ASAYİŞ - 03 Mayıs 2021 Pazartesi 09:35

Bakan Akar: “Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım operasyonlarında etkisiz hale getirilen terörist sayısı 53’e ulaştı”

A
A
A
Bakan Akar: “Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım operasyonlarında etkisiz hale getirilen terörist sayısı 53’e ulaştı”

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım operasyonlarında, aralarında bir bölge sorumlusunun da bulunduğu 7 teröristin bir mağarada etkisiz hale getirildiğini, etkisiz hale getirilen toplam terörist sayısının 53’e ulaştığını açıkladı.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım operasyonlarında, aralarında bir bölge sorumlusunun da bulunduğu 7 teröristin bir mağarada etkisiz hale getirildiğini, etkisiz hale getirilen toplam terörist sayısının 53’e ulaştığını açıkladı.


Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberindeki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım operasyonlarının hava harekatlarının yönetildiği Eskişehir’deki Muharip Hava Kuvveti Komutanlığı’nda inceleme ve denetlemelerde bulundu. Burada konuşan Akar, Türkiye’nin, asil milletin hakkı, hukuku için mücadeleyi yurt içinde ve sınır ötesinde sürdürdüklerini belirtti.


FETÖ, PKK/YPG, DEAŞ’a karşı mücadelenin sürdüğünü vurgulayan Bakan Akar, Türkiye’nin müttefiklerine ve NATO’ya bazı konuları anlatmakta zorluk yaşandığını ifade etti. Bütün bunlara rağmen yılmadan, usanmadan Türkiye için yapılması gereken ne varsa yapmaya çalıştıklarını vurgulayan Akar, burada bir kahramanlık ve fedakarlığın söz konusu olduğunu söyledi.



"Tek kişi de kalsak sonuna kadar bayrağımızı, sancağımızı yüksekte tutmak için mücadelemizi sürdüreceğiz"


Sadece terör örgütlerine değil, Türkiye’ye ve Türk Milletine yönelik her türlü tehdide karşı mücadele içinde olduklarını dile getiren Akar, bunların yurt içinde, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde devam ettiğini söyledi. Bakan Akar, aynı zamanda dost ve kardeş ülkeler Azerbaycan ve Libya’nın yanında olmaya gayret ettiklerini belirtti.


Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin, moral, motivasyon ve fedakarlığının kendilerini duygulandırdığını ifade eden Akar, "Bu fedakarlık ve kahramanlıkla biz, her türlü eksikliğe, ifade edilmeyen ambargolara, kısıtlamalara rağmen bunların hepsinin üstesinden geldik, gelmeye devam edeceğiz. Niye? Çünkü savaşma azim ve kararlılığımız var. Tek kişi de kalsak sonuna kadar bayrağımızı, sancağımızı yüksekte tutmak için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bugüne kadar arkadaşlarımız büyük fedakarlık gösteriyorlar. Dağlar, yamaçlar, inmesi binmesi çok zor. Helikopterler yere teker koyamıyorlar. Bugüne kadarki mücadelede yapılması gerekenin hepsi yapıldı" açıklamalarında bulundu.



"Özel Kuvvetlerimiz, komandolarımız o mağaranın altını üstüne getirdiler"


Hava hücum harekatlarında helikopterlerin 300-500 sorti yaptığını belirten Akar, "Maalesef dost bildiğimiz bazı ülkeler PKK’ya füzeler verdiler. Dolayısıyla bunların her biri bizim için büyük bir tehlike, büyük bir risk" diye konuştu.


Bütün bunlara rağmen Hava Kuvvetleri’nin kullandığı silahlarla örtü sağlayarak operasyonu kazasız, belasız yürüttüklerini belirten Akar, "Şu ana kadar toplam 46 terörist etkisiz hale getirildi. Bugün 7 terörist daha etkisiz hale getirildi. Etkisiz hale getirilen terörist sayısı 53’e ulaştı. Bir mağara vardı, o mağaranın girişi özel teknikler gerektiriyor. Özel Kuvvetlerimiz, komandolarımız o mağaranın altını üstüne getirdiler 7 teröristin ölüsüne ulaştılar. Bunlardan biri de bölge sorumlusu. Arkadaşlarımız herhangi bir kayıp olmadan bu işi ustalıkla başardılar. Onların da alınlarından öpüyorum, tebrik ediyorum" dedi.



"Bunlara bu malzemeleri kimler verdi"


Operasyonlarda 7 şehidin bulunduğunu belirten Akar, şehitlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi. Bakan Akar, yaralıların Ankara’ya getirildiğini, en iyi şartlarda tedavi edilmeye çalışıldığını kaydetti.


Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım operasyonlarında, hedeflerin hem karadan hem de havadan başarı ile vurulduğunun altını çizen Bakan Akar, "Ele geçirilen malzemelere baktığımızda bunlara bu malzemeleri kimler verdi? Bunların hepsi düşünülmesi, tartışılması gereken konular. Şu ana kadar toplam 16 silah, 3 bin civarında mühimmat ele geçirildi. Özellikle bu mağaradan ele geçirilenler arasında uzaktan kumandalı 2 Doçka var. Oraya Hava Kuvvetleri gidip vurduğu zaman kendilerini bir şekilde emniyete alıyorlar. Zagros dediğimiz dürbünlü keskin nişancı silahları, Bixi, Kanas keskin nişancı tüfeği, RPG roketatar, M-16, Kalaşnikoflar var. Kalaşnikofların 3’ünde susturucu var. Bomba atarlar var. Çeşitli ve ileri teknoloji muhabere sistemleri var. İstenmediği kadar da bilgi, belge doküman bulundu. Orada arkadaşlar inceleme yapıyorlar. Balkaya/Keri Dağı sorumlusunun da orada olduğu söyleniyor" ifadelerini kullandı.


Türkiye’nin açık, şeffaf, uluslararası hukuka uygun bir şekilde operasyonlarını yürüttüğünü vurgulayan Akar, "Karşı taraf terörist, her türlü alçaklığı, namertliği, namussuzluğu yapıyor. Şu ana kadar 200’e yakın el yapımı patlayıcı ve mayın arkadaşlarımız tarafından etkisiz hale getirildi” dedi.



"PKK, Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olamaz"


Kürt ile teröristi ayırdıklarını vurgulayan Akar, Türkiye’nin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kürtlerle hiçbir sorununun olmadığını, bütün Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci sınıf vatandaşı olduğunu söyleyerek, "PKK hiçbir şekilde Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olamaz. Zaten esasen onlarda bir kimlik sorunu var. PKK’nın içinde Ermeni de var, Avrupalı, Afrikalı da var, maalesef Türk de var. Dolayısıyla PKK bir terör örgütü, terörist" açıklamasında bulundu.


Yurt dışı basının, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni teröristlere karşı faaliyet yapıyor gibi değil de etnik ayrımcılık uyguluyor gibi göstermeye çalıştığına dikkati çeken Akar, Türkiye’nin tek hedefinin teröristler olduğunu vurguladı. Akar, 84 milyon vatandaşı terör belasından kurtaracaklarının altını çizdi.



"Güvenlik ve refahımız için mücadele etmek zorundayız"


Bakan Akar, 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra bazı pilotların ihraç edildiğini hatırlatarak, "Ondan sonra gelenler gerçekten büyük bir fedakârlık örneği olarak kendilerine verilen görevi en iyi şekilde öğrenip, en iyi şekilde yapma azim ve gayreti içinde önemli katkılar sağladılar, sağlamaya devam ediyorlar" diye konuştu.


Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada var olmanın kolay olmadığını vurgulayan Akar, "Burada güvenlik ve refahımız için mücadele etmek zorundayız. Bazıları soruyorlar ’Niye Suriye’ye girdik?’ Eğer biz Suriye’ye girmeseydik, operasyonları yapmamış olsaydık şu anda güneyimizdeki oluşum çok daha farklı, çok daha ağır bir şekilde bizim güvenliğimize karşı risk, tehdit ve tehlike oluşturacaktı. Bu önlendi" şeklinde konuştu.


Türkiye’nin Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olduğunun altını çizen Akar, terörist oluşumların zamanında başının ezilmesi gerektiğini vurguladı.



"Soykırım kesinlikle olmamıştır"


ABD Başkanı Biden’ın açıklamalarından sonra yeniden gündem olan ‘sözde soykırım’ iddialarına da değinen Bakan Akar, "Soykırım kesinlikli olmamıştır. Tarih, bunu açık ve net bir şekilde yazıyor. Siyasiler tarihçilik yapamaz. Tarihteki bilgi, belge, görgü, tespitlerin hepsi çok açık ve seçik bir şekilde 1915’te böyle bir şeyin söz konusu olmadığını gösteriyor. Amerikalıların yaptığı bu açıklama kendi tarihlerini, anlaşmalarını, sözleşmelerini, imzalarını inkar anlamına geliyor. Amerikalıların meşhur bir milli arşivleri var NARA diye, orada bir sürü rapor var konuyla ilgili. O raporlarda çok açık ve net bir şekilde Amerikalılar, İngilizler 1914-1915’te 1920’de verdikleri raporlarda diyorlar ki ’Türkler ve Ermeniler 500 yıldır beraber yaşıyorlar, eğer biz karışmazsak, bu düzeni bozmazsak 500 yıl daha beraber yaşarlar.’ Rapor açık" açıklamasında bulundu.


Olayların çarpıtarak tarihi değiştireceğini sananların yanıldığına vurgu yapan Akar, bunu "gaflet ve cehalet" olarak nitelendirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Rektör Çomaklı, YÖKAK Başkanı Kocabıçak ile İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Atay’ı ziyaret etti Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak ve Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Salim Atay ile bir araya geldi. Başkent Ankara’da gerçekleşen ve kalite süreçlerinden sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atilla Keskin’in de yer aldığı ziyaretler kapsamında Rektör Çomaklı, ilk ziyaretini YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’a gerçekleştirdi. Rektör Çomaklı, Atatürk Üniversitesinin rol modeli olan ve birçok üniversitenin de örnek aldığı Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesi hakkında Prof. Dr. Kocabıçak ile bilgi paylaşımında bulundu. Rektör Çomaklı: “Kalite Yolculuğunda Atılması Gereken Tüm Adımları Atıyoruz” Atatürk Üniversitesinin eğitim-öğretim, araştırma ve idari faaliyetlerinin kalite standartlarını yükseltmek adına yapılması gereken tüm çalışmaları dikkatle yerine getirdiklerini aktaran Çomaklı, hayatın pek çok alanında olduğu gibi yükseköğretimin farklı parametrelerinde de çeşitli değişimler yaşandığını söyledi. Araştırma, eğitim-öğretim ve idari faaliyetler başta olmak üzere, yaşanan her değişimin kalite standartlarının da yükseldiğini kaydeden Çomaklı: “Üniversite olarak alana dair yaşanan her değişime titizlikle uymaya gayret gösteriyor ve bu manada atılması gereken tüm adımları atıyoruz” dedi. Bu ve benzeri ziyaretleri sık sık gerçekleştirdiklerini, yapılan görüşmelerin de kurumsal faaliyetlerin son durumunu istişare etme açısından önemli olduğunu aktaran Rektör Çomaklı: “Aynı zamanda bir Araştırma üniversitesi de olan Üniversitemizi en ileri seviyelere taşıma kararlılığı içerisinde çalışmalarımıza temel değerlerimizle ve stratejik hedeflerimizle uyumlu olarak devam ediyoruz. Huzur, güven ve başarıyla tüm paydaşlarımızın kurumsal ilkeler ışığında memnuniyet, aidiyet ve bağlılık duygularını geliştirmeye odaklanmış bir kalite kültürü anlayışı ile çıktığımız kalite yolculuğunda bizlere destek olan YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’a ve tüm YÖKAK ailesine teşekkür ediyor, çalışmalarında kolaylıklar diliyorum” diye konuştu. Başkan Kocabıçak: “Atatürk Üniversitesi Önemli Bir İlerleme Kaydetti” YÖKAK’ın kurulduğu günden bugüne Türkiye’deki yükseköğretim sisteminin belli bir noktaya gelmesine büyük katkı sağladığını, kendilerinin de göreve geldikten sonra bu misyonu yerine getirmek amacıyla yoğun gayret gösterdiklerini aktaran Başkan Kocabıçak ise misafirlerine yükseköğretimi etkileyen süreçler, Kalite Kurulunun çalışma alanları ve değerlendirme yöntemleriyle ilgili bilgiler verdi. Prof. Dr. Kocabıçak: “Üniversitelerin kalite standartlarını yükseltmek için yeni politikalar geliştirerek hayata geçiriyoruz. Sürekli iyileşme ve gelişme bilinciyle yürüttüğümüz çalışmalarımızın Üniversitelerimizi ulusal ve uluslararası düzeyde daha üst seviyelere taşıyacağına inanıyorum. Atatürk Üniversitesi de yapmış olduğu atılımlar ve uygulamaya geçirdiği dönüşüm süreçleri ile önemli bir ilerleme kaydetti. Bu düşüncelerle Rektör Çomaklı’ya nazik ziyareti için teşekkür ediyor, şahsı nezdinde Atatürk Üniversitesi ailesine başarı dileklerimi iletiyorum” dedi. “Kariyer Fuarı, Öğrenci ile Sektör Arasında Köprü Görevi Görüyor” YÖKAK ziyaretinin ardından Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisine konuk olan Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Başkan Doç. Dr. Salim Atay ile bir araya geldi. Kurulduğu günden itibaren İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın ilişkiler içerisinde olduklarına dikkat çeken Rektör Çomaklı, özellikle Atatürk Üniversitesi bünyesinde üç kez düzenlenen Bölgesel Kariyer Fuarlarının öğrenciler ile sektör temsilcilerini buluşturma noktasında önemli bir başarı yakaladığını söyledi. Birçok öğrencinin mezun olduktan sonra bu fuarlar aracılığıyla kurdukları bağlantılar ile iş sahibi olduğunu belirten Rektör Çomaklı, böylesine bir imkânın oluşmasına vesile olan İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Salim Atay’a teşekkür etti. Başkan Atay: “Atatürk Üniversitesi, Önemli Statüleri Elde Etti” Atatürk Üniversitesinin başta bulunduğu şehir olmak üzere bölgesi ve ülke yükseköğretimi açısından kıymeti ölçülmez bir değere sahip olduğunu vurgulayan Başkan Atay ise Doğu Anadolu Bölgesini kapsayan ve her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen Kariyer Fuarının geniş bir kitleye ulaşmasında emeği geçen herkesi yürekten kutladığını söyledi. Bu doğrultuda Atatürk Üniversitesinin “Öğrencilerin En Memnun Olduğu Kariyer Fuarı” ünvanının da sahibi olduğunu hatırlatan Atay: “Öğrencilerin kariyer yolculuklarında onları yalnız bırakmayan ve mezuniyet sonrasında dahi yanlarında olan, hem Araştırma Üniversitesi statüsüne kavuşan hem de kalite sürecine yoğun katkı sunan Atatürk Üniversitesinin bu başarı sürecinin mimari Rektör Çomaklı’ya tüm emek ve gayretleri için teşekkür ediyor, kendisine ve üniversite ailesine çalışmalarında kolaylıklar diliyorum” dedi.
Ordu Sudan bedava elektrik: Fatura 3’te bir düştü Ordu’da yaşayan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun emekli imam Ahmet Ergin, dere kenarına hurda malzemeleri de kullanarak kurduğu sistem ile evinin elektrik ihtiyacının büyük bir kısmını bedava karşılıyor. Altınordu ilçesi Kayabaşı Mahallesi’nde ikamet eden 72 yaşındaki emekli imam Ahmet Ergin, 2002 yılında emekli olduktan sonra hobi olarak başladığı elektronik işler ile uğraşısını ilerletti. KTÜ Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun olan Ergin, elektrik faturalarını düşürmek hedefiyle evinin yaklaşık 150 metre uzağında bulunan dereye bir sistem kurmak için çalışmalara başladı. Sistemi 10 yıldır sorunsuz kullanıyor, faturalar 3’te bir düştü Yaptığı araştırmaların yanı sıra, elektrik mühendislerden de bilgiler alan Ergin, az bir suyu olan derenin kenarına yaklaşık 10 yıl önce elektrik üreten sistemi kurdu. Aralarında, hurdalıktan aldığı ve kullanılmış olan malzemeleri birleştiren Ergin, kurduğu sistem ile elektrik faturalarını 3’te bir oranına kadar düşürdü. “İnsanlar bana olmaz dedi ama elektrik üretimini başardım” Ergin, emekli olduktan sonra evinin yakındaki dereyi kullanarak, elektrik üretimi yapmaya karar verdiğini söyledi. Bu konuda mühendislere de danıştığını ancak olumlu yanıtlar alamadığını ifade eden Ergin, ‘olmaz’ diyenlere rağmen çabalamayı bırakmadığını belirtti. Ergin, “Gördüm ki 500 devirde 2 kw elektrik üretiliyormuş, Alternatör aldım ve bunu çarklara bağladım, bu sayede 750-800 watt elektrik ürettim. Bununla kullanabildiğim kadar 10-15 tane lamba bağladım ve kullanıyorum” diye konuştu. “800 watta kadar olan eşyaları çalıştırıyor” “Tesisatta suyum 50’lik boruyu dolduruyor, 200 metreden geliyor ve 37 metre yükseklikten basıyor. Daha yüksek olsa bir bu kadar da elektrik üreteceğime inanıyorum” diyen Ergin, “Bu haliyle yaklaşık 800 watt üretiyorum. Bu şekilde 800 watt üzerinde olan eşyaları, örneğin elektrik şofbeni çalıştırmaz ancak buzdolabı, soğutucu, televizyon ve lambaları çalıştırıyor” ifadelerine yer verdi. Parçaların hepsi hurdadan, elektrik faturası 3’te 1 oranda düştü Ergin, yaklaşık 10 yıldır elektrik faturalarının 3’te 1 oranda düştüğünü belirterek, “Sabaha kadar da her yer yanıyor. Ben bu kadar az bile olsa dere yakınında suyu olan herkese bu sistemi tavsiye ederim. İnsanlar devletimiz üretecek diye beklemesinler. Kanuni yönden ise 500 wattan aşağısı serbest, insanlara da bu konuda yardımcı olmak isterim. Kimi zaman gelenler oldu, kurmak için bilgi aldılar. Dere ile benim evin arası 150 metre, çoğu parçayı da hurda ve kullanılmış olarak temin ettim. Yani orada kullanılmamış parça yoktur” şeklinde konuştu.