SAĞLIK - 24 Mart 2020 Salı 08:48

Bilim Kurulu üyesi Demircan: “Bağışıklık tek sefer değil, tekrar korona virüse yakalanılabilir”

A
A
A
Bilim Kurulu üyesi Demircan: “Bağışıklık tek sefer değil, tekrar korona virüse yakalanılabilir”

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi ve Gazi Üniversitesi Başhekimi Prof.

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi ve Gazi Üniversitesi Başhekimi Prof. Dr. Ahmet Demircan, korona virüse yakalanan bir kişinin iyileştikten sonra tekrar enfekte olabileceğini belirtti. Prof. Dr. Demircan ayrıca, merak edilen sorulara da tek tek cevap verdi.


Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi ve Gazi Üniversitesi Başhekimi ve Prof. Dr. Ahmet Demircan korona virüs ile ilgili merak edilen sorulara cevap verdi. İhlas Haber Ajansı muhabirine konuşan Prof. Dr. Demircan, korona virüsün belirtilerini, bulaşma yollarını, tedavisini ve tedavide kullanılan ilaçları anlattı. Demircan, korona virüsün bariz belirtilerinden birinin yüksek ateş olduğunu ancak bu durumun bazen önce bazen de sonra çıktığını ayrıca boğaz ağrısı, geniz akıntısı ve kuru öksürük şeklindeki bulguların daha çok ön planda olduğunu söyledi. Demircan, karın ağrısı ishal gibi şikayetlerin ise daha geç ve az sayıda görüldüğünün altını çizdi.



Bazı hastalarda tat ve duyu kaybının da görülebildiğini vurgulayan Demircan, “Vakalarda çıktıkça görüyoruz. Bu yeni bir hastalık olduğu için tecrübeleniyoruz. Daha önce bilinen bir hastalık olmadığı için bunlarında eklendiği söyleniyor. Ama primer ve asıl bulgulardan değil. Şu durumda boğaz ağrısı ve kötü öksürük varsa veya buna temas ekliyoruz. Yurt dışından gelen biri var mı? Yurt dışından gelen biriyle temas var mı? Çünkü temaslının temaslısı da çıkmaya başladı. Bu bulgulardan 3’ü varsa o zaman şüpheleniyoruz” dedi.



“Korona virüsün net bir tedavisi ve etkili bir ilacı yok”


Korona virüsün net bir tedavisinin ve etkili bir ilacının olmadığını söyleyen Demircan, “Başka bir viral hastalıklarda kullandığımız ilaçları kullanıyoruz. Sıtma ve romatizmada kullanılan bir ilacı kullanabiliyoruz. Biz sadece yeni geliştirilen ve Japonların geliştirdiği Çin’de de kullandıkları bir ilacı Türkiye’ye getiriyoruz. O ilaç gelince yatan hastalarda ve yoğun bakımlardaki hastaların tedavisinde kullanılacak” ifadelerini kullandı.



“Solunum cihazları ve yoğun bakım yatak sayısı yeterli”


Türkiye’nin, sağlık altyapısı açısından OECD ülkelerinin üstünde bir yoğun bakım yatak sayısına sahip olduğunu söyleyen Demircan, “Yoğun bakım sayımız ve yatak sayımız çok iyi. 2018 rakamlarında 30-35 binin üzerinde toplam yoğu bakım yatak sayımız var. Yoğun bakım yatağı olunca hemen hemen aynı sayıda makineler bulunmakta. O yüzden makine ihtiyacımızın olacağını zannetmiyorum. Benzer solunum cihazı şuanda Türkiye’de yoğun bakım doktoru ile yerli üretiminin çalışılması sonucunda üretilmeye çalışılıyor. Şuan ki mevcut makine miktarımız gayet iyi. Yoğun bakım sayılarımız iyi. Önemli olan vaka sayıların artmaması ve bu denli kötü hastanın sayısının artmaması. O yüzden ‘evde hayat var’ sloganına uymalıyız. Hasta olmazsanız bu denli yoğun bakım gerektirecek duruma düşmezseniz ne makine sıkıntısı olacak, ne yoğun bakım sıkıntısı olacak ne de risk olacak. Hem aileniz için risk bu bulunduğunuz evde yaşadığınız ve temas ettiğiniz kişilerle hem de size bakan sağlıkçılar için bunu kökünden önlersek, en büyük önlem ve en iyi tedavi bu. Her hastalıkta olduğu gibi bunlar önlenirse kapasitemiz iyi ama çok büyük felaket olmaması için uğraşıyoruz” diye konuştu.



Vaka sayısı ve dağılımı


Vakaların tek bir ilde ve bölgede yoğunlaşmadığını hemen hemen ülkenin geneline yayıldığını bildiren Demircan, “Sayıları Bakan bey açıklıyor. Bazı illeri biliyoruz. Bazı vakaları tartışıyoruz. Bunları biraz daha ilerleyen günlerde ve yakın zamanda Bakan Bey açıklayacaktır” dedi.



İyileşenler tekrar enfekte olabilir


Korona virüse yakalanan birinin iyileşip taburcu olduktan sonra tekrar enfekte olarak hastalığa yakalanabileceğini ifade eden Demircan, “Maalesef bağışıklık tek bir seferle kalmıyormuş. Tekrardan yakalanma riski varmış. O yüzden virüsten korunmaya devam edelim” şeklinde konuştu.


Virüslerin sıcakta yaşamadığı iddialarına açıklık getiren Demircan, ”Daha çok beklediğimiz ve olmasını planladığımız havalar ısınınca insanların birbiriyle daha yakın teması uzaklaşacaklarını dolasıyla mesafelerle açılınca da birbirlerine bulaştırmanın azalacağını düşünüldüğü için beklenen şey bu.


Bunların hepsi yan tedbirler. Bunların hepsinin değişik faydaları vardır ama. Bu virüsle mücadelenin ana unsuru değil. Çayı Türkiye’nin büyük bir bölümü içiyor. Doğu illerine girmemesi lazımdı ama oralarda da var. Destek olarak boğazımızı nemlendirmek ve onun kurumasını ve tahriş olmasını engellemek amacıyladır” şeklinde konuştu.



Kronik hastalıklar


Demircan, Akciğer hastalığı, Koah, astım, hipertansiyon, diyabet gibi vücut direncini düşürecek hastalığa sahip insanlarda virüse daha çok rastlandığını belirtti.


Virüsün eşyalar üstünde yaşama süresinin değişiklik gösterebileceğini aktaran Demircan, “Bunlar değişiklik gösterebilir 2- 3 saat ve 2 günde olabilir. Önemli olan elinizi yıkadınız mı? Devamlı aralıklarla dokunduğunuz zaman bunları yaptınız mı? Gitgide virüsler azalacak. Yoksa hiçbir şeye dokunamaz hiçbir şeye değemez hale geliyoruz. Yoksa bir süre sonra paranoya ve panik oluyoruz. Yani virüsten çok insanları bu rahatsız edecek hale geldi. Bir kutu geldiyse dikkatli bir şekilde açmalıyız. Daha sonrasında ellerimizi yıkamalıyız” ifadelerini kaydetti.


Şu dönemde en önemli şeyin korunmak olduğunu vurgulayan Demircan, “Türkiye, gümrük kapılarını erken kapatmak ve uçuşları yasaklamak gibi bazı tedbirleri çok önceden almakla virüsün ülkeye gelmesini geciktirdi. Çok gelişmiş dediğimiz Avrupa ülkelerinden çok daha iyi bir konumdayız” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Avcılar’da esrarengiz cinayet Avcılar’da gece saatlerinde araç içinde silahlı saldırıya uğrayan 2 genç ağır yaralandı. Yaralılardan 21 yaşındaki Mehmet Koç olay yerinde hayatını kaybederken, araç içinde ıslak mendil paketlerine saklanmış uyuşturucu madde bulundu. Olay, Tahtakale Mahallesi’nde gece saat 03.00 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre cadde üzerinde araç içindeki Mehmet Koç (21) ve Ahmet H. (20) araç içinde otururken henüz bilinmeyen bir nedenden dolayı tartıştıkları 2 kişi tarafından silahlı saldırıya uğradı. Saldırı sonucu Mehmet Koç ve Ahmet H. Ağır yaralandı. Olay yerine ihbar üzerine gelen ambulans ekipleri 2 yaralıyı hastaneye kaldırdı. Vücudunun çeşitli bölgelerinden silahla yaralanan Mehmet Koç kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Otostop için durdurduklarını söyledi Olayla ilgili geniş çaplı inceleme yapan Avcılar Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler yaralı Ahmet H.’yı tedavisinin ardından sorguladı. Ahmet H. 2 kişinin yolda otostop için kendilerini durdurduklarını ve araç içinde tartışma çıkardıktan sonra 2 şahsın silahla kendilerine saldırdıklarını iddia etti. Polis, kaçan şüphelileri aramaya başladı. Islak mendil paketinden uyuşturucu çıktı Araç çevrede olay yeri inceleme ekiplerince de çalışma yapıldı. Yapılan çalışmalar neticesinde araçta mermi izleri tespit edildi. Öte yandan araç dışında ıslak mendil paketleri de dikkat çekti. Paketlerin içinde esrar adı verilen uyuşturucu madde bulundu. Olayı duyan çevre sakinlerinden Hamdi Değerli ise “ Sabaha karşı 4 sıralarında bir araç geliyor. Daha sonra silah sesleri duyulunca güvenlikler geliyor buraya. Yaralılar varmış araç içinde daha sonra polis ekipleri araç içinde uyuşturucu olduğunu söyledi. Islak mendil paketleri içinde olduğu söylenmiş. Şahıslardan birisi çok ağır yaralıymış kalp masajı yapılmış burada. Muhtemelen onun durumu kötüdür. Ben görmedim ama bu şekilde duydum ben” dedi. Olay sonrası güvenlik kamerasına yansıdı Yaşanan olay sonrası anlar ise güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Görüntülerde aracın kapıları açık halde site girişi önüne yanaşması ve sonrasında ise yaralı halde Ahmet H.’nin çevreden yardım istemesi vatandaşların ve ambulansın gelmesi yer aldı.
Mersin Mersin’de gençler, belediyenin açtığı fiziksel yeterlilik kursunda sınavlara hazırlanıyor Mersin Büyükşehir Belediyesi, Polis Meslek Eğitim Merkezi, Polis Meslek Yüksek Okulu, Milli Savunma Üniversitesi, bekçilik, subaylık, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu ile Astsubay Eğitim Merkezi sınavlarına hazırlanmak isteyen gençleri, açmış olduğu fiziki yeterlilik kursları ile sınavlara hazırlıyor. Gençlik ve Spor Hizmetleri Daire Başkanlığı bünyesinde gerçekleşen ve dışarıda oldukça maliyetli olan kurslara gençler, belediye sayesinde ücretsiz bir şekilde erişim sağlıyor. Seyfi Alanya Spor Salonu’nda haftanın 5 günü uzman antrenörler eşliğinde sınavlara hazırlanan gençler, yoğun ve disiplinli bir tempoda çalışmalarını sürdürüyor. Uzmanlar eşliğinde kondisyonlarını ve fiziksel yeterliliklerini her geçen gün daha da geliştiren gençler, parkura çıkıp yeterliliklerini ölçmek için gün sayıyor. “Haftanın 5 günü yoğun bir tempoda çalışmalarımızı sürdürüyoruz” Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesinde fitness ve yüzme antrenörü olarak görev yapan Serhat Taşma, POMEM, BESYO, MSÜ, ASEM ile bekçilik sınavlarına hazırlanmak isteyen gençler için, belediye bünyesinde fiziki yeterlilik kursu vermeye devam ettiklerini kaydetti. Seyfi Alanya Spor Salonunda haftanın 5 günü 10.00 ile 12.00 saatleri arasında kurs verdiklerini aktaran Taşma, “Haftanın 3 günü dijital fotosel eşliğinde, birebir sınav parkuruna uyumlu olan parkurumuzda çalışıyoruz. Haftanın 1 günü kuvvet, 1 günü de kros koşusu ve kondisyon çalışıyoruz. Şu anda POMEM başvuruları başladı. Sınavlara hazırlanmak isteyen gençlerimizi kursumuza bekleriz” dedi. “Gençlerimizin eksik yönlerini tespit edip, çalışmalarımızı ona göre yapıyoruz” Fiziksel yeterlilik kurslarının, dışarıda oldukça maliyetli olduğunu belirten Taşma, “Biz burada kursiyerlerimizle birebir ve özel olarak ilgileniyoruz. Onların bu süreçte hangi yönden eksik olduğunu tespit edip, ona göre çalışmalar yapıyoruz. Kondisyonları eksikse, Macit Özcan Spor Tesisinde kondisyon antrenmanlarına ağırlık veriyoruz. Parkurda eksiklikleri varsa haftanın 3 günü parkurda çalışıyorlar. Kuvvet eksiklikleri varsa fitness salonunda ağırlık çalışması yapıyoruz. Dışarıda bunların hepsine ayrı ayrı ücret ödemeleri gerekirken, biz bunu gençlerimize ücretsiz bir şekilde sunuyoruz” diye konuştu.. Ücretsiz kurs sayesinde gençler, hedeflerine tam odaklı bir şekilde çalışabiliyor PMYO sınavlarına hazırlanan Berfin Sude Bensol, kursa gelmeden önce önyargılı olduğunu ama kursa geldikten sonra bu yargıyı kırdığını belirterek, “Daha önce farklı kurslara da gittim ama yetersiz gördüğüm için buraya geldim. 1,5 aylık süreçte kurs sayesinde çok fazla yol kat ettim. Sınavı kazanacağımı düşünüyorum. Ben bu kadar destekleneceğimi beklemiyordum. Sırtımda öyle bir destek var ki inancım daha da yükseliyor. Hocalarımız yapamadığımız konularda yargılamadan, tekrar tekrar, biz öğrenene kadar hareketleri gösterdikleri için daha özgüvenli ve daha motive olabiliyoruz” ifadelerini kullandı.
Bursa Genetik faktörler iyi huylu prostat büyümesini tetikleyebilir Prostat büyümesinin hayat kalitesini olumsuz etkilediğine dikkat çeken Üroloji Uzmanı Op. Dr. Sezgin Yeni, “İyi huylu prostat büyümesinin gelişmesinde etkili hormon testosterondur. Genetik yatkınlık, iyi huylu prostat büyümesini tetikler. Yakınlarında iyi huylu prostat büyümesi olan erkeklerin bu hastalığa yakalanma ihtimali daha fazladır” dedi. İyi huylu prostat büyümesinin tanımını yapan VM Medical Park Bursa Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Sezgin Yeni, “Böbreklerden süzülen idrar önce mesaneye (idrar kesesi) gelir. Sonrasında ‘üretra’ denilen idrar kanalıyla dışarı atılır. Erkeklerde mesane ile idrar kanalı arasında bulunan prostat bezi yaşla ve hormonların etkisi ile büyüyebilir. Bu duruma iyi huylu prostat büyümesi denilir” diye konuştu. İyi huylu prostat büyümesinin gelişiminde etkili olan hormonun testosteron olduğunu ifade eden Op. Dr. Sezgin Yeni, “Genetik yatkınlık, iyi huylu prostat büyümesini tetikler. Yakınlarında iyi huylu prostat büyümesi olan erkeklerin bu hastalığa yakalanma ihtimali daha fazladır. Gece uyurken sık sık idrar nedeniyle uyanmak, acil idrar yapma isteği, idrara başlarken bekleme, ıkınma, zorlanma, kesik kesik idrar yapma, idrarını tam boşaltamama, mesanede idrar kalma hissi, idrarı yaptıktan sonra damlama olabilir. Bu belirtiler zaman içinde yavaş yavaş gelişebilir. Bu yüzden hastaların bir kısmı bu şikâyetlerin normal olduğunu düşünebilir” dedi. “Ultrason, PSA ve üroflowmetre tanıda önemli” Teşhis konma sürecinden bahseden Op. Dr. Yeni, şu bilgileri paylaştı; “Prostat büyümesi teşhisinde yapılan tetkikler arasında ultrason, PSA, üroflowmetre (idrar akım testi) önem arz etmektedir. Ultrason ile prostatın büyüklüğü, mesane içine uzanıp uzanmadığı ve mesane içinde deformasyona yol açıp açmadığı anlaşılabilir. PSA prostat kanserinin taranması için kullanılan bir kan testidir. İdrar yolu enfeksiyonu, mesane taşı, sonda takılması veya diğer ürolojik girişimlerde PSA yükselebilir. PSA yüksekliği tespit edildiğinde, prostat kanseri araştırması için prostat biyopsisi veya prostat MR yapılması da gerekmektedir. Bu testler sonucunda kanser tespit edilmezse, iyi huylu prostat büyümesi teşhisi konulabilir.” “İdrar testi ihmal edilmemeli” İdrar testinin iyi huylu prostat büyümesi teşhisi için en önemli testlerden birisi olduğunu söyleyen Op. Dr. Yeni, “Bu testle hekim hastanın ne kadar idrar yaptığını, idrar yapma paternini ve idrar hızını görebilir. Bazı hastalar hafif derecede şikâyeti olduğunu belirtse de, işeme testinde ileri derecede prostat tıkanıklığı tespit edilir. Bu durumda tedavinin başlaması gerekmektedir” dedi. “İlaç ve cerrahi tedavi tercih edilebilir” Tedavi yollarını anlatan Op. Dr. Yeni, “İyi huylu prostat büyümesi tedavi seçeneklerinde ilaç tedavisi ve cerrahi seçenekleri mevcuttur. Hafif dereceli prostat tıkanıklığı olan hastalarda ilaç tedavisi olumlu sonuç vermektedir. Ancak uzun süre ilaç kullanımında ilaca yanıt azalabilmekte ve hastaların şikâyetleri artabilmektedir. İlacı bırakan hastalarda şikâyetler tekrarlayabilir. Orta ve ileri dereceli şikâyetleri olan hastalarda cerrahi tedavi çok daha ön planda tutulmalıdır. Günümüzde kapalı prostat cerrahisi çok ilerlemiştir. HoLEP, THULEP, Bipolep, TURP ile prostat tedavisi başarılı bir şekilde yapılmaktadır. Bu cerrahilerde komplikasyon oranları düşük, hasta konforu yüksektir. İleri yaştaki hastalar spinal anestezi (belden uyuşturma) ile daha güvenli şekilde ameliyat edilebilmektedir” ifadelerini kullandı. “Zamanında tedavi edilmezse böbrek yetmezliğine yol açabilir” İyi huylu prostat büyümesi zamanında tedavi edilirse hastaların hayat kalitesinin yükselebileceğini dile getiren Op. Dr. Yeni, “Ancak tedavisi geciken veya tedavi edilmeyen hastalarda prostat büyümesi, mesanenin çalışmasını bozarak böbrek yetmezliğine sebep olabilir. 50 yaşından itibaren her erkeğin, akrabasında prostat hastalığı olan erkeklerin ise 40 yaşından itibaren bir üroloji hekimine muayene olması ve testleri yaptırmasında büyük önem vardır” dedi.
Bursa Havalar ısındı, terlikle araç kullananlar arttı Bursa’da hatalı sollama yapan otomobil, başka bir araca çarptı. 1.5 promil alkollü çıkan sürücünün kullandığı araç kiralık çıkarken, ayağındaki terliklerle araç sürmesi ise dikkat çekti. Kaza, merkez Nilüfer ilçesi İzmir Yolu Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sollama yapmak isteyen Hüseyin B. idaresindeki 07 BIC 807 plakalı otomobil, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu aynı yönde ilerleyen M.Ş. idaresindeki 34 EFY 400 plakalı otomobile çarptı. İhbar üzerine olay yerine gelen trafik ekipleri, yaptıkları alkol testinde Hüseyin B.’nin 1.5 promil alkollü olduğunu tespit etti. Aracın da kiralık olduğu öğrenilirken, sürücüye alkollü araç sürmekten işlem yapılıp, araç trafikten men edildi. Öte yandan, havaların ısınması ile birlikte terlikle araç kullananların artması akıllara ’Terlikle araç kullanmak yasak mı?’ ve cezası olup olmadığı sorularını getiriyor. Yaz tatilinde tatilcilerin sıkça tercih ettiği terlik, araç kullanımında zaman zaman olumsuzluklar ortaya çıkarabiliyor. Terlikle araba kullanmaya cezai yaptırım uygulanmazken, ancak terlikle veya çıplak ayakla araç kullanmanın sürüş becerilerini olumsuz etkileyebileceği ve sürüş güvenliğini azaltabileceği düşünülüyor. Emniyet yetkilileri, "Genel olarak sürüş sırasında dikkatli ve güvenli olmak önemlidir. Uygun ayakkabı giymek, sürüş becerilerinizi en üst düzeye çıkarır ve yaşanabilecek bir kaza durumunda ayaklarınızı korur" şeklinde görüş bildiriyor. Terliğin öncelikle debriyaj, fren ve gaz pedallarının altına kaçması en önemli riski oluştururken, ayağı rahat saran bir ayakkabı ile terlik kullanımı sırasında gaz ve fren pedalını hissetmek arasında fark bulunuyor. Bir üçüncü riski de terlik giyen kişilerin sürüş esnasında terliği koltuğun altına bırakarak çıplak ayakla sürmeye devam etmeleri oluşturuyor. Sürücü çıplak ayakla bastığı anda pedalları tam kavrayamadığı gibi debriyaj, fren ve gaz ayarını da düzgün yapamıyor. Kaza eksperleri ve bilirkişilere göre terlikle araç kullanmanın cezası yok, ancak bir kazada böyle bir tespit olursa mahkeme aşamasında sürücünün refleks vermesine etkisine kanaat gelirse "trafik güvenliğini tehlikeye düşürme maddesi" işletilebiliyor.