GENEL - 16 Ocak 2020 Perşembe 13:20

Kamu Başdenetçisi Malkoç: "2019 yılında verdiğimiz karar sayısı 21 bin 170"

A
A
A
Kamu Başdenetçisi Malkoç: "2019 yılında verdiğimiz karar sayısı 21 bin 170"

Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) Başdenetçisi Şeref Malkoç, 2019 yılında 20 bin 968 yazılı şikayet aldıklarını ve 2018 yılından kalan dosyalarla birlikte verdikleri karar sayısının 21 bin 170 olduğunu söyledi.

Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) Başdenetçisi Şeref Malkoç, 2019 yılında 20 bin 968 yazılı şikayet aldıklarını ve 2018 yılından kalan dosyalarla birlikte verdikleri karar sayısının 21 bin 170 olduğunu söyledi.


Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından Ankara’da bir otelde düzenlenen "2019 Faaliyetlerimiz, 2020 Hedeflerimiz" konulu basın toplantısına İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, medya kuruluşlarının Ankara temsilcileri ve çok sayıda basın mensubu katıldı. Konuşmasının başında Anadolu Ajansının Mısır ofisine yapılan saldırıyı kınayan Malkoç, Mısır’daki Ombudsmanlık ile temas halinde olduklarını kaydetti. Kamu Denetçiliği Kurumunun 2013 yılından beri faaliyetlerini sürdürdüğünü aktaran Malkoç, "Bu süre zarfında 80 bin 535 yazılı şikayet almış, bunları incelemiş ve karara bağlamıştır. Kamu Denetçiliği Kurumu, idareyi denetleyen, idarenin eylem ve işlemleriyle tutum ve davranışlarını insan haklarına dayalı adalet ve hakkaniyet ölçülerinde denetleyen bir kurum. Gücünü bağımsız olmasından, Anayasa’da yer almasından ve başdenetçi ile denetçi arkadaşlarımızın parlamento tarafından seçilmesinden alıyor. Çünkü, idarenin denetlenmesi sıkıntılı ve zor bir iş" dedi.


KDK’yı hem halk nezdinde tanıtmak hem de idareciler nezdinde etkin hale getirmek için gayretleri olduğunu söyleyen Malkoç, "Bakanlar, bakan yardımcıları ve genel müdürlerle toplantılarımız oldu. Çünkü idarenin tepesinde onlar var. KDK, işleyişini, fonksiyonunu ve verdiği kararları onlara ne kadar anlatabilirse Türkiye’de hukukun üstünlüğü konusunda o kadar çaba göstereceğimize inandığımız için bunu yaptık. Diğer taraftan da illeri dolaşarak, üniversitelerde faaliyetlerde bulunarak, sivil toplum örgütleriyle beraber olarak KDK’yı anlatmayı, neden kurulduğunu, görevinin ne olduğunu anlatırken insanımıza haklarının ne olduğunu ve hak arama kültürünü yaygınlaştırmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.


Kendi içlerinde yaptıkları değerlendirme sonucunda Türkiye’nin hak ve özgürlükler açısından Avrupa’nın birçok ülkesinden daha iyi olduğunu belirten Malkoç, "Ama burada bir problem var. İdarede işleyişte bir problem var. İnsanımızın hak arama yolları konusunda birçok kurum var. Kamu Denetçiliği Kurumundan Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumuna, CİMER’den Meclis Dilekçe Komisyonuna eğer bu kurullar iyi çalışırsa idarecilere hukukun üstünlüğü, hakkaniyet konusunda etkili kararlar çıkar, halkımıza da ’Bakın, sizin Anayasada şu haklarınız var, bunlar böyle kullanılır, bunun için şu kurumlar’ var diye etkide bulunursak mevcut şikayetlerin en az yüzde 50’sinin azalacağı kanaatindeyiz" diye konuştu.



"2018 yılından kalan dosyalarla birlikte 2019 yılında verdiğimiz karar sayısı 21 bin 170"


KDK’nın yaptığı faaliyetlerle tanınırlığının arttığını ve sorun çözme kapasitesinin iyi bir noktaya geldiğini vurgulayan Malkoç, "2019 yılında 20 bin 968 yazılı şikayet aldık. 2018 yılından kalan dosyalarla 2019 yılında verdiğimiz karar sayısı 21 bin 170, yani aldığımız şikayetten daha fazla karar vermişiz. Çünkü, bizim yasamızda bize şikayet intikal ettiğinde en geç 6 ay içerisinde karara bağlama mecburiyetimiz var. Bu tempo fena bir tempo değil, kurumda bulunan denetçi, uzman, uzman yardımcılarımız, onlara yardımcı olan personel arkadaşlarımız iyi bir tempoda çalışıyor" şeklinde konuştu.



"Avrupa’da Ombudsmanlık kararlarına uyma oranı yüzde 80, Türkiye’de ise yüzde 75’e ulaştı"


KDK’nın verdiği kararlara uymama gibi bir durumun olmadığını, kurum olarak ’tavsiye kararı’ verdiklerini kaydeden Malkoç, "İdarecilerin kurallara uymamaları durumunda bu durumu kamuoyuna duyuruyoruz. Sonrasında karara uymama konusunda ısrar ederlerse Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) Dilekçe ve İnsan Hakları Komisyonuna davet ediyoruz. Bunlar çok etkili oluyor. Avrupa’da Ombudsmanlık kararlarına uyma oranı yüzde 80, bizim bu gayretlerimizin sonucunda 2019 yılında bu oran yüzde 75’e ulaştı. Avrupa’daki Ombudsmanlık kurumlarının kimisi 100 yıllık, kimisi onlarca yıllık, biz daha 7’nci yılda bu rakamlara ulaştık" ifadelerini kullandı.



"Bizim isteğimiz 2020 yılını iyi yönetim ilkeleri yılı olarak ilan etmek"


Türkiye genelinde şiddetten trafiğe, noterlerden kadına şiddete kadar her konuda ’tavsiye kararı’ verdiklerini ve çalışmalar sürdürdüklerini vurgulayan Malkoç, "Hem insanımızın hayatını kolaylaştırıyoruz hem de yöneticileri idarede bu konulara dikkat edin diye uyarıda bulunuyoruz. Özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçmemizin üzerinden 1-2 yıl geçti. Bizim isteğimiz 2020 yılını iyi yönetim ilkeleri yılı olarak ilan etmek. Bu anlamda Cumhurbaşkanımızla da görüşmelerimiz var. Biz kurum olarak bunu ilan ederiz ama yürütmenin başı Cumhurbaşkanımız. Arzu ediyoruz ki Cumhurbaşkanlığındaki kurullarla beraber bu çalışmaları yürütelim" dedi.



"Cumhurbaşkanımız hangi düzenlemeyi yaparsa yapsın idarecinin zihninde bir değişiklik olmuyorsa o yasanın uygulanması çok zor oluyor"


2019 yılı içerisinde çeşitli şehirlerde 500 medya mensubu ve 600 sivil toplum örgütüyle bir araya geldiklerini anımsatan Malkoç, "Çabamız ne? Anayasa’da ve yasalarımızda çok güzel düzenlenmiş haklar var ama uygulamada sıkıntılar doğuyor. Cumhurbaşkanımız hangi genelgeyi çıkarırsa çıkarsın veya hangi düzenlemeyi yaparsa yapsın, parlamento hangi Anayasa veya yasa değişikliğini yaparsa yapsın idarecinin zihninde bir değişiklik olmuyorsa o yasa veya Anayasa değişikliğinin uygulanması çok zor oluyor" şeklinde konuştu.


Kasım ayında Biga Belediyesi, Kadıköy Belediyesi ve Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF) KDK’nın kararlarına uymadıkları için Meclise davet edildiğini aktaran Malkoç, "Komisyon başkanı kararları okudu. Biga Belediye Başkanı’na sordu; ’Neden kararlara uymadınız?’ Belediye başkanı, ’Efendim, ben yeni seçildim, benden önceki başkan uymadı, halk onu seçmedi, ben uyacağım’ dedi. Sonra Kadıköy Belediye Başkanı’na sordu; dedi ki ’Bizden önceki başkan uymamıştı, şimdi ben uyacağım’ dedi. Bende söz aldım, bir espri olsun diye. Komisyon başkanı ve milletvekili arkadaşlara dedim ki, ’Görüyorsunuz, Kamu Denetçiliği Kurumuna uymayan başkanlara halk oy vermiyor.’ Ben bunu söyleyince TFF Başkanvekili vardı orada, ’Efendim bizde de öyle oldu, karara uymayan yönetim gitti biz geldik’ dedi" diye konuştu.


Program, çektirilen aile fotoğrafının ardından sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beyaz eşya satışları Mart ayında yüzde 24 arttı Beyaz eşya sektörü 2024 yılı ilk çeyreğinde iç satışlarda yüzde 28 arttı. İhracat ise yüzde 5 azaldı. Aylık bazdaki verilere göre ise bu Mart ayında geçen yılın Mart ayına kıyasla iç satışlarda yüzde 24 oranında artış görüldü. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), sektörün 2024 yılı ilk çeyrek değerlendirmesinde bulundu. Paylaşılan bilgilere göre, 2024 yılının ilk üç ayında yurt içi satışlar geçtiğimiz yıla göre yüzde 28 arttı. Beyaz eşya sektöründeki ihracat düşüşü ise devam ederken, bu dönemde de yüzde 5 oranında gerileme gösterdi. 2024 yılı ilk çeyreğinde 6 ana üründe ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam satışlar yaklaşık 8,3 milyon adet olarak gerçekleşti ve geçen yıla göre yüzde 5 oranında artış gösterdi. Buna paralel olarak üretim miktarı da bir önceki yıla göre yüzde 1 artarak benzer seyretti. Aylık bazdaki verilere göre ise bu Mart ayında geçen yılın Mart ayına kıyasla iç satışlarda yüzde 24 oranında artış görülüyor. Üretim 3 milyon adet ile geçen yılın Mart ayına kıyasla yüzde 2 oranında azalırken, ihracattaki düşüş trendi bu ay yüzde 11 seviyesinde devam etti. "Sektörümüz 33 milyon adetlik üretim ve 23 milyon adetlik ihracat kapasitesiyle önemli bir aktör" TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, “Türkiye beyaz eşya sanayisi Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci en büyük üretim üssü konumunda. Sektörümüz 33 milyon adetlik üretim ve 23 milyon adetlik ihracat kapasitesiyle önemli bir aktör. 60 bin kişiye doğrudan istihdam sağlarken, Ar-Ge, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımlarıyla dünyayla rekabet ediyor” dedi. Sığın, altı ana üründe ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam satışların yaklaşık 8.3 milyon adet olarak gerçekleşerek geçen yıla göre yüzde 5 oranında artış gösterdiğini kaydetti. Son iki yılda ihracatın sürekli düşüş kaydettiğini ve bu seyrin kısa dönemde değişmeyeceğini ön gördüklerini belirten Gökhan Sığın, sektörün küresel pazarlardaki daralmaya rağmen iç pazarda istikrarlı bir trend gösterdiğini dile getirdi ve ekledi: “İhracattaki düşüşün temel nedeni küresel pazarlardaki daralma oldu. Buna karşılık üretim ve istihdam seviyelerimizi iç pazardan aldığımız bu güç ile korumaya devam ediyoruz. Bu noktada, iç pazar canlılığını sürekli kılmak büyük önem taşıyor." Gökhan Sığın, ihracat bazında değer dağılımını aktarırken, Avrupa’nın hala ana ihracat pazarlarından biri olduğunu belirtti ve ürünlerin AB standartlarına uygunluğu konusunda ülkemizin teknik ve hukuki altyapısının gelişmeye devam ettiğini vurguladı. Ulusal mevzuatın AB’nin yeşil ve dijital dönüşüm politikalarını da kapsayacak şekilde güncellenmesinin sektör için önemli olduğunu dile getiren Sığın, bu tür revizyonların ihracata olumlu yansıyacağını düşündüklerini ifade etti ve sözlerini şöyle noktaladı: “Enerji verimli ürünlerin Türkiye’de daha da yaygınlaşmasını arzu ediyoruz. Bu durum ülke kaynaklarımızın korunmasının yanı sıra tüketicilerimize de tasarruf imkanı sağlıyor. Enerji verimli ürünlerin kullanımının artması sanayimizin varlığı ve sürekliliği için olduğu kadar ülkemizin ve tüketicilerimizin refahı için de büyük önem taşıyor.” TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı, "Ülkemizin ve çevrenin korunmasına yönelik uzun vadeli hedefleri perspektifinde çevre uygulamalarındaki gelirlerin ilgili sektör bazında yeşil dönüşüm ve enerji verimliliği projelerine, teknoloji gelişimine aktarılmasını temin edecek bir mekanizma en kısa sürede kurulmalıdır" dedi. Özkadı ayrıca Türkiye’ye geçici olarak ithal edilen ve işleme tabi tutulan eşyanın, işleme sonrasında tekrar ihraç edilmesini sağlayan Dahilde İşleme Rejimi’nin teşvikinin (DİR) Türkiye’nin ihracatına büyük katkı sağladığına değindi. Sektörün önemli temel girdilerinden yassı çelik ürünleri ile ilgili olarak da TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz şunları söyledi: “Uluslararası konjonktür nedeniyle hammadde maliyetleri değişkenlik göstermektedir. Bu da, tahmin edilebilirliği düşürerek üreticileri daha ihtiyatlı satın almalar yapmaya yöneltmektedir." “Yetkili servisler için en doğru kaynak firmaların resmi websiteleri ve servis.gov.tr” Son olarak toplantıda yetkili servislerin önemine değinen TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Semir Kuseyri, 3 bin 500’ü aşkın yetkili servisin her gün binlerce tüketiciye çözüm ve destek sunduğunu hatırlatırken ‘aldatıcı’ nitelikli yani yetkili olmadığı halde kendilerini yetkili servis gibi tanıtan kişilerin çok sayıda tüketici mağduriyetine ve ürün kaybına neden olduğuna dikkat çekti. Kuseyri sözlerine şöyle devam etti: “Tüketicilerimize şirketlerimizin resmi web sitelerinden ya da Ticaret Bakanlığımız tarafından uygulamaya konulan servis.gov.tr üzerinden yetkili servis bilgilerine ulaşmalarını tavsiye ediyoruz.”