POLİTİKA - 11 Ekim 2021 Pazartesi 16:50

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "3600 ek gösterge meselesini önümüzdeki yılın sonuna kadar çözüme kavuşturmayı planlıyoruz"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "3600 ek gösterge meselesini önümüzdeki yılın sonuna kadar çözüme kavuşturmayı planlıyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "3600 ek gösterge meselesini önümüzdeki yılın sonuna kadar çözüme kavuşturmayı planlıyoruz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "3600 ek gösterge meselesini önümüzdeki yılın sonuna kadar çözüme kavuşturmayı planlıyoruz. Bunun üzerinde çok spekülasyonlar yapılıyor. Ana muhalefetin başındaki zat bu sözü ben verdim falan diyor. Sen neyin sözünü veriyorsun ya? Bu iş bizim işimiz. Biz kuru kuruya söz vermeyiz, biz yaparız" dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen ’Mesleki Eğitimde 1000 Okul Projesi’nin kapanışı ve ’50 Ar-Ge Merkezinin Açılış Töreni’ne katıldı.


Afyonkarahisar’da meydana gelen kazada hayatını kaybeden öğrencilere Allah’tan rahmet, yaralılara ise acil şifalar dileyen Erdoğan, eylül ayı itibariyle yüz yüze eğitime geçildiğini anımsatarak, "81 vilayetimizin tamamında okul öncesinden üniversiteye kadar eğitim öğretimin her seviyesinde, yüz yüze eğitime başlamış olduk. Beşinci haftasını geride bırakan eğitim faaliyetlerimiz, hamdolsun ciddi bir sorunla karşılaşmadan başarıyla devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığımız ve Sağlık Bakanlığımız sürecin sorunsuz bir şekilde ilerlemesi hususunda gereken her türlü tedbiri alıyor" dedi.


İllerde mülki idare amirlerinin konuyu yakından takip ettiğini bildiren Erdoğan, "Velilerimizin ve okul aile birliklerimizin de yüz yüze eğitimin sürdürülmesi için samimi gayret gösterdiklerini görüyoruz. Sürecin başarısı için tedbirlere uyum başta olmak üzere her konudaki gayretlerimizi biraz daha artırmamız gerekiyor. İnancımıza göre, takdir tedbire mani değildir. Salgınla mücadelede bilimin ve tıbbın sunduğu araçlardan faydalanmak, hem insan hem de Müslüman olarak bizim görevimizdir. Devletimiz insanı yaşat ki devlet yaşasın prensibine uygun şekilde birçok gelişmiş ülkelerden önce gereken her imkanı vatandaşlarına sunmuştur. Aşılamadaki eşikleri hızla aşarak toplumsal bağışıklığı ne kadar çabuk sağlayabilirsek, önümüzdeki kış ayalarında o derece rahat ederiz. Havaların soğumasıyla beraber sıkıntıların artmasına engel olamayız. Bu konuda tüm vatandaşlarımızın gereken hassasiyeti göstereceğine inanıyorum" diye konuştu.



"Güçlenen altyapısı ve güçlenen imkanlarıyla, modern AR-GE merkezleri vizyoner ve yetkin eğitimci kadrosuyla yeni çekim merkezleri olacaktır."


Hükümet olarak eğitim öğretimin kesintiye uğramaması için çalışırken aynı zamanda yeni yatırımlarla eğitim altyapısının tahkim edildiğini belirten Erdoğan, "Mesleki eğitimi güçlendirmek vesilesiyle hayata geçirdiğimiz bu projeyle belirlenen okullara bir yılda bir milyar lira yatırım yaptık. Proje kapsamında bin okula bin kütüphane kazandırmanın yanı sıra, toplam 10 bin akıllı tahta ve bin fizik, kimya, biyoloji laboratuvarı kurduk. Ayrıca mevcut mesleki alan laboratuvarı ve atölyelerini güçlendirdik. Bu okullarımızın döner sermaye kapsamındaki üretimlerini artırmak için 544 yeni atölye laboratuvar kurduk, 282 atölyeyi de güncelledik. Proje dahilindeki bin meslek okulumuzun bakım ve onarımlarını da yaparak eksiklikleri giderdik. Bugün 1000 Okul Projesinin yanı sıra 24 ilde mesleki ve teknik eğitim veren okullarımızda kurulan 50 AR-GE merkezimizin de açılışını yapıyoruz" ifadelerini kullandı.


"Öğretmen ve öğrencilerimizin yeni ürünler tasarlaması ve bu ürünlerin fikri mülkiyet haklarını alarak ekonomik bir değere dönüştürmesi amacıyla hayata geçirdiğimiz AR-GE merkezlerini son derece önemli buluyoruz" diyen Erdoğan, "AR-GE merkezleri ile öğrencilerimiz hem fikirleri somutlaştırma fırsatı bulacak hem de okullarından başlayarak ekonomimize katkı sunacaklardır. Yine bu merkezler vasıtasıyla öğrencilerimizin mesleki becerileri artarken yeni teknolojilerin takip edilmesi de kolaylaşacaktır. Güçlenen altyapısı ve güçlenen imkanlarıyla, modern AR-GE merkezleri vizyoner ve yetkin eğitimci kadrosuyla yeni çekim merkezleri olacaktır. Nitekim son dönemde mesleki ve teknik eğitimi destekleyici politikalarımızın müspet sonuçlarını birçok alanda görüyoruz" dedi.


"28 Şubat döneminin, Türk eğitim sistemi ve ekonomimize yaptığı en büyük kötülüklerden biri olan katsayı zulmünün ortadan kalkmasıyla bu okullarımıza yönelik toplumuzdaki önyargılar da önemli ölçüde kırıldı" diyen Erdoğan söyle konuştu:


"Hem gençlerimiz hem aileleri kariyer planlamalarında mesleki ve teknik eğitime daha fazla önem vermeye başladı. Üreticilerimiz, sanayicilerimiz ve resmi kurumlarımız da lise çağında verilen mesleki eğitimin değerini çok daha iyi anlamıştır. Bu anlayış birliği neticesinde tüm sektörlerle güçlü ve kapsamlı iş birlikleri kurulurken eğitim, üretim, istihdam güçlendirmiştir. Liselere geçiş sisteminde başarı gösteren öğrencilerimiz, artık mesleki eğitimi daha fazla tercih ediyor. Kimi savunma sanayi kuruluşlarımız ile sanayi bölgelerimizin himayesinde eğitim veren okullar evlatlarımızın tercihlerinde en üst sıralara çıktı. Meslek liselerimiz artık patent alabilecek düzeyde yenliklere imza atıyorlar. Bu okullarımızın başarıları arttıkça mesleki eğitime yönelik ilgi de ülkemiz genelinde güçleniyor. 2019-2020 eğitim ve öğretim yılının temasını ’Mesleki ve Teknik Eğitimde Patent, Faydalı Model, Marka ve Tasarım Yılı’ olarak belirlemiştik. Sonuçta yıl içinde 803 patent faydalı model tasarım ve marka başvurusu yapılmış ve bunların 188’i tescil edilmiştir. Bu yıl ise 250 ürün tescili hedeflenmiş ve şu an itibariyle, 198 adet faydalı model tasarım ve marka tescili alınmıştır. Aynı şekilde meslek lisesi mezunlarımızın üniversite sınavlarındaki başarı grafiğinin giderek yükselmesinden memnuniyet duyuyoruz."



"Bir dönem evlatlarımız arasında öz-üvey ayrımı yapan politikaların izleri tamamen silinmiştir"


Artık tüm eğitim kurumlarının eşit tutulduğunu bildiren Erdoğan, "Bir dönem evlatlarımız arasında öz-üvey ayrımı yapan politikaların izleri tamamen silinmiştir. Ülkemizde artık herhangi bir okul türüyle ilgili ayrımcılık, ötekileştirme ve adaletsizlik yoktur. Hangi lisede okursa okusun devletimizin nazarında evlatlarımız eşittir, aynı hak ve imkanlara sahiptir. Eğitimde eşitlik ve adaleti tüm yönleriyle tesis etmek, hükümetimizin öncelikli meselesi olmayı sürdürecektir. Eğitimde günü kurtarmanın değil, istikbalimizi garantiye almanın derdindeyiz. Türkiye’yi milletimize söz verdiğimiz şekilde eğitim, sağlık, adalet ve emniyet temelleri üzerinde yükseltmeyi sürdürüyoruz. Bu amaçla son 20 yılda hazırladığımız tüm bütçelerde aslan payını eğitime ayırdık" şeklinde konuştu.


2002 yılında eğitim bütçesinin 7 buçuk milyar lira iken 2021 yılında bu rakamın 147 milyar liraya yükseldiğini kaydeden Erdoğan, "Görüldüğü gibi nereden nereye. Yükseköğrenimi de dahil ettiğimizde bu yılki eğitim bütçemiz 211 milyar lirayı aşıyor. Yine 20 yıl önce resmi özel dahil, okul ve kurum sayımız 50 bin 877 iken bugün bu sayı 88 bin 325’e çıktı. Ülkemiz genelindeki derslik sayısını da 343 binden 601 bin seviyesine getirdik. Kadro tahsislerinde de en büyük payı eğitime veriyoruz. 2002 yılından bugüne kadar tam 713 bin 625 öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdik. Önceki ay yüreği kıpır kıpır idealist 20 bin genç öğretmenimizi görevlerine başlatmanın gururunu yaşadık. İlave 15 bin öğretmen ataması müjdesini paylaşmıştık" ifadelerini kullandı.


3600 ek göstergeye ilişkin açıklamada bulunan Erdoğan, "Aynı şekilde öğretmenlerimizi de kapsayan 3600 ek gösterge meselesini önümüzdeki yılın sonuna kadar çözüme kavuşturmayı planlıyoruz. Bunun üzerinde çok spekülasyonlar yapılıyor. Ana muhalefetin başındaki zat bu sözü ben verdim falan diyor. Sen neyin sözünü veriyorsun ya? Bu iş bizim işimiz. Biz, kuru kuruya söz vermeyiz, biz yaparız. Bizim için asıl olan evlatlarımızla birlikte geleceğimizi de emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin huzuru, esenliği, refahı ve motivasyonudur. Son 19 yılda devletimizin imkanları genişledikçe toplumumuzun tüm kesimleri gibi öğretmenlerimiz de bundan payını almıştır. Bundan sonra da diğer kamu görevlilerimizle birlikte eğitim camiamızın yanında olmayı sürdüreceğiz. Bu süreçte öğretmenlerimizden tek talebimiz öğrencilerimizi büyük ve güçlü Türkiye vizyonuyla özgüven sahibi bireyler olarak yetiştirmeleri, onları sadece bugüne değil yarına da en donanımlı şekilde hazırlamalarıdır. Bu gençler sizlerin eseri olacak, dolayısıyla yarınları, 2053 ve 2071’i biz bu gençlerimizle inşa edeceğiz" diye konuştu.


Öğrencilere tavsiyelerde bulunan Erdoğan, "Öğrencilerimizden beklentimiz devletimizin, ailelerinin ve hocalarının kendileri için yaptığı fedakarlığın bilinciyle derslerine yoğunlaşmalarıdır. Her evladımızdan sporda, bilimde, sanatta mesleki alanda becerilerini ilerletmesini vaktini en verimli şekilde değerlendirmenin yollarını aramasını istiyoruz" dedi.



"Türkiye’de mesleki eğitimi yeni bir evreye taşıyacağız"


Mesleki eğitimde müjdeler paylaşan Erdoğan şunları kaydetti:


"Mesleki eğitim merkezlerinde kapasitenin daha fazla artırılması ve genç işsizlik oranının düşürülmesi için iki yeni düzenleme yapıyoruz. Birincisi mesleki eğitim merkezlerine devam eden öğrencilerin 4 yıl boyunca aldıkları ücretin işveren üzerindeki yükünü tamamen kaldırmaktır. Bu yükü devlet olarak biz üstleniyoruz. Böylece iş gücü piyasamızın güçlendirilmesi için işverenlerimize önemli bir destek sunuyoruz. İkinci olarak mesleki eğitim merkezlerimizin son sınıfına kalfa olarak devam eden öğrencilerimizin aldıkları ücretleri iyileştiriyoruz. Artık kalfalar son sene asgari ücretin 3’te biri kadar değil yarısı kadar ücret alacaklar. Her iki hedefle ilgili olarak mesleki eğitim kanununda gerekli düzenlemeleri kısa sürede yapacağız. Böylece mesleki eğitim merkezleriyle kalıcı bir iyileşme sağlayacak ve Türkiye’de mesleki eğitimi yeni bir evreye taşıyacağız. Lise ve üniversite mezunu gençlerimize istedikleri bir alandaki mesleki eğitim merkezi programını kısa sürede tamamlama ve iş gücü piyasasına süratle geçme imkanı getiriyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı bunun için gerekli çalışmaları tamamladı. Böylece gençlerimiz eğitim sürecinde ücret alarak 6-7 ay gibi kısa süreli tamamlama programlarına devam edebileceklerdir. İlk uygulaması önümüzdeki günlerde Milli Eğitim Bakanlığımız ile Turkcell tarafından başlatılacaktır. Program kapsamında üniversite mezunlarına 6 aylık eğitim verilecek ve eğitim sonuna başarılı olanlar Turkcell’de istihdam edilecektir. Bu önemli müjdelerimizin de öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, mesleki eğitim camialarımız ve firmalarımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum."


Programa, Erdoğan’ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve çok sayıda davetli katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.