EKONOMİ - 13 Temmuz 2020 Pazartesi 14:48

Bina Tamamlama Sigortası konut alıcılarının ve yatırımcılarının hizmetinde

A
A
A
Bina Tamamlama Sigortası konut alıcılarının ve yatırımcılarının hizmetinde

Binaların tamamlanamaması nedeniyle oluşacak mağduriyetleri önlemek, tüketicilerin ödemelerini teminat altına almak ve ülke ekonomisine yeni gayri nakdi kaynak sağlamak açısından önemli bir fonksiyona sahip Quick Bina Tamamlama Sigortası sunulmaya başlandı.

Binaların tamamlanamaması nedeniyle oluşacak mağduriyetleri önlemek, tüketicilerin ödemelerini teminat altına almak ve ülke ekonomisine yeni gayri nakdi kaynak sağlamak açısından önemli bir fonksiyona sahip Quick Bina Tamamlama Sigortası sunulmaya başlandı.


Bina Tamamlama Sigortası (BTS) çalışmalarını tamamlayarak poliçe düzenlemeye başladıklarını duyuran Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar, “Ülkemizde konut sahibi olmak isteyenlerin yaşadığı mağduriyetlerin önüne geçmek üzere gündeme gelen ve 28 Kasım 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak, 28 Mayıs 2014’te yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile satıcıların tüketicilere ön ödemeli konut satışı ve ön ödemeli devre tatile konu taşınmazın satışında Bina Tamamlama Sigortası kavram olarak ilk defa mevzuatımıza girdi. 11 Mart 2015’de Hazine Müsteşarlığı tarafından yayımlanan Bina Tamamlama Sigortası Genel Şartları ile konuya ilişkin ilk sigorta mevzuat düzenlenmesi de yapıldı. Henüz sigorta şirketleri bu alana yeterince ilgi göstermemişken, bu defa 10 Aralık 2018 ve 21 Haziran 2019 tarihli Resmi Gazetelerde yayımlanan kanun ve yönetmeliklerle ’6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’ kapsamındaki riskli alanlarda ve riskli yapıların bulunduğu parsellerde yürütülecek projeler için yapım işini üstlenen yapı müteahhidinin yapı ruhsatını alabilmesi için bina tamamlama sigortası yaptırması veya bakanlıkça belirlenen diğer teminat ve şartları sağlaması zorunluluğu getirildi” dedi.


6306 sayılı Kanun’un uygulama yönetmeliğinde değişiklik yapan 2 Eylül 2019 yürürlük tarihli yönetmelik ile ruhsat alabilmek için belirtilen şartlarda teminat verilmesi mecburi kılınırken, Bina Tamamlama Sigortası’nın yaptırılması durumunda öngörülen teminatın verilmesine ilişkin şartın aranmayacağının hükme bağlandığını hatırlatan Yaşar, “Böylelikle hem topraktan ya da maketten satış olarak bilinen ön ödemeli konut satışları hem de kentsel dönüşüm uygulamaları için bina tamamlama sigortası idarelerce aranan ve kabul edilen bir teminat olurken, konut sahibi olmaya çalışan lehdarları da bina ya da projelerin müteahhitler tarafından başlanmaması, yarım bırakılması gibi olası risklere karşı güvence altına alındı. Artık konut alıcıları Quick Sigorta güvencesinde konutlarını teslim alıp alamayacaklarına yönelik endişe yaşamadan başlarını sokacakları eve kavuşacak, yatırımcılar birikimlerini koruyacak, inşaat firmaları banka kredi limitlerini düşürmeden yapacağı binayı güvence altına alıp satışlarında avantaj sağlayacak” diye konuştu.


Firmalarının ülke ekonomisi için çalışmaya devam ettiğini belirten Ahmet Yaşar, konut inşaat projelerinde hem konut alıcısı tüketicileri, hem kentsel dönüşüm kapsamındaki arsa sahiplerini, hem inşaat firmalarını koruyan Bina Tamamlama Sigortası’nın Türkiye’de finansal sigortaların uzmanı firmalarının güvencesiyle başladığını ve hemen ciddi miktarlarda talep almaya başladıklarını söyledi. Quick Sigorta’nın 2 bin 500 acentesinin 81 il 600 ilçede Bina Tamamlama Sigortası ve diğer sigorta işlemleri için hazır olduğunu belirten Yaşar, detaylı bilgi ve başvuru için www.quicksigorta.com/bina-tamamlama adresinin ziyaret edilmesini istedi.



"Yatırımcıların zarar görmemesi için hayati bir ürün"


Türkiye’de yatırım yapılan en önemli varlık sınıflarından birisinin de konutlar olduğunu belirten Yaşar, Türk yatırımcıların özellikle yeni konut projelerini yatırım araçları olarak gördüğünü söyledi. Yaşar, “Yeni konut satışları en riskli yatırımlar arasında gösterilebilir. Yatırımcılar değer artış beklentilerini yükseltmek için riski yüksek olan bu tip yatırımlara yönelebiliyor. Bireysel yatırımcılar bazen aldıkları riskin farkında olmayabiliyor, getiri beklentilerini doğru ayarlayamayabiliyorlar. Bu açıdan Bina Tamamlama Sigortası ürünü, hem projelerin doğru risk seviyeleri ile tasarlanması için hem de riskler gerçekleştiğinde bireysel yatırımcıların zarar görmemesi için de hayati bir ürün olacak” dedi.


“Bina Tamamlama Sigortası kapsamında ya tüketicinin ödediği para yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi tarafından geri ödeniyor ya da sigorta şirketi binayı tamamlayıp tüketiciye teslim ediyor” diyen Ahmet Yaşar, konut alıcılarının ve yatırımcılarının nihai hedeflerine ulaşmasında firmalarının da önceliğinin binaların tamamlanması olduğunu belirterek, "Yeni konut projelerinin iş planlarını, finansman modellerini, risk durumlarını yakından takip edecek ve bunların yönetilmesi konusunda inşaat şirketlerine de yardımcı olabileceğiz. Eğer tüketici ve yatırımcıların aleyhine riskler gerçekleşirse de doğrudan projeye müdahil olarak projelerin tamamlanmasını sağlayıp küçük yatırımcıların zarar görmesini engelleyeceğiz. Bu bakımdan ürünümüz küçük ve bireysel yatırımcıların ve hatta nitelikli yatırımcıların finansal güvenliğini sağlayarak, yatırım ortamının iyileştirilmesinde de hayati bir rol oynayacak” dedi.



“Anadolu’ya destek olacağız”


Finansal sigortaların uzmanı Quick Sigorta ile tüketiciden yatırımcıya, müteahhitten iş geliştiriciye herkesin kazandığını vurgulayan Yaşar, sonuçta kazananın Türkiye ekonomisi olduğunun altını çizdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve Üretim Merkezi’nin ilk etabı yıl sonunda açılacak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 50 bin metrekarelik kapalı alanda hizmet verecek Hıfzıssıhha-Türkiye Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve Üretim Merkezi’nin ilk etabının inşaatının tamamlanarak, yıl sonuna kadar açılmasının planlandığını açıkladı. Türkiye’nin "aşı üretim üssü" için çalışmalar devam ediyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Sağlık Bakanlığı öncülüğünde 50 bin metrekarelik kapalı alanla hizmet verecek olan Hıfzıssıhha-Türkiye Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve Üretim Merkezi’nin ilk etap inşaatı yakında tamamlanıyor" ifadesini kullandı. İnşa çalışmaları hızla devam eden merkezde Türkiye’nin aşı alanında söz sahibi bir ülke olmasının planladığını belirten Bakan Koca, "Ankara Esenboğa Havalimanı yakınlarında 50 bin metrekarelik kapalı alana sahip olacak merkez, aşının yanı sıra bazı genetik ürünlerin AR-GE ve üretim çalışmalarını da yürütecek" dedi. İlk etabın yıl sonuna kadar açılması hedefleniyor Merkezin inşa çalışmalarının üç etapta ilerlediğini vurgulayan Bakan Koca, "İlk etabın inşaatı tamamlanma noktasına gelirken, bazı araştırma, üretim laboratuvarlarını içerisine alan bölümün yıl sonuna kadar hizmete alınması hedefleniyor. Merkez inşaatının ikinci etabında ise aşı üretim tesisleri yer alacak. Üçüncü etapta cihazların montajı ve ruhsatlandırılması işlemleri yapılacak" dedi. Aşıların "yerli ve milli" olacağına dikkati çeken Bakan Koca, şunları kaydetti: "Sağlık Bakanlığı, yeni Hıfzıssıhha Merkezi ve Türkiye’de aşı üretim süreçleriyle ilgili bilgi birikimine sahip bilim insanlarıyla bilgiyi ürüne dönüştürmeyi, yerli üretim imkanlarını geliştirerek dışa bağımlılığı azaltmayı amaçlıyor. Öncelikli olarak çocukluk çağı bağışıklama programındaki kuduz, Hepatit A ve suçiçeği gibi üç aşının teknoloji transferiyle Türkiye’de üretimi planlanıyor." Bakan Koca, merkezin faaliyete geçmesiyle birlikte 2028’den itibaren bağışıklama programındaki aşıların yüzde 86’sının Türkiye’de üretilmesinin planlandığını ifade etti.
Konya Liseli genç kondisyon bisikletinde harcadığı enerjiyi elektriğe çevirdi Konya’da meslek lisesinde eğitim gören 11. sınıf öğrencisi spor salonunda kondisyon bisikletinde harcadığı enerjinin boşa gitmemesi için fikrini paylaştığı öğretmeni ve sınıf arkadaşlarıyla geri dönüşüm malzemelerini kullanarak yaptığı kondisyon bisikletinde elektrik üretti. Konya’da yaşayan ve Mehmet Tuza Pakpen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde öğrenim gören 11. sınıf öğrencisi Abdullah Arda Efe, okul çıkışında spor salonuna gitti. Burada kondisyon bisikletine binen Abdullah Arda Efe, okuldaki öğretmenlerinden edindiği bilgi ile enerjisini boşa harcadığını düşünmeye başladı. Yahya, hareket enerjisini elektrik enerjisine çevirmek için spor salonundan çıkıp gittiği evinde proje hazırlamak için kolları sıvadı ve uzun süren bir çalışmanın ardından kondisyon bisikleti pedalına bağlayacağı çamaşır makinası motorundan elde edeceği elektriği aküye aktaracağı bir çalışma hazırladı. Öğretmenlerine sunduğu bu çalışmayla yapım aşamasına geçen Abdullah Arda Efe, arkadaşlarının da desteği ile kondisyon bisikletinden elektrik üretmeyi başardı. “Spor salonunda hareket enerjisinin boşa gittiğini fark ettim” Kondisyon bisikletinden elektrik üreten 11. sınıf öğrencisi Abdullah Arda Efe, “Spor salonuna günlük sporumu yapmaya gitmiştim. O sırada hareket enerjisinin boşa gittiğini fark ettim. Okulda derslerde gördüğümüz üzere hareket enerjisini elektrik enerjisine çevirebileceğimizi öğrenmiştik. Ben de böyle bir şey yapabileceğimi düşündüm. Hocalarıma sundum ve hocalarımızla böyle bir şey yapabileceğimize karar verdik. Çalışmalarımızla bu bisikletimizi ortaya çıkardık. Gayet de güzel çalışıyor. Hareket enerjisini elektrik enerjisine çevirerek günlük hayatta kullanılabilmemize imkan sağlıyor. Mesela, en basit telefonumuzu şarj ederken, televizyonumuzu çalıştırırken veya başka bir işte hiç fark etmez elektrik enerjisini kullanabiliyoruz” dedi. “Hedefim bu alandan ilerlemeyi düşünüyorum” Bisiklet ile ürettikleri elektrik enerjisini depoladıklarını anlatan lise öğrencisi Abdullah Arda Efe, "Ürettiğimiz elektriği istediğimiz gibi kullanabiliyoruz. İstersek ampul yakmakta, istersek makineleri çalıştırmak ve istersek telefonu şarj etmekte birçok şey de kullanabiliyoruz. En basit bir projemiz. Ülkemizde birçok spor salonunda böyle bisiklet var. Sadece spor salonlarında değil evlerde de var. Böyle bir şey hem insanlar için hem iş yeri sahipleri için hem de dünyamız için, çevre kirliliği açısından çok güzel sonuçlar elde edebileceğimize inanıyorum. Çalışmalarımıza gelecek olursak, ilerideki hedeflerim bu alandan ilerlemeyi düşünüyorum. Böyle makinelerle, insanlık yararına makineler yaparak hem ülkemize hem dünyaya hem kendime katkı sağlayacağımı düşünüyorum” şeklinde konuştu. “Telefonumuzu tam 30 kez şarj edebilmekte, 22 inç, 25 watt gücündeki bir led televizyonu 12 saat çalıştırabilmekte” Hazırladıkları projede birçok geri dönüşüm malzemesi kullandıklarını anlatan Abdullah Arda Efe’ye çalışmalarında destek veren sınıf arkadaşı Baki Yıldırım ise, “Çamaşır makinesinin motorunu kullandık. Normal 6 vitesli bisikletin vitesini kullandık. Onun dışında bisiklet kasasını onları söktük bu şekle getirdik. Böyle geri dönüşümü kullandık. Normal evlerde de bulabileceğimiz şeyleri aslında kullanmış olduk. 3 bin miliamper batarya kapasitesi olan bir telefonumuzu tam 30 kez şarj edebilmekte ve 22 inç, 25 watt gücündeki bir led televizyonu 12 saat çalıştırabilmektedir. Bununla beraber 1 saat hiç aralıksız pedal çevirirsek 640 kalori yakabiliriz. Tam dolu bataryamız ise 10 saat pedal çevirince tam dolu olmaktadır” ifadelerini kullandı. “Bu projenin başından sonuna kadar öğrenciler büyük ilgi gösterdiler” Öğrencilerin üretime katılması, özgüvenine kavuşmuş olmasının eğitim anlamında önemli olduğuna dikkat çeken Endüstriyel Otomasyon Teknik Alanı Öğretmeni Atölye Şefi Mehmet Ali Yılmaz, “Gerçekleştirebilir miyiz diye biraz bir literatür taraması yaptık. Fikrin güzelliği şöyleydi insanlar spor yaparken aynı zamanda açığa çıkan enerjinin değerlendirilmesi şeklindeydi. Biz bunun tabanını zaten derslerimizde işliyoruz. Çocuklara anlatıyoruz. Burada açığa çıkan hareket enerjisiyle elektrik üretilebileceğini, bunun depolanabileceğini, depolandıktan sonra da faydalı yerlerde kullanılabileceğini öngörerek bu projeye başladık. Bu projenin başından sonuna kadar öğrenciler büyük ilgi gösterdi. Öğrencilerin katılması, öğrencilerin oradaki parametreleri bilmesi, oradaki elemanlar hakkında bilgi sahibi olması tabii ki bizi sevindiriyor. Çocukların bu konuda biraz üretime iştahlı olmaları veya üretim için bir fikir yürütmeleri bizler için sevindirici bir durum. En azından öğrencinin üretime katılması veya bir şeyler yapabileceği özgüvenine kavuşmuş olması bile eğitim anlamında bizim bir yerlere geldiğimizi gösteriyor. Bu da bizler açısından en azından öğrencilerimiz için bir geri dönüş olarak faydalı olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.