GENEL - 01 Mayıs 2021 Cumartesi 13:29

Memur-Sen Konfederasyonu, 1 Mayıs dolayısı ile basın açıklaması düzenledi

A
A
A
Memur-Sen Konfederasyonu, 1 Mayıs dolayısı ile basın açıklaması düzenledi

Memur-Sen Konfederasyonu, 1 Mayıs dolayısıyla Ankara Şehir Hastanesi’nde basın açıklaması düzenledi.

Memur-Sen Konfederasyonu, 1 Mayıs dolayısıyla Ankara Şehir Hastanesi’nde basın açıklaması düzenledi.


Memur-Sen Konfederasyonu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı’nda Ankara Şehir Hastanesi’nde gerçekleştirdiği basın toplantısında sağlık çalışanlarına ithafen hazırlanan 1 Mayıs bildirisini yayınladı. Basın açıklamasında konuşan Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ali Yalçın, Pandemi döneminde sağlık çalışanlarının verdiği mücadeleye ve 1 Mayıs’ın önemine değindi. Başkan Yalçın salgın döneminde Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden 415 sağlık çalışanının anısına karanfil bıraktı.


“Bu yıl ‘Uluslararası Sağlık Çalışanları Yılı’ ilan edildi”


Virüse direnen ve pandemiyle mücadelede en önde yürüyen sağlık emekçilerine ithafen hastane bahçesinde toplandıklarını ifade eden Yalçın, “415 Sağlık emekçisi kardeşimiz, pandemiyle mücadelede hayatını kaybetti. Her birine şükranlarımı sunuyor, Yüce Allahtan rahmet diliyorum. Dünyada 7 binden fazla sağlık emekçisi virüsü yenmek, pandemiyi bitirmek, insanlara şifa vermek için verdikleri mücadele de hayatını kaybetti. Bu nedenle bu yıl ‘Uluslararası Sağlık Çalışanları Yılı’ ilan edildi. Tamda bu yüzden 1 Mayıs etkinliğimizi bu yönüyle en anlamlı olacağını düşündüğümüz yerde gerçekleştiriyoruz” ifadelerini kullandı.



“İnsan, kesinlikle yok edilebilecek bir fiil değildir”


Değişen dünyada insan emeğinin değerinin değişmeyeceğini belirten Ali Yalçın, “Hiç kimse insanın olmadığı, insan aklının dayanmadığı, insan ahlakının yok sayıldığı bir dünya hayal etmesin. İnsan, üretimin öznesi, tüketimin failidir. Ama insan, kesinlikle yok edilebilecek bir fiil değildir. İnsan yoksa, emek yoksa, insan onuru ve hakları yok sayılırsa; Demokrasi yoktur. Özgürlük yoktur. Hukuk, devlet, ehliyet, liyakat yoktur. İnsan yoksa üretim yoktur, tüketim yoktur, ekonomi yoktur. İnsan yoksa çalışma da çalışma hayatı da yoktur. İnsan, emeğin üreticisi, koruyucusu ve gözeticisi, değer vericisi, hakkını teslim edicisidir. İnsanı ve onun emeğini yok etmeye, yük göstermeye meyilli bütün ideolojiler bitmeye, devletler çökmeye mahkumdur. 1 Mayıs, bize ve herkese şunu hatırlatmalı. İnsan; emeğiyle hayatta kalır. Dünya; insan ve emeğiyle hayat bulur” ifadelerine yer verdi.



“1 Mayıs, işe, güce ve maaşa dair taleplerimizin seslendirilmesinden ibaret değildir”


1 Mayıs’ı sadece bayram olarak kutlamak yerine bazı haksızlıklara karşı gelme olarak da algılamak gerektiğine dikkat çeken Yalçın, “1 Mayıs, aynı zamanda insana ve insanlığa karşı suçlara, itiraz ve isyan günü olmalı. 1 Mayıs, Yemen’de aç çocukların, Filistin’de mazlum insanların, Doğu Türkistan’da mahzun Müslümanların çilesinin bittiği gün olmalı, aksi halde birlik günü demenin, mücadele günü demenin, dayanışma bayramı diyerek meydanlarda yürümenin ne anlamı var? 1 Mayıs, işe, güce ve maaşa dair taleplerimizin seslendirilmesinden ibaret değildir. 1 Mayıs, işverenlere tepki vermek, sermayeye had bildirmek, çalışma hayatını şekillendirmek cümlelerini kurup kenara çekilme günü değildir. 1 Mayıs, doğruyu hem söyleminin hem de icra etmenin miladı olmalıdır. 1 Mayıs, yanlışı mimlemenin ve hayatının dışına itmenin başlangıç anı olmalıdır. 1 Mayıs, iyinin, güzelin ve doğrunun hayat bulması için insanla emeğin işbirliği günü olmalıdır” ifadelerini kaydetti.



“Bu dönem kamu görevlilerimizin kalitesini, fedakar olma hassasiyetini, birikimini ve millete hizmet kapasitesini tescillemiştir”


Pandemi ile mücadele döneminde kamu personellerinin de güçlü bir sınav verdiklerini ve bu mücadelede aksaklıklara mahal vermeden sistemi döndürdüklerini belirten Yalçın, Bu süreç bize, kamu hizmetinin önemini, güvenceli kamu personelinin değerini, kamu personel sisteminin güçlü olmasının emsalsizliğini aksi iddia edilemez bir şekilde ispatladı. Uzaktan çalışma, dönüşümlü çalışma, esnek mesai, tam kapanma, kısmi çalışma gibi sayısız yeni yöntem arızi olarak da olsa bu süreçte hayatımıza dahil oldu. Hizmetlerin aksamaması, milletin hizmetsiz kalmaması adına ortaya konan başarı, kamu görevlilerimizin kalitesini, fedakar olma hassasiyetini, birikimini ve millete hizmet kapasitesini tescillemiştir” diye konuştu.



“Hayatlarını, sağlıklarını ve ailelerini riske attılar”


Sağlık çalışanlarının pandemi ile mücadelesine övgülerle dikkat çeken Başkan Yalçın, “Bu 1 Mayıs, milletimizin her ferdi ve yöneticilerimizin her ferdi başta sağlık emekçileri olmak üzere bütün kamu görevlilerine teşekkür hediye etmeliler. Çünkü, hizmeti aksatmadılar. Devletin işleyişini riske sokmadılar. Vatandaşın hizmet alma hakkını yok saymadılar. Aksine, hayatlarını, sağlıklarını ve ailelerini riske attılar” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Bakan Yardımcısının basın açıklaması sırasında deprem oldu İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaoğlu depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde basın açıklaması yaparken deprem meydana geldi. İçişleri Bakan Yardımcısı Karaloğlu, depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu. Karaloğlu 4 ilçe 37 köyde 385 konut, 87 ahır, 11 cami ve 1 fırında hasar meydana geldiğini belirterek, “Sulusaray merkezli 5 deprem meydana geldi şu ana kadar, 41 de artçı oldu. Ben Tokat ve Yozgat’taki tüm hemşerilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbim beterinden korusun, muhafaza etsin. En büyük tesellimiz şu ana kadar herhangi bir yaralımız ve can kaybımız yok. Arkadaşlarımız, ekiplerimiz şu anda sahada köylerin tamamı tarandı. Tokat’ta 3 ilçe, Yozgat’ta 3 ilçede olmak üzere depremden etkilenen tüm köylerimiz şu anda taranmış durumda. Tokat’ta şu ana kadar 112 acil çağrı merkezimize 576, Yozgat’ta 250 deprem kaynaklı vatandaş ihbarı var. Ön incelemeler sonucunda Tokat ilimizde 3 ilçe, 30 köyde, 191 konutta ve 84 ahırda, 7 cami ve 1 fırında hasarlar var, bunlar yıkık değil hasarlı. Yozgat ilinde 1 ilçede 7 köyde 94 konutta, 4 cami ve 3 ahırda ön hasar tespitlerimiz var” dedi. “Hasarlı evlere girmeyin” Hasarlı evlere girilmemesi çağrısında bulunan Karaloğlu, "Evinde hasar olan, çatlağı olan hiçbir vatandaşımız evini kullanmasın. Biz onları alıp misafir etmeye hazırız. Yurtlar hazır hale getirildi. Vatandaşımıza çağrı yapıldı. Şu ana kadar 30 vatandaşımız yurtlarda kalmak için müracaatta bulundu. Sayın valimizin verdiği bilgiye göre şu anda bölgedeki kamu kurum ve kuruluşlarında bir hasarımız yok. Okullarımızda, kamu hizmet binalarında herhangi bir hasarımız yok, inşallah binalarımızda kamu hizmeti vermeye de devam edeceğiz. Kumanyalar hazırlandı şu anda dağıtılıyor. Yine Tokat’ta üç ilçemizde sıcak yemek çıkartmak üzere aş evlerimiz oluşturuluyor. İnşallah vatandaşımıza sıcak yemek imkanımızda sunulacak. Şu anda bölgede ulaşımda, alt yapıda, elektrik ve haberleşmede herhangi bir sorunumuz yok. Yollarımız açık, enerjisi olmayan ve haberleşme imkanı olmayan köyümüz yok. Tedbir olarak Tokat’ta bir gün eğitime ara verdik. Yozgat ilimizde ise Çekerek, Kadışehri ve Aydıncık ilçelerinde yine eğitime bir gün ara vermiş olduk” dedi. “750 Personel 150 araç bölgede” Karaloğlu, 150 araç ve 750 personelin bölgede görev aldığını ifade ederek, “Diyarbakır’dan Van’a kadar birçok ilimizden arama kurtarma ekipleri bölgeye ulaşmış durumda. Yerel ekipler de bölgeye ulaştı. Şu anda bölgede 750 personelimiz vatandaşlarımıza yardımcı olmak üzere bekliyor. 150 yardım aracı da bölgeye ulaşmış durumda” şeklinde konuştu. “Dezenformasyon uyarısı” Karaloğlu açıklamasında dezenformasyon uyarısında bulunarak şunları söyledi: “Sosyal medyada maalesef yine dezenformasyonlar var. Vatandaşımıza çağrımız AFAD tarafından açıklanmayan hiçbir bilgiye itibar etmemeleridir. Biz vatandaşlarımızı AFAD üzerinden çok hızlı bir şekilde bilgilendiriyoruz. Vatandaşımızın tereddüdü olmasın.” Öte yandan İçişleri Bakan Yardımcısı, açıklama yaptığı sırada deprem meydana geldi. Karaloğlu, "Şu anda artçı sarsıntıyı hep birlikte yaşadık. Rabbim hepimizi, ülkemizi korusun" dedi.
İstanbul Jose Mendilibar: "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık" Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, Fenerbahçe ile çok zor bir maç oynadıklarını belirterek, "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" dedi. UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final ikinci maçında Fenerbahçe ile karşılaşan Olympiakos, penaltı atışları sonunda galip gelerek yarı finale yükseldi. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, "Çok zor bir oyun oynadık. Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. 10. dakikada golü yemiştik fakat dayandık. İlk devrede dayanma gücümüzü iyi kullandık. Topu rakibe verip yorma yoluna gittik. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" ifadelerini kullandı. "Kendimi şanslı hissediyorum" Mendilibar, "Avrupa kupalarında yarı finale kalmasında takımın başında antrenör olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Umarım daha ileriye taşıyabiliriz. Şu anda kalemizi koruyan Tzolakis, başta ikinci kalecimizdi. Sonra kaleyi devraldı. Topun auta gitmesine şans diyebilirsiniz ancak kalecinin kurtarışına şans diyemeyiz. Bir çalışma sonucu oluyor bunlar" diye konuştu. "Kariyerim boyunca penaltılara bakmadım" Penaltı atışlarını izlemediği ve sırtını dönmesiyle ilgili sorulan soruya İspanyol teknik adam şu yanıtı verdi: "Ben bütün kariyerim boyunca penaltılara bakmadım. Bunu totem olarak yaptığımı size açıklamak isterim."
İstanbul İsmail Kartal: “Turu geçmek adına her şeyi hak etmiştik” Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, Olympiakos maçında oyuncuların 2. golü bulamamanın stresini yaşadığına dikkat çekerek, “Turu geçmek adına her şeyi çok hak etmiştik. Bugüne kadar penaltı kaçıran oyuncular, en az penaltı kaçıran oyunculardı” dedi. UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final ikinci maçında Fenerbahçe, sahasında karşılaştığı Yunan temsilcisi Olympiakos’a penaltı atışları sonunda kaybederek turnuvaya veda etti. Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu. İlk yarı iyi futbol oynadıklarını belirten Kartal, "Bugün oyuna çok iyi başladık. İlk devre muhteşem bir Fenerbahçe vardı. Muhteşem taraftar önünde golü de bulduk. İkinci yarı oyun dengelendi. Sonra tempoyu arttırdık sadece 2. golü bulamadık. Oyuncuların turu geçebilmek adına rahatlığı, o golü bulamamanın stresini yaşadık. Uzatmalarda mecburi değişiklikler yaptık. Uzatmalar iki takım adına dengeli geçti. Turu geçmek adına her şeyi çok hak etmiştik. Oyuncularımı tebrik ediyorum. Bugüne kadar penaltı kaçıran oyuncular, en az penaltı kaçıran oyunculardı. Sadece 2. golü bulamadığımız için turu geçemedik. Taraftarlarımıza karşı mahcup olduk. Her şeye rağmen önümüze bakıyoruz. Ligde devam edeceğiz" diye konuştu. “Bugün bazı oyuncular karşılık veremedi” Müsabakada yapılan değişiklikler ile ilgili Kartal, “Bazen oyuncuları değiştirirsin, hamlelere karşılık bulursunuz. Bazen de istediğiniz verimi alamazsınız. Bugün de bazıları karşılık verdi, bazıları veremedi. Bunlar futbolun içinde olan doğal şeyler” ifadelerini kullandı. "Mecburi değişiklikler oldu" Tadic’in vuruş stili ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Kartal, “Tadic’in çok fazla şut atma değil de ayak içi plase vuruşları var. Onun kendine göre vuruş stili var. 86. dakikada Fred ile konuştuk uzun zaman sakatlık yaşadı. Uzatmaları da düşünerek yerine daha mücadeleci birini alarak tüm planlarımız buydu. Szymanski’ye kramp girdi, Becao’nun kasığında ağrı oldu. Mecburi değişiklikler oldu” şeklinde konuştu. “En güvendiğimiz isimler penaltıları kaçırdı” Penaltı atışlarını da değerlendiren Kartal, “Bonucci çok kariyerli oyuncu, Cengiz de aynı şekilde. Tadic penaltı atışlarında, kariyerinde kaçırdığı penaltı sayısı çok az. Beni şaşırtan bunlar oldu. En güvendiğimiz isimler penaltıları kaçıran isimler oldu. Bu kadar mücadele ettik. Bu mücadelenin karşılığında 2. golü atarak turu geçebilmek varken, penaltılarla elenmek üzücü oldu” diyerek sözlerini noktaladı.