SAĞLIK - 20 Ocak 2016 Çarşamba 10:34

Anne Karnındayken Bebeğinizin Sağlığını Merak Ediyorsanız

A
A
A
Anne Karnındayken Bebeğinizin Sağlığını Merak Ediyorsanız

HRS Kadın Hastanesi Tıbbi Genetik Uzmanı Prof. Dr. Necat İmirzalıoğlu, doğacak bebeğin sağlıklı bir şekilde hayata merhaba diyebilmesi için hamile anne adaylarının yaptıracakları NIFT testiyle içlerinin daha huzurlu ve rahat olabileceğini söyledi.
Tıbbi Genetik Uzmanı Prof. Dr. Necat İmirzalıoğlu, bir kadın için son derece özel bir dönem olan ve aynı zamanda büyük sorumluluk gerektiren hamilelik sürecinde tüm ailenin en büyük endişesinin bebeğin sağlığı olduğuna dikkat çekti. Genetik biliminin gelişmesiyle birlikte bebeğin daha anne karnındayken bazı hastalık risklerinin rahatlıkla uygulanabilecek testler sayesinde belirlenebildiğini kaydeden Prof. Dr. İmirzalıoğlu, “Anne adaylarının hamilelik sürecini olabildiğince kolay ve sıkıntısız geçirebilmesi elbetteki kadın hastalıkları ve doğum uzmanının desteğiyle mümkün olabilir. Doğacak bebeğin kromozomal hastalık riskinin tespitini de ancak doktorunuzdan edineceğiniz bilgilerden öğrenebilirsiniz. NIFT testi, yani girişimsel olmayan fetal trizomi testi bebeğinizin Trizomi 21, Trizomi 18 veya Trizomi 13 olup olmadığını güncel yöntemlere göre daha az riskli bir şekilde belirlenmesini sağlar” dedi.
TRİZOMİ NEDİR VE NASIL GELİŞİR?
Prof. Dr. İmirzalıoğlu, trizominin anneden bir, babadan da bir olmak üzere 2 adet gelen kromozom bilgisinin hücrelerde 3’üncü kez yer alması durumu olduğunu ifade etti. Bu fazladan kromozomun çeşitli maddelerin üretiminde anomaliler oluşmasına neden olduğunu bildiren Prof. Dr. İmirzalıoğlu, sözkonusu hücresel düzeydeki anomalilerin bebeğin vücuduna yansıdığında sendrom adı verilen belirtiler topluluğunun ortaya çıktığını vurguladı.
TRİZOMİ 21 (DOWN SENDROMU)
Trizomi 21 yani down sendromunun en sık görülen kromozomal anomali olduğunu ve canlı doğumların 800’de 1’inde görüldüğünü belirten Prof. Dr. Necat İmirzalıoğlu, “Trizomi 21, yani down sendromu, genellikle kalıtsal olarak değil, hamilelikte kendiliğinden oluşan bir kromozom hastalığıdır ve bebekte 21’inci kromozomdan 3 tane olmasıyla karakterize olmaktadır. Hamilelik yaşının ileri olması hastalığın görülme sıklığını da artırır. Bir başka hastalık ise Trizomi 18, yani Edwards sendromudur. Canlı doğumların yaklaşık 5 binde 1’inde görülür. Bu hastalık için de hamilelik yaşının ilerlemesiyle risk artışı söz konusudur. Bu bebeklerde doğuştan çok ciddi yapısal bozukluklar bulunur. Ne yazık ki genellikle hamilelik sırasında ya da bebeğin doğumunun ardından ilk haftalarda yaşam kaybı görülür” dedi.
HRS Kadın Hastanesi Tıbbi Genetik Uzmanı Prof. Dr. İmirzalıoğlu, canlı doğumların yaklaşık 10 binde 1’inde bulunan kromozom anomalisi olan Trizomu 13 yani Patau sendromuna ilişkin de bilgiler verdi. Yine hamilelik yaşının artışıyla Trizomi 13 görülme sıklığının yükseldiğini belirten Prof. Dr. İmirzalıoğlu, bu hastalıkla birlikte yeni doğan çocuklarda kafatası ve yüz bölgesinin yanısıra kalp, böbrek, mide anomalilerine ya da diğer fiziksel bazı anomalilere rastlandığına değindi.
KROMOZOMAL HASTALIK RİSKİ
Kromozomal bozuklukların hamilelik sırasında tespitinin son derece önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. İmirzalıoğlu, “Hamilelik döneminde teknolojik imkanlar sayesinde girişimsel olmadan da Trizomileri saptayabilmekteyiz. Gebelik sırasında bebeğin kanının anne kanı ile karışması, bu testin gerçekleştirilmesindeki temeli oluşturur. Anne adayının vücuduna müdahale gerektiren invazif yöntemlerde ise amniyosentez, koryon villus biyopsisi ve kordosentez gibi teknikler uygulanır. Bu tür yöntemler, anne karnındaki bebekten hücre toplamaya yöneliktir. Bu girişimsel testler, şu an dünyada güvenilirlik yüzdesi en fazla olarak kabul edilmekle beraber yüzde 0,2 ile yüzde 1 arasında girişim sonrası düşük riski taşımaktadır. Gebeliğin belli bir döneminden sonra anne kolundan alınan kanla bebeğe ait DNA parçacıkları ayrılabilir. Bu sayede bebeğin Trizomi 21-18 veya 13 olup almadığı kararına varılabilir” dedi.
"NIFT TESTİ İÇİN DOĞRU ZAMAN GEBELİĞİN 10. HAFTASINDAN SONRADIR"
NIFT testi yaptırmanın 8’inci haftadan itibaren teknik olarak mümkün olduğunu ifade eden Prof. Dr. İmirzalıoğlu, “Ancak en doğru zaman ise gebeliğin 10’uncu haftasından sonradır” diye konuştu.
İmirzalıoğlu, ultrason ve kan tahlili sonucunda doktor tarafından bebeğin Trizomi şüphesi taşıdığı belirlendiyse veya risk grubunda olunması nedeniyle endişe bulunuyorsa bu testin rahatlıkla yaptırılabileceğini bildirdi. NIFT testi yaptırmanın son derece kolay bir işlem olduğunu kaydeden Prof. Dr. Necat İmirzalıoğlu, anne adayından alınan kanın 8 ila 10 günlük bir işlem sonrası analizinin tamamlandığını sözlerine ekledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sultangazi Belediyesi’nden ihtiyaç sahiplerine her gün sıcak yemek Sultangazi Belediyesi, her gün 65 yaş üzeri ile kronik rahatsızlığı bulunan ve tek başına yaşayan vatandaşlara yemek dağıtımı gerçekleştiriyor. Hijyen kurallarına uyarak özenle hazırlanan yemekler, her gün ihtiyaç sahiplerine ulaşıyor. İhtiyaç sahibi ailelerden desteğini esirgemeyen Sultangazi Belediyesi, yemek yapmakta zorlanan, kronik rahatsızlığı bulunan tek yaşayan, engelli ve 65 yaş üstü vatandaşlar için aşevinde her gün yemek pişiriyor. Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ile Çözüm Merkezi’ne gelen başvuruların detaylı bir şekilde incelenip değerlendirilmesi neticesinde yemek yardımından faydalanacak vatandaşlar belirleniyor. Tansiyon, kalp ya da kronik rahatsızlığı bulunan vatandaşlar da göz önünde bulundurularak sağlıklı bir menü hazırlanıyor. Aşevinde tüm hijyen kurallarına uyarak titizlikle hazırlanan yemekler resmi tatil günleri dahil her gün ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor. Sıcacık yemekler, belediye ekipleri tarafından güvenli bir şekilde muhafaza edilerek Sultangazi’nin 15 mahallesinde ikamet eden vatandaşlara teslim ediliyor. “Hayatı kolaylaştırmak için çalışıyoruz” İlçe genelinde çalınmadık kapı, uzatılmamış el kalmasın diye hummalı bir çalışma yürüttüklerini belirten Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, “ Yaş almış büyüklerimizi yalnız bırakmıyor, onlara destek oluyoruz. 65 yaş üzeri kronik rahatsızlığı bulunan ve tek başına yaşayan kısacası yemek yapacak durumda olmayan vatandaşlarımıza her gün sıcak yemek dağıtımı gerçekleştiriyoruz. Aşevimizde titizlikle hazırladığımız yemekler, belediye ekiplerimizce her gün ihtiyaç sahibi ailemizin kapısına teslim ediliyor. Resmi tatil demeden her gün yemek dağıtımımız gerçekleştiriliyor. Vatandaşımızın hayatını kolaylaştırmak için gece-gündüz çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.
Sinop Sinop’ta en donanımlı ve en hızlı yangın ekibi yarışması Sinop’ta 2024 Yılı En Donanımlı ve En Hızlı Yangın Ekibi Yarışması yapıldı. Gerçekleşen yarışma dron ile görüntülendi. Sinop’ta Orman Bölge Müdürlüğü tarafından 2024 yılı en donanımlı ve en hızlı yangın ekibi yarışması düzenlendi. Sinop Orman İşletme Müdürlüğü Sinop Orman İşletme Şefliği Toplu Koruma Binası yanından düzenlenen yarışmaya Sinop Valisi Dr. Mustafa Özarslan, Sinop Orman Bölge Müdürü Celal Kambur, kurum ve daire amirleri ve personeller katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’yla başlayan programda konuşan Sinop Valisi Dr. Mustafa Özarlsan, meydana gelen yangınların insan kaynaklı olduğunu belirterek, “Yangınlarda asıl sorun insanların hatası. Bunu biliyoruz. Bu insan hatasını nasıl düzeltebiliriz? Eğitim şart diyoruz. Eğitimle olabiliyor. Şu anda yapılan çalışma tabii ki bir egzersiz yapma, sezonu açma, yeniden enerji yükleme, toplu halde bir araya gelerek sinerji oluşturma, kendi içimizde güç ve kuvvet kurma çalışması. Aynı zamanda kamuoyuna böyle bir mesaj vererek, farkındalık oluşturacak herkes birbirini kontrol ederek bu yüzde 95 gibi yüzde 96 gibi olan insan kaynaklı yangın sayımızı düşürmek" dedi. Ardından Sinop Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı personeller 400 metrelik mesafede ilk önce yangın söndürme tatbikatı yaptı, daha sonra en erken ve etkin müdahale yarışması düzenledi. Yarışmacılar itfaiye araçlarına bağlı hortumları ek yaparak hortumu önce serme, vanayı önce açma, yangına köpüklü ya da köpüksüz müdahale gibi dallarda yarıştı. Yarışma sonucunda Türkeli Orman İşletme Müdürlüğü 1’inci, Gerze Orman İşletme Müdürlüğü 2’nci ve Sinop Orman İşletme Müdürlüğü 3’üncü oldu.
Adana Vali Köşger: "Adana, her yönüyle güzel hadiselerle anılmayı hak eden bir şehir" Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, kentte huzur ve asayişi sağlamaya yönelik çalışmaları kararlılıkla sürdüreceklerini belirterek, "Adana, her yönüyle güzel hadiselerle anılmayı hak eden bir şehir" dedi. Köşger, polis sorumluluk bölgesi trafik düzenleme uygulamaları, asayiş çalışmaları ve ilçelerin genel durumu ile ilgili emniyet müdürlüğü yetkililerinden bilgi aldı. İl Emniyet Müdürü Ahmet Hakan Arıkan ve polisler tarafından karşılanan Vali Köşger, şeref defterini imzalamasının ardından Müdür Arıkan ile görüştü. Görüşmenin ardından gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısında, trafikteki sorunların analizi, güvenlik önlemleri, trafik akışının iyileştirilmesi için alınan tedbirler ile ilçelerde gerçekleştirilen asayiş uygulamaları ele alındı. "Trafik, kentin yaşam damarlarından biri" Toplantı sonrasında değerlendirmelerde bulunan Vali Köşger, trafiğin kentin yaşam damarlarından biri olduğunu belirterek "Güvenli ve düzenli bir trafik, hem vatandaşlarımızın günlük yaşamlarını sürdürebilmesi hem de şehirlerimizin gelişimine katkı sağlaması açısından son derece önemlidir. Bu nedenle trafik düzenlemeleri ve uygulamaları konusunda çalışmalarımızı ve bunun yanında ilimizin mevcut güven ortamının devamlılığını sağlamak için yapılması gerekenleri değerlendirdik" şeklinde konuştu. Vatandaşın can güvenliğinin her zaman öncelikleri olduğunu da ifade eden Vali Köşger, şöyle devam etti: "İlimizin huzur ve asayişini sağlamaya yönelik çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Adana, her yönüyle güzel hadiselerle anılmayı hak eden bir şehir. Ülkemiz genelinde olduğu gibi Adana’mızda da suç ve suçluyla mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Bu konuda emeği geçen, ilimizin huzur ve güvenliğinin teminatı İl Emniyet Müdürlüğümüz personeline teşekkür ediyor, görevlerinde başarılar diliyorum."
Samsun Ankara’daki Türkiye finaline Samsun’dan 15 proje sergilecenk Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) bu yıl 18’incisi düzenlenen Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışmasının Bölge Sergisi ve Ödül Töreni, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ev sahipliğinde düzenlendi. Programda Türkiye finaline gidecek 15 proje de sergilendi. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından “Bu Benim Eserim” adıyla başlatılan yarışma, 2016-2017 eğitim-öğretim yılından itibaren TÜBİTAK tarafından düzenleniyor. Türkiye genelinde 12 bölge merkezinde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen yarışmada Samsun Bölgesi; Amasya, Çorum, Giresun, Kastamonu, Ordu, Samsun, Sinop ve Tokat illerini kapsıyor. Bu yıl Samsun Bölgesinden 10 farklı alanda 2 bin 339; Türkiye genelinde ise 16 bin 712 proje başvurusu yapıldı. Yapılan değerlendirmeler sonucunda Bölge Sergisi aşamasına geçmeye hak kazanan 104 proje OMÜ Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi Prof. Dr. Mehmet Yalçın Taşmektepligil Spor Salonunda 3 gün boyunca sergilendi. Sergi, çok sayıda öğrenci ve öğretmen tarafından ziyaret edildi. Seçilen 15 proje Ankara’da yapılacak olan Türkiye Finali Yarışmasında bölgeyi temsil edecek Projelerin şu ana kadar tamamlanmış bulunan ön inceleme, ön değerlendirme ve bölge değerlendirmesi aşamalarında 25 farklı üniversiteden 117 akademisyen görev aldı. Bölge Sergisi sonucunda jüri üyeleri tarafından finalist olarak seçilen 15 proje Ankara’da yapılacak olan Türkiye Finali Yarışmasında bölgemizi temsil edecek. Prof. Dr. Topcu: “Sizler de bu yolun en genç yolcularısınız, yol arkadaşlarımızsınız” Programın açılışında konuşan TÜBİTAK Proje Yarışmaları Samsun Bölge Koordinatörü Prof. Dr. Yıldıray Topcu, “Sizleri yetiştiren öğretmenleriniz; şu an salonda bulunan, sergide sizleri ziyaret eden abileriniz, ablalarınız, hocalarınız hep bu uzun ve çetin yolun yolcuları. Sizler de bu yolun en genç yolcularısınız, yol arkadaşlarımızsınız. Bu yolculuk bazen sizleri, bizleri bir yarışın eşiğine getiriyor. Tıpkı bugünkü gibi ama bu yarış diğerlerinden çok farklı, çünkü bu yarışın bir kaybedeni yok. Bu nedenle buradan birazdan açıklanacak olan derecelerden birini alsanız da almasanız da öğretmenlerinizin, bizlerin, ailelerinizin size verdiği derece birincilik olacak. Değerli öğretmenlerimiz, kıymetli velilerimiz; sizleri öğrencilerimizle birlikte hayranlıkla izledik, izliyoruz. Ne güzel evlatlar yetiştirmişsiniz. Çalışmalarınızı onlarla birlikte sürdürmek, onlara özümsetmek, bilimsel araştırma yöntemlerinin temellerini kavratmak onları özgüven sahibi, azimle çalışan, merak eden, sorgulayan, değerlerine sahip çıkan gençler haline getirmiş, buna hep birlikte şahit olduk ve sizleri yürekten tebrik ediyoruz” dedi. Rektör Yardımcısı Eren: “Yarışmalarda öğrencilerin başarısını ve ürünleriyle kaliteyi her geçen gün arttığını görüyoruz” Katılımcılara teşekkür ederek konuşmasına başlayan OMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selim Eren, “Öğrencilerin sunumlarındaki profesyonellik ve heyecan gerçekten beni etkiledi. Ben de her yıl bu yarışmalarda jüri üyesi ve danışman olarak bulunuyorum. Yarışmalarda öğrencilerin başarısını ve ürünleriyle kaliteyi her geçen gün arttığını görmenin mutluluğunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Öğrencilerimizi özveriyle yetiştiren velilerimiz de büyük bir teşekkürü hak ediyor. Öğretmen arkadaşlarımız da bu işin içerisinde olmazsa hayata yeni başlayan gençlerin yol yürümede sendeleyeceklerin farkındayız. Bu bağlamda proje kültürünü geliştiren öğretmen arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Son teşekkürü ise öğrencileri heveslendirme ve cesaretlendirdikleri için Milli Eğitim Müdürlüğü idarecilerine; yol göstericiliği ve teşvikiyle de TÜBİTAK’a yapmamız gerekiyor” diye konuştu. “Yarışmaya katılan öğrencilerin ilerleyen zamanlarda OMÜ olarak talibiyiz” Yarışmaya katılan öğrencilerin ilerleyen zamanlarda OMÜ olarak talibi olduklarını söyleyen Rektör Yardımcısı Eren, “Bu başarılı öğrencilerin bir kısmını üniversitede farklı bölümlerimizde görmek isteriz. Üniversitemiz yaklaşık yarım asırlık bir üniversite hem bilimsel araştırmalar noktasında hem eğitim ve sağlık alanında bölgenin tek Türkiye’nin ise sayılı üniversiteleri arasında. Bu toplantıyı ilgilendiren kısım araştırma geliştirme ve projeler noktasında önde gelen üniversiteler arasındayız. 53 bin 600 öğrencimiz ve 2 bin 318 akademisyenimizle biz büyük bir aileyiz. Ülkenin ve bölgenin gelişmesine katkı sunmak istiyoruz” şeklinde konuştu. Atatürk Kongre Merkezinde düzenlenen etkinliğe ayrıca Samsun İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Murat Ağar, Tokat İl Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Kır, Samsun İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Kenan Arslan, Kastamonu İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Yaşar Dolapçı, ilçe milli eğitim müdürleri, akademisyenler, öğretmenler, öğrenciler ve aileleri katıldı. Program ödül törenin ardından hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.