EKONOMİ - 16 Nisan 2021 Cuma 13:34

Arnavutluk Büyükelçi Robo’dan Türk iş adamlarına stratejik alanlarda işbirliği çağrısı

A
A
A
Arnavutluk Büyükelçi Robo’dan Türk iş adamlarına stratejik alanlarda işbirliği çağrısı

Arnavutluk’un Ankara Büyükelçisi Kastriot Robo, Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran’ı makamında ziyaret etti.

Arnavutluk’un Ankara Büyükelçisi Kastriot Robo, Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran’ı makamında ziyaret etti. Arnavutluk’un Türk şirketlerine ve ürünlerine kapılarının açık olduğunu belirten Büyükelçi Robo, “Daha fazla Türk ürün ve şirketini ülkemizde görmek isteriz” dedi.


Arnavutluk’un Ankara Büyükelçisi Kastriot Robo, ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran’ı ziyaret etti. Baran, ziyarette kartallar ülkesi Arnavutluk ile Türkiye arasında köklü tarihi bağlarla uyumlu bir şekilde gelişmiş ticari ilişkilerin henüz istenilen seviyede kurulamadığını belirterek, “Telekomünikasyon, finans, yenilenebilir enerji, maden, eğitim ve sağlık alanlarında iki ülkenin ticaretini geliştirmek için TOBB öncülüğünde ATO ve Arnavutluk Ticaret ve Sanayi Odaları ve sektör temsilcileriyle pandemi sürecinde webinar üzerinden toplantılar gerçekleştirebilir, daha sonra da yüz yüze bu ilişkileri geliştirebiliriz. Ticaretimizi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın koyduğu hedef olan 1 milyar euroya çıkarmak için ATO olarak üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye hazırız” açıklamasında bulundu.


Baran, nüfusunun yüzde 50’sinin tarımla uğraşmasına ve ekilebilir alanların organik tarıma elverişli olmasına rağmen Arnavutluk’un tarım ithalatçısı bir ülke olduğuna dikkat çekerek, tarım alanında ortak çalışmalar yapılabileceğini ifade etti. Baran, iki ülkenin tekstil ve ayakkabı sektörlerinde gerçekleştireceği işbirlikleriyle başarılı çalışmalara imza atabileceğini ifade etti. 600 Türk şirketinin Arnavutluk’ta 3,5 milyar dolarlık bir yatırım gerçekleştirdiğini kaydeden Baran, yatırımları artırmaya yönelik adımların da karşılıklı diyaloglarla ele alınabileceğini aktardı. Ankara ekonomisi hakkında da bilgi veren Baran, Başkent’in Türkiye’nin sağlık turizmi gerçekleştiren illeri arasında yer aldığını dile getirdi. Baran, Arnavutluk’tan Ankara’ya sağlık turizmi amacıyla ziyaretlerin gerçekleştirilebileceğini, bu amaçla paket turlar hazırlanabileceğini belirtti. ATO olarak Esenboğa’dan yurt dışına direkt uçuş sayısını artırmak üzere çalışma yaptıklarını da hatırlatan Baran, pandemi sonrasında Tiran’a da direkt uçuşların başlatılmasına ilişkin talepte bulunacaklarını bildirdi.



Büyükelçi Robo’dan stratejik alanlarda işbirliği çağrısı


Büyükelçi Robo ise, Türkiye’nin Arnavutluk’un dördüncü ticaret ortağı olduğunu belirterek, pandemiye rağmen işbirliğini artırmak üzere çalışma yaptıklarını söyledi. Arnavutluk’ta yatırım stoğunda Türkiye’nin ilk sırada yer aldığını bildiren Büyükelçi Robo, bu yatırımların bankacılık, enerji, altyapı yatırımları, eğitim ve sağlık gibi stratejik alanlarda gerçekleştiğini kaydetti. İki ülke arasındaki ticaret hacminin 460 milyon euro olduğunu kaydeden Robo, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile Arnavutluk Cumhurbaşkanı’nın 1 milyar euro seviyesine ulaşmayı hedef koyduğunu hatırlatarak, “ATO’nun bu rakama ulaşmaktaki rolü son derece önemli” dedi.


Arnavutluk’un Türk şirketlerine ve ürünlerine kapılarının açık olduğunu belirten Büyükelçi Robo, “Daha fazla Türk ürün ve şirketini ülkemizde görmek isteriz” ifadelerini kullandı.



Enerji koridorunda iki ülke


Arnavutluk ile Türkiye’nin hem Akdeniz hem de Balkan ülkesi, NATO müttefiki ve AB adayı olduklarını kaydeden Robo, “Aynı yönde ilerliyoruz. Coğrafi açıdan da benzerliklerimiz var. Türkiye gibi Arnavutluk da doğu ile batı, kuzey ile güney arasında köprü işlevi gören coğrafi konuma sahip. Telekomünikasyon, yol ve enerji alanında koridorlar iki ülke olarak bizi birleştiriyor. Bu da bizim ileriki işbirliklerimizin çerçevesini ve kapsamını genişletebilecek ve kolaylaştırabilecek bir stratejik fırsat olarak önümüze çıkıyor” ifadelerini kullandı.


İki ülkenin birlikte gerçekleştirebileceği projeler olduğunu kaydeden Büyükelçi Robo, “Bunun için Ankara Ticaret Odası ile işbirliğinin faydalı olacağına inanıyorum. Bu inancı da ATO ve Tiran Ticaret Odası arasında yapılacak işbirliği anlaşmasıyla somutlaştırabileceğimizi düşünüyorum. Bunun ardından eşleştirme toplantıları gerçekleştirerek işletmelerimiz arasında bağlantılar sağlayabiliriz” dedi.


Büyükelçi Robo, pandeminin başladığı dönemde Türkiye’nin Arnavutluk’a maske ve tıbbi malzeme gönderdiğini hatırlatarak, bu süreçte Arnavutluk’tan hastaların Türkiye’ye gelerek hastanelerde tedavi olduğunu bildirdi. Büyükelçi, “Türk kardeşlerimize pandemi sürecinde sağlık konusundaki destekleri için de teşekkür etmek isteriz” dedi.


TOKİ, TİKA ve Yunus Emre Enstitüsü’nün Arnavutluk’ta çalışmalar yaptığını kaydeden Büyükelçi Robo, Arnavutluk’ta geçen yıl yaşanan depremde AFAD yetkililerinin arama kurtarma çalışmalarına katıldığını, ardından da TOKİ’nin deprem konutu, hastane ve sosyal tesis inşaatına başladığını belirterek, konutların temmuz ayında tamamlanacağını söyledi. Büyükelçi Robo, “Bu süreçte Türkiye’nin verdiği destek diğer Avrupa ülkelerinin verdiği destekten daha yüksekti” açıklamasında bulundu.


Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın 6 Ocak’ta Türkiye’ye yaptığı ziyarette Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Arnavutluk’a sahra hastanesi kurma sözü verdiğini hatırlatan Büyükelçi Robo, “60 milyon euro tutarında hastane Türk Cumhurbaşkanı tarafından Arnavutluk halkı için hediye niteliğinde” dedi.


Hastanenin 50 Türk doktor, hemşire ve yöneticisi tarafından Türk modeli ile yönetileceğini bilgisini veren Robo, “Arnavutluk’ta mümkün olduğunca çok Türk varlığı olmasından hoşnuduz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Sudan bedava elektrik: Fatura 3’te bir düştü Ordu’da yaşayan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun emekli imam Ahmet Ergin, dere kenarına hurda malzemeleri de kullanarak kurduğu sistem ile evinin elektrik ihtiyacının büyük bir kısmını bedava karşılıyor. Altınordu ilçesi Kayabaşı Mahallesi’nde ikamet eden 72 yaşındaki emekli imam Ahmet Ergin, 2002 yılında emekli olduktan sonra hobi olarak başladığı elektronik işler ile uğraşısını ilerletti. KTÜ Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun olan Ergin, elektrik faturalarını düşürmek hedefiyle evinin yaklaşık 150 metre uzağında bulunan dereye bir sistem kurmak için çalışmalara başladı. Sistemi 10 yıldır sorunsuz kullanıyor, faturalar 3’te bir düştü Yaptığı araştırmaların yanı sıra, elektrik mühendislerden de bilgiler alan Ergin, az bir suyu olan derenin kenarına yaklaşık 10 yıl önce elektrik üreten sistemi kurdu. Aralarında, hurdalıktan aldığı ve kullanılmış olan malzemeleri birleştiren Ergin, kurduğu sistem ile elektrik faturalarını 3’te bir oranına kadar düşürdü. “İnsanlar bana olmaz dedi ama elektrik üretimini başardım” Ergin, emekli olduktan sonra evinin yakındaki dereyi kullanarak, elektrik üretimi yapmaya karar verdiğini söyledi. Bu konuda mühendislere de danıştığını ancak olumlu yanıtlar alamadığını ifade eden Ergin, ‘olmaz’ diyenlere rağmen çabalamayı bırakmadığını belirtti. Ergin, “Gördüm ki 500 devirde 2 kw elektrik üretiliyormuş, Alternatör aldım ve bunu çarklara bağladım, bu sayede 750-800 watt elektrik ürettim. Bununla kullanabildiğim kadar 10-15 tane lamba bağladım ve kullanıyorum” diye konuştu. “800 watta kadar olan eşyaları çalıştırıyor” “Tesisatta suyum 50’lik boruyu dolduruyor, 200 metreden geliyor ve 37 metre yükseklikten basıyor. Daha yüksek olsa bir bu kadar da elektrik üreteceğime inanıyorum” diyen Ergin, “Bu haliyle yaklaşık 800 watt üretiyorum. Bu şekilde 800 watt üzerinde olan eşyaları, örneğin elektrik şofbeni çalıştırmaz ancak buzdolabı, soğutucu, televizyon ve lambaları çalıştırıyor” ifadelerine yer verdi. Parçaların hepsi hurdadan, elektrik faturası 3’te 1 oranda düştü Ergin, yaklaşık 10 yıldır elektrik faturalarının 3’te 1 oranda düştüğünü belirterek, “Sabaha kadar da her yer yanıyor. Ben bu kadar az bile olsa dere yakınında suyu olan herkese bu sistemi tavsiye ederim. İnsanlar devletimiz üretecek diye beklemesinler. Kanuni yönden ise 500 wattan aşağısı serbest, insanlara da bu konuda yardımcı olmak isterim. Kimi zaman gelenler oldu, kurmak için bilgi aldılar. Dere ile benim evin arası 150 metre, çoğu parçayı da hurda ve kullanılmış olarak temin ettim. Yani orada kullanılmamış parça yoktur” şeklinde konuştu.
Samsun 5 bin yıl önce ameliyat edilen kafatası ilgi çekiyor Samsun’da 5 bin yıl öncesine ait kafatasındaki ameliyat izleri vatandaşların ilgisini çekiyor. 1981 yılında Samsun’un Bafra ilçesi İkiztepe Höyüğü arkeolojik kazılarında bulunan 5 bin yıllık kafatası, baş delgisi tekniğinin ilk Tunç Çağı’nda kullanıldığını belgelemişti. Samsun Müzesi’nde sergilenen kafatası, vatandaşlar tarafından da ilgiyle incelenirken, aynı bölümde trepanasyon (Baş delgi) tekniğiyle kafatası ameliyatı yapılmış 1900 yıllık kafatası da sergileniyor. Ameliyat edilen kafataslarından 5 bin yıllık olanı ilk Tunç Çağı’na, 1900 yıllık olanının ise antik Amisos Kenti Geç Hellenistik ve Erken Roma İmparatorluk dönemine ait olduğu tespit edildi. Söz konusu kafatasları hakkında müzede bulunan bilgilendirmede, “Trepanasyon, Yunanca delik, delgill, burgu anlamına ‘trypanon’ kelimesinden türemiştir. Antropologların ‘kafatası delgi operasyonu’ olarak adlandırdıkları bu işlemi, belirli bir bölgede, kafa derisi cerrahi bir alet ile sıyrıldıktan sonra, belli bir parçanın, bir amaç ve teknik ile çıkarılıp alınması şeklinde tanımlayabiliriz. Bu ameliyatlarda kafatasından bir kemik parçası çıkarılmakta ve beyin doğrudan dış çevreyle karşı karşıya kalmaktadır. Geleneksel topluluklarda uygulamalar ile arkeolojik verilerden hareketle, trepanasyonların kafa yaralanmaları, kafada yer aldığı düşünülen kötü ruhun çıkarılması, büyü veya iyileştirme gibi birçok amaçla yapıldığı kabul edilmektedir. Bu tür ameliyatların törensel arka planı da olmalıdır. Dolayısıyla ameliyatların gerçek amacını belirlemek her zaman kolay değildir. Anadolu’da bugüne dek yaklaşık 50 adet trepanasyon örneği tespit edilmiştir” ifadeleri yer alıyor. Beyin tümörü, cerrahi müdahale ile tedavi edilmeye çalışılmış 5 bin ve 1900 yıllık beyin ameliyatı ile ilgili yapılan bilgilendirmede ise “İkiztepe Erken Tunç Çağı’na ait önemli buluntu gruplarından biri, trepanasyonlardır. İkiztepe iskeletlerinin bazı kafataslarında, ameliyatlarla bilinçli açılmış farklı biçimlerde boşluklar görülmüştür. Bu nedenle İkiztepe, Anadolu’nun yaygın ve gelişmiş en eski trepanasyon merkezi olarak değerlendirilmektedir. İkiztepe’de kafataslarında trepanasyon izleri tespit edilen bir adeti genç erişkin kadın, diğerleri ise erkeklere ait olan beş adet erişkin iskelet bulunmuştur. Biri hariç diğer trepanasyonların İkiztepe’de Erken Tunç Çağı’nda yaşanan savaş nedeniyle meydana gelen; birçok kişinin ölümüyle sonuçlanan kafataslarında kesici, delici ve küt uçlu silâh yaralanmalarından kaynaklandığı söylenebilir. Yaşlı bir erkeğe ait tek örnekte ise iskeletteki tümoral oluşumla birlikte görülmesi, İkiztepelilerin travmalar dışında bazı sağlık sorunlarını da cerrahî müdahalelerle tedavi etmeye çalıştıklarına işaret eder” ifadelerine yer verildi.
Adana Karnaval coşkusu konserlerle devam etti Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamına alınan Adana Portakal Çiçeği Karnavalı’nın altıncı akşamında Merkez Park’ta Ferhat Göçer, Atatürk Parkı’nda ise Gece Yolcuları sahne aldı. “TÜRKİYE’NİN HİÇBİR YERİNDE YOK BÖYLE GÜZELLİK” Ferhat Göçer, Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin altıncı gecesinde Adana’nın en büyük alanına sahip Adana Merkez Park’taydı. Konser öncesinde başlayan DJ performansı ve görsel şölenin ardından, Göçer’in sahneye çıkmasıyla büyük bir coşku seli yaşandı. Ferhat Göçer hayranlarıyla birlikte şarkılarını hep bir ağızdan seslendirdi. Gördüğü ilgiden çok memnun olan Göçer, “Muhteşemsin Adana, Türkiye’nin hiçbir yerinde yok böyle güzellik” dedi. Sahne sonrası verdiği mini söyleşide, Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin sadece eğlendirme ve konser mantığının ötesinde, gerçek anlamda kültür, sanat festivali kavramının içini dolduran bir festival olduğunu söyledi. “Tiyatrolar, sergiler, söyleşiler ve konserlerle birlikte tam olması gerektiği gibi bir festival” diye ekledi. REFİK ANADOL “MERCAN RÜYALARI” ADANA’DA Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında Adana’da sergilenen dünyaca ünlü sanatçı Refik Anadol’un sergisi Kuruköprü Anıt Müze’de ziyaretçilerin en uğrak noktası oldu. Refik Anadol’un "Makine Halüsinasyonları: Mercan Rüyaları" adlı eseri, iklim değişikliğinin aciliyetini vurgulayan bir yapay gerçeklik simülasyonu. Sanatçı, Dünya Ekonomik Forumu’nda 2023 yılında sergilenen bu Veri Heykeli’ni, okyanus ekosistemlerinin ve mercan resiflerinin tehlikeli durumundan ilham alarak ortaya çıkardı. Anadol, eseri oluşturmak için yaklaşık 100 milyon mercan görüntüsünden oluşan kapsamlı bir veri kümesini kullandı. UZAYA GÖNDERİLEN İLK ATATÜRK FOTOĞRAFI Adana Müze Kompleksi Arkeoloji Müzesi Geçici Sergi Salonu’nda 21 Nisan’a kadar ziyaret edilebilecek NFT, festivalin çağdaş sanat bakış açısının bir yansıması olarak sanatseverlerle buluşuyor. NFT, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında 38 bin metre yüksekliğe gönderilen "Gökyüzüne Bakan Atatürk" fotoğrafı ve bitki tohumlarını içeriyor. HOLOFLUX GÖRENLERİ BÜYÜLEDİ Türkiye Kültür Yolu Festivali Adana Portakal Çiçeği Karnavalı kapsamında sergilenen, Türk mimar ve sanatçı Güvenç Özel‘in Holoflux eseri, hem konser hem de park alanındaki etkinlik ziyaretçilerinin fotoğraf çekim alanı haline geldi.