GENEL - 16 Şubat 2020 Pazar 10:09

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Hizmetlerimizi daha ileriye taşımanın gayreti içerisindeyiz”

A
A
A
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Hizmetlerimizi daha ileriye taşımanın gayreti içerisindeyiz”

Diyanet İşleri Başkanı Prof.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Başkanlık olarak yürütülen hizmetleri her açıdan büyütmeyi amaçladıklarını ifade ederek, “İnsanın değeri derdiyle ölçülür. Dolayısıyla hizmetlerimizi daha ileriye taşımanın gayreti içerisindeyiz” dedi.


Diyanet İşleri Başkanlığı Merkez Birimleri İstişare Toplantısı Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katılımıyla Ankara’da başladı. Rıfat Börekçi Eğitim Merkezi Konferans Salonu’nda yapılan toplantıda, Diyanet İşleri Başkanlığının stratejik planı çerçevesinde 2019 yılı içerisinde yapılan faaliyetler değerlendirilecek ve 2020 yılına dair planlamalar yapılacak.


3 gün sürecek toplantının açış konuşmasını yapan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, yılda bir yaptıkları bu toplantının bir istişare toplantısı olduğunu söyledi. Diyanet İşleri Başkanlığının son yıllarda, devletin kurumsal yapısı içerisinde, teşkilat, mevzuat hizmet alanı gibi bütün açılardan en fazla büyüyen kurumlardan birisi olduğunu ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Bu süreçte hizmet alanlarımızla ilgili hızlı, köklü, kapsamlı değişmeler ve gelişmeler yaşandı. Başkanlığımız, ülkemiz, bölgemiz ve dünyadaki Müslüman ülke ve topluluklar için önemli bir teşkilat haline geldi. Bu durum bizim sorumluluklarımızı artırmakta ve yükümüzü daha da ağırlaştırmaktadır” dedi.


Erbaş, Türkiye ve bulunduğu bölgede yaşanan gelişmelerin Diyanet İşleri Başkanlığını da gündeme getirdiğini ve etkilediğini dile getirerek, Diyanet İşleri Başkanlığının, son yıllarda kavuştuğu imkanlarla hizmet alanlarını genişlettiğini, din hizmeti açısından sosyal hayata ve gelişmelere daha çok müdahil olmaya başladığını kaydetti.



Din istismarıyla mücadele artacak


Din istismarı ile mücadele çalışmalarına değinen Başkan Erbaş, “Biz doğru din hizmetini, doğru dini bilgiyi insanlarımıza ulaştırma amacı ile çok işler yaptık. Ama yanlışı ortaya koymak, onu ortadan kaldırmak ve doğrusunu insanımıza ulaştırma noktasındaki yeni anlayış daha da gelişecek. Buna ne kadar ihtiyacımızın olduğunu yaşamış olduğumuz olaylar bize gösteriyor” diye konuştu.


Erbaş, Başkanlığın gençlik, aile ve mültecilere yönelik hizmetlerine de dikkat çekerek şöyle devam etti:


“Gençlik ve aile çalışmaları, 2018 yılında ‘Peygamberimiz ve Gençlik’, 2019 yılında ‘Peygamberimiz ve Aile’ konusunu Mevlid-i Nebi Haftasını teması olarak seçtik. Bu iki konu üzerinde sadece bir hafta süresince değil, önümüzdeki yıllarda sürekli bir şekilde konuyu merkezimizde tutmamız gerektiğini ortaya koyduk. Bu bir başlangıçtır. Tema olarak seçmiş olduğumuz konuları, çalışmalarımızın bir başlangıcı olarak kabul ediyoruz. Bu hep devam edecektir anlamına geliyor. Mülteciler en önemli konularımızdan birisi. Ülkemizde çeşitli ülkelerden başta Suriye ve Irak olmak üzere 5 milyon civarında mülteci var. Onlara yönelik yapmış olduğumuz hizmetler, sınır ötesi harekat bölgesinde yürüttüğümüz faaliyetlerimiz var.”



“Bizim için önemli olan inancımızın yüklediği sorumluluk ve milletimizin beklentisidir”


Devletin ve milletin Diyanet İşleri Başkanlığından daha çok hizmet üretmesini ve daha aktif olmasını beklediğine işaret eden Erbaş, “Zaman zaman takdir edenler, eleştirenler oluyor. Eleştiriler eğer iyi niyetliyse onlardan istifade etmeyi bilmemiz lazım. Demek ki beklentiler var ve bu beklentiler eleştiriye dönüşüyor. O zaman biz nerede yanlış yaptık, nereden eleştiri alıyoruz hemen oraya yoğunlaşmamız lazım. Bizim için önemli olan inancımızın üzerimize yüklediği sorumluluğun gereğini yerine getirmek ve milletimizin beklentisine en iyi şekilde cevap vermektir” şeklinde konuştu.



“Hepimiz vaktimizi, enerjimizi hizmetlerimize harcamak zorundayız”


Diyanet İşleri Başkanlığının, ideolojik ve siyasal tartışmalara alet edildiğini belirten Erbaş, şöyle konuştu:


“Başkanlığımız ve mensupları, yapılan hizmetlerle değil; alakasız mevzular, cehalete dayalı yaklaşımlar ve arka planında başka saiklerin olduğu tepkilerle gündeme getirilmeye çalışılmaktadır. Maalesef kuruluşundan günümüze kadar Diyanet İşleri Başkanlığı, bu tür yıpratıcı tartışma ve menfi yaklaşımların hedefi olmuştur. Bu atmosferde bize düşen işimize odaklanmak ve hedeflerimize kilitlenmektir. Hepimiz vaktimizi, enerjimizi hizmetlerimize harcamak zorundayız. İmam Şafii’nin sözünden hareketle ifade edecek olursak; ‘hak ile meşgul olmayanların batıl tarafından işgal edilmesi kaçınılmazdır.”



“Her bir arkadaşımızın seferberlik ruhuyla çalıştığını görmek bizi memnun ediyor”


Hizmetlerini her açıdan büyütmenin gayreti içerisinde olduklarını dile getiren Erbaş, “İnsanın değeri derdiyle ölçülür. İnsan derdi kadardır. Dolayısıyla hizmetlerimiz artarak devam ediyor ve biz bunu daha ileriye taşımanın gayreti içerisindeyiz. Bugün yüklendiğimiz görev, yeryüzündeki 8 milyara yakın insana karşı bize büyük bir sorumluluk yüklüyor. Bu şuurla çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz. Hamdolsun görevinin bilincinde, sorumluluğunun farkında, alanına hâkim bir kadromuz var. Her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Buradaki her bir arkadaşımızın seferberlik ruhuyla çalıştığını görmek elbette bizi memnun ediyor” diye konuştu.



“Başarının en önemli ayaklarından biri de ekip ruhuyla çalışabilmektir”


İdari ve insani ilişkilerin en önemli boyutunun iletişim olduğunun altını çizen Erbaş, “Başarının en önemli ayaklarından biri de ekip ruhuyla çalışabilmektir. Dolayısıyla bu manada iletişimimizi ve çalışma anlayışımızı gözden geçirmeli ve kendimize zaman zaman dışardan bakabilmeliyiz” dedi.


Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının dünya çapında bir teşkilat olduğuna vurgu yaparak, “Başkanlığımız, planlama ve süreç yönetimi açısından günübirlik yaklaşımlarla hareket edemez. Bütün çalışmalarımız, iyi düşünülmüş, iyi planlanmış ve takip edilebilir bir sisteme dönüştürülmüş olmalıdır” diye konuştu.


Toplantıya, Diyanet İşleri Başkanlığının üst düzey yönetimi katılıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.