POLİTİKA - 23 Mayıs 2019 Perşembe 22:23

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “29 bin 689 yeni sağlık çalışanını kamuda istihdam edeceğiz”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “29 bin 689 yeni sağlık çalışanını kamuda istihdam edeceğiz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu yıl içinde 29 bin 689 yeni sağlık çalışanını kamuda istihdam etmek için süreci başlattık.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu yıl içinde 29 bin 689 yeni sağlık çalışanını kamuda istihdam etmek için süreci başlattık. Yani yaklaşık 30 bin. İlk etapta 12 bin sağlık personelinin alımını gerçekleştireceğiz” dedi.


Sağlık çalışanları ile iftarda bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, atama bekleyenlere müjde vererek yaklaşık 30 bin sağlık çalışanının yıl sonuna kadar kamuda istihdam edileceğini söyledi.



“İslam aleminin iç karartıcı durumunun vebali öncelikle, bize aittir, Müslümanlara aittir”


Yakın coğrafyada yaşanan hadiselerin İslam alemine çok ciddi bir muhasebe yapılması gerektiğini söylediğini belirten Erdoğan, “O kadar acı manzaralarla karşılaşıyoruz ki, bir Müslüman olarak tarif etmekte, anlamlandırmakta zorlanıyoruz. Öyle hadiselere şahit oluyoruz ki, hayata ve geleceğe dair umutlarımız yerini karamsarlığa bırakıyor. Bir sapkın çıkıp üzerine sardığı bombalarla bir ibadethaneyi içerisindeki masumlarla beraber havaya uçurabiliyor. Bir başkası o ülkede yaşayan milyonlarca Müslümanı töhmet altında bırakma pahasına kilisede dua eden insanları vahşice öldürebiliyor. İslam adına hareket ettiğini zanneden zavallılar, semalarından ezanların asırlardır eksilmediği İslam beldelerini işledikleri cinayetlerle kan ve gözyaşına boğabiliyor. Komşumuz Suriye’de olduğu gibi, diktatörler sırf iktidarlarını korumak adına hiçbir kural, ahlak tanımadan kendi ülkelerini devasa bir enkaz yığınına çevirebiliyorlar. Gönül coğrafyamızın dört bir yanına baktığımızda maalesef barışa, sükunete, huzura aç bir İslam dünyası görüyoruz. Yüzyıllardır esenlik yurdu olarak nam salmış, ilim irfan merkezlerimiz bugün iç çatışmalarla, varil bombaları ile kundaktaki çocuğunu kara toprağa veren annelerin feryatları ile anılıyor. İşte Şam, Bağdat, Arakan, hepsi böyle. Hiç şüphesiz bu kötü tablonun failleri bellidir. Bir damla petrolü bir damla kandan daha değerli gören karanlık zihniyetin elbette coğrafyamızda yaşanan tüm dramlarda rolü vardır. Menfaatlerine kul köle olan tufeylilerin gerilimi körükledikleri, böl, parçala, yönet politikası ile bölgemizi sömürdükleri bir hakikattir. Batı başkentlerinin şatafatlı görüntüsünün altında yüz milyonlarca Afrikalı ve Asyalının alın teri, gözyaşı olduğu inkar edilemez bir gerçektir. Ancak yüreklerimizi dağlayan, ramazan sevincimize gölge düşüren bu sahnenin müsebbibi sadece işgalciler, sadece emperyalist güçler değildir. Irak’ta, Libya’da, Afganistan’da, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da hüküm süren dramların tek sorumlusu çıkarlarının peşinde koşanlar da değildir. Açıkça söylemek gerekirse İslam aleminin iç karartıcı durumunun vebali öncelikle, bize aittir, Müslümanlara aittir. İmsak ile birlikte oruç ibadetine başlayanlar, günde 5 kez aynı kıbleye yönelenler, aynı yaratıcıya, aynı mukaddes kitaba inananlar, şayet kalkıp birbirlerine silah doğrultabiliyorsa, birbirlerini hunharca katledebiliyorsa burada yanlış giden başka şeyler var demektir. Kendi iç muhasebemizi, kendi iç sorgulamamızı yapmadan başkalarından insaflı olmalarını bekleyemeyiz. Bin 400 yıllık kardeşliğimize önce biz sahip çıkmazsak, kardeşlik hukukunu önce biz yüceltmezsek unutmayalım ki, bunu başkaları bizim adımıza yapmayacaktır. Biz problemlerimizin üzerine cesaretle gitmezsek kimse bizim için elini tayın altına koymayacaktır. Ramazan işte bunun için önemli ve anlamlıdır” diye konuştu.



“Hasta başına düşen hemşire sayısını artıracağız”


Sağlık sektöründe yapılan yenilikleri anlatan Erdoğan, yaşadığı trafik kazası sonrasında hastanelerde başına gelenleri paylaştı. Erdoğan, “Son 17 yılda ülkemizdeki mevcut hastanelerin büyük bölümünü yeniden yaparak hastane sayısının in 536’ya çıkarttık. Hastanelerimizin yatak sayısını iki katı artırarak 238 bine çıkarttık. MR cihazı sayısını 58’den 892’ye, tomografi cihazı sayısını 323’ten bin 216’ya, diyaliz makinesi sayısını 4 bin 900’den 17 bin 330’a yükselterek teşviş ve tedavi imkanlarını genişlettik. Ambulans sayımızı bu gün tamamı yeni olmak üzere 618’den 5 bin 148’e ulaştırdık. Gerede’den Ankara’ya doğru gidiyoruz, kış mevsimi, arabamız kaymaya başladı. Karşıdan Urfa Cesur geliyor, döndük döndük Urfa Cesur’un altına girdik. Bizi oradan kaptılar Düzce’ye götürdüler. Düzce’de hastane bize hemen sorgu sual, ‘sigortalı mısın emekli misin?’ Biz zaten o anda komadayız, baygın durumdayız. Bir şey duyduğum yok. Arkadaşlarım da öyle, 5 kişiyiz, bir arkadaşımızın durumu fena değil; ‘görmüyor musun hallerini, neyi soruyorsun, müdahaleni yapsana’ dedi. Orada müdahale yapılmadı. Bizi ambulansla değil, karavan tipi minibüsün içine dört arkadaşımızı yatırdılar, şu anda milletvekilimiz, geçen dönemde Gençlik ve Spor Bakanı olan Osman Bey’in eline verdiler serumları, bir tane serumları takmak için ne diyorsunuz bilmiyorum, oradan biz Bolu’ya devam ettik. Bolu’da yine soruyorlar, ‘sigortalı mı emekli mi?’ En sonunda kendimize geldik, ‘sigortalı’ dedik ve Bolu sigorta hastanesine gittik. Kaburgalar kırılmış, suratlarımız kan revan içinde, orada 1 hafta tedavi, hamdolsun düzeldik ama şimdi öyle bir şey yok. Şimdi soramazsın, kapına hasta geldiği anda içeri alacaksın, ilk müdahaleni yapacaksın. Şu anda yaptığımız bu. Nereden nereye geldik. Çünkü ben damdan düştüm. Onun için ilk iş eğitimden ve sağlıktan başladık. Sağlığa bu kadar önem vermemizin sebebi bu. Şu anda Avrupa buraya gelmeye başladı. İskandinav ülkeleri hastalarını buraya gönderiyor. Şehir hastaneleri ile beraber Türkiye bir devrim yaşıyor. 30 büyük şehirde şehir hastanelerimizi yapacağız. Evde sağlık hizmetleri ile Türkiye’yi 1 milyon 337 bin vatandaşımızın ayağına sağlık hizmeti götüren bir ülke haline getirdik, dünyada var mı bunun başka benzeri? Sağlık personelimizin sayısını 378 binden 1 milyon 11 bine ulaştırarak sağlık hizmetlerimizin insan kaynağını güçlendirdik. Ama yetmez dedik, şimdi tıp fakültelerinin sayısını artırmak suretiyle doktorlarımızın gelişini de artıralım. Bakanıma da söyledim, hemşire noktasında sağlık meslek liselerine galiba sıcak bakılmıyor. Sağlık meslek liselerinden mezun olanları da biz Sağlık Bakanlığımız kapsamında değerlendirelim. Hasta başına düşen hemşire sayısını artıracağız. Hemşire noktasında bir zafiyete asla düşmeyeceğiz. Her hasta başına hemşiremizin geldiğini görecek” şeklinde konuştu.



“29 bin 689 yeni sağlık çalışanını kamuda istihdam etmek için süreci başlattık”


Sağlık çalışanı istihdamına ilişkin bir müjde paylayan Erdoğan, “Burada bir müjdeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Bakanım da güldüğüne göre anladı meseleyi demek ki, herhalde hazırlığı da vardır. Bu yıl içinde 29 bin 689 yeni sağlık çalışanını kamuda istihdam etmek için süreci başlattık. Yani yaklaşık 30 bin. İlk etapta 12 bin sağlık personelinin alımını gerçekleştireceğiz. Şimdiden hayırlı olsun” dedi.



“Yıllık 550 bin yabancı hasta rakamına ulaşmış durumdayız”


Sağlık turizminde Türkiye’yi bölgesel çekim merkezi haline dönüştürmeye çalıştıklarını söyleyen Erdoğan, “Yıllık 550 bin yabancı hasta rakamına ulaşmış durumdayız. Bu sayı her geçen gün daha da artıyor. Bir de güven var. Türk doktoruna, buradaki hizmete batılı güveniyor. Bizim hemşirelerimiz, doktorlarımız hastasına karşı gururlu, kibirli değil. Batı’dan Helga da Corç da buraya geliyor. Hasta şefkat ister, burada o da var. Doktorlarımızın kalitesi de ortada. Burası bir sağlık havzası haline inşallah geliyor. Ülkemiz bütçesinde bir kara deliğe dönüşen ilaç ve tıbbi cihaz meselesinde de yerli üretimi teşvik ediyoruz. Hastalarımızı mağdur etmeden, kaliteden ödün vermeden yerli ilaç ve tıbbi cihaz sanayimizi inşallah güçlendireceğiz. Türkiye’yi sadece kendi ihtiyaçlarını karşılayan değil, aynı zamanda dost ve kardeş ülkelerin ilaç ve tıbbi cihaz taleplerine cevap veren bir ülke konumuna getireceğiz” ifadelerini kullandı.


Erdoğan konuşmasının sonunda sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin engellenmesi başta olmak üzere haklarının korunmasına ilişkin adımları İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı ile kararlı bir şekilde sürdürdüklerini söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat’ta yaşanan 4,7 büyüklüğündeki deprem anı güvenlik kamerasında Tokat’ta yaşanan 4,7 büyüklüğündeki depremin ardından, Tokat Sulusaray ilçesi Belediye Başkanı Davut Kılıç, ilçede herhangi bir olumsuz durumun bulunmadığını söyledi. Öte yandan deprem anı güvenlik kameralarına yansıdı. AFAD tarafından açıklanan bilgilere göre, saat 01.06’da merkez üssü Sulusaray ilçesi olan 4,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, 9,97 kilometre derinlikte kaydedildi. Sarsıntı Sivas ve Yozgat illerinden de hissedildi. Depremi hisseden vatandaşlar büyük bir panik yaşayarak kendilerini dışarı attı. Deprem anı iş yerlerinin güvenlik kameralarına yansırken Tokat Sulusaray Belediye Başkanı Davut Kılıç, açıklamalarda bulundu. Başkan Kılıç, şu ana kadar herhangi bir olumsuz durumun olmadığını fakat dikkatli olunması gerektiğini söyledi. “Yıkılan, hasarlı bir bina yok” Kılıç, ilçede yıkılan ve hasarlı bir binanın olmadığını ifade ederek, “Saat 01.06’da Sulusaray ilçe merkezli 4,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Şu ana kadar herhangi bir olumsuzluk yok. Yıkılan, hasarlı bir bina yok. Herhangi bir can kaybı ve yaralanma da yok. Köylerimizde de sorun yok. Özellikle vatandaşlarımız bu gece, dikkatli, uyanık olmasını ve mümkünse bu geceyi dışarda geçirmeleri önemli. Vatandaşlarımızı dikkatli olmaları konusunda anons yaparak uyarıyoruz. Deprem ülkemizin gerçeği. İlçemiz de Kuzey Anadolu fay hattına yakın bölgede bulunuyor. Hepimize geçmiş olsun” dedi. Vatandaşlar ise depremi hisseder hissetmez kendilerini evden dışarı attıklarını belirtti.
İstanbul İstanbul’da taksiciler öldürülen meslektaşları için toplandı İstanbul’da yüzlerce taksici Sarıyer’de gasp edilip öldürülen meslektaşları Yaşar Yanikyürek için bir araya geldi. İstanbul’un çeşitli noktalarında bir araya gelen taksicilerin katılımıyla, yol kenarında ölüme terk edilen Yaşar Yanıkyürek’in cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı gasilhanesine getirildi. İstanbul’da taksisine aldığı yabancı uyruklu iki şahıs tarafından öldürülüp Sarıyer’de yol kenarına atılan Yaşar Yanıkyürek için yüzlerce meslektaşı bir araya geldi. İstanbul’un farklı noktalarında toplanan taksiciler bir araya gelerek Yaşar Yanıkyürek’in cenazesinin Zincirlikuyu Mezarlığı’na getirilmesine eşlik etti. Farklı noktalarda toplanan taksiciler Beyoğlu’nda bir araya gelerek konvoy halinde Zincirlikuyu Mezarlığı’na hareket etti. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemleri aldı. Zincirlikuyu Mezarlığı önünde toplanan taksiciler burada basın açıklaması yaptı. Konuyla ilgili konuşan İstanbul Taksi Şoförleri Derneği Başkanı Deniz Dündar, “Bugün 14.30 sularında Anadolu Yakası’ndan aldığı yolcu ile Avrupa Yakası Sarıyer Tarabya, bizim Madenler dediğimiz bölgede yabancı yolcusu tarafından katledilen Yaşar Yanıkyürek abi için bütün meslektaşları olarak, arkadaşları olarak buradayız. Cenazemizi yalnız bırakmadık. Bu bizim ilk cenazemiz değil, görünene göre son cenazemiz de olmayacak. İki üç ay önce İzmir’de Oğuz Erge kardeşimiz, yaklaşık 9-10 ay önce Yıldıztabya, Gaziosmanpaşa’da Samet Kubiloğlu kardeşimiz, ondan 1 sene öncesine kadar Aydın Altun abimiz, bu ne ilk ne de son. Biz bir an önce yetkililerden taksicilerin can ve mal güvenliği için ivedi bir şekilde çalışma yapmalarını arzu ediyoruz. Bugün Yaşar abi için buradayız, cenazemizi gasilhaneye teslim ettik. Yarın Feriköy Mezarlığında öğle namazına müteakip defnedip son görevimizi yerine getireceğiz ama bunun son olup olmadığını bilmiyoruz. Ne yazık ki evden helalleşerek çıkıyoruz. Bir an önce yetkililerden, kabinli araç ya da başka bir çözüm bekliyoruz. Buna yetkililer, İstanbul’da taksiyi yönlendiren UKOME kurulu karar verecek. Bizler dernekler olarak, daha önce büyükşehir belediyesine bunun müracaatını yaptık. Bu ilk değil son değil. Biz helalleşerek çalışmak istemiyoruz. Bizler huzur, güven içinde çalışmak istiyoruz. Bizler STK’lar olarak sizler için her şeyi yapıyoruz. Bu işin hızlanması için sizlerin de bir an önce müracaatta bulunmanız gerekmektedir. Lütfen bizim sesimizi artık duyun. Lütfen bizi ciddiye alın" ifadelerini kullandı. "Azrailimizi yanımızda taşıyoruz" Ölümlerin artık son bulması için yetkililerin önlem almasını isteyen ve evden helalleşerek çıkıyoruz diye belirten Deniz Dündar, "Bugün bu, yarın bir başkası, kimi taşıdığımızı bilmiyoruz. Azrailini yanında taşıyan bir meslek grubu haline geldik. Bütün yetkililere, özellikle taksici dostu cumhurbaşkanımıza sesleniyorum; Sayın Cumhurbaşkanım lütfen bu çığlığımızı, bu haykırışımızı duyun” şeklinde konuştu.
İstanbul İstanbul’da taksiciler öldürülen meslektaşları için eylem yaptılar İstanbul’da bir grup taksici bir araya gelerek, öldürülen taksici Yaşar Yanıkyürek için ve son zamanlarda taksicilere yönelik artan sözlü şiddet ve cinayetleri, kötü şartları protesto etmek için eylem yaptı. İstanbul Sarıyer’de 34 TFY 89 plakalı taksinin şoförü Yaşar Yanıkyürek, otomobilinde önce gasp edildikten sonra bıçaklanarak yol kenarına atılmıştı. Bu duruma tepki gösteren bir grup taksici bir araya gelerek, son zamanlarda taksicilere yönelik artan sözlü şiddet ve cinayetler, kötü şartları protesto etti. Göztepe Köprüsü önünde toplanan taksiciler, Beşiktaş Meydanı önüne kadar konvoy yaptı. Göztepe Köprüsü önünde basın açıklaması yapan taksiciler, ardından Beşiktaş Meydanı’na doğru yolu çıktı, oradan tekrar Göztepe Köprüsü’ne gelen taksiciler protestoyu sonlandırdı. Durumla ilgili konuşan taksici Osman Balıkçı, "Burada bugün toplandık, iyi bir şey için toplanmak isterdik ama maalesef ki kötü bir olay için toplandık. Sevdiğimiz bir taksici ağabeyimiz Yaşar ağabeyimiz bugün hakkın rahmetine kavuştu. Bir vatandaş Ataşehir’den binip Sarıyer tarafına gidiyor ve ağabeyimizi katlediyor. Bu üzücü haberi aldıktan sonra bütün taksi camiası olarak toplandık. Şimdi de güzergahımız olarak buradan çıkacağız, artık sesimizin duyulmasını istiyoruz. Biz senelerdir gece çalışıyoruz, burada arkamda duran bütün abilerim, arkadaşlarımız hepsi evlerine ekmek parası götürmek için gece sabaha kadar çalışıyorlar ve hiçbir güvencemiz yok, bugün de gördük ki bu kadar basit bir şekilde, üstelik gündüz vakti bir abimizi kaybettik. Yaşar abimiz hakkın rahmetine kavuştu ancak bu ne ilk ne de son olacak gibi duruyor, burada toplanmamızın amacı sadece insanlara zarar vermek ya da bir şeyleri engellemek değil, sadece sesimizi duyurmak için buradayız. Buradaki bütün arkadaşlar da bu saatten sonra sadece can güvenliklerini ve Yaşar abimiz gibi bir son olmaması için ellerinden geldiğince birbirlerini kolladıkça da bir şeylerin olmasını istiyorlar ama maalesef olmuyor. Buradan yetkililere sesleniyoruz, bugün bir abimizi daha kaybettik, Yaşar Yanıkyürek ağabeyimiz bıçaklanarak katledildi. Bunların yaşanmaması için yetkilileri de artık göreve bekliyoruz. Şu anda Göztepe köprüsü altından çıkacağız, Beşiktaş güzergahında kimseyi rahatsızlık vermeden sessiz bir protesto yapacağız, bu sessiz çığlığımızı lütfen duyun. Toplamda yaklaşık 600-700 araçlık bir grup olacak" ifadelerini kullandı.