POLİTİKA - 26 Ekim 2020 Pazartesi 19:58

Erdoğan-Tatar ortak basın toplantısı

A
A
A
Erdoğan-Tatar ortak basın toplantısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Rum tarafı Kıbrıs Türk halkını eşit ortak olarak görmediği için hidrokarbon gelirlerinin paylaşımına yönelik işbirliği çağrılarını da karşılıksız bıraktı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Rum tarafı Kıbrıs Türk halkını eşit ortak olarak görmediği için hidrokarbon gelirlerinin paylaşımına yönelik işbirliği çağrılarını da karşılıksız bıraktı. Rum tarafı kendi yönetimleri altında adeta azınlık olarak görmek istedikleri Kıbrıs Türklerinin haklarını gasp etmeyi sürdürüyor” dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk ziyaretini Türkiye’ye yapan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı resmi törenle karşıladı. İki lider önce başbaşa, ardından heyetler arası görüşmeler yaptı. Erdoğan ve Tatar, görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı için kameraların karşısına geçti.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında ilk resmi yurt dışı ziyaretini Türkiye’ye yapan Ersin Tatar’ı seçim zaferi dolayısıyla tebrik etti.



“Bu oyun artık bozulmuştur”


Kıbrıs meselesinde gelecek dönemde atılabilecek adımları ve Doğu Akdeniz’de son dönemde yaşanan gelişmeleri ele aldıklarını belirten Erdoğan, “Rum tarafının Kıbrıs Türk halkının eşit ortaklığı temelinde bir çözümü kabul etme niyetinin bulunmadığı aşikardır. 50 yılı aşkın süredir devam eden müzakerelerin her seferinde başarısız olmasının yegane nedeni Rum tarafının anlaşmaz zihniyetidir. Rumlar 1963 yılında gasp ettikleri devleti Kıbrıs Türk halkı ile paylaşmak istemiyorlar” diye konuştu.


2017 yılında çözüm için federasyonun artık geçerli model olamayacağını, yeni fikirlere ihtiyaç duyulduğunu vurguladıklarını belirten Erdoğan, “Aradan geçen sürede ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı. Rum tarafı Kıbrıs Türk halkını eşit ortak olarak görmediği için hidrokarbon gelirlerinin paylaşımına yönelik işbirliği çağrılarını da karşılıksız bıraktı. Rum tarafı kendi yönetimleri altında adeta azınlık olarak görmek istedikleri Kıbrıs Türklerinin haklarını gasp etmeyi sürdürüyor” şeklinde konuştu.


Kıbrıs’ta iki halk ve iki ayrı devletin şu anda zaten var olduğunu söyleyen Erdoğan, “İki halkın barış, refah ve güvenlik içinde yan yana yaşayabilecekleri çözümün temeli adadaki gerçeklere dayanmalıdır. Gelinen noktada müzakereleri münhasıran federasyon seçeneği temelinde başlatmanın zaman kaybı olacağını kesinlikle düşünüyoruz. Artık iki devletli çözümün de gerçekçi yaklaşımla masaya getirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Türkiye’nin Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm bulunması yönündeki iradesi bakidir” ifadelerini kullandı.


Doğu Akdeniz’deki mevcut durumun müsebbibinin 2003 yılından bu yana uyarıları dinlemeyen Rum-Yunan ikilisi olduğunun altını çizen Erdoğan, “Bu bölgede hidrokarbon kaynakları nedeniyle iştahı kabaran uluslararası enerji şirketleri ile arkalarındaki güçler de bu oyunun parçası olmakta beyiz görmemişlerdir. Ancak bu oyun artık bozulmuştur. Bölgede Türkiye’yi ve Kıbrıs Türkünü hesaba katmayan hiçbir girişimin başarı şansı yoktur” açıklamasında bulundu.



“Birilerinin hala Türkiye’yi suçlamaya kalkması anlamsızdır”


Türkiye’nin kardeş devlet olmanın yanında anavatanları olduğunu söyleyen ve köklerinin Türkiye’den Kıbrıs’a gittiğini belirten KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Türkiye, Kıbrıs Türklerinin varoluş ve özgürlük mücadelesini ilk günden itibaren maddi, manevi, askeri olarak desteklemiştir. Kıbrıs Türk halkı, 21 Aralık 1963-20 Temmuz 1974 arasında Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünü kullanarak yaptığı askeri müdahaleler, sağladığı diğer destekler sayesinde ayakta durabilmiştir. Türkiye, 15 Temmuz 1974’te Rum Eoka Bine terör örgütü ve Yunan cuntası tarafından gerçekleştirilen darbe sonrasında Kıbrıs Helen Cumhuriyeti’nin ilan edilmesi karşısında garantörlük hakkını kullanarak tek başına harekete geçmeseydi ne olurdu herkes düşünmelidir. Dolayısıyla birilerinin hala Türkiye’yi suçlamaya kalkması anlamsızdır, tarihi gerçeklere aykırıdır” dedi.


Rum tarafının hala 1974 öncesine geri dönmenin hayali içinde olduğunun altını çizen Tatar, “Bizlerin açıkça reddetmemize rağmen Türkiye’nin Kıbrıs’taki askeri varlığı ile etkin garantörlük hakkını sıfırlama hedefini vazgeçilmez bir anlaşma koşulu olarak her zaman masaya koymuşlardır. Hal böyleyken Türkiye’nin ortaya koyduğu beşli konferans önerisi bize göre Kıbrıs konusunun bir anlaşma ile neticeye bağlanması için son şanstır. Biz egemen-eşitlik temelinde iki devletli çözümün görüşme masasına gelmesi ve bir anlaşmanın mümkün olup olmayacağının belirlenmesi açısından bu toplantının belirleyici olacağı görüşündeyiz” diye konuştu.


Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin ele alınması için KKTC hükümetinin de katılacağı bir konferansın toplanmasının son derece gerçekçi ve yapıcı olacağını söyleyen Tatar, “Hidrokarbonlar konusu Kıbrıs Rum tarafı için bir samimiyet testidir” şeklinde konuştu.


Kapalı Maraş’ın ilk adım olarak açıldığını belirten Tatar, “Maraş bir hayalet şehir olmaktan çıkacak, ülke ekonomimize, insanlığa turizm cenneti olarak hizmet verir noktaya gelecektir” ifadelerini kullandı.



“Kapalı Maraş’ta bir piknik yapalım”


15 Kasım’da KKTC’ye resmi bir ziyaret gerçekleştireceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, acil durum hastanesinin de bu ziyarette açılışını yapmak istediklerini kaydederken, Kapalı Maraş’ta piknik yapma fikrini ortaya attı. Erdoğan, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na dönerek, “Sayın Çavuşoğlu, Kapalı Maraş’ta bir piknik yapabiliriz, mani bir şey var mı? Sayın Cumhurbaşkanı? O gün orada birlikte bir piknik yapmakta fayda var. Biz buradan ekranlardan izliyoruz. Bizzat yaşayalım istiyoruz. İnşallah onu da gerçekleştiririz” dedi.



“Bir Kıbrıs Türkü olarak gurur duyuyorum”


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ardından yeniden söz alan Cumhurbaşkanı Tatar, “Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği ile Doğu Akdeniz’de bulunan zenginliklerin paylaşımında bir Kıbrıs Türkü olarak gurur duyuyorum. Anavatanımız Türkiye’nin desteği ile Doğu Akdeniz’de artık statüsü yükselmiş bir devletimiz vardır. Bu devletin adı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.