GENEL - 23 Mart 2019 Cumartesi 13:36

Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Erdoğan "Türkiye Söyleşileri"ne konuk oldu

A
A
A
Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Erdoğan "Türkiye Söyleşileri"ne konuk oldu

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) Uluslararası Öğrenci Akademisi kapsamında düzenlenen “Türkiye Söyleşileri” programına Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan konuk oldu.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) Uluslararası Öğrenci Akademisi kapsamında düzenlenen “Türkiye Söyleşileri” programına Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan konuk oldu. Erdoğan, “Bizim ecdadımızın geçmişinde sömürgecilik yok. Güçlenen yeni Türkiye, ecdadının zulme karşı duran, mazlumun her zaman yanında duran anlayışını yeniden dış politikada, uluslararası ilişkilerinde yaşatmaya gayret ediyor” dedi.


Türkiye’de yükseköğrenim eğitimi alan uluslararası öğrencilerin akademik, sosyal ve kültürel donanımlarının güçlendirilmesi için Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından “Uluslararası Öğrenciler Akademisi” kapsamında düzenlenen “Türkiye Söyleşileri” etkinlikleri birçok ilde devam ediyor. Daha önce siyaset, tarih, edebiyat, sanat, spor ve benzeri alanlarda gerçekleştirilen "Türkiye Söyleşileri" programına son olarak Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan konuk oldu.


Eskişehir’de düzenlenen etkinlikte uluslararası öğrenciler unutulmaya yüz tutmuş geleneksel spor ve oyunları tanıma imkanı buldu. Programa YTB Başkanı Abdullah Eren, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak ile çok sayıda davetli katıldı. Programda konuşan YTB Başkanı Abdullah Eren, Türkiye Bursları programı kapsamında dünyanın 170 ülkesinden 17 bin uluslararası öğrencinin ülkemizde eğitim alma fırsatı elde ettiğini hatırlattı. Eren, Türkiye sınırları dışında çok fazla soydaş ve akraba topluluklarının bulunduğunu aktararak, YTB’nin bu coğrafyalara yönelik birçok faaliyet gerçekleştirdiğine dikkat çekti. Eren, “Biz bunları gönül coğrafyamız olarak nitelendiriyoruz. Gönül coğrafyamızda soydaş ve akraba topluluklarımızla ilişkilerimizi kurarken birlik ve beraberliğimizi tesis etmede çok fazla önem gösteriyoruz. Cumhurbaşkanımız ve ekibi gece gündüz demeden mücadele ediyor. Biz de yeni Türkiye’nin ve sistemin genç bir kurumu olarak gece gündüz demeden, mesai mefhumu gözetmeden yeni bir gelecek için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.



"Medeniyetlerin renklerini yeniden canlandırıyoruz"


Dünya nüfusunun sadece yüzde 12’sinin Batı’daki ülkelerde yaşadığını ifade eden Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan ise, geriye kalan yüzde 88’lik bölümün batı dışarısında kendi geleneği, medeniyeti olan ülkelerde yaşadığının altını çizdi. Bu medeniyetin renklerinin yeniden canlanması gerektiğini belirten Erdoğan, “Nevruz’un toprağı yeniden canlandırması gibi biz buna geleneksel sporlarla başlayalım dedik. Geleneksel sporların tabanda yayılması, kabul görmesi çok daha hızlı olabilir" diye konuştu.


Erdoğan, bu spor dallarını yeniden popülerleştirmeye çalışırken asıl maksatlarının dünyanın baskı altında kendini ifade edemeyen kültürlerini, renklerini yeniden canlandırmanın arayışı olduğunu belirterek, “Dünyanın renkliliğinin zenginlik olduğunu nasıl yaygın bir şekilde insanlara anlatabiliriz? İstiyoruz ki YTB bünyesinde Türkiye’ye gelen uluslararası öğrencilerimiz kendi topraklarındaki geleneksel sporlarını bize anlatsınlar, tanıtsınlar. Bu vesile ile UNESCO ile yaptığımız bir uluslararası sporlar ansiklopedisi çalışması var. Belki bu çalışmaya katkısı olabilir” dedi.


Türkiye’nin dünyanın adaletsiz düzenine karşı "dünya beşten büyüktür" diyerek çıkış yapmasının dünyanın patronlarını çok rahatsız ettiğini, bu yüzden de Türkiye ile ilgili ciddi karalama kampanyaları yapıldığını vurgulayan Erdoğan, “Bu düzenin bozuk olduğunu, bu kadar büyük bir ülke söylediği için tabii ki batı ülkelerinin hedeflerine koyuluyor. Ama bizim şu anda yapmaya çalıştığımız hiçbir menfaat beklememek. Zaten bizim ecdadımızın geçmişinde sömürgecilik yok. Güçlenen yeni Türkiye, ecdadının zulme karşı duran, mazlumun her zaman yanında duran anlayışını yeniden dış politikada, uluslararası ilişkilerinde yaşatmaya gayret ediyor. Ben de bir vatandaş olarak bununla, oğlu olarak da babamla gurur duyuyorum" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.