POLİTİKA - 14 Ocak 2020 Salı 14:18

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kürsüyü şehit Mehmet Şirin Demir’in kızına bıraktı

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kürsüyü şehit Mehmet Şirin Demir’in kızına bıraktı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yarım asır önce ‘Boğaziçi Köprüsü İstanbul’un başına gelen en büyük felakettir’ diyen zihniyet şimdide ‘Kanal İstanbul en büyük felakettir’ kampanyasını sürdürüyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yarım asır önce ‘Boğaziçi Köprüsü İstanbul’un başına gelen en büyük felakettir’ diyen zihniyet şimdide ‘Kanal İstanbul en büyük felakettir’ kampanyasını sürdürüyor. Zincirleme yapmakla bunu engelleyemezsiniz” dedi.


TBMM’de AK Parti Grup Toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul projesine ilişkin bugüne kadar yapılmış çalışmaları anlatarak, kimsenin bu projenin yapımını engelleyemeyeceğini söyledi.


Mardin Nusaybin’de sınır ötesinden atılan bomba ile şehit edilen Mehmet Şirin Demir’den bahseden ve kürsüde duran saksıdaki toprağın onun kabrindeki topraktan alınarak kızı tarafından kendisine getirildiğini belirten Erdoğan, şehit Mehmet Şirin Demir’in kızı TRT Kürdi çalışanı Gülay Demir’i kürsüye çağırdı.


Erdoğan, grup toplantısında, Mardin Nusaybin’de teröristler tarafından sınır ötesinden atılan bomba ile şehit edilen Mehmet Şirin Demir’in kızı Gülay Demir’i kürsüye çağırdı.


“Zincirleme yapmakla bunu engelleyemezsiniz”


Kanal İstanbul tartışmasına değinen ve bu tartışmanın Türkiye’de icraat yapanlarla, tek misyonu yapılanları engellemek olanlar arasındaki farkı gösterdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugünkü 15 Temmuz şehitler köprüsü inşa edilirken kanal İstanbul’a verdikleri tepkinin aynısını söylemişlerdi. Yarım asır önce ‘Boğaziçi Köprüsü İstanbul’un başına gelen en büyük felakettir’ diyen zihniyet şimdide ‘Kanal İstanbul en büyük felakettir’ kampanyasını sürdürüyor. Değişen bir şey yok, kelimesi kelimesine aynı. Emin olun Kanal İstanbul’a karşı çıkanlarının hiçbirinin bu projenin aslında ne olduğu konusunda en küçük bir bilgileri, fikirleri bulunmuyor. Öyle bir dertleri yok. Bu işin ne olduğunu biz de, arkadaşlarımızda defaatle anlattık. Burada Kanal İstanbul’un ne olduğunu bir kez daha anlatayım ki, sonra ‘duymadık, bilmiyorduk, haberimiz yoktu’ demesinler. İstanbul Boğazı yılda ortalama 45 bin geminin geçtiği, günde 500 bin kişinin iki yaka arasında taşındığı, üzerindeki yük ve insan trafiği baskısının her geçen yıl arttığı bir yer haline gelmiştir. Montrö Sözleşmesine göre Boğaz’dan geçen ticari gemi trafiğini engelleme hakkımız bulunmuyor, kılavuz kaptan ve römorkör gibi uygulamalar kazaları önlemede yetersiz kalıyor. Şehrin iki yakası arasındaki deniz trafiğini engellemek de ekonomik ve sosyal olarak mümkün değil. Ülkemizin gözbebeği İstanbul’u Boğaz’daki bu tehlikeli trafik ile başbaşa bırakamayacağımıza göre yeni alternatifler üretmemiz gerekiyor. Dünyadaki örneklere baktığımızda Kanal İstanbul tarzı su yollarının hem yaygın hem de karlı olduğunu görüyoruz. Kanal İstanbul projesi bu arayışın sonunda ortaya çıkmıştır. Bu proje yeni ortaya atılmış değildir. Tarih boyunca aynı amaçla hayal edilmiş diğer projeleri bir kenara bırakıyorum, AK Parti olarak bizim de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum dönemden itibaren İstanbul’da Kanal İstanbul projesinin arayışı içine girdik. Ne zaman ki hükümet olduk, yaklaşık 9-10 yıllık emeğimiz var, bu çalışmayı sürdürüyoruz. 2011 yılında milletimize bu sözü verdik ve adım adım dersimizi çalıştık. Esasen 2023 hedeflerimizden biri olan Kanal İstanbul’u yapmakta geç bile kaldık. Bu tür projelerde ciddi ve uzun süren ön hazırlıklar gerekiyor. Bugüne kadar jeolojik, jeoteknik, hidrolojik araştırmalar, dalga ve deprem analizleri, trafik etütleri, proje hazırlığı, alt yapı deplase ihtiyaçları, çevresel etki çalışmaları gibi süreçleri tamamladık. Bu çalışmalarda 11 farklı üniversiteden ve çeşitli kamu kurumlarından 34 ayrı bilim dalına mensup 200’ün üzerinde bilim insanı görev aldı. Kanal için belirlenen 5 farklı güzergahtan en uygun olanı üzerinde karar verildikten sonra 304 ayrı noktada 17 bin metrenin üzerinde sondaj yapıldı. Güzergah boyunca 248 jeofizik etüt gerçekleştirildi. Labaratuvar deneyleri ve zemin çalışmalarının ardından Kanalın modellemesine geçildi. Bunun için kendi alanlarında dünyanın en önde gelen firmalı ile çalışıldı. Mühendislik projelerinin ve ÇED çalışmalarının tamamlanmasıyla bugünkü aşamaya gelindi. Kanal çalışma alanı 152 milyon metrekareyi bulurken, bunun yaklaşık 3’te 1’inde kamulaştırma ihtiyacının olduğu görüldü. İnşa maliyeti 75 milyar lira olarak hesaplanan Kanal İstanbul bünyesinde 2 liman, 1 yat limanı, 1 lojistik merkezi, 7 köprü, 2 demiryolu hattı, 2 hafif raylı sistem hattı yer alacak. Kanal etrafında büyük bölümü kentsel dönüşüm çerçevesinde sadece 500 bin kişilik konut alanına izin verilecek. Buna bir tarafta rezerv alan da diyebiliriz. Bu 500 bin kişi İstanbul’a dışarıdan gelmeyecek. Şehrin kendi içinde bir yerleşim hareketliliği olacak. İnşaat sürecinde ortaya çıkacak hafriyat bu projeye mahsus bir yöntemle değerlendirilerek, şehrin olumsuz etkilerden korunması sağlanacak. Görüldüğü gibi bu tüm unsurları ve boyutları ile iyi çalışılmış her ayrıntısı düşünülmüş bir projedir. Zincirleme yapmakla bunu engelleyemezsiniz. Projenin finansmanında ve inşasında herhangi bir sıkıntı, sorun yaşamayacağımıza inanıyoruz. Bizim işimiz eser üretmek, onların işi boş boş konuşmaktır” diye konuştu.


“Sen bunu nasıl engellersin, senin buna gücün yeter mi?”


Önceki büyük projelerden bahseden ve yapılan eleştirileri hatırlatan Erdoğan, “Yürekleri kin ve nefret kaplayınca göz görmüyor, kulak işitmiyor, dil konuşmuyor, kalp nasırlaşıyor. Ülkenin ve milletin hayrına hiçbir proje, fikir, eser üretmeyip, sadece Türkiye’nin tökezlemesini, hatta yere serilmesini uman, buradan siyasi rant devşirme peşinde olanlara diyecek söz bulamıyorum. İstanbul’da İkitelli’de dev bir hastane yapıyoruz. 2 bin 600 yatak kapasiteli bir hastane. Oranın raylı sistemini de AK Partili belediye yapma sözü vermişti, şimdi gelmiş ‘yapmam’ diyor, istediğin kadar ‘yapmam’ de, biz o projeyi de hayata geçireceğiz. Bu bizim milletimize verilmiş bir sözümüzdür. Sen bunu nasıl engellersin, senin buna gücün yeter mi? Kendi ülkesinin başına bir musibet gelmesi için gece gündüz hevesle bekleyen bu hastalıklı zihniyete dersini milletimiz 2023 ve 2024 milletimiz sandıkta verecektir” şeklinde konuştu.


Erdoğan, konuşmasında partililere de seslenerek, seferberlik ruhu ile kesintisiz çalışma talimatı verdi. “Partimizdeki hiçbir görev kimsenin tapulu malı değildir” açıklamasında bulunan Erdoğan, işinin hakkını veremeyenlerin yerini yapacak olanların alacağını söyledi.


“Siz kendiniz tiyatrosunuz”


Konuşmasında Diyarbakır annelerine de değinen Erdoğan, “Evlatlarına kavuşmak için yaktıkları ışık ile terör örgütünün karanlık yüzünü ifşa ettiler. Ama bakıyorsunuz ki, ana muhalefet, bunların ikizi durumunda olan malum parti ile tiyatro izliyorlar. Bu tiyatroyu kiminle beraber izliyorlar, kimin eserini orada canlandırıyorlar, şuanda terörden cezaevinde yatan şahsın eserini orada sergileyerek bunu birlikte izliyorlar. Bunlar dün Ankara’dan İstanbul’a da beraber yürüdüler. Şimdide hani diyordu ya ‘tiyatro’ diye, siz kendiniz tiyatrosunuz. Eğer sıkıyorsa çık Diyarbakır’a git, oradaki annelerin gözyaşlarına ortak ol. Onların yavrularını dağa beraber omuz omuza yürüdüklerin kaçırdı. Hadi git oraya, niye gidemiyorsun? Böyle bir şey yapamaz. Onların böyle bir derdi yok. Onlar sadece katillerle beraber omuz omuza yürürler. Zalimlerle beraber omuz omuza yürürler”


“Gülay kızımızın bir baba yarası var. Bu salonda onun yarasına yarenlik eden yüzlerce kardeşi de var”


Barış Pınarı Harekatı başladığında teröristlerin korkaklıklarını gösterdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ordusu ve Suriye Milli Ordusu’nun karşısına çıkmaya cesaret edemeyen hainlerin sivilleri hedef aldığını, bu saldırılarda 22 sivil vatandaşın şehit olduğunu, 189 vatandaşın da yaralandığını söyledi.


Mardin Nusaybin’de sınır ötesinden atılan bomba ile şehit edilen Mehmet Şirin Demir’den bahseden ve kürsüde duran saksıdaki toprağın onun kabrindeki topraktan alınarak kızı tarafından kendisine getirildiğini belirten Erdoğan, şehit Mehmet Şirin Demir’in kızı TRT Kürdi çalışanı Gülay Demir’i kürsüye çağırdı. Erdoğan, “Esnaf olan Mehmet kardeşimiz sınır ötesinden atılan bir havan mermisi ile yaralananlara yardım ederken ikinci havan mermisinin hedefi olmuş ve şehadet mertebesine erişmiştir. Bu vesile ile sivil, güvenlik görevlisi ve Suriye Milli Ordusu mensubu tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, gazilerimize sağlık ve afiyet diliyorum. Mehmet kardeşimiz şehadetinden bir süre önce kızı Gülay’a bir çiçek hediye etmişti. Gülay kızımıza babası şu ifadeyi kullanmış, Gülay’da bana bunu söyleyince gerçekten burada bir dervişlik yatıyor demiştim, o ifade de çok anlamlıydı, ‘yarası olmayanın yâri olmaz.’ Gülay kızımızın bir baba yarası var. Bu salonda onun yarasına yarenlik eden her kökenden, her şehirden, her meşrepten yüzlerce kardeşi de var. Gülay kızımız görevi gereği gittiği 81 vilayetimizden aldığı topraklara babasının mezarından getirdiği toprağı da ilave ederek gözü gibi baktığı çiçeği bize hediye etti. Kızımız 81 vilayetten bu toprağı toplarken babası ona ‘bu ülkenin her yeri senin memleketin, vatanına, bayrağına sahip çık’ diye nasihat etmişti. Biz de şehidimizin ve onun biricik kızının emaneti olan birliğimizin, beraberliğimiz, kardeşliğimizin sembolü gördüğümüz bu çiçeği evimizin ve kalbimizin en müstesna yerine yerleştirdik” dedi.


Kürsüde bir konuşma yapan Gülay Demir, “Kürt çocukları üzerinden senelerce tiyatrolar yapıldı, filmler çevrildi. Ama artık bilmelidirler ki, o tiyatrolarda perdeler kapandı, filmler vizyona artık girmiyor. Kürt çocukları kendi senaryoları ile kendi senaryoları ile kendi filmlerinin kahramanı oluyorlar. Ben Türkiye’nin incisi Mardin’de doğup büyümüş bir Kürt kızıyım. 81 ilin her toprağı benim memleketim. Türk Bayrağı altında okudum. Bilmiyorum ne kadarına gücüm yeter ama nefes aldığım süre boyunca babamın bana öğrettiği bütün ilkeleri uygulayacağıma söz veriyor. Babamdan bir çok şey öğrendim, yaram var, elhamdülillah yarama yarenlik edenler de var. Ondan en çok teşekkür etmeyi, affetmeyi öğrendim. Bir insanın kalbini kırmanın bir insanın canını almak kadar günah olduğunu babamdan öğrendim. Ben bugün buradan bütün cesur şehit çocuklarına babalarının ardından ayakta durmayı başarabilen yiğit kızlara selamlarımı gönderiyorum. Mazlumlar için inşirah var, zalimler için yaşasın cehennem” ifadelerini kullandı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “Biz de zalimler için yaşasın cehennem diyerek yolumuza gayretle devam edeceğiz. Gülay bu güzel çiçeği saklamaya devam edeceğiz” dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda AK Partiye katılan 5 belediye başkanına rozetlerini taktı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, Mahalli İdareler seçimleri için hazır 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerine sayılı günler kala Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, seçim tedbirleri ve güvenlik çalışmaları ile alakalı toplandı. Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar başkanlığında İl Emniyet Müdür Yardımcıları ve ilgili Birim Amirlerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, seçimlerde alınacak tedbirler detaylı şekilde ele alındı. Oy kullanılacak okullarda görev yapacak personelin belirlenmesi ve gerçekleştirilecek güvenlik uygulamaları hakkında bilgi sunumları yapıldı. Toplantının ardından açıklamada bulunan Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerine hazır olduklarını vurguladı. İpar, "Ağrı’da huzurlu ve güvenli bir seçim ortamı sağlamak için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Seçim boyunca tüm sandıklar ve oy kullanma yerleri 7/24 emniyet güçlerimiz tarafından korunacak" dedi. İpar, şunları kaydetti: "Seçimlerde herhangi bir provokasyona ve yasa dışı faaliyete izin vermeyeceğiz. Vatandaşlarımız oy kullanırken rahat ve huzurlu bir ortamda oy kullanabilecekler. Tüm hemşehrilerimizden de seçimlere demokratik olgunluk içinde katılmalarını ve herhangi bir olumsuzluğa mahal vermemelerini rica ediyoruz." Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerinin huzur ve güven içinde tamamlanması için tüm imkanlarını seferber etmeye devam edeceğini bildirdi.
İstanbul Bakan Tunç: "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu, adalete, hukuka sıkılan kurşundu" Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına düzenlenen iftar programında hakim ve savcılarla bir araya gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Çağlayan’da 2015 yılında İstanbul Adalet Sarayı’ndaki makam odasında DHKP-C’li teröristlerce şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına Haliç Kongre Merkezi’nde iftar yemeği düzenlendi. İftar programına Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, bakan yardımcıları, HSK üyeleri ve İstanbul’da görev yapan 500 hakim ve savcı katıldı. Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz anısına tertip edilen iftar yemeğindeki konuşmasına Selim Kiraz’ı yad ederek başlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bugün şehidimiz Mehmet Selim Kiraz’ın şehadete ulaşmasının 9. yıldönümü münasebetiyle İstanbul Adliyesi’ndeydik. Bir anma programı gerçekleştirdik, onu dualarla yad ettik. Terörle mücadelemizdeki kararlılığımızdan taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Ona sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Adaletin tecellisi hususunda hem fiziksel kapasite hem yargı reformları gerçekleştirildiğini belirten Tunç, “Sizler kürsüde adaletin tecellisi için fedakarca çalışıyorsunuz. İstanbul’daki yargı hizmetlerinin aksamadan devam etmesi, adaletin tecellisi ve sizlere destek olma noktasında gerek Adalet Bakanlığımız gerekse Hakimler ve Savcılar Kurulu olarak yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Fiziki mekanların teknoloji ile donatılması önemli. Ama kürsüde görev yapan insan unsuru, adaletin tecellisi noktasında sizlerin gayretleri her şeyden daha önemli. Kıymetli yargı mensuplarımız, ülkemiz 22 yıldan bu yana güvenilir adalet sisteminin tesisi bakımında önemli mesafe kat etti. Fiziki mekanların, kapasitenin artırılması konusunda önemli mesafe aldık. Müstakil adliye sarayları bakımından bakıldığı zaman, 500 bin metrekare kapalı alandan bugün 6 milyon metrekare kapalı alana çıktık. Sadece fiziki kapasite yargı teşkilatımızın, güvenilir bir yargı sisteminin tesisi bakımından elbette yeterli değil. İyi ve ihtiyaca cevap veren bir mevzuatın olması gerekiyor. Dolayısıyla bu konuda da temel kanunlarımızı çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik. Hukuk fakültelerinde kontenjanın azaltılıp kalitenin yükseltilmesi, hukuk fakültesi mezunlarının hukuk mesleklerine giriş sınavlarını kazandıktan sonra hakim, savcılık sınavlarına katılabilmesi, avukatlık stajına başlayabilmesi 2024’ten itibaren uygulamaya geçecek. Hem savunmayı güçlendireceğine hem de hakim savcı sınavından önce bir ön elemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Mevzuatımızın iyileştirilmesi bakımında yargı reformu strateji belgemizi de seçimden sonra inşallah Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak. Hazırlıklarımızı tamamladık. Sizlerle beraber vatandaşımızın yargıya güvenini daha üst noktaya taşımanın gayreti içerisinde gece gündüz çalışacağız. Hedefimiz daha güvenilir bir adalet sistemini tesis etmek ve bu uğurda da sizlerin gayretlerine müteşekkiriz” şeklinde konuştu.
İzmir Karşıyaka, stadyum için taraftar mitingi düzenledi Yıllar önce yıkılan stadyumunu geri isteyen Karşıyaka taraftarı, bir ilke imza atarak taraftar mitingi düzenledi. Mitingde açıklamalarda bulunan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “10 yıl önce burası bilmediğimiz bir sebepten dolayı yıkıldı ve artık biz stadyumumuzu geri istiyoruz” dedi. İzmir’in en köklü kulübü olan Karşıyaka, 31 Mart Yerel Seçimlerine az bir süre kala yönetim, sporcular, camia ve binlerce taraftar birleşip, senelerdir yapımını bekledikleri yeni stadyum için Türkiye’nin ilk taraftar mitingini gerçekleştirdi. 2015 yılında yeni stadyum projesi kapsamında yıkılan eski Karşıyaka İlçe Stadı’nın atıl kalan arazisinde düzenlenen mitingde açıklamalarda bulunan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “Öncelikle değerli vaktini ayırıp buraya gelen herkese çok teşekkür ediyorum. Taraftarımızın bu hafta başı yaktığı ateşe biz de yönetim olarak eşlik ettik. Sonucu da şu anda gördüğüm kadarıyla muhteşem oldu. Karşıyaka Spor Kulübü her şeyden önce bir eğitim öğretim kurumudur. Yıllarca birçok gence spor hayatıyla birlikte kötü alışkanlıklara bulaşmadan büyüme imkanı sağlamıştır. Birçok sporcu yetişmesini sağlamıştır. Burası da bizim okul binamızdır. 10 yıl önce burası bilmediğimiz bir sebepten dolayı yıkıldı ve biz artık geri istiyoruz. İzmir’in önde gelenleri bize destek olmalı ve Karşıyaka stadyumunu geri almalı. Sizlere de bunun için büyük bir iş düşüyor. Hep beraber bunu başaracağız” dedi. “Karşıyaka’nın stada ihtiyacı var” Söz hakkı verildiği için mutlu olduğunu ifade eden Karşıyaka Spor Kulübü Kaptanı Haydar Yılmaz, “Bu tarz konuşmalara çok alışık değilim. Karşıyaka’nın bu stada çok ihtiyacı var. Bu haklı bir isyan ve haklı bir direniştir. Karşıyaka stadını istiyor. Hep birlikte bunu başaracağız” dedi. “Yeter diyoruz” Karşıyaka Voleybol oyuncusu Selen Naz Kıran, “Kulübümüzün stadyumu yıkıldı maalesef yıllar geçmesine rağmen yerine bir türlü yeni tesis yapılmıyor. Artık bu duruma sessiz kalmak mümkün değil. Yıllardır umutla gelecek günleri bekliyoruz fakat artık sabrımız tükeniyor. Buradaki o eski heyecanı yıkıntılar ve umutsuzluklar almış durumda. Yıllarca emek verdiğimiz ter döktüğümüz ve ruhumuzu verdiğimiz bu alanı geri istiyoruz. Sadece bir spor tesisi değil aynı zamanda topluluk merkezi olacak stadyumumuz için yetkililerden bir adım bekliyoruz. Karşıyaka Spor Kulübü olarak artık yeter diyoruz” şeklinde konuştu. “Stadyumu hak ediyoruz” Karşıyaka’da doğup büyüdüğünü ve bu kulüpte yetiştiğini dile getiren Mert Celep: “Buradaki herkese verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ediyorum. Çok mutluyum. Tüm çocukluğum bu stadyumda geçti. Çoğu zaman idmanlarımızı burada yaptık. Ama maalesef bilmediğimiz sebeplerden dolayı birkaç sene önce bu stadyumu yıktılar. Artık bize yıllardır verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Ben Karşıyaka Spor Kulübü’nün ve taraftarının bu stadyumu sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum. Öte yandan düzenlenen taraftar mitingine CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, İYİ Parti Adayı Ümit Özlale, İYİ Parti Karşıyaka Belediye Başkan Adayı Yetkin Hafızoğlu AK Parti Karşıyaka Belediye Başkan Adayı İsmail Çiftçioğlu katılım gösterdi.
Diyarbakır DTSO’da “Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamın Artırılması Projesi” düzenlenen etkinlikle başladı Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Bilim Eğitim Vakfı bünyesinde yürütülen AB destekli "Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamının Arttırılması Projesi" açılışı düzenlenen etkinlikle gerçekleştirildi. Diyarbakır Gastro İnovasyon Merkezin’de düzenlenen DTSO Başkanı Mehmet Kaya, DTSO Yönetim Kurulu Üyeleri Kamu Kuruluş Temsilcileri ve Sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan DTSO Başkanı Kaya, "Ticaret ve Sanayi Odası olarak kentte işletmelerin büyümesi, yeni girişimlerin kurulması ve daha katma değerli üretim ve hizmet sunumu için insan kaynağının oldukça önemlidir. Bu nedenle kendi kurduğumuz merkezlerde gençlere ve kadınlara yönelik çalışmalara son yıllarda öncelik vermeye başladık” dedi. “Ekonomimiz için oldukça önemli bir avantaj olan gençlerimizin ve kadınlarımızın işgücüne katılımının düşük olması en temel sorunlarımızdan biri” diyen Kaya, “Gençlerimiz iş bulmakta zorlanıyor. İşletmelerimiz de son yıllarda artan bir şekilde çalışan bulmakta zorlanıyor. Bunun nedenlerine odaklanmak, çözümler üretmek ve projeler geliştirmek önceliğimiz oldu. Bu kapsamda da Diyarbakır Sanayi Mektebi başta olmak üzere merkezlerimiz bünyesinde eğitimler, farkındalık çalışmaları, etkinlikler düzenliyoruz. Şimdi de işletmeler tarafında eşleştirme, gençler ile bir araya getirmeye odaklanmaya başlayacağız” ifadelerinde bulundu. Genç nüfusun kalıcı işsiz olması, ev genci denilen, görünmeyen, iş aramayan gençlerin sayısında artışın kent için önemli toplumsal ve ekonomik sorunlar barındırdığına değinen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelecek dönemde en çok eğilmemiz ve üzerinde durmamız gereken hususun gençlerimizin iyi eğitim alması, eğitimlerden sonra desteklenmesi ve istihdama aktif ve sürdürülebilir bir şekilde katılması olmalı. Elbette bu sadece oda olarak bizim işimiz değil ve tek başımıza da yapabileceğimiz bir husus değil. Biz iki yıldır farklı işbirlikleri ile bu alanda çalışıyoruz ve hem gençlerin hem de işletmelerin karşılaştıkları sorunları kısıtları daha iyi görüyoruz. Şimdi tüm STK’larımızın ilgili kurumlarımızın ve yerel yönetimlerimizin bu soruna birlikte daha çok odaklanması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün aldığımız hibe desteği ile başlattığımız çalışmaları sizlerle paylaştık. Bunları yaparken de yerelde işbirlikleri sağladık. Ben proje süresince işbirliği sağladığımız İŞ-KUR Müdürlüğümüze, Milli Eğitim Müdürlüğümüze, Yenişehir Halk Eğitim Müdürlüğüne, Karacadağ Kalkınma Ajansına, Gençlik ve Değişim Derneğine çok teşekkür ediyorum." Daha sonra konuşan DTSO Bilim Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Faruk Korkmaz, “Genç nüfusumuz ilimiz ekonomisi için en önemli avantajlardan biri. Ancak gençler sürdürülebilir bir şekilde istihdama katılamıyor ve iş aramaktan vazgeçiyor. Bu sorunun çok fazla nedeni var elbette. Önemli yapısal sorunlarımız da var. Ancak yerelde çözümler üretilmesi ve yerel dinamiklerin bu sorunu sahiplenmesi oldukça önemlidir. Diyarbakır Sanayi Mektebi’ni 2019 yılında açtık. Önceleri yaygın nitelikli eğitimler ile başladık. KOBİ’ler, çalışanlar, kadın girişimciler için 100’ün üzerinde eğitim düzenledik ve yaklaşık 5 bin kişiye ulaştık. 1,5 yıldır eğitimde, istihdamda ve mesleki eğitimde olmayan gençlere yönelik çalışma yapıyoruz. Moda tasarım, aşçı yardımcılığı, barista, yazılım dilleri gibi eğitimler düzenledik ve sonrasında da işletmeler ile nasıl eşleştirebileceğimize bakmaya başladık. Sanayi Mektebi’nde düzenlediğimiz eğitimleri, İŞ-KUR İl Müdürlüğü, Milli İl Eğitim Müdürlüğü, Karacadağ Kalkınma Ajansı, Yenişehir Halk Eğitim Merkezi, Gençlik Değişim Derneği ile yapıyoruz. Şu an Sanayi Mektebinde animasyon, web tasarım, kısa film ve grafik tasarım eğitimlerimiz var” şeklinde konuştu.