GENEL - 21 Mayıs 2022 Cumartesi 13:32

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Bugün Mescid-i Aksa, sistematik saldırılarla karşı karşıyadır”

A
A
A
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Bugün Mescid-i Aksa, sistematik saldırılarla karşı karşıyadır”

Diyanet İşleri Başkanı Prof.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Uluslararası Kudüs ve Mescid-i Aksa Sempozyumu’nda yaptığı konuşmasında, “Bugün Mescid-i Aksa, sistematik saldırılarla karşı karşıyadır. Filistin’i ve Kudüs’ü işgal etmek, aslında sadece bu bölgede değil, bütün yeryüzünde kaos çıkarmaktır” dedi.


Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Konferans Salonu’nda düzenlenen ‘‘Uluslararası Kudüs ve Mescid-i Aksa Sempozyumu’’nun açılış programına katıldı. Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başlayan program sempozyum tanıtım videosunun izlenilmesiyle devam etti. Programa Filistin Kudüs İşleri Bakanı Fadı Arafat Saleem, Filistin Devlet Başkanı Dini Başdanışmanı Mahmoud Al-Habbash, Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa ve pek çok davetli ile Diyanet İşleri Başkanlığı personeli katıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Başkan Erbaş, Kudüs’ün insanlık ve Müslümanlar için önemine değinerek, Filistin ve Kudüs’ü işgal etmeyi bütün yeryüzünde kaos çıkarmak olarak niteledi.



“Çeşitli baskı ve uygulamalarla Müslümanlar şehri terk etmeye zorlanmaktadır”


Kudüs’ün Müslümanların idaresi altında altın çağ yaşayan barış ve huzur şehri olduğunu, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra bu özelliğini kaybettiğini hatırlatan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kudüs’ün acının ve gözyaşının merkezi haline geldiğini belirterek, “Bugün Kudüs maalesef yine işgal ve zulümle anılır olmuştur. Kudüs’ün kutsiyetine ihanet edilmiştir. Yine acının, sıkıntının, gözyaşının merkezi haline gelmiştir. İşgal edilen Filistin topraklarında, Kudüs’ün kadim değerlerle bağları kopartılmaya çalışılmaktadır. Tarihi mekanları tarumar edilmektedir. Yerli halkın tüm imkanlarına el konulmaktadır. Çeşitli baskı ve uygulamalarla Müslümanlar şehri terk etmeye zorlanmaktadır. Her türlü hak ve özgürlükten mahrum bırakılmaktadır Müslümanlar” dedi.



“Bugün Mescid-i Aksa, sistematik saldırılarla karşı karşıyadır”


Filistin’i ve Kudüs’ü işgal etmeyi bütün yeryüzünde kaos çıkarmak olarak kaydeden Başkan Erbaş, Kudüs’ten Müslümanları çıkarmanın tüm insanlığın hukukunu tanımamak olduğunu anlatarak, “Filistinli Müslümanların evleri yıkılıp, işyerleri kapatılmakta, tarım arazileri işgalciler tarafından yakılmaktadır. Bugün Mescid-i Aksa, sistematik saldırılarla karşı karşıyadır. Filistin’i ve Kudüs’ü işgal etmek, aslında sadece bu bölgede değil, bütün yeryüzünde kaos çıkarmaktır. Kargaşayı körüklemek, savaştan beslenmektir. Kudüs gibi tarih boyunca insanlığı kucaklayan bir şehirden Müslümanları çıkarmaya çalışmak, aslında tüm insanlığın hukukunu tanımamaktır. Barışı, huzuru ve insanlığı katletmektir. Bunun için, Kudüs’ün esaretini meşrulaştıracak her söylem, vicdana, varoluşa, tarih ve kültüre karşı işlenmiş bir insanlık suçudur” diye konuştu.



“Kudüs özgür oluncaya kadar hiçbir çalışma yeterli olmayacaktır”


İslam coğrafyasının güçlerini birleştirdiğinde üstesinden gelemeyeceği hiçbir sorunun olmayacağını vurgulayan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kudüs özgür oluncaya kadar hiçbir çalışmanın yetmeyeceğini hatırlattı. Erbaş, Kudüs’ün sıradan bir toprak parçası olmadığının altını çizerek, “Kudüs, İslam’ın yurdudur. İslam medeniyetinin tarihsel bilgi ve değerler hafızasıdır. Kudüs, sıradan bir toprak parçası değildir. Kudüs ve Mescid-i Aksa, bize Peygamberimizin emanetidir. Emanete sahip çıkmak imanımızın gereğidir. Kudüs Müslümanların ve insanlığın önünde bir vicdan, hukuk ve ahlak imtihanıdır. Kudüs bizi vahdete ve her alanda birlikte çalışmaya davet ediyor. Dolayısıyla tüm İslam dünyasında bütün mümin yürekleri birleştirecek çalışmalara hız vermeliyiz. Kudüs bilincini en güçlü hale getirmeliyiz. Bilmeliyiz ki Kudüs özgür oluncaya kadar hiçbir çalışma yeterli olmayacaktır. İslam coğrafyası olarak güçlerimizi birleştirdiğimizde, bu gücün farkına vardığımızda ve kendimize güvendiğimizde üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur” ifadelerini kullandı.



“Bizler her daim Filistin halkının yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz”


Başkan Erbaş, şöyle devam etti:


“Bugün birileri mazlum ve Müslüman coğrafyaları sömürdüğü için zengin olmuştur. Bu coğrafyaların insanları arasına fitne ve tefrika tohumları ekip vekalet savaşları çıkardıkları için ikballerini tahkim etmektedirler. Öyle ise yapılacak en önemli şey bu coğrafyalara beraberce sahip çıkmaktır. Güçlü ve müreffeh bir İslam dünyası sadece Müslümanların değil aynı zamanda bütün insanlığın huzur ve güvenini de temin edecek; hak, hukuk, adalet, emniyet arayan insanlığın vicdanı ve umudu olacaktır. Bizler dün olduğu gibi bugün de hakkın, haklının ve mazlumun yanında olmaya, zalimin ise karşısında durmaya devam edeceğiz. Mazlumlara umut olmaya her zaman olduğu gibi devam edeceğiz. Bizler her daim Filistin halkının yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.