GENEL - 22 Ocak 2020 Çarşamba 12:41

ASO’dan işitme engellilere yönelik ‘Bir İşaretin Yeter’ projesi

A
A
A
ASO’dan işitme engellilere yönelik ‘Bir İşaretin Yeter’ projesi

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, “Bir işaretin yeter sloganıyla gerçekleştirmeye çalıştığımız metal sektöründe çalışan ve istihdam edilecek işitme engellilere yönelik teknik işaret dilinin geliştirilmesi projesiyle de engellilerimizin niteliklerini biraz daha yükseltmiş olacağız” dedi.

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, “Bir işaretin yeter sloganıyla gerçekleştirmeye çalıştığımız metal sektöründe çalışan ve istihdam edilecek işitme engellilere yönelik teknik işaret dilinin geliştirilmesi projesiyle de engellilerimizin niteliklerini biraz daha yükseltmiş olacağız” dedi.


Hacettepe Üniversitesi koordinatörlüğünde metal sektöründe çalışan işitme engelli çalışanlar için işaret dili ve dijital öğrenme içerikleri geliştirme projesi “Bir İşarete Yeter” projesi başlatıldı. ASO, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası, Türk Traktör ve Ziraat Makineleri, Pamukkale Üniversitesi, İşitme Engelliler Eğitim Faaliyetleri Derneği ve birçok şirketin ortaklığında yürütülen proje kapsamında 100 standart makine elemanı için işaret dili ile İngilizce ve Türkçe artırılmış gerçeklik destekli kitapçık, eğitim müfredatı ve kılavuz oluşturulacak. Hedef grup bu içerikleri cep telefonları ve mobil cihazlar ile kullanabilecek. Daha sonra ise bu içerikler proje ortağı ülkelerin dillerine tercüme edilecek.


Proje kapsamında ASO’da düzenlenen toplantıya ASO Başkanı Nurettin Özdebir, Türk Traktör Genel Müdürü Aykut Özüner ve birçok akademisyen katıldı. Toplantıda konuşan Özdebir, engelliliğin dünyanın bir sorunu olduğunu belirterek, “Engellilik sadece bizim gibi gelişmekte olan ülkeler değil, az gelişmiş ve gelişmiş ülkelerin de yaşadığı toplumsal bir olgudur. Günümüzde 1 milyardan fazla insanın ya da dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 15’inin bir tür engellilikle yaşadığı tahmin edilmektedir. Türkiye’de ise resmi olmayan rakamlara göre engellilerin sayısının 9 milyonu bulduğu tahmin edilmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) dünya genelinde çalışma çağında 386 milyon engelli olduğunu tahmin etmekte ve bazı ülkelerde de engelliler arasındaki işsizlik oranının yüzde 80 olduğunu belirtmektedir. Türkiye’de ise engellilerin işgücüne katılma oranının yüzde 22’ler, istihdam oranının ise yüzde 20’ler seviyesinde olduğu tahmin edilmektedir. Engellilerin işgücü piyasasındaki durumlarına bakıldığında hem dünya genelinde hem de Türkiye’de hem iş gücüne katılım oranları hem de istihdam oranlarının çok düşük seviyelerde olduğu görülmektedir. Dolayısıyla nüfusun önemli bir kısmını oluşturan engelli bireylerin topluma diğer vatandaşlarla eşit bir şekilde katılmalarının önünde en önemli sorunlardan bir tanesini istihdam sorunu oluşturmaktadır. Engelli bireylerin topluma yük olmadan, sosyal hayatta kendilerine insan onuruna yaraşır bir yer edinebilmeleri için çalışma hayatına katılımlarının ve istihdam olanaklarının artırılması önemli tedbirlerin başında gelmektedir. Çalışmak, insanlara sadece gelir sağlayan bir uğraş değil, aynı zamanda insanların kişiliklerinin gelişmesine yardımcı olan ve kendilerine olan güven duygusunu pekiştiren bir araçtır” dedi.



“Engellilere de sağlıklı bireylere sağlanan imkânların verilmesi halinde en az onlar kadar işlerinde başarılı olabilecekleri bilimsel olarak kanıtlanmıştır”


Engelli bireylerin toplumsal yaşama tam ve etkin bir şekilde katılması, insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyine kavuşabilmesinin ancak çalışma hayatı içerisinde yer almaları ile olabileceğini belirten Özdebir şöyle konuştu:


“Engellilere de sağlıklı bireylere sağlanan imkânların verilmesi halinde en az onlar kadar işlerinde başarılı olabilecekleri bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu nedenle burada devletimize önemli görevler düşmektedir. Devletimiz engelli istihdamını artırmak için öncelikle kota sistemini işletmeye çalışmaktadır. Şu anki mevzuatla devletimiz 50 çalışanı geçen işletmelerde yüzde 3 engelli istihdamını zorunlu kılmaktadır. Çalışan sayısı 50’nin altındaki işletmelerde ise sigorta işveren payını devlet üstlenerek engelli çalıştırmayı teşvik etmektedir. Tabii devletin yapması gereken başka birçok görev bulunmaktadır. Engellilerin hem sosyal yaşamda hem çalışma yaşamı içinde olabilmeleri için gerekli alt yapıdan tutun, esnek çalışma modellerinin onlara uygun dizayn edilmesine kadar birçok şeyi sıralamak mümkün. Ama bu konular yıllardır dile getirildiği için bir kez daha tekrar etmek istemiyorum. Bizim kısaca ‘Bir işaretin yeter’ sloganıyla gerçekleştirmeye çalıştığımız, metal sektöründe çalışan ve istihdam edilecek işitme engellilere yönelik teknik işaret dilinin geliştirilmesi projesiyle de engellilerimizin niteliklerini biraz daha yükseltmiş olacağız. Bu dilin geliştirilmesiyle birlikte engellilerimiz işlerinde daha başarılı ve verimli olacaklar, bu da hem işletmeye hem de kendilerine daha fazla değer katmalarına yol açacaktır.”


Daha sonra Şener Karabulut projeyi tanıttı. Bir işitme engelli vatandaş, projede emeği olan herkese teşekkür etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.