GENEL - 11 Haziran 2019 Salı 15:47

Başkan ERbaş: “İnsanlık, maneviyatı dışlayarak ve dini yok sayarak huzurlu bir hayata sahip olamamıştır”

A
A
A
Başkan ERbaş: “İnsanlık, maneviyatı dışlayarak ve dini yok sayarak huzurlu bir hayata sahip olamamıştır”

Diyanet İşleri Başkanlığınca düzenlenen “Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Çalıştayı” Diyanet İşleri Başkanı Prof.

Diyanet İşleri Başkanlığınca düzenlenen “Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Çalıştayı” Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katılımıyla Ankara’da başladı.


Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Toplantı Salonu’nda düzenlenen çalıştayın açılış konuşmasını yapan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, katılımcılara katılımlarından dolayı teşekkür ederek geride kalan Ramazan Bayramı’nı tebrik etti. Çalıştayın, Diyanet İşleri Başkanlığı ve üniversitelerle işbirliği içerisinde yapılmasının önemine dikkati çeken Başkan Erbaş, çalıştayın milletimize ve manevi danışmanlığa, manevi rehberliğe ihtiyacı olan herkese büyük katkı sağlayacağını ifade etti. İnsanlığın maneviyatı dışlayarak ve dini yok sayarak huzurlu bir hayata ve mutlu olma imkânına sahip olamadığını kaydeden Başkan Erbaş, “Bu süreçte Batı düşünce tarihinde hâkim olan ve tüm kutsalları bir hurâfe kabul eden katı pozitivist anlayışın, insanı bir makine ile özdeş gören düşüncenin, insanlığı hüsrana götüren bir çıkmaz sokak olduğu kısa sürede anlaşılmıştır. Buna karşın İslâm’da din-bilim, vahiy-akıl çatışması hiçbir zaman kabul görmemiş, tüm kâinata Allah’ın ayetleri nazarıyla bakılmıştır” dedi.


İnsanın maddî bir yönünün olduğu gibi, ondan daha güçlü ve etkili manevî bir yönünün de var olduğunu söyleyen Başkan Erbaş, “Buna ister ruhî, isterse psikolojik diyelim; elbette bu, insanın maddi yönüne, bedenine karşıt değil, onu bütünleyen, onunla iç içe olan, onun hayatına anlam katan, onu değerli kılan bir yöndür. İslam’da insanın duygu ve inanç merkezi olan ‘kalb’, kavramı ile ifade edilen bu yön tüm davranışlarınıza anlam katmaktadır” şeklinde konuştu. Başkan Erbaş, konuyla ilgili olarak, ‘Ameller niyetlere göredir’ ve ‘Bilin ki vücutta öyle bir et parçası vardır ki o iyi olursa bütün vücut iyi olur; o bozulursa bütün vücut bozulur. Bilin ki o, kalptir’ hadis-i şeriflerini hatırlatarak, “Yani ruh, inanç merkezi, kalb sağlamsa, maneviyat güçlü ise yapılan işler anlam kazanacak, insana haz verecek ve sonuçları bakımından değerli olacaktır. Burada bir kusur varsa, yapılan iş ibadet de olsa, o ibadet Allah katında sorunlu hâle geleceği gibi, kalbî bir hastalık ortaya çıkacak ve kişi huzursuz olacaktır” diye konuştu.


“Diyanet İşleri Başkanlığı, insanın manevî yönüne katkı yapacak ve bu konuda sorumluluk alacak kurumların başında gelir”


İnsanın çok yönlü bir varlık olarak maddî, biyolojik, sosyal ihtiyaçları olduğu gibi manevî ihtiyaçlarının da olduğunu vurgulayan Başkan Erbaş, insanın manevî yönüne katkı yapacak ve bu konuda sorumluluk alacak kurumların başında Diyanet İşleri Başkanlığının geldiğini belirtti. Başkan Erbaş, camilerin, insanların sadece ibadetlerini yapılıp dağıldığı, Kur’an kurslarının da sadece belirli sûrelerin, duâların ve Kur’an’ın lafzının öğretildiği yerler olmaktan öte yerler olduğunun altını çizerek, “Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, Sevgili Peygamberimizin Mescid-i Nebisi örnekliğinde olduğu gibi kadınıyla erkeğiyle, küçüğüyle büyüğüyle, herkesin rahatça gelebileceği, girebileceği birer ilim merkezi, bir suffe, bir mektep, bir huzur mekânları yapmak için çalışmaktayız. Câmi ve Kuran kurslarımız müştemilatları ile şehirlerde ve köylerde farklı işlevleriyle, âdeta birer sosyal uyum ve rehabilitasyon merkezi olarak herkese kapısını açmaktadır” ifadelerini kullandı.


Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının son yıllarda toplumdan ve farklı kurumlardan gelen talepler doğrultusunda manevî danışmanlık ve rehberlik alanında önemli çalışmalar yürüttüğünü ifade etti. Başkanlığın ceza infaz kurumlarında, aile ve dinî rehberlik bürolarında, sosyal hizmet kurumlarında, hastanelerde, öğrenci yurtları gibi mekânlar ile engelli, bağımlı ve göçmenlere yönelik yapmış olduğu rehberlik hizmetlerinin her geçen gün nicelik ve nitelik olarak ivme kazandığını kaydeden Başkan Erbaş, şöyle devam etti; “Bu alanlara dair sahada yürütülen çalışmalarımız, farklı ülke örnekleri ve akademik çalışmaların katkıları ile hem çeşitlenmekte hem de daha nitelikli hale gelmektedir. Aynı zamanda 633 sayılı teşkilat kanunumuzun bize yüklediği bir sorumluluk olan manevi danışmanlık, ülkemiz açısından yeni olmakla birlikte dünya için yüzyılı aşkın tecrübesi olan bir alandır. Söz konusu çalışmaların farklı disiplinlerin ve ilim dallarının katkısı ile daha da nitelikli hale geleceği aşikardır. Şüphesiz her hizmet alanında olduğu gibi kanunun Diyanet İşleri Başkanlığımıza yüklediği bir görev olan manevî danışmanlık çalışmalarında da, ‘yetişmiş insan’ öncelikli gereklilikler arasında yer almaktadır. Hali hazırda bizler bu alanlara dair yaptığımız hizmet içi kurslar ile personelimizi yetiştirmeye çalışıyoruz. Bu kapsamda özellikle Başkanlığımız ve üniversiteler işbirliğiyle yapılacak olan ve iki gün sürecek olan bu çalıştayı gerçekten çok önemli bulduğumu tekraren belirtmek istiyorum. Zira değişen hayat şartları, kentleşme, bireyselleşme, yalnız yaşayanların sayılarındaki ve yaşlı nüfustaki artış gibi faktörlerle söz konusu alanlardaki hizmet ihtiyacının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı aşikardır. Lisans eğitiminde iken öğrencilerimizin manevî danışmanlık ve rehberliğe dair farkındalığını artırmaya, İlâhiyat ve İslâmî İlimler’in yanı sıra, ilgili diğer bölümlerle çift ana dal ve yan dal eğitimleri veya ilgili bölümlerde özel lisansüstü programları ile alana yönelik yetişmiş insan kaynağına ihtiyaç duyduğumuzu ifade etmek istiyorum.”


İki gün sürecek çalıştay da, “Manevi Danışmanlık ve Rehberlik”, “Türkiye’de Manevi Danışmanlık ve Rehberlik”, “Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Yüksek Lisans Programları”, “Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Süpervizörlük Eğitimi”, “Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Program Teklifleri ve İşbirliği Çalışmaları” başlıkları ele alınacak. Çalıştayın açılış oturumuna Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı, Din Hizmetleri Genel Müdürü Bünyamin Albayrak, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan ilgili daire başkanları ile uzmanlar ve çeşitli üniversitelerden akademisyenler katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bayraktar TB3’ün toplam uçuş saati 272 saat 47 dakikaya ulaştı Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 SİHA test uçuşlarına hız kesmeden devam ediyor. Hafta boyunca süren testlerde iki prototipi de test uçuşları gerçekleştiren Bayraktar TB3’ün toplam uçuş saati 272 saat 47 dakikaya ulaştı. Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) test uçuşlarını ara vermeden sürdürüyor. Hafta boyunca gerçekleştirilen testlerde iki prototipi de uçuş icra eden milli SİHA’nın toplam uçuş saati 272 saat 47 dakikaya ulaştı. İki Bayraktar TB3 havada Cumhuriyet’in 100. yılını taçlandırmak amacıyla 27 Ekim 2023 tarihinde ilk uçuş testini başarıyla tamamlayarak gökyüzü ile buluşan Bayraktar TB3 SİHA’nın iki prototipi de test uçuşlarını Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde sürdürüyor. Bayraktar TB3 PT-1 ve PT-2, geçtiğimiz hafta boyunca orta irtifada icra edilen sistem ve dayanım performanslarının ölçüldüğü testlerin tamamını başarıyla tamamladı. Toplam uçuş 272 saate ulaştı Bayraktar TB3 SİHA bugüne kadar gerçekleştirilen test uçuşlarında toplam 272 saat 47 dakika havada kaldı. TEI tarafından yerli olarak geliştirilen PD-170 motoruyla havalanan milli SİHA, 20 Aralık 2023’te gerçekleştirilen uzun uçuş testinde yere inmeden 32 saat havada kalmış ve gökyüzünde 5 bin 700 km yol kat etmişti. Milli SİHA, milli kamera Bayraktar TB3 SİHA, 26 Mart 2024 tarihinde ilk kez Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 ile uçtu. İcra edilen test kapsamında dünyadaki muadillerine göre en yüksek performansa sahip olan ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi entegrasyonu başarıyla gerçekleştirildi. TCG ANADOLU’dan ilk uçuş 2024’te Bayraktar TB3 SİHA, katlanabilen kanat yapısıyla TCG Anadolu gibi kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine sahip dünyadaki ilk silahlı insansız hava aracı olacak. Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Bayraktar TB3 için 2024 yılı içinde TCG Anadolu gemisinde testlere başlanmasını planladıklarını açıklamıştı. Bayraktar TB3’ün sahip olacağı kabiliyetler bu sınıftaki insansız hava araçları açısından da önemli bir yenilik olacak. Görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyetine de sahip olacak milli SİHA, bu sayede çok uzun mesafelerden kumanda edilebilecek. Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA Ar-Ge sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83’ünü ihracattan elde etti. Öte yandan Baykar 2021 ve 2022 yıllarında Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından 2023’te de sektörün ihracat şampiyonu olduğu açıklanan Baykar, geçen yıl 1.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Son yıllarda gelirlerinin yüzde 90’ından fazlasını ihracattan elde eden Baykar, 2023’te savunma ve havacılık sektöründeki ihracatın 3’te 1’ini tek başına yaptı. Öte yandan Bayraktar TB2 SİHA için 33 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 9 ülke ile olmak üzere toplam 34 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı.