POLİTİKA - 15 Mayıs 2019 Çarşamba 22:43

Erdoğan-Abdulmehdi ortak basın toplantısı

A
A
A
Erdoğan-Abdulmehdi ortak basın toplantısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Temaslarımızda DEAŞ, PKK ve FETÖ terör örgütleri ile mücadelemizin kararlılıkla sürdürülmesi ve bu alanda Türkiye Irak arasında bir askeri işbirliği ve güven anlaşmasının yapılmasının isabetli olacağına karar verdik” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Temaslarımızda DEAŞ, PKK ve FETÖ terör örgütleri ile mücadelemizin kararlılıkla sürdürülmesi ve bu alanda Türkiye Irak arasında bir askeri işbirliği ve güven anlaşmasının yapılmasının isabetli olacağına karar verdik” dedi.


Resmi ziyarette bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi ile başbaşa ve heyetlerarası görüşen ve resmi iftar yemeğinde bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuk Başbakan ile birlikte ortak basın toplantısı için kamera karşısına geçti.



“Irak ile Türkiye arasında 20 milyar dolarlık bir ticaret hacmi yeterli değil”


DEAŞ terörünü mağlup eden Orak güvenlik güçlerini tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu uğurda şehit olan Iraklılara rahmet, yaralananlara şifa dileyen Erdoğan, bugünkü görüşmelerde Türkiye-Irak ilişkilerini tüm boyutları ile değerlendirdiklerini, bölgesel gelişmeleri de ele aldıklarını kaydetti.


Erdoğan, “Irak’ın siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün korunması, istikrar vi güvenliğin sağlanması Irak siyasetimizin temelini oluşturuyor. Irak’ın zenginliği olan tüm etnik ve dini gruplar Türk halkının dostudur, kardeşidir. Irak’ın uluslararası toplumla ilgili ilişkilerini geliştirme yönünde sın dönemde attığı adımları memnuniyetle müşahede ediyoruz. Bölgesel rolünü yeniden üstlenmesi ile Irak’ın barış ve istikrara daha önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum” diye konuştu.


2003 sonrasında terör ortamında dahi Türk yatırımcısının Irak’tan vazgeçmediğini, Irak’ın yeniden imarına katkıda bulunduğunu söyleyen Erdoğan, “İşçilerimiz, mühendislerimiz bu uğurda yeri geldi canlarını verdiler. Bugün de aynı özveri ile Irak için birlikte çalışmaya hazırız. Şuanda 20 milyar dolarlık bir ticaret hacmini hedeflemiş bulunuyoruz. Bu ticaret hacmine iyice yaklaştık ama Irak ile Türkiye arasında 20 milyar dolarlık bir ticaret hacmi yeterli değil. YDSK toplantısı için bu yıl içinde Irak’a yapacağımız ziyarette bu hedefi güncellemek durumunda olacağız, inşallah orada daha büyük bir hedefi işaret edeceğiz. Bu amaçla Irak’a yönelik yatırımlarımızı artırmanın yöntemleri üzerinde fikir teatisinde bulunduk. Her iki ülke işadamlarının önündeki engelleri ortadan kaldırabilmek için ahdi zemin güncellenmesi hususunda dikkat çektik. Irak’ın yeniden imarı konusunda, DEAŞ işgalinden en çok zarar gören bölgelerin kalkındırılmasına ve Irak’ın güneyine kadar uzanan bir ticaret koridoru tesis edilmesine öncelik verdiğimizi teyit ettik. Irak’ta mevcut başkonsolosluklarımızı yeniden faaliyete geçirmek, yenilerini açmak suretiyle Irak’ın tüm bölgeleri ile ilişkilerimizi zenginleştirmek istiyoruz. Enerji sektöründe büyük bir işbirliği potansiyelimiz var. Elektrik alanında Irak’ın yakın vadede ihtiyacının karşılanmasına katkıda bulunabileceğimizi Sayın Başbakan’a ifade ettim. DEAŞ tarafından tahrip edilen Kerkük-Ceyhan Petrol Boru Hattının bir an önce faaliyete geçirilmesinin önemine işaret ettik” şeklinde konuştu.



"Çalışma grubumuzun Irak’ı en kısa sürede ziyaret ederek süratle çalışmalara başlaması hususunda mutabık kaldık"


Türkiye’nin geçen yıl ki kuraklık döneminde Irak’a elinden gelen desteği sağladığını söyleyen Erdoğan, “Ülkemiz sulama teknolojileri ile artık su yönetimi ile çevreci uygulamaları ile suyun idareli kullanımı konuşunda önemli mesafe aldı. Bu tecrübemizi Irak ile paylaşmak amacıyla bu alanda özel temsilcim olarak Prof. Dr. Veysel Eroğlu 50 kişiden oluşan bir çalışma grubu teşkil etmiş ve Irak’a münhasır bir eylem planı hazırlamıştır. Bu konuyla ilgili gerekli olan bazı bölgelerde de barajlar yapılması konusunu gündeme getirmek suretiyle bolluğun olduğu dönemde barajlardan istifade, hatta bizden oraya verdiğimiz suyun daha israftan uzak kullanımında bu barajların iş göreceğini gündeme getirdik. Bugünkü görüşmemizde benzer bir grubun Irak’ta teşkilini müteakiben çalışma grubumuzun Irak’ı en kısa sürede ziyaret ederek süratle çalışmalara başlaması hususunda mutabık kaldık” ifadelerini kullandı.


Erdoğan konuşmasını şu sözlerle tamamladı:


“Temaslarımızda DEAŞ, PKK ve FETÖ terör örgütleri ile mücadelemizin kararlılıkla sürdürülmesi ve bu alanda Türkiye Irak arasında bir askeri işbirliği ve güven anlaşmasının yapılmasının isabetli olacağına karar verdik. Bunun için Dışişleri Bakanım, Savunma Bakanım, İstihbarat Teşkilatı Başkanım muhatapları ile bir görüşmeyi en kısa zamanda gerçekleştirecekler. Görüş birliği içinde olduğumuz diğer bir husus da Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve meseleye kalıcı bir siyasi çözüm bulunmasıdır. Bu bakımda Irak’ın Astana platformunda gözlemci olarak yer almasını memnuniyetle karşılıyoruz.”



“Irak’ın Türkiye’nin sahip olduğu bu fırsatlardan faydalanmasının zamanının geldi”


Görüşmelerin yoğun ve verimli geçtiğini söyleyen Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi, “İki ülke arasında bir ticaret hacmi hedefimiz var 20 milyar dolar, ancak biz bunun daha da öteye taşınmasına arzulamaktayız. İkili ticaret hacmimizin ve ekonomik ilişkilerimizin ortak projelerle de devam etmesi arzusu içindeyiz. Terörle beraber mücadele etmeyi arzu etmekteyiz, yoksullukla mücadele, kalkınmayı sağlama ve gelişmişlik düzeyine ulaşmayı beraber yapmayı arzulamaktayız. Bizler Türkiye’nin bu yolda çok büyük mesafeler kat ettiğini biliyoruz. Ekonomide, teknolojide, savunma sanayinde çok büyük başarılara imza attığını biliyoruz. Şuanda Irak’ın Türkiye’nin sahip olduğu bu fırsatlardan faydalanmasının zamanının geldiğini düşünüyorum. İki ülkenin, iki halkın ve bölgenin çıkarına olabilecek birçok adımı beraber atabiliriz. Irak bugün itibariyle güvenlik ve istikrar konusunda sorun yaşamamakta, özellikle DEAŞ ile mücadelesinde başarılı olduktan sonra her ne kadar DEAŞ tekrardan güçlenme çabası içinde olsa dahi, artık etki boyutu artık çok düşük. Irak topraklarında kontrol ettikleri hiçbir bölge yok. Sadece küçük oluşumlar şeklinde hareket etmeye çalışıyorlar, bunu yakinen takip ediyoruz ve fırsat vermiyoruz. Irak’ta tekrar güvensiz ortamının olmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Ekonomi, ticaret ve insanların genel yaşamı ve yurt içindeki haraketliliği bu durumdan olumsuz etkilenmekte. Türkiye eskiden olduğu gibi i halen Irak’ın yanında yer almakta. İnsanların korkup Irak’ı terk ettiği bir anda Türkiye Irak’ı bırakmadı, en zor zamanlarında dahi Irak’ın yanında oldu. Bu konuda canlarını feda eten Türk kardeşlerimiz oldu. Öte yandan Türkiye’nin Iraklı sığınmacılara kucak açmış olması da Irak tarafından unutulmayan bir husustur. Bundan dolayı minnettarız” dedi.



“Türkiye topraklarına bizim topraklarımızdan güvenlik tehdidi oluşmasını kabul etmemiz mümkün değil”


“Hiçbir şekilde Türkiye topraklarına bizim topraklarımızdan güvenlik tehdidi oluşmasını kabul etmemiz mümkün değil. Bazen gelişmeler doğal olmayan çözümleri de beraberinde getirmekte. Bizler artık olması gereken çözümlerle meselelere yaklaşacağız” açıklamasında bulunan Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi, iki kardeş halk arasında ortak çıkarlar bağlamında hareketliliği sürdüreceklerini kaydetti.


Her ne kadar terör sıkıntısı olsa da Irak’ın demokrasiye bağlılığının devam ettiğini belirten Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi, “Bizler zor dönemlerden geçtik. Bölgedeki gerilimi daha da düşürme konusunda ne yapabileceğimizi görüştük. Irak’ın maruz kalacağı her hangi bir tehdit veya tehlike aynı zamanda Türkiye’yi de tehdit edecektir. Birbirimizden bağımsız ve kopuk değiliz. Düşmana karşı, bizi tehdit eden unsurlara karşı beraber mücadele etmekteyiz” diye konuştu.


Türk şirketlerinin Irak’ta büyük saygınlığa sahip olduğunu, şuanda şartların şirketler açısından daha uygun olduğunu belirten Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi, “İlkesel anlamda bir sonuca ulaştığımız ve kabul ettiğimiz anlaşmaların da hayata geçirilmesini arzulamaktayız. Sayın Cumhurbaşkanı, Irak’a yapacağınız ziyaret içinde birçok projeyi daha aktif bir şekilde hayata geçirmiş olacağız” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.