. Bugün gelinen noktada ülkemizin bu alandaki imkanlarını yaşlı bakımı ve rehabilitasyonu içine alacak şekilde 3. Yaş Turizmi içerisinde değerlendirmemiz gerekmektedir. Yaşlı bakımı açısından büyük öneme sahip jeotermal kaynakların zenginliği bakımından ülkemizin dünyada 7’inci, Avrupa’da 1’inci sırada olduğunu iftiharla belirtmek istiyorum. Hedefimiz ülkemizin Avrupa’da sağlık ve termal turizmi konusunda 1’inci sırada yer almasını sağlamaktır.”
“KAMUNUN YAŞLILAR İÇİN ORGANİZE OLMASI ONLARA BAKIM YAPAN ÇORBA KAYNATAN OLMASI GEREKİYOR”
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ise insanlığın yüzyıllardır genç kalmanın yollarını aradığını belirterek, “Hali hazırda yaşlı diye bahsettiğimiz kimseler bizim annelerimiz, babalarımız, dedelerimiz, teyzelerimiz, halalarımız. Birkaç seneler sonra bizde aynı kaderi paylaşacağız. Evlerimiz biraz daha küçülüyor. Küçülen bu evlerde yaşlılarımıza yer kalmıyor. Yaşlılarımız yalnızlıkla baş başa. Bir başka sorun hızla şehirleşiyoruz. Sağlıklı bir yaşam sürdürdüğümüzü iddia edemeyiz. Dolayısıyla maalesef sağlıksız yaşlanıyoruz. Bilgi çağındayız, bilişim teknolojileri hayatımıza yön veriyor. İletişimden yönetime hemen her işimizi cihazlarla yönetiyoruz. Teknolojiye terfi gücü olmayanlar neredeyse öteki oluyorlar. Yaşlılarımızın teknoloji nedeniyle hayata yabancılaşması ya da teknolojinin yaşlılar için çalıştırılması bir problem alanı olarak ortaya çıkıyor. Dünyada en sıkıntılı insan işi olmayan adamdır. Belli bir yaştan sonra işimiz olmuyor. Buna fiziksel yapımız el vermiyor” şeklinde konuştu.
“Kamunun yaşlılar için organize olması onlara bakım yapan çorba kaynatan olması gerekiyor” ifadesini kullanan Demircan, şunları kaydetti:
“Hayatın bizi getirdiği noktada yaşlı insanlarımızın hayatlarını daha güzel yaşamalarını sağlamak, oluşturmuş oldukları katma değeri topluma kazandırmak yaygın bir sağlık refleksi oluşturmak yaşlılar için teknoloji geliştirmek bütün bunlar kamunun sosyal organizasyonların görevi olarak ortaya çıkmaktadır. Bizler hali hazırda Beyoğlu Belediyesi olarak en güçlü olduğumuz, en çok gurur duyduğumu tarafımız şu; psikolojik destek, gıda yardımı, seyahatler ve tatiller gibi organizasyonlar yaparak Beyoğlu’nda yaşlılarımıza el uzatmaya gayret ediyoruz. Yıllardır bunu yapmaya çalışıyoruz ve onların yanında olmaya gayret ediyoruz. Bu konuda buradan çıkan çıktılar bize yol gösterecektir diye düşünüyorum. Bizler kentsel dönüşümden çok bahsediyoruz. Bundan kastımız depreme dayanıklı konutlar yapmak değildir elbette, çevresinde beraber yeni bir yaşamı rahat bir yaşamı nasıl temin edebiliriz kentsel dönüşümden bunu anlamaya çalışıyoruz. Biz Beyoğlu’nda çocuğa kreşi nereye koyacağımızı düşündüğümüz gibi Alzheimer hastasına acaba ne yapabilirizi projelerimizde düşünüyoruz. Çünkü eğer gündeminizde şehirleşme ve kentsel dönüşüm güçlü bir şekilde tartışılırken yaşlılarımızla ilgili onların hayatlarını daha konforlu hale getirecek çıktıların altları çizilirse kentsel dönüşümde mimari projelerde de bu işleri hazırlayanlar kendilerini bu konuda daha yönlendirilmiş hissederler. Biz doğarken sevinen insanların biz yaşadığımız için sevinmelerini temin etmek kamusal görevimizdir. ”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Kuyruğun sebebini duyan şaştı kaldı Düzce(İHA) – Düzce’de çiftçilere tavuk dağıtımı yapıldı. Yumurta tavuğu almak isteyenler uzun kuyruklar oluşturdu. Düzce Ziraat Odası tarafından çiftçilere destek olmak amacıyla yapılan çalışmada 5 bin adet Ataks cinsi yumurta tavuğu dağıtıldı. Sabah saatlerinde başlayan tavuk dağıtımında tavuklarını almak isteyen Düzceli çiftçiler Ziraat odası önünde uzun kuyruklar oluşturdu. Vatandaşlar, 170 TL’ye tavuk almak için bekledi. 3 yıl yumurta veriyor Türkiye’de üretimi yapılan yerli Ataks tavuğu Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü tarafından yetiştirilirken 3 yıl kadar yumurta veriyor. Hastalıklara karşı dirençli, iklim şartlarını karşı dayanıklı olduğu bilinen Atkas tavuklarının yumurta rengi ise beyaz-kremsi renk şeklinde görülüyor. Yıllık yumurta verme ortalaması ise 240 ile 270 civarında oluyor. Çiftçimizin ihtiyacını karşılıyoruz Tavuk dağıtımı ile ilgili konuşan Düzce Ziraat Odası Başkanı Ramazan Öztürk, alışkanlık haline gelen civciv dağıtımını bu yıl tavuğa çevirdiklerini belirterek şunları söyledi; “Çiftçilerimize her yıl civciv dağıtıyorduk, bu yıl 3 aylık olarak 5 bin civarı tavuk dağıtımı yapacağız. Buda Düzce’ye 5 bin tavuğun girmesi demektir. Bu bir projedir. Çiftçilerimize katkımız olsun diye böyle bir çalışma yaptık. Talep olduğu sürece de dağıtıma devam edeceğiz. Bizim tahminlerimizde de fazla talep oldu. Bu talep çiftçilerimizin ihtiyacı olduğunu gösterdi. İhtiyaçları karşılamaya çalışıyoruz. Bu tavuklar yumurta tavuğudur. Düzce’mize her gün 5 bin yumurta girişi bu tavuklarla mümkün olacak. Karadeniz bölgesinde uygun olan Ataks cinsi tavuklar 170 TL’den çiftçimize veriyoruz." Tavuk almak için bekleyen Sinan Korkmaz ise; “Yeğenim ile birlikte tavuk alamaya geldik. Yumurtası ile doğal beslenmek için. Market yumurtası yerine kendi ürünlerimizi yetiştirmeyi tercih ediyoruz. 10-12 Tavuk almayı düşünüyorum”dedi.
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Türkiye ekonomisi küresel ve bölgesel zorluklara rağmen olumsuzlukların üstesinden gelmiş ve gelmeye devam etmektedir” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Türkiye ekonomisi küresel ve bölgesel zorluklara rağmen olumsuzlukların üstesinden gelmiş ve gelmeye devam etmektedir” dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) binasında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Kazakistan Başbakanı Olzhas Bektenov, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak ve iş adamlarının katılımıyla Türkiye-Kazakistan İş Forumu düzenlendi. Forumda Türkiye ve Kazakistan arasında geçmişte yapılan ve gelecekte yapılması planlanan iş birlikleri ve ortaklık anlaşmaları ele alındı. Forumda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Türkiye ekonomisi küresel ve bölgesel zorluklara rağmen olumsuzlukların üstesinden gelmiş ve gelmeye devam etmektedir. Geçtiğimiz yıl Türkiye ekonomisinde ilk defa 1 trilyon dolar eşiği aşıldı ve Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tarihte ilk kez 1,1 trilyon dolar seviyesine ulaştı. Kişi başına düşen gelirimiz ise 13 bin dolar seviyesini geçti. Kazakistan’ın milli geliri ile bizim milli gelirimizi topladığımızda 1,4 trilyon dolarlık bir büyüklükten bahsediyoruz. Bu da hepimizi gururlandırıyor” diye konuştu. “Türkiye ve Kazakistan’ın gösterdiği büyüme performansı takdire şayan” Yılmaz, “Önümüzdeki dönem bir taraftan iki kardeş ülke olarak büyümeye devam edeceğiz. Diğer taraftan da aramızdaki ekonomik ilişkileri büyüteceğiz. 2023 yılında Orta Vadeli Programımız çerçevesinde az da olsa hedefimizin üstünde büyüdük. 4,5 oranında bir büyüme kaydettik. Kazakistan’da geçen yıl yanlış hatırlamıyorsam yüzde 5 oranında bir büyüme kaydetti. Dünyanın bu zor şartlarına rağmen Türkiye ve Kazakistan’ın gösterdiği büyüme performansı takdire şayan. Böylece 14 çeyrektir aralıksız büyümeyi sürdürüyoruz. Büyüme performansı açısından ülkemiz 2023 yılında Avrupa Birliği ülkeleri ve OECD ülkeleri arasında ikinci sırada yer almaktadır. Dış ticaretimiz de yukarı yönlü ivmesini sürdürmektedir. Geçen yıl ihracatımız 256 miyar dolarla rekor bir seviyeye ulaştı. Bu yılki hedefimiz 267 milyar dolara ulaşmak. 2026 hedefimiz ise 300 milyar doları aşan bir ihracat performansı sergilemek” şeklinde konuştu. “Türk ve Kazak iş dünyasını tebrik ediyorum” Ticaret ve ekonomide yakaladıkları pozitif atmosferin dost ve kardeş ülke Kazakistan ile ikili ticaretlerine de olumlu yansıdığını gördüklerini belirten Yılmaz, “Sayın cumhurbaşkanlarımız geçmişte 10 milyar dolar ticaret hedefi koymuşlardı. 2023 yılında bu hedefi aşmış durumdayız. Artık yeni hedefler belirleme zamanı. Bir önceki yıla kıyasla yüzde 20 civarında bir atış oldu ticaretimizde. Bu konu da iş dünyamızın, ihracatçılarımızın, yatırımcılarımızın büyük bir katkısı var. Ben sizlerin huzurunda Türk ve Kazak iş dünyasını tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ise yaptığı konuşmada, “Biz Kazakistan ile ilişkilerimize tek millet iki devlet olarak bakıyoruz. Kazakistan’ın güçlü oluşu, zenginliği ve uluslararası arenadaki saygınlığı bize hep gurur vermiştir” değerlendirmesini yaptı. “Türkiye ile Kazakistan ikili ve transit taşımacılık geçiş belgesi sayısı ihtiyaca cevap verecek düzeye mutlaka çıkarılmalıdır” Hisarcıklıoğlu, “Biz TOBB ve Türk iş dünyası olarak ata yurdumuz Kazakistan’a daha fazla yatırım yapmaları için desteğimizi sürdüreceğiz. Rusya-Ukrayna savaşından sonra aslında Kazakistan enerji kaynaklarının daha iyi değerlendirilmesi için ciddi fırsatlar da ortaya çıkmıştır. Türkiye ile Kazakistan ikili ve transit taşımacılık geçiş belgesi sayısı ihtiyaca cevap verecek düzeye mutlaka çıkarılmalıdır” ifadelerini kullandı. Yatırım çekme konusunda Kazak yetkililerin çok iyi çalıştığını belirten Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: “Enerji dışı yatırımlarda Türkiye, Kazakistan’da 5 milyar doları bulan doğrudan yatırım sağladı şu ana kadar. Neredeyse her hafta bir firmamızdan Kazakistan’da yatırım haberleri alıyoruz. Ayrıca kurulan şirketler sıralamasında Kazakistan’da iki numaraya yükseldik. Kazakistan’da 5 bine yakın kurulu şirketimiz var. Kazak firmalarını da ülkemize sanayii üretimi dahil büyük ölçeklerde yatırım yapmaya davet ediyoruz.”