POLİTİKA - 20 Temmuz 2021 Salı 08:57

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Hala Sultan Camii’nde bayram hutbesi irad etti

A
A
A
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Hala Sultan Camii’nde bayram hutbesi irad etti

Diyanet İşleri Başkanı Prof.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kurban Bayramı namazını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin başkenti Lefkoşa’da bulunan Hala Sultan Camii’nde kıldırdı ve ardından hutbe irad etti.


Erbaş’ın okuduğu hutbe şu şekilde:


"Aziz ve Muhterem Müslümanlar!


Bugün, Zilhicce ayının onuncu günü. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in buyurduğu üzere, Allah katında günlerin en değerlisi. Bugün, mübarek Kurban Bayramı. İbadet ve taatlerimizle, zikir ve şükrümüzle Rabbimize kulluğumuzu arz ettiğimiz, kurbanlarımızla Allah’a yaklaştığımız mukaddes bir zaman dilimi. Bizleri böylesine kıymetli bir vakte kavuşturan Cenâb-ı Hakk’a sonsuz hamd ve senalar olsun. Bayramları nasıl idrak edeceğimizi öğreten Resûl-i Ekrem Efendimize salat ve selam olsun.


Aziz Kardeşlerim!


Bugün ilk işimiz olan bayram namazımızı eda ettik, biraz sonra da inşallah kurban sevincini yaşayacağız. Allah Resûlü (s.a.s) bir hadisi şeriflerinde kurban ibadetinin faziletiyle ilgili şöyle buyurmaktadır: “Âdemoğlu kurban günü Allah katında kurban kesmekten daha güzel bir amel işlememiştir.” Nitekim Kurban, rızasını kazanmak amacıyla Yüce Rabbimize sunduğumuz kıymetli bir hediyedir. Kurban malımızla ve canımızla O’nun yolunda olduğumuzun en büyük nişanelerinden biridir.


Kıymetli Müslümanlar!


Bayramlar; rahmet ve bereket vakitleridir. Peygamberimize ümmet olma şuuruyla kardeşliğimizi diri tutma anlarıdır. Bayramlar; sevinme ve sevindirme, barış ve huzur zamanlarıdır. Anne babamızın, kardeşlerimizin, akrabalarımızın ve komşularımızın gönlünü ziyadesiyle hoşnut etme günleridir.


Kardeşlerim!


Bayramlar, yardımlaşma ve paylaşmayla güzelleşir. Öyleyse bayram sevincimizi artırmak için kurbanlarımızdan, akraba ve komşularımıza ikram edelim. Yoksul, yetim ve kimsesizlerle paylaşalım. Yüce Rabbimizin şu tavsiyesine uymaya gayret gösterelim: “Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlıkları belirlenen günlerde kesecekleri zaman üzerlerine Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.”


Aziz Müslümanlar!


Bayramlar, kardeşlik ve muhabbet günleridir. O halde, bu nadide günleri fırsat bilerek dargınlıkları ve küskünlükleri sonlandıralım. Peygamber Efendimiz (sas) ‘Bir Müslümanın üç günden fazla, kardeşiyle küs durması helal değildir’ hadisi şerifini aklımızdan çıkarmayalım.


Bayramlar aynı zamanda “sıla-i rahim” yani dost ve akraba ziyareti günleridir. Ancak salgın hastalıkla imtihan edildiğimiz şu günlerde temizlik, maske ve mesafe kurallarına özenle riayet edelim; sevinç günlerimize hüzün günlerine dönüştürmeyelim.


Bu mübarek günlerin hakkını vermek için üzerimize düşen vazifeleri yerine getirelim. Özellikle, Arefe günü sabah namazıyla başladığımız ve bayramın dördüncü günü ikindi namazıyla birlikte sona erecek olan teşrik tekbirlerini unutmayalım.


Aziz Kardeşlerim!


Bugünün bizler için yeri ve önemi daha vardır. Bugün Kıbrıs Türk Barış Harekatının 47. Yıl dönümüdür. Zulmün ve zalimin karşısında adaletin ve mazlumun yanında yer alan aziz milletimizin 20 Temmuz 1974’te yeniden tarih sahnesine çıktığı ve yeni bir destan yazmaya başladığı gündür bugün. Bağımsız, özgür ve hür Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine giden yolun taşlarının döşenmeye başladığı gündür bugün.


‘Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl;


Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.


Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:


Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;


Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!’


Ruhuyla İstiklal mücadelesine başladığımız gündür bugün.


Aziz Müminler!


Kıbrıs tıpkı İstanbul gibi sevgili Peygamberimizin (sas) müjdelediği mübarek topraklardır. Nitekim Resulu Ekrem Efendimiz (sas) Kıbrıs’ın bağrında yatan süt teyzesi Ummu Harâm binti Milhân’ın ziyaret ettiği bir gün öğlen uykusundan gülerek uyanmıştı. Ummu Haram (ra) Peygamberimize (sas) niçin güldüğünü sorunca Allah Resulü Efendimiz (sas) uykusunda ümmetinden fetih maksadıyla Akdeniz’e açılan bazı kimselerin kendisine gösterildiğini onların cennetlik olduğunu buyurmuştur. Bunun üzerine Ummu Haram (ra) kendisinin de onların arasında bulunması için dua etmesini Peygamberimizden istemiş Efendimizde (sas) ona dua etmiştir. İşte Kıbrıs bu müjdeye nail olmak için fetih arzusuyla yanıp tutuşan Hala Sultan ismiyle maruf şu an içinde ibadet ettiğimiz camii ile de Hala Sultan olarak kıyamete kadar anılacak olan Ummu Haram’ın (ra) şehadete kavuştuğu yerdir. Ecdadımızın da bu müjdeye nail olmak için seferden sefere zaferden zafere koştuğu vatandır bizim için Kıbrıs.


Muhterem Müslümanlar!


Üzerinde yaşadığımız bu vatan bir toprak parçasından çok daha fazla anlam ifade etmektedir. Vatan, hür yaşadığımız ve hür yaşamak için her türlü hayasızca akına göğsümüzü siper ettiğimiz yerdir. Vatan uğruna canını, cananını, bütün varını feda edip şehadet şerbeti içenlerin, varlığından vazgeçip gazi olanların bize miras bıraktığı mukaddes bir emanettir. Bu sebepledir ki bizler vatan müdafasını sadece bir toprak parçasını korumaktan ibaret görmeyiz. Bu vatanda yaşayan her ferdin canını, dinini, malını, neslini, şeref ve haysiyetini koruruz. Din, dil ve ırk ayrımı yapmaksızın mazlumların ve mağdurların yanında yer alır. Bize güvenenlerin ümitlerini boşa çıkarmayız. İstiklal ve istikbalimizin sembolü olan şanlı bayrağımıza namahrem eli değmemesi, şehadetleri dinin temeli olan ezanlarımızın dinmemesi için her türlü fedakarlığı göğüsleriz. ‘Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber, sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber’ müjdesine nail olmak için şehitliğe koşarak giden bir milletiz biz.


Aziz kardeşlerim!


Bizler iki devlet tek millet olarak aynı kaderi paylaşan aynı yola baş koyan kardeşleriz. Sadece kan bağıyla değil iman bağıyla da gönüllerimizi birbirimize kenetlemişiz. Merhamet, muhabbet ve şefkatle bir vücut gibiyiz. Nasıl ki vücudumuzun bir yeri ağrıdığında diğer uzuvlar bu ağrıya iştirak ederse işte bizlerde böyleyiz. Kendimiz için istediğimiz hayırlı şeyleri kardeşlerimiz içinde isteriz. Bu sebepledir ki sizler ne kadar huzurlu ve mutlu iseniz bizlerde o kadar huzurlu ve mutluyuz. Sizi üzen bizi üzer. Derdiniz derdimiz, acınız acımız, sıkıntınız sıkıntımızdır. Bu vesileyle Cenab-ı Hak’tan bizi birbirimizden ayırmamasını, istiklal ve istikbalimizi, hürriyetle bağımsızlığımızı, huzur ve mutluluğumuzu daim eylemesini niyaz ediyorum. Bedir’den Malazgirt’e, İstanbul’un fethinden Çanakkale’ye, Kurtuluş savaşından Kıbrıs Barış Harekatına ve 15 Temmuz’dan bugüne kadar dini devlet, mülkü millet yolunda canını seve seve feda eden aziz şehitlerimize ve daru bekaya irtihal eden kahraman gazilerimize yüce Rabbimden rahmet hayatta olanlara sağlık, huzur ve afiyet diliyorum.


Hutbemi bitirirken siz kıymetli cemaatimizin, aziz milletimizin ve ümmet-i Muhammed’in Kurban Bayramını tebrik ediyorum. Rabbimizin selamı, rahmeti, mağfireti ve bereketi üzerimize olsun. Bayramımız mübarek olsun.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya AŞT’nin ‘Huysuz’ oyununu beğeni topladı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde Antalya Şehir Tiyatroları’nın sahnelediği ‘Huysuz’ oyununu izleyerek, Genel Sanat Yönetmeni ve oyunculara çiçek takdim etti. AŞT’nin 40 yıldır sahnelerde perde açmasının önemine değinen Başkan Böcek, sanata ve sanatçıya sahip çıkmaya devam edeceklerini söyledi. Antalya Şehir Tiyatrosu (AŞT) 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde ‘Huysuz’ oyunu ile izleyiciyle buluştu. Sahnelendiği ilk günden itibaren izleyiciden büyük beğeni toplayan ve kapalı gişe oynayan ‘Huysuz’ yine izleyenleri büyüledi. Oyunu izleyenler arasında yer alan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’te oyun sonrasında sahneye çıkarak, AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür ve oyunculara çiçek takdim etti. “Tiyatro emekçilerinin günlerini kutladı” “40 yıldır perdesini hiç kapatmayan, yurt içi ve yurt dışında oyunları ile izleyiciyle buluşan tüm AŞT oyuncularının ve Dünya Tiyatrolar Günü’nü kutluyorum” diyen Başkan Muhittin Böcek, “AŞT bu sahneye 2.5 yıl önce taşındı. Tüm oyuncularının ve çalışanlarının büyük emekleri var. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ’Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir’ sözü ile sanata olan önemini belirtmiştir. Bizde sanata ve sanatçılarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür başta olmak üzere siz değerli sanatçılarımız iyi ki varlar. Hepsinin bu özel gününü kutluyorum” ifadelerini kullandı. “Perdemiz 40 yıldır açık” Oyun sonrasında ‘Huysuz’ oyuncuları performansları ile uzun süre ayakta alkışlandı. AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür ise bu sahnede izleyicilerin karşısında kendilerini çok iyi hissettiklerini belirterek, “27 Mart’ta çok güzel şeyler oldu. 3 sahnemizde tarihimizde ilk defa perde açtık. Anadolu’da 40 yılını dolduran ve hiç kesintisiz perde açan tek tiyatro olma unvanını taşıyoruz. Bu muhteşem bir şey. Bizlere her konuda destek olan Muhittin Başkanımıza da çok teşekkür ederiz. 40 yıldır tiyatromuzda emeği olan herkese, 40 yıldır bu sahnelerde alkışlayan tiyatroseverlere minnettarız” diye konuştu. 40. yıl sergisini gezdi Daha sonra ise Başkan Muhittin Böcek, Mehmet Özgür ve tüm oyunculara çiçek takdim etti. Başkan Böcek, oyuncularla 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü anısına öz çekim yaparak, bu anı ölümsüzleştirdi. Başkan Böcek, AŞT fuayesinde açılan, oyunlarının afişleri, oyunlardan fotoğraflar, ödüller ve oyunlarla ilgili gazete kupürlerinin yer aldığı AŞT’nin 40. Yıl Sergisi’ni de ziyaret etti.
Gaziantep Toz taşınımı sağlığı olumsuz etkiliyor Yurdu etkisi altına alan toz taşınımının insan sağlığını olumsuz yönde etkilediğine dikkat çeken ANKA Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. İlker Özsaraç, özellikle astım, KOAH gibi nefes darlığı hastalığı olanların gerek olmadıkça dışarı çıkmamaları konusunda uyardı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Türkiye genelinde yer yer toz taşınımı beklendiğini belirtip yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı dikkatli ve tedbirli olunması çağrısında bulunurken, Gaziantep Özel ANKA Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. İlker Özsaraç, özellikle KOAH ve astım hastalarını uyardı. Toz fırtınasının insan sağlığını olumsuz yönde etkilediğini belirterek, gerekli olmadığı sürece dışarıya çıkılmaması önerisinde bulundu. Dr. Özsaraç, “Tozlar, bazı hastalıklar için tetikleyici olabiliyor. Özellikle yaşlı ve çocuklar bu durumdan daha çok etkileniyor. Havada asılı olan toz partikülleri solunum yolu hassasiyeti bulunanlarda olumsuz etkiler oluşturuyor. Partiküller, akciğerlere gidip ciddi anlamda nefes darlığı, hırıltılı solunuma neden oluyor. Bu hava şartlarında astım, kronik bronşit gibi akciğer hastalığı olanların rahatsızlığı kötüleşirken hastaneye ve acile başvurular artabiliyor. Çoğu bireyde ise bu durumlarda halsizlik, kırgınlık, solunum sıkıntısı ve baş ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle bu hava olaylarının yaşandığı dönemlerde özellikle solunum güçlüğü çeken ve astım hastalığı bulunanlarla yaşlı ve çocuklar mümkün olduğunca evde kalmalı, dışarı çıkılacaksa mutlaka maske kullanılmalıdır. Evde kalındığı sürece ise pencere ve kapılar açılmamalıdır” dedi. Partiküllerin akciğere indiğinde özellikle astım hastaları için ciddi anlamda alerjik reaksiyonlar oluşturup, atağa sebep olup ciddi sonuçlar doğurabildiğine dikkat çeken ANKA Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Özsaraç, "Bu havalar özellikle astım, KOAH ve kronik bronşiti olan hastalarda ciddi ataklara neden olabilmektedir. Bu süreçlerde dışarıdan eve gelindiğinde duş alınması koruyucu önlemler arasında yer alıyor. Diğer yandan kronik hastalığı olanlar, astım, KOAH gibi özellikle nefes darlığıyla ilişkili hastalığı olanlar, kalp ve alerjik hastalığı olanların şikayetlerinin artması durumunda, geç kalmadan mutlaka bir uzmana başvurmaları gerek” diye konuştu.
İstanbul Esenyurt’ta bir vatandaş yangından kaçıp çatı katında kurtarılmayı bekledi Esenyurt’ta 5 katlı bir binada iddiaya göre engelli küçük çocuğun çakmakla oynaması sonucu çıkan yangında apartmanda mahsur kalan 4 kişi kurtarıldı. Dumanlar yükselince çatıya çıkan bir adam ise uzun süre yardım beklerken o anlar dron ile havadan da görüntülendi. Yangın, saat 10.00 sıralarında Esenyurt Necip Fazıl Kısakürek Mahallesi’nde 5 katlı bir apartmanın bodrum katında çıktı. İddiaya göre, bahçe katında oturan engelli küçük yaşta bir çocuk çakmakla oynarken yatak odasındaki eşyaları yaktı. Evden dumanlar çıktığını gören vatandaşlar itfaiye, polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Yangının dumanları kısa sürede tüm apartmanı sardı. Binanın üst katlarında dumanlar nedeniyle mahsur kalan 3’ü kadın toplam 4 kişi itfaiye tarafından kurtarıldı. Yangın çıkardığı söylenen çocuğun 3 ay öncede yine benzer şekilde yangın çıkardığı söylenirken çocuğun durumunun iyi olduğu öğrenildi. Yangından etkilenen 3 vatandaş tedbir amaçlı hastaneye kaldırılırken itfaiyenin müdahalesi ile dumanlar apartmandan tahliye edildi. Yangın sırasında sinir krizi geçiren bir daire sahibine ise yine ambulans ekipleri tarafından ilk yardımda bulunuldu. Çatı kenarında hayata tutunuş Apartmanın en üst katında oturan 36 yaşındaki Kudret Kulaver isimli vatandaş ise uzun süre kurtarılmayı bekledi. İtfaiye ekipleri yangın merdiveni ile çatıdaki Kulaver’i kurtardı. Yaşananları anlatan Kulaver, “Üst kattaydım zaten çatı tarafına çıktım orada nefes almaya başladım yoksa içerde boğulabilirdim dumandan. Bir anda geldi dumanlar. Yakın nasıl çıktı bilmiyorum” dedi. Mahsur kalan adamın kurtarılma anları ise dron ile havadan görüntülendi. Apartman sakinlerinden Hasan Çamyar ise, “Engelli bir çocuk var burada. 3 ay öncede burayı yaktı. Komşular geçerken dumanları görüp haber veriyorlar. Şimdi çocuk yatak odasında yangın çıkardı tüm binayı sarmış her yer is olmuş. Defalarca uyardık ama kadın çocuğu ile ilgilenmiyor” diye konuştu.