POLİTİKA - 18 Şubat 2020 Salı 12:26

MHP lideri Bahçeli: "Esad direkt, Rusya da endirekt şekilde Türkiye’nin karşısında mevzilenmişlerdir" (2)

A
A
A
MHP lideri Bahçeli: "Esad direkt, Rusya da endirekt şekilde Türkiye’nin karşısında mevzilenmişlerdir" (2)

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Esad direkt, Rusya da endirekt şekilde Türkiye’nin karşısında mevzilenmişlerdir" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Esad direkt, Rusya da endirekt şekilde Türkiye’nin karşısında mevzilenmişlerdir" dedi.


Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Türkiye’nin neden Suriye’de veya Libya’da olduğunu sorgulayan bilhassa küresel güçlere "sizin ne işiniz var oralarda" demenin doğal ya da cevabi hakları olduğunu söyleyen Bahçeli, "ABD Suriye’de, Irak’ta ne arıyor, Hangi amaçların peşinden koşuyor? Rusya Suriye’den tutun da Libya’ya kadar ne yapıyor, Çiçek böcek topluyor da bizim mi haberimiz olmuyor? Hafter’in yanında kanlı silahları tutan Vagner çetesinin komuta kontrol merkezinde hangi şer odaklar bulunuyor? Çad ve Sudan başta olmak üzere, farklı ülkelerden gözü dönmüş militanları toplayıp komşu ülkelere yığanların, terör örgütlerini önce imal edip sonra da yalandan imhaya çalışanların kim ya da kimler olduğunu bilmeyen kalmamıştır. Aynı anda yedi düvelin Doğu Akdeniz’de toparlanıp ülkemize doğru topunu tüfeğini çevirmesi bir başka marazi çarpıklıktır. Haçlı donanmasının Akdeniz’e konuşlanmasından hangi sonuçları çıkarmalıyız ? Mustafa Akıncı’nın, ’Kıbrıs Türk’tür Türk kalacak sözü geçmişte kalmıştır’ ifadesi bir bakıma Akdeniz’de yüzen karanlık emellerin tercüme ve deşifresi değil midir, olan biten çirkeflikleri görmeyelim mi, çirkinliklere tavır göstermeyelim mi, milli bir duruşla taşın altına gövdemizi koymayalım mı, bölgesel ve küresel fitnenin tekerine çomak sokmayalım mı yoksa kaderimize razı olup kulağımızın üstüne yatmamız mı bekleniyor, ’olan olmuş, geçen geçmiş, aman sende’ diyerek başımızı kuma mı gömelim?" diye konuştu.



"Hala ’Esad ile görüşülsün’ diyen sorumsuz siyasetçilerin bu içler acısı tabloyu görmemekte inat etmeleri ise kabul edilir bir şey değildir"


İdlib’in ateş çemberine alınmış durumda olduğunu ve bölgede İblis’in fazla mesai yaptığını kaydeden Bahçeli, şöyle konuştu:


"Son 2,5 ayda 1 milyon 200 bin Suriyeli evini barkını terk etmiş, Türkiye sınırında kurulan çadır kentin nüfusu da 500 bine ulaşmıştır. Çocukların feryadı vicdanlarda yankılanmaktadır. Masumlar perişan, zalimler pişkindir. Mazlumlar tükenirken katiller tetiktedir. Berlin, Londra, Brüksel, Vashington, Moskova, Kahire, Tahran, Abu Dabi, Riyad oyun içinde oyun olmuşlar, ama parklarda oynaması gereken küçücük çocuklar şu kış kıyamette soğuktan tir tir titrerken, içecek temiz su, yiyecek bir lokma ekmeğe hasret kalmışlardır. Hiçbir suçu günahı olmayan yüz binler buldukları çadırlarda birbirlerine sarılarak ısınmakta, yollara dökülerek geleceklerini aramaya koyulmuşlardır. Türkiye yeterince insani sorumluluğunu yerine getirmiştir. Kucak açılması gereken mağdurlara her seferinde alicenaplıkla gereği yapılmış, sınır kapıları aralanmıştır. Fakat yeni sığınmacı dalgası ülkemizin kaldıramayacağı ilave bir yüktür. Bu kapsamda hazmetme kapasitemiz dolmuştur. Sınırlarımızın Suriye kısmında insani ve vicdani sorumluluklar göçe zorlanan insanlara karşı küresel ortak akıl ve yardımlaşmayla ifa edilmelidir. Esad, akıl ve vicdan tutulması yaşayarak dünyanın gözü önünde kendi halkının kanını akıtmakta, canını almaktadır. Hala ’Esad ile görüşülsün’ diyen sorumsuz siyasetçilerin bu içler acısı tabloyu görmemekte inat etmeleri ise kabul edilir bir şey değildir."


"Güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen vahim tuzağı sağır sultan duymuştur da, sadece Kılıçdaroğlu ve iş birlikçi yandaşları mı duymamıştır?" ifadelerini kullanan MHP lideri Bahçeli, "Bu siyaset körlüğünün, bu müşahede ve mütalaa köksüzlüğünün izahı nasıl telif ve tevil edilecek? Esad topraklarını Rusya’yla bir olmuş şiddetle bombalıyor. Kılıçdaroğlu keçeyi suya atmış çıkan yerini taşlıyor. Zalimler bastırdıkça işbirlikçiler bileniyor, yani güneş çarığı, çarık da ayağı sıkıyor. Cani Esad önüne kattığı savunmasız insanları Türkiye’ye doğru acımasızca silkeleyip köyleri, ilçeleri, illeri durmaksızın boşaltıyor. İdlib’de can pazarı yaşanıyor. Rusya destekli Esad tarihe, insanlığa, hukuka, inanç ve yaşama haklarına karşı affedilmesi mümkün olmayan suçlar işliyor. Altını kalın bir şekilde çizerek söylemek isterim ki; Esad gitmeden, koltuğundan indirilmeden barış, huzur ve istikrar mumla aranacaktır. Kaldı ki, sabilerin gözyaşları dinmeyecek, anaların ağıtları bitmeyecek, umutlar filiz filiz yeşermeyecektir" ifadelerini kullandı.



"Esad direkt, Rusya da endirekt şekilde Türkiye’nin karşısında mevzilenmişlerdir"


Yakın süreçte Güney’de gerçekleştirilen mutabakat ve antlaşmaları ve maddelere uyulmadığını hatırlatan Bahçeli, şunları aktardı:


"17 Eylül 2018’de Sayın Cumhurbaşkanı’yla Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin Soçi’de bir araya gelerek 10 maddelik bir mutabakat metnine imza atmışlardı. Bu mutabakatın 2.maddesine göre, Rusya İdlib’de askeri operasyonlar ve saldırılardan kaçınılması için gerekli önlemleri alacak, mevcut statüko korunacaktı. Korundu mu ? Elbette hayır. Yine aynı mutabakatın 1. maddesinde, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi korunarak ülkemizin gözlem noktaları güçlendirilecekti, gerçekleşebildi mi, bu da hayır. Astana Antlaşmaları kapsamında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin 12 Ekim 2017’de İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde tesis edilen ateşkes rejiminin takibi için kurmaya başladığı gözlem noktaları şu anda taciz ve tahrik kıskacındadır. Dört gözlem noktamız ateş hattındadır. Diğerleri de tehdit edilmektedir. Esad direkt, Rusya da endirekt şekilde Türkiye’nin karşısında mevzilenmişlerdir. Hani Soçi Mutabakatı, nereye gitti heyetler arası görüşmeler, ikili temaslar, telefon diplomasileri, Rusya 22 Ekim 2019’da yine Soçi’de Türkiye’nin milli güvenliğini teyit etmemiş miydi, sözler verilmemiş miydi, 20 Ekim 1998’de imzalanan Adana Mutabakatı’na güçlü vurgular yok muydu, Esad dört defa ateşkes ilanı yapmamış mıydı, 14 Ocak 2020’de Türkiye ve Suriye yetkilileri Moskova’da 9 maddelik bir çerçeve uzlaşmasına onay vermemişler miydi? Bir Türk heyetinin dün Moskova’da kalıcı barış ve ateşkes arayışı için görüşmeler yapması makbul ve makul bir hamledir. İdlib’de muhatap ülkeler olmaları gereken yerlere çok acil çekilmeli, silahlar derhal susmalıdır. Türkiye verdiği sözün sonuna kadar arkasındadır. Çünkü, Türk milleti merttir, sözünün eridir, cayan, kaçan, korkan da tek kelimeyle namerttir. Rejim unsurlarının gözlem noktalarımızın gerisine bu ay sonuna kadar çekilmesi hem kendi hayırları hem de bölgesel sükûnet ve çatışmasızlık ortamının olgunlaşması bakımından mecburiyettir. Türkiye’nin şakası makası yoktur. Yeni bir saldırı, yeni şehit haberleri Esad’a pahalıya mal olacak, bedelini Suriye’nin her zemininde misliyle ödeyecektir. Azdan az, çoktan da çok gider gitmesine, ama gidenlerin alayı Esad rejiminden olacaktır."



"Biz İdlib’deysek bunun ana sebebi Anadolu’nun savunulmasıdır"


Bir önceki haftaki grup toplantısında kullandığı "Gerekirse, başka da bir seçenek kalmazsa Şam’a girmeyi planlamak lazım" ifadelerini hatırlatan Bahçeli, "Yeminli Esad sözcüleri, Baas zihniyetinin içimizdeki kalıntıları birden bire öne çıkıp akıl vermeye, ahkâm kesmeye başladılar. Bunlar ipotekli akıllarını kendilerine saklasınlar. Bizim hiç kimseden öğrenecek bir şeyimiz yoktur. Bu vatanda var olmanın bir adabı, bir ahlakı, yeri gelirse de can feda olsun diyecek bir fedakarlık kültürü vardır ve ayaktadır. Biz Şam’a girelim diyorsak Ankara’yı tehdit altında gördüğümüzden dolayıdır. Biz İdlib’deysek bunun ana sebebi Anadolu’nun savunulmasıdır. CHP Genel Başkanı yine boş keseden sallamış, Orta Doğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kuracaklarını söylemiş. Ne zaman, hangi yetkiyle ve kiminle kuracaksın, hadi kurdun diyelim, Esad’la mı eş başkanlık görevini paylaşacaksın? Kılıçdaroğlu susması gereken yerde konuşunca mizaha konu olacak işler yapıyor. Allah var, siyaseti bırakıp komedi filmi çevirse kapalı gişe oynar, epey de hayran kitlesi kazanır" diye konuştu.



"Esad’ı Recep Tayyip Erdoğan’a tercih eden kokuşmuşlukla hiçbir şey konuşulmaz"


CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu "Dikiş ve fren tutmayan" olarak nitelendiren ve Kılıçdaroğlu’nun hafta sonu CHP’nin Ankara il kongresinde kullandığı, ’Şimdi İdlib’de sıkıştılar. Sağa dönüyorlar olmuyor, sola dönüyorlar olmuyor. Hala asacağız keseceğiz diyorlar’ sözlerini anımsatan Bahçeli, "Bu sözleri Macron söyleseydi normal derdik. Bu iddiaları Esad, Hafter, bir başka hasım dile getirseydi, herkes mayasına ve sütüne göre konuşur der geçerdik. Sayın Kılıçdaroğlu söyler misin bize, İdlib’de sıkışan kimdir, İdlib’de bulunan kimdir, hangi mihrakların nam ve hesabına dedikodu yapıyorsun, Esad’ın propagandasına alet olmaktan hiç mi vicdan azabı duymuyorsun, sen Türkiye Cumhuriyeti’ni bilir misin yoksa nüfus kütüğünü Suriye Arap Cumhuriyeti’ne mi aldırdın? İdlib’de Türk Silahlı Kuvvetlerinin şerefli mensupları Türk milleti adına vardır. İdlib’de sıkışan yok, ancak sıkıştırılmak istenen ülkenin Türkiye olduğu nettir. Sen hangi ülkenin, hangi örgütün, hangi işbirlikçinin fermanını okuyorsun? CHP’nin başındaki bu utanç vesikası ülkesi ve milletiyle köprüleri atmış, bağını tamamıyla koparmış, Türk ve Türkiye düşmanlarının kadrosuna iltica etmiştir. Yazıklar olsun diyorum. Ruhunu nadasa bırakmış olanlar, şuurunu hızara verenler, akıllarını peynir ekmekle yiyenler bizi anlayamaz, Türk milletinin hedeflerini, beka hassasiyetini, güvenlik mülahazalarını asla özümseyemezler, buna da kafaları basmaz. Esad’ı Recep Tayyip Erdoğan’a tercih eden kokuşmuşlukla hiçbir şey konuşulmaz" ifadelerini aktardı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.