GENEL - 06 Aralık 2018 Perşembe 12:02

Diyanet İşleri Başkanlığından ’Yemen’e Sessiz Kalma’ kampanyası

A
A
A
Diyanet İşleri Başkanlığından ’Yemen’e Sessiz Kalma’ kampanyası

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet İşleri Vakfı, Yemen için ’Yemen’e Sessiz Kalma’ adıyla yardım kampanyası başlattı.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet İşleri Vakfı, Yemen için ’Yemen’e Sessiz Kalma’ adıyla yardım kampanyası başlattı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, ’’İnsanlık vicdan sınavını bu kez de Yemen’de kaybediyor’’ dedi.


Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet İşleri Vakfı, her zaman olduğu gibi yine zulme maruz kalan insanların yardımına koştu. Yemen’de zulme uğrayan insanların sessiz çığlığına duyarsız kalmayan Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet İşleri Vakfı, ’Yemen’e Sessiz Kalma’ isimli yardım kampanyası başlattı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlaya yardım kampanyası tanıtım toplantısında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, ’’İnsanlığın zor süreçlerden ve çetin sınavlardan geçtiği bir çağda yaşıyoruz. İslam coğrafyasının neredeyse her yerinde, acı, gözyaşı ve hüzün var. Kurduğu medeniyetlerde uyguladığı ahlak ve adaletle asırlarca insanlığın sığınağı olmuş ve bugün hakkı, hakikati, adalet ve merhameti, iyilik ve güzel ahlakı yeryüzüne tanıtmak ve temsil etmekle mükellef bir ümmetin mensuplarının hali içler acısıdır’’ ifadelerini kullandı.



’’İnsanlık vicdan sınavını bu kez de Yemen’de kaybediyor’’


’’Mazlum ve mağdurların umut bağladığı bir medeniyetin ve ülkenin mensupları olarak yükümüz daha da ağırlaşmaktadır’’ diyen Erbaş, konuşmasına şöyle devam etti:


"Elbette İslam coğrafyasında yaşanan sorunların, acıların, küresel müdahalelerle ve emperyalizmle, uluslararası faktörlerin sömürgeci politikalarıyla ilgili boyutunun varlığı inkar edilemez. Ancak bu durum, sorunlarımızı tamamen harici unsurlara indirgeyerek, sorumluluklarımızı ve hatalarımızı görmezden gelmeye mazeret olamaz. Kabul edelim ki bizim ümmet olarak maalesef çok ciddi hatalarımız ve zaaflarımız var. Asırlardır bir sekinet yurdu olan bu coğrafya nasıl oldu da acı ve gözyaşı diyarı haline geldi? Irk, mezhep ve meşrep kavgalarının bir tuzak olduğunun, esasında hepimizi vurduğunun idrak edilmesi için daha ne kadar acı yaşayacağız? Yaşanan dramı anlatmaya kelimelerin kifayet etmediği yer Yemen. İnsanlık vicdan sınavını bu kez de Yemen’de kaybediyor. İslam dünyası, akıl, iz’an, feraset, basiret ve kardeşlik sınavını bu kez de Yemen’de kaybediyor. Bütün bunların neticesinde Allah’a ve ahiret gününe iman eden insanlar olarak her geçen gün sorumluluğumuz daha da artmaktadır. Mazlum ve mağdurların umut bağladığı bir medeniyetin ve ülkenin mensupları olarak yükümüz daha da ağırlaşmaktadır. Bugün dünyanın her yerindeki mazlum ve mağdur insanlar, umudunu bu topraklara, bu ülkeye, Diyanet İşleri Başkanlığımıza, Türkiye Diyanet Vakfına bağlamış durumdadır. Kafkaslar’dan Asya’daki Türk Cumhuriyetlerine, Balkanlar’daki evlad-ı fatihandan Uzak Doğu’ya, Afrika’dan Latin Amerika’ya mazlum, yoksul, sahipsiz milyonlarca insan bizi, ülkemizi bir umut hatta son umut olarak görmektedir. Zira bugün ülkemiz farklı kıtalarda yaşanan trajedilere, bütün uluslararası platformlarda ve küresel boyutta dikkat çeken, itiraz eden, mazlumların sesi ve sözcüsü bir ülke olmuştur" dedi.



’’Yeryüzünde yükselen her feryada gönülden karşılık vermek bizim hem insani hem de dini bir vazifemizdir’’


Türkiye’nin son dönemlerde başta Suriye, Filistin, Somali ve Arakan olmak üzere bütün kriz bölgelerinde din, dil, ırk ve bölge ayrımı gözetmeden gerçekleştirdiği faaliyetlerle dünyada en fazla insani yardım yapan ülke olduğuna dikkat çeken Erbaş, ’’Bu durum, milletimizin insanlığın vicdan yükünü neredeyse tek başına yüklendiğini göstermektedir. Dolayısıyla yeryüzünde yükselen her feryada gönülden karşılık vermek bizim hem insani hem de dini bir vazifemizdir. Amacı, medeniyetimizin bir iyilik medeniyeti olduğunu, ümmetin varlık sebebinin iyiliği yeryüzünde egemen kılmak olduğunu hatırlatmak olan bir kurum olarak mesuliyetimiz büyük. Bunun bilincinde olarak, kurulduğu günden bu yana ülkemizden tüm dünyaya yayılan çalışmalarıyla evrensel bir iyilik hareketine dönüşen Türkiye Diyanet Vakfı, ülke genelindeki bin şubesi ve 145 ülkede yürüttüğü faaliyetleriyle bugün Afrika’dan Asya’ya, Latin Amerika’dan Balkanlara, Karayipler’den Uzakdoğu’ya nerede yardıma muhtaç mazlum, mağdur varsa yardımına ulaşmaya çalışmaktadır. Vakfımız, Suriye’de iç savaşın başladığı ilk günden itibaren eğitim, sağlık, temizlik, barınma, giyim ve gıda gibi ihtiyaç duyulan her alanda Suriyeli kardeşlerimizin yanında olmuş, gerçekleştirdiği yardım kampanyalarıyla 213 milyon tutarında ayni ve nakdi bağış toplayarak bin 866 tır yardım malzemesini bölgeye ulaştırmıştır. Bazı tırlar orada insanlar birbirlerini öldürsünler diye silahlarla doldurup gönderiliyor. Biz de gıda maddesi, yiyecek maddesi, içecek ve diğer insani, hayatlarını devam ettirebilmeleri için hiçbir ayrım yapmadan insanı kurtarmak peşindeyiz. Tırlarımız da bunun için gidiyor. 2012 yılından bu yana Mynmar’da zulme uğrayan Arakan Müslümanlarının, göç etmek zorunda kaldığı Bangladeş, Malezya ve Pakistan’da yaralarını sarmaya çalışmaktadır. ’Arakan’ı Yalnız Bırakma’ yardım kampanyası başlatılmış ve bugüne kadar Arakanlılar’a 19 milyon TL tutarında yardım yapılmıştır’’ şeklinde konuştu.



’’Hayırsever milletimizin bağışlarıyla bugüne kadar Yemen’de 9 bin 798 hisse kurban keserek ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık’’


Erbaş, 30 milyonluk Yemen nüfusunun 22 milyonunun her geçen gün artan şiddet ve yokluk karşısında hayatta kalmaya çalıştığını belirtti. Çoğunluğu El Hudeyde şehrinde bulunan 1,2 milyon kişinin kolera hastalığına yakalandığının altını çizen Erbaş, ’’Derin tarihi bağlara ve ortak bir geçmişe sahip olduğumuz Yemen’de yaşanan insanlık dramına da millet olarak kayıtsız kalamazdık. İşte bu sebeple, yardımlarımızı büyütmek ve farkındalığımızı artırmak için bir aradayız. Biliyoruz ki, Yemen, milletimizin kalbinde müstesna bir yere sahiptir. 2015 yılı Mart ayından bugüne Yemen’de giderek kötüleşen insani durum ülkemiz tarafından yakından takip edilmekte, kardeş Yemen halkının yaralarının sarılmasına yönelik insani yardımlar gerek kamu kuruluşları gerek çeşitli sivil toplum kuruluşlarınca sürdürülmektedir. 30 milyonluk Yemen nüfusunun 22 milyonu, her geçen gün artan şiddet ve yokluk karşısında hayatta kalmaya çalışıyor. Eğer acilen yardım edilmezse 11 milyondan fazla insan hayatını kaybedecek. Temel gıda ve tıbbi malzeme ihtiyacının had safhada olduğu Yemen, tarifi zor bir açlık ve susuzluk sorunu yaşıyor. Sağlık alt yapısının tamamen çöktüğü ülkede yaklaşık 3 milyon kadın ve çocuk beslenme yetersizliği ve ciddi sağlık sorunları yüzünden hayatta kalma mücadelesi veriyor. Çoğunluğu El Hudeyde şehrinde bulunan 1,2 milyon kişi kolera hastalığına yakalanmış durumda. Çatışmalar nedeniyle evlerini terk etmek durumunda kalan 2,6 milyon kişinin öncelikli olarak barınma ihtiyacı bulunuyor. Bin 600 okulun kullanılamaz hale geldiği bölgede, acilen barınak, çadır, battaniye, giyim, temizlik ürünleri, temel gıda malzemeleri, mama ve çocuk beslenme ürünleri, içme suyu için hızlandırılmış su kuyuları ve çocukların eğitimi gibi konularda desteğe ihtiyaç var. Savaş, şiddet ve açlıkla mücadele eden kardeşlerimizin yanlarında olabilmek adına Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı olarak biz de oradayız. Yemen’de çatışmaların başladığı ilk andan bu yana her türlü insani yardım çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda da ekiplerimiz orada yardımları ulaştırmaya devam ediyor. İç savaş koşullarında bölgede insani yardım faaliyetleri de zor şartlar altında yapılmaktadır. Hayırsever milletimizin bağışlarıyla bugüne kadar Yemen’de kurban faaliyetleri kapsamında 9 bin 798 hisse kurban keserek ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Ramazan yardım faaliyetleri kapsamında 8 bine yakın aileye gıda ve acil ihtiyaç desteği verdik. 10 bini aşkın kardeşimizle aynı iftar sofrasında bir araya geldik. Açtığımız, 30 bin kişinin faydalanabileceği 2 su kuyusuyla acil bölgelere su ulaştırmaya çalışıyoruz. Uluslararası İmam Hatip Lisesi, Lisans ve Lisansüstü alanlarda birçok Yemenli öğrenciye ülkemizde eğitim imkanı sunuyoruz’’ açıklamalarında bulundu.



’’Türkiye Diyanet Vakfı olarak Diyanet İşleri Başkanlığımızla birlikte Yemen’e bugüne kadar 8,5 milyon Türk Lirası tutarında yardım yaptık’’


Vatandaşların kampanyalarla ilgili detaylı bilgiye “www.tdv.org” resmi web sitesinden veya 0312 416 90 00 numaralı çağrı merkezinden ulaşabileceklerini kaydeden Erbaş, ’’Yardım faaliyetlerimizi daha kapsamlı hale getirmek ve en ileri düzeye taşımak için, “’Yemen’e Sessiz Kalma’ başlığıyla yeni bir kampanya başlatıyoruz. Milletimizi hep beraber daha güçlü şekilde, insanlığın vicdan yükünü taşıma seferberliğine davet ediyoruz. Kardeşlerimize yardım elini uzatmak isteyen vatandaşlarımız, bagis.tdv.org adresinden online bağış yapabilir, cep telefonlarından da ’YEMEN’ yazıp 5601’e kısa mesaj göndererek 10 TL bağışta bulunabilirler. Ayrıca vakfımızın banka hesap numaralarına yapacakları bağışlarda açıklama kısmına ’YEMEN’ yazarak bu kardeşlik seferberliğine katılabilirler. Vatandaşlarımız kampanyalarla ilgili detaylı bilgiye ’www.tdv.org’ resmi web sitemizden veya 0312 416 90 00 numaralı çağrı merkezimizden ulaşabilirler. Her zaman bizlere destek ve teveccühlerini esirgemeyen kadirşinas milletimize gönülden teşekkür ediyoruz. Tarih boyunca mazlumların yanında olan milletimiz kuşkusuz Yemen’in çığlığına da sessiz kalmayacaktır’’ diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Prof. Dr. İbrahim Şahin: "Genç nüfusta obezite ve diyabet hastalığı artıyor" TEMD Araştırma Sekreteri Prof. Dr. İbrahim Şahin, obezitenin basite indirgenmeyecek kadar zor bir hastalık olduğuna işaret ederek, "Gençlerimiz şişmanlıyor, 15-20 yaş grubu arasında obezite ve diyabet hastalığı çok artıyor. O yaşlarda eskiden Tip 2 diyabet görmezdik, artık o yaşlarda görmeye başladık" ifadelerine yer verdi. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) Araştırma Sekreteri Prof. Dr. İbrahim Şahin, Antalya’da katıldığı 45. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi’nde obezitenin nedenlerini ve tedavi yöntemlerini aktardı. Obeziteyi tanımlayan Şahin, Türkiye’nin obezite sıralamasında Avrupa’da birinci olduğunu açıkladı. Türkiye, obezite sıralamasında Avrupa’da birinci Prof. Dr. İbrahim Şahin, şöyle konuştu: "Obezite, basit bir irade eksikliği değil. Obezite, yağ dokusunun normalden fazla olması, sağlığımızı etkileyecek kadar fazla olması ile karakterize olan bir hastalık. Çünkü, yağ dokusu arttığında bununla ilgili birçok hastalık artıyor. Bunun sonucunda, bizim hem yaşam süremizi kısıtlıyor, hem birçok hastalığa neden oluyor. Sağlıksız, yanlış beslendiğimiz için artıyor, ayrıca bunu bir hastalık olarak görmeyip basite almamız nedeniyle oluyor. Psikolojik, metabolik, hormonal, bazı ilaçlara bağlı farklı nedenleri de var. Türkiye’nin, obezite sıralamasında neden Avrupa’da birinci olduğuna gelecek olursak, şehirleşmenin artması, sağlıksız beslenme daha önemli rol oynuyor, dünyada ekmek tüketiminde en yüksek ülkelerden bir tanesiyiz. Sebze tüketimimiz az, spor açısından herhangi bir düzenli egzersiz yapma alışkanlığımız çok az. Bu da bizi Avrupa’da birinci hale getiriyor." "Gençlerimiz şişmanlıyor" Prof. Dr. İbrahim Şahin, genç nüfusta da obezitenin artışına vurgu yaparak, tedavi yöntemlerini anlattı. Şahin, "Gençlerimiz şişmanlıyor, 15-20 yaş grubu arasında obezite ve diyabet hastalığı çok artıyor. O yaşlarda eskiden Tip 2 diyabet görmezdik, artık o yaşlarda görmeye başladık. Altta yatan bir nedeni var mı, sadece yanlış beslenmeden mi kaynaklanıyor. Bunun değerlendirilmesi lazım. Önce tespit etmek gerekiyor. Çözümü çok faktörlü; beslenme açısından diyetisyene başvurmak gerekiyor, profesyonel hoca kontrolünde mutlaka spor yapılmalı, gerekirse ilaç tedavisinin endokrin kontrolünde olması lazım" dedi. Zayıflama iğnesi, doktor kontrolünde yapılmalı Birçok mecrada tanıtımı yapılan zayıflama iğneleri hakkında da değerlendirmede bulunan Prof. Dr. İbrahim Şahin, tüm tedavi yöntemlerinin doktor kontrolü altında uygulanması gerektiğinin altını çizdi. Şahin, "Son birkaç yıldır, yeni ilaç isimleri duyuyoruz. Zayıflama iğneleri diye de geçiyor. Bunları kullanmadan önce belirli koşullar var, örneğin pankreas bezine bakılması gerekiyor. Safra taşı gibi bazı durumların kontrol altında olması lazım. Endokrin olarak, öncelikle bu ilacı kullanıp kullanmayacağının değerlendirilmesi gerekiyor. Çünkü faydadan çok zarar verir. Yine son yıllarda cerrahi tedaviler var. Bunların birçoğu bakanlık ve sağlık otoriterleri tarafından kabul edildi. Uygun kişiye uygun zamanda yapılırsa, sonrasında da takipleri iyi yapılırsa uygulanabilir" diye konuştu.
Ankara Başkent Gençlik Meclisi’nden “Ah Tiyatro Vah Tiyatro” oyunu Ankara Kent Konseyi Başkent Gençlik Meclisi Kent Sahne Ekibi’nin “Ah Tiyatro Vah Tiyatro” adlı oyunu başkentlilerle buluştu. Müzikal komediye 7’den 70’e başkentliler yoğun ilgi gösterdi. Gençlik Parkı Tiyatro Salonu’nda sahnelenen müzikal oyunu Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Kent Konseyi Kale Meclisi Başkanı Şevket Bülent Yahnici, Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Ceren Anadol ile çok sayıda seyirci izledi. Ankara Kent Konseyi Gençlik Meclisi Başkanı Halil Ecer yaptığı konuşmada, “Başkent Gençlik Meclisi tarafından geliştirilen tamamen gönüllü bir topluluk olan Kent Sahne Ekibi’nin aylardır emek verdiği ve çalışarak ortaya koyduğu oyunu burada sergileyeceğiz. Gençlerin karar alma mekanizmasına dâhil olması hem de Ankara’nın gençlik başkenti olması için birikimlerimizi kullanmak istiyoruz. Bugün Ah Tiyatro Vah Tiyatro oyununu izledik. Hem tiyatro emekçilerine bir saygı hem de gençler ve yetişkinler arasında diyaloğun geliştirilmesini hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. Oyunu izleyen İsa Fidan, “3 yıl önce Gençlik Meclisi ile tanıştım. Gençlerin bu paydada söz sahibi olması önemli. Bu akşamki oyunda arkadaşlarımız oynadı. Sanata, kültüre önem vermemiz gerekiyor. Heyecanlıyım, bunca zamandır biriktirilen emeğin karşılığını izledik” ifadesini kullandı. Nisa Geredelioğlu ise, “İki yıldır tiyatro ekibini takip ediyorum. Özverili çalışmalarını bekliyorduk. Oyunu keyifle izledik ve heyecanlıyız burada olmaktan” dedi.
Manisa Elazığspor’un açıklamasına Turgutluspor’dan sert tepki TFF 3. Lig 2. Grup ekiplerinden Turgutluspor’da, ligin son haftasında evinde ağırlayacağı lider Batman Petrolspor maçı öncesi, ligde ikinci sırada bulunan Elazığspor’dan yapılan açıklama, tepkiye neden oldu. Kulüp Başkanı Gökhan Akın, "Şanlı kulübümüzün adını kirli oyunlarına alet etmeye çalışanlara hatırlatmak isteriz ki Turgutluspor’umuz, hem Manisa’mızı hem de Turgutlu’muzu Türk futbolunda örnek bir şekilde temsil etmiştir ve etmeye de devam edecektir" dedi. TFF 3. Lig 2. Grup’ta 4. sırada bulunan ve play-off maçları oynamaya hak kazanan Turgutluspor, cumartesi günü evinde 57 puanlı lider Batman Petrolspor ile karşı karşıya gelecek. Şampiyonun belirleneceği son maçta ikinci sırada yer alan 55 puanlı Elazığspor ise deplasmanda ligden düşmesi kesinleşen Eynesil Belediye ile karşılaşacak. Önemli karşılaşma öncesi Turgutluspor tesislerinde çalışmalarını sürdürürken, Elazığ cephesinden gelen açıklama Turgutluspor kulüp yönetimini kızdırdı. Turgutluspor Kulüp Başkanı Gökhan Akın, Elazığspor kulübünden yapılan açıklamaya sert tepki gösterdi. Akın, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Elazığspor Kulübü’nün kulübümüzü hedef göstermesi, ne spor ahlakına nede şanlı kulübümüzün tarihine yakışır. Elazığspor Kulübü tarafından yapılan yazılı açıklamadaki ifadeleri gereksiz bulduğumuz kadar üzüntüyle takip ettik. Şanlı kulübümüzün adını kirli oyunlarına alet etmeye çalışanlara hatırlatmak isteriz ki Turgutluspor’umuz, hem Manisa’mızı hem de Turgutlu’muzu Türk futbolunda örnek bir şekilde temsil etmiştir ve etmeye de devam edecektir. Kurulduğumuz günden itibaren mücadele ettiğimiz tüm liglerde şerefi ile oynamış hakkı ile kazanmış bir kulübüz. Bu güne kadar adımız ne bir şaibeye karışmıştır ne de oynadığımız bir maçta hakkaniyetsiz bir şekilde mücadele etmişizdir. Bizi ne şampiyonun kim olacağı ilgilendirir ne de kimin düşeceği. Biz 2023-2024 sezonunda hem bütün maçlarda hem de Elazığspor maçlarında olduğu gibi Batman Petrolspor maçına da kazanmak için sahaya çıkıp, şanlı kulübümüze yakışır bir şekilde mücadele edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın." Elazığspor’un, ’Gelen duyumların çok çirkin olduğu camiamızı derinden üzmüştür’ cümlesini açıklamasını isteyen Akın, "Bu açıklamanın altının doldurulması için duyumlarını gerek bizlerle gerekse spor kamuoyu ile paylaşmalarını rica ediyoruz. Aksi taktirde, kulübümüz üzerinden kendi başarısızlıklarını kulübümüzü önplana atarak örtbas etmeye çalıştıkları düşüncesi hakim olacaktır" ifadelerini kullandı. Elazığspor Kulübü’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verilmişti: "TFF 3.Lig’de 2023-2024 sezonun bitimine 1 hafta kalırken, daha önce birçok maçımızda hakem hatalarından canı yanmış bir kulüp olarak Türkiye Futbol Federasyonu ve Turgutluspor camiasına açık çağrımızdır. Koca bir sezonun emeklerinin sahada karşılık bulmasını beklerken, gelen duyumların çok çirkin olduğu camiamızı derinden üzmüştür. 22 maçlık yenilmezlik serisiyle profesyonel liglerde her kesimin takdirini toplayan takımımız, topladığı puanları hakkaniyetle ve büyük taraftarının desteğiyle kazanmıştır. Umuyoruz ve diliyoruz ki cumartesi günü Turgutlu’da oynanacak Turgutluspor - B. Petrolspor müsabakası da hakkaniyetle oynansın ve hiçbir şaibenin olmadığı bir maç olsun. Türkiye Futbol Federasyonu’ndan bu önemli maçı naklen yayın programına almasını ve müsabakaya üst klasman hakemlerinin atanmasını talep ediyoruz. Sezonun büyük bir bölümünde performansıyla takdir toplayarak liderliği kovalayan ve 40 yıllık mazisiyle bugüne kadar hiçbir şaibeye karışmamış Turgutluspor Kulübü’nden ise camialarına yakışır bir şekilde mücadele etmelerini bekliyoruz. Gözümüz de kulağımız da cumartesi günü Turgutlu’da olacak."