ASAYİŞ - 11 Kasım 2024 Pazartesi 10:31

Hakem Halil Umut Meler'e yumruklu saldırıda karar

A
A
A
Hakem Halil Umut Meler'e yumruklu saldırıda karar

MKE Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçının sonunda hakem Halil Umut Meler'e saldıran MKE Ankaragücü eski Başkanı Faruk Koca'nın da aralarında bulunduğu 4 sanık hakkında karar açıklandı. Koca ‘kasten yaralama' suçundan 3 yıl 7 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldı.

MKE Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçının sonunda hakem Halil Umut Meler'e saldıran, aralarında Ankaragücü Kulübü eski Başkanı Faruk Koca'nın da bulunduğu 4 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Ankara Batı 3. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, müşteki Halil Umut Meler ile tutuksuz sanıklar Faruk Koca, Kenan Çelikkaya ve Şahin Yunus Şahin katılmazken Osman Erkam Can ile avukatlar salonda hazır bulundu. Mahkeme başkanı müşteki Meler'in avukatına söz verdi.

Saha içerisine Faruk Koca'nın girebileceğinden mütalaada da bahsedildiğini ifade eden avukat, “Akreditasyon talimatında müsabakanın 10 dakika öncesi ve 10 dakika sonrasında sadece hakem izniyle başkanın sahaya girebileceği belirtilmektedir. Meler, Koca'ya küfür mü etti bir hareket mi yaptı da haksız tahrik isteniyor anlamadım, haksız tahrik olamaz en üst cezadan sanıkların cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.
Söz verilen sanık Can ise önceki savunmasını tekrarlayarak suçsuz olduğunu söyledi.

Sanık Koca'nın avukatıysa müvekkilinin haksız bir fiile karşı tepki gösterdiğini söyleyerek, “Biz özellikle haksız tahrik üzerinde duruyoruz. O maçta puan kaybı olmasaydı, bugün Ankaragücü ligden düşmeyecekti. Maddi ve manevi büyük bir kayıp yaşanmıştır. Müvekkilimin beraatını talep ediyorum” ifadelerinde bulundu.

Son sözü sorulan Can, “Takdir mahkemenindir” dedi.

Kararını açıklayan hakim, olay tarihinde MKE Ankaragücü Kulübü Başkanı olan sanık Koca'ya, ‘Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle spor alanında kemik kırığı oluşturacak şekilde kasten yaralama' suçundan 3 yıl 7 ay 22 gün hapis cezası verdi. Koca'ya ‘tehdit' suçundan 6 ay 20 gün, ‘Sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanuna aykırılıktan' ise 5 ay hapis cezası veren mahkeme, hükmün açıklanmasını geri bıraktı.

Sanık Çelikkaya da ‘Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle spor alanında kemik kırığı oluşturacak şekilde kasten yaralama' suçundan 1 yıl 40 ay 15 gün, ‘Sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanuna aykırılık' suçundan da 8 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Sanık Şahin'e, ‘Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle spor alanında kemik kırığı oluşturacak şekilde kasten yaralama' suçundan 3 yıl 7 ay 22 hapis cezası veren mahkeme, sanığa ‘Sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanuna aykırılık' suçundan da 6 ay 20 gün hapis cezasına çarptırdı.

Mahkeme, sanık Can'a ise ‘Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle spor alanında kemik kırığı oluşturacak şekilde kasten yaralamaya teşebbüs' suçundan 11 ay 7 gün hapis, ‘Sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanuna aykırılık' suçundan da 4 ay 5 gün hapis cezası verdi.

Ahmet Furkan Gülap

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya ASAT, envarterine yeni su tahliye pompası ekledi Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü ani yağışlarda oluşabilecek sel ve taşkınlara karşı saatte 900 ton su tahliyesine sahip yeni su tahliye pompasını envarterine ekledi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in planlı, kurallı ve kimlikli bir kent anlayışıyla iklime ve afete dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda ASAT Genel Müdürlüğü yeni ekipmanları envanterine kazandırmaya devam ediyor. Antalya’nın sel ve taşkın risklerine karşı daha hazırlıklı hale gelmesi için çalışmalar yürüten Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü, saatte 900 ton su tahliye kapasitesine sahip yeni bir su tahliye pompasını envanterine ekledi. Yeni drenaj pompası Boğaçayı’nda test edildi. ASAT Genel Müdürlüğü Makine Bakım Onarım Şube Müdürü Doğan Karagöz yeni alınan ekipman ile ilgili şu bilgileri verdi: “Aşırı yağışlardan kaynaklanan doğal afetlere karşı, ana arterlerde yağmur suyu hat temizliği yapıyoruz. Ayrıca, alt geçitlerde ve göllenme riski taşıyan diğer bölgelerde oluşabilecek sorunları önlemek için makine, teçhizat ve ekipman envanterimizi sürekli güçlendiriyoruz. ASAT Genel Müdürlüğü ekipman envarterimize taşınabilir dalgıç tip yeni bir drenaj motopompu ekledik. Saatte 900 metreküp su tahliye kapasitesine ve 50 metreye kadar su basma özelliğine sahip yeni drenaj pompamızın testlerini gerçekleştirdik. Afet durumlarında hızlı müdahale edebilmek adına makine ve teçhizatları sürekli hazır tutuyoruz. Yeni alınan drenaj pompası muhtemel bir durumda afet riski taşıyan bölgelere hızla sevk edilerek kullanılmaya başlanacak”.
İzmir EGEPLASDER Başkanı Gençer: “Çöp değil ham madde ithal ediyoruz” Türkiye, sahip olduğu güçlü geri dönüşüm kapasitesi ve gelişmiş sanayi altyapısıyla plastik atıkları ekonomik değere dönüştürerek, çevresel sürdürülebilirlik ve ekonomik büyümeye katkı sağlıyor. Türkiye’de konuşlu geri dönüşüm tesislerinin ihtiyaç duyduğu kaynağında ayrıştırılmış hammaddenin yurt içi kaynaklardan yeteri kadar sağlanamaması nedeniyle ithal edilmesi ise haksız eleştirilerin odağında yer alıyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ege Plastik Sanayicileri Derneği (EGEPLASDER) Yönetim Kurulu Başkanı ve Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkan Yardımcısı Şener Gençer, “Çöp ithal ediyoruz” başlığı ile servis edilen haberlerin, geri dönüşüm sektörü başta olmak üzere Türk sanayisine yöneltilen haksız bir itham olduğunu söyledi. “Yurt içinden karşılama oranı yüzde 20’lerde” Greenpeace örgütünün servis ettiği “Çöp ithalatında rekor kırdık” haberinin kamuoyunu yanıltmayı hedeflediğini kaydeden Gençer, “Adı geçen uluslararası örgütün çöp olarak adlandırdığı malzeme, yurt içinde kaynağında ayrıştırılması gereken atıkların oranı yetersiz olduğu için ithal edilmek durumunda kalınan hammaddedir. Yurt içi kaynaklı kaynağında ayrıştırılmış plastik atık oranı yüzde 20’ler seviyesindeyken; tamamıyla kayıtlı şekilde, ilgili GTİP kodlarına uygun olarak Türk limanlarına gelen, Türk Gümrük teşkilatına beyannameleri verilen, faturası ödenen malzemelerdir. Bu malzemeleri ‘gizli saklı ithal edilen çöp’ algısı oluşturularak yansıtmak iyi niyetle bağdaşmamaktadır” dedi. Türkiye’deki geri dönüşüm tesislerinde işlenen plastik atıkların yeniden ekonomiye kazandırıldığını, hatta granül halde ikincil plastik olarak ihraç edildiğine dikkat çeken Gençer, uzun yıllardır tüm yerel yönetimlere atıkların kaynağında ayrıştırılması konusunda çağrıda bulunduklarını hatırlattı. "Çöğe attığımız her atık sıfır maliyetli bir hammadde" EGEPLASDER Yönetim Kurulu Başkanı Şener Gençer şu değerlendirmeyi yaptı: “Yerel yönetimlerimiz yasal mevzuatla kendilerine verilen bu görevi maalesef yeteri kadar yerine getirememekteler. İçindeki suyu içtikten sonra çöpe attığımız her pet şişenin ya da bir plastik atığın, gerçekte sıfır maliyetli bir ham madde olduğunu bilmiyoruz. Bilmemek bir yana farkında bile değiliz. Kaynağında ayrıştırdığımız tüm atıklarımız, Türk ekonomisi için paha biçilemez değerdedir. Atıklarımızı kaynağında ne kadar fazla ayrıştırırsak, ülkemizin o kadar daha az plastik atık ithalatı yapacağını toplumsal bilincimize kaydetmeliyiz.” “Greenpece neden sadece Türkiye’ye üretme diyor Greenpeace örgütünün, geçmiş yıllarda Polivinil Klorür (PVC) Fabrikası’nın kapatılması için Aliağa limanında eylem yaptığını da hatırlatan Şener Gençer, bugün itibarıyla 150 bin ton olan yerli PVC üretiminin iç talebin sadece yüzde 15’ini karşıladığını hatırlattı. Yüzde 85’i ithal edilen bir ürünün Türkiye’de üretilmesini istememenin iyi niyetle bağdaşmayacağını sözlerine ekleyen Gençer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hollanda’dan kalkıp İzmir’e gelen ve ‘Stop PVC’ pankartı asan eylemcilerin, Hollanda’dan İzmir’e gelene kadar kaç ülkenin kara sularından geçtiklerini ve o ülkelerde kaç milyon ton PVC üretildiğini bilmemeleri düşünülemez. Fransa’ya, İngiltere’ye, İtalya’ya ‘üretimini durdur’ diyemeyenlerin Türkiye’ye bunu söylemelerini kamuoyumuzun dikkatine sunuyoruz. Sözde çevreci kisvesi ile topluma ve kamuoyuna yanlış bilgi veren bu örgütün yanıltıcı söylemlerine karşı her ortamda gerçekleri vatandaşlarımız ile paylaşmaya devam edeceğiz.”
Düzce Aşkın gücü: Hayatını felçli eşine adadı Düzce’de yaşayan Melahat Akdemir (50), geçirdiği iş kazası sonrası tekerlekli sandalyeye bağımlı kalan eşi Cengiz Akdemir’e (53) 29 yıldır sevgi ve özveriyle bakıyor. Eşini bir an bile yalnız bırakmayan Akdemir, gösterdiği fedakarlık ve bağlılıkla takdir topluyor. Cengiz Akdemir’in 29 yıl önce çalıştığı sırada elektrik direğinden düşerek beli kırıldı, evlendikten 4 ay sonra da felç kaldı. Hem fiziksel hem de psikolojik zorluklarla mücadele eden Cengiz Akdemir’in en büyük destekçisi ise eşi Melahat Akdemir oldu. Melahat Akdemir, her gün eşini kucağında taşıyarak tüm ihtiyaçlarını karşılıyor ve dışarı çıkmak istediklerinde onu engelli aracına yerleştiriyor. Eşine adeta bir bebek gibi bakan Melahat Akdemir, fedakarlığıyla çevresinden büyük takdir topluyor. "Çok mutluyuz" Eşine olan sevgisini dile getiren Melahat Akdemir, "Severek evlendik. Evlenmeden önce 9 yıl sevgili günlerimiz oldu. Sonrasında kaçtım ve evlendik. Evlilikte 29 yılımız oldu. Mutluyuz ve huzurluyuz. Allah herkese böyle evlilik nasip etsin. Biz çok mutluyuz" dedi. "Evlendikten 4 ay sonra kaza geçirdim" Evliliklerinde 29 yılı geride bıraktıklarını söyleyen Cengiz Akdemir ise "Evliliğimizin 4. ayında iş kazası geçirdim. Direkten düştüm ve belim kırıldı. Belden aşağım felçli. O günden bu güne eşim ile birlikteyiz. Ben ona ’eş’ değil de ’melek’ diyorum. Allah’ım bana bir melek verdi. Onunla birlikte yaşayıp gidiyoruz. Evlilikte 30 yılımız oldu. Nice onlu yıllara diyorum" diye konuştu. "Düşünmeden evlenmeyin" Akdemir, uzun evliliklerinin sırrını da paylaşarak, "Gençlere tavsiyem düşünmeden evlenmesinler. Bir aşk hissediyorlar ve o anda karar verip, ’Hadi evlenelim’ diyorlar ama her şeyi iyice değerlendirmeleri lazım. Evlendikten sonra da sabırlı olmak şart. Birisi kızdığı zaman diğeri susacak, birisi kızdığı zaman diğeri görmeyecek" şeklinde konuştu.