POLİTİKA - 12 Eylül 2021 Pazar 14:25

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu: "Ya olacağız ya öleceğiz diyerek emperyalistlerin mankurt darbecilerine göğsümüzü siper ettik"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu: "Ya olacağız ya öleceğiz diyerek emperyalistlerin mankurt darbecilerine göğsümüzü siper ettik"

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, 12 Eylül dolayısıyla düzenlenen etkinlikte konuşarak, “Cumhurbaşkanımızın yanında ‘ya olacağız ya öleceğiz’ diyerek emperyalistlerin mankurt darbecilerine göğsümüzü siper ettik.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, 12 Eylül dolayısıyla düzenlenen etkinlikte konuşarak, “Cumhurbaşkanımızın yanında ‘ya olacağız ya öleceğiz’ diyerek emperyalistlerin mankurt darbecilerine göğsümüzü siper ettik. Milletçe onlara biz öyle bir darbe yaptık ki, feryatları Pensilvanya’ya ulaştı” dedi.


Yerli Düşünce Derneği, 12 Eylül 1980 darbesinin 41. yıl dönümü dolayısıyla bir organizasyon düzenledi. Düzenlenen organizasyona Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu’da katıldı. Etkinlikte konuşan Yalçın Topçu, Türkiye tarihinde birçok darbe olduğuna, ancak 15 Temmuz’da bütün darbecilere Türk milleti olarak cevap verdiklerini söyledi.



“650 bin kişi gözaltına alınıp, 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı”


Yerli Düşünce Derneğinin düzenlediği toplantıda 12 Eylül darbesinde binlerce kişinin mağdur edildiğini hatırlatan Yalçın Topçu, “Onların Çocukları tarafından, milli iradeye ve milletin çocuklarına karşı 27 Mayıs’tan 20 yıl sonra 12 Eylül’de Türkiye’nin büyüme, kalkınma, güçlenme ve demokrasi hedeflerine yetişmiş idealist insan envanterine ikinci defa kanlı bir darbe daha vuruldu. 650 bin kişi gözaltına alınıp, 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 7 binden fazla insan için idam istendi. 517 kişiye idam cezası verilip, 50 kişi idam edildi. 14 bin kişi vatandaşlıktan atılıp, 100 bine yakın insan örgüt üyesi suçundan yargılanıp, 30 bin kişi sakıncalı diye işine son verildi. 4 bine yakın öğretmen ve yüzlerce üniversite görevlisi açığa alınıp bir de kamu haklarından men edilmişti” ifadelerini kullandı.



“Ya olacağız ya öleceğiz diyerek emperyalistlerin mankurt darbecilerine göğsümüzü siper ettik”


Gerçekleştirilen 12 Eylül darbesinde gösterilemeyen direniş ve kazanılamayan zaferin 15 Temmuz darbe girişiminde gösterildiğini ve zafer kazanıldığını belirten Topçu şunları kaydetti:


“Bizim kuşağımız, ‘Şartların olgunlaşmasını bekledik!’ diyen 12 Eylül darbesini yapan Gözkamanların ve Washington’da Türk-ABD Konseyi kapanış balosunda ‘Sincan’da demokrasiye balans ayarı yaptık’ diyen 28 Şubat post modern darbeci mankurtların zalimce ve hak hukuk tanımaz uygulamaları ile büyük zulümler gördü ve telafisi olmayan mağduriyetler yaşadı. Ama çok şükür yılmadık, sinmedik dedelerimizin 27 Mayıs’ta, babalarımızın 12 Eylül’de yapamadıklarını, 28 Şubat’ta ‘Namlusunu Millete Çevirmiş Tanka Selam Durmam’ diyen cennet mekân Muhsin Başkan’ım ve 28 Şubat Cuntası tarafından kurulan Batı Çalışma Grubuna karşı Demokrasi Çalışma Grubunu kuran rahmetli Hasan Celal Güzel Ağabey gibi biz de 15 Temmuz’da ‘ölümüne, ölümüne’ diyen Cumhurbaşkanımızın yanında ‘ya olacağız ya öleceğiz’ diyerek emperyalistlerin mankurt darbecilerine göğsümüzü siper ettik. Milletçe onlara biz öyle bir darbe yaptık ki, feryatları Pensilvanya’ya ulaştı.”



“Zalimler için de cehennem var”


Bu güne kadar karşılaştıkları her türlü sorunla mücadele ettiklerini söyleyen Topçu şöyle devam etti:


“Bugün burada bu mütevazı toplantı vesilesiyle bir araya gelen bizlerin ayrı ayrı kaderi gereği yaşadığı acı mağduriyetleri var. Fakat bizler inanıyoruz ki, zalimler için de cehennem var. Ama şunu gururla söylemek isterim ki; bizler acı çektik, mağdur edildik, gadre uğradık ama eğilip bükülmedik, darağaçları gösterilerek tehdit edildik fakat adamlığımıza gölge düşürmedik, çok şükür her birinizin şerefli bir mazisi, destansı bir hikayesi var. ‘Onların Çocuklarının’, ‘Milletin Çocuklarına karşı yaptıkları 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat ve 15 Temmuz darbelerini yapan kuklaları ve onların iplerini elinde tutanları lanetliyor, mağdur ve mazlumlarını da saygı, rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyoruz. Allah, vatan, millet ve devlet için canlarını feda eden bütün aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor; gazilerimize sağlık ve esenlikler diliyoruz. Birliğimiz ve dirliğimiz daim olsun. Allah; vatanımızı, milletimizi, devletimizi korusun, yüceltsin ve yükseltsin.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.