KÜLTÜR SANAT - 14 Eylül 2019 Cumartesi 08:59

(Özel) ‘Altın Elbiseli Adam’ Ankara’da

A
A
A
(Özel) ‘Altın Elbiseli Adam’ Ankara’da

‘Altın Elbiseli Adam Zırhı’nın da aralarında bulunduğu “Büyük Bozkırın Tarihi ve Kültürü” isimli sergi Ankara’da sergilenmeye başladı.

‘Altın Elbiseli Adam Zırhı’nın da aralarında bulunduğu “Büyük Bozkırın Tarihi ve Kültürü” isimli sergi Ankara’da sergilenmeye başladı.


Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kazakistan Kültür ve Spor Bakanlığı, Kazakistan’ın Ankara Büyükelçiliği, Kazakistan Millî Müzesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) işbirliğinde, Kazakistan’ın en önemli buluntularından olan "Altın Elbiseli Adam" Ankara’da sergilenmeye başladı.


İskitler döneminden günümüze kalan ‘Altın Elbiseli Adam’ 1969-1970 yılları arasında Kazakistan’a bağlı Alma-Ata şehrinin 50 kilometre uzağındaki Issık Kasabası’ndaki kazılarda, Kazak Arkeolog Prof. Kemal Akişev tarafından ortaya çıkartıldı. Toplam ağırlığı 51 kilogram olan ‘Altın Elbiseli Adam’ Kazakistan Cumhuriyeti Ulusal Müzesi’nden Ankara’ya getirildi. Daha önce birçok ülke gezen ‘Altın Elbiseli Adam’ zırhı 12 Ekim tarihine kadar Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde ziyaretçilere sergilenecek.


‘Altın Elbiseli Adam’ 14 ayrı parçadan oluşuyor. Bu parçalar arasında; 29 kilogram ağırlığındaki standlı mankenin yanı sıra milattan önce 4-3 yüzyıllarına ait başlık, ipek gömlek, tamamen altın levhalar ile kaplı olan kaftan, kırmızı deriden üretilmiş ‘Şalbar’ adı verilen pantolon, uzun çizme, tören kemeri, silah taşıma kemeri, uzun bıçaklı bir kılıç kını, gagaları birbirine bakan iki kızıl akbaba başının şeklindeki Akinak hançeri, iki parçadan oluşan halka şeklinde boru biçimli kolye, iki adet altın yüzük, bir adet asa, ahşaptan yapılmış, deri ve altınla kaplanmış kırbaç bulunmaktadır. Kıyafette; döküm, dövme, damgalama, kabartma, gravür, tahıl, kabartma ve oyma gibi çeşitli metal işleme yöntemleriyle yapılan dört binden fazla altın levha bulunuyor.


‘Kazak Tutankhamun’u olarak da adlandırılan bu eser yüzyılın buluntusu olarak kabul ediliyor. Kazılar esnasında bulunan tacın üzerindeki kanatlı atı simgeleyen altın süslemeler günümüzde de Kazakistan Cumhuriyeti Devleti’nin devlet armasında yer alıyor. Yaklaşık yarım yüzyıl önce arkeolojik kazılar sonucunda bulunmuş bu eserleri dünyaya tanıtmak amacıyla Kazakistan Cumhuriyeti Ulusal Müzesi, “Altın Elbiseli Adam Dünya Müzelerinde” adlı geniş bir projeyle dünyayı gezdiriyor. Daha önce Beyaz Rusya, Rusya, Azerbaycan, Çin Halk Cumhuriyeti, Polonya, Güney Kore, Özbekistan, Makedonya’da sergilenen eser 12 Eylül - 12 Ekim arasında da Türkiye’de sergilenecek. Eserin Türkiye’den sonraki durağının ise Malezya olduğu söyleniyor.


“Büyük Bozkırın Tarihi ve Kültürü” sergisinde Kazakistan Cumhuriyeti Ulusal Müzesi’nin koleksiyonundan toplam 207 eser de bulunuyor.


‘Altın Elbiseli Adam’ , ‘Büyük Bozkırın Tarihi ve Kültürü’ adlı sergiyi Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde ziyaret edecekler için müze 08.30 ile 19.00 saatleri arasında açık olacak. 18 yaş altı ve 65 yaş üstü ziyaretçilere tamamen ücretsiz olan girişler için diğer ziyaretçilerden 36 TL giriş ücreti alınacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Prof. Dr. Alaeddinoğlu: “Van’daki çığların temel nedeni sulu kar" Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van’da art arda meydana gelen çığ olaylarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunarak, “Yeni düşen sulu karla birlikte eski kar kütlesi ağırlaştı. Dolayısıyla eğim doğrusu akışa geçti ve şüphesiz bölgede ciddi çığ olaylarına neden oldu” dedi. Geçtiğimiz günlerde olumsuz hava şartlarının etkili olduğu Van-Çatak ve Van-Bahçesaray karayolu üzerinde bulunan çok sayıda bölgeye çığ düştü. İki gün içinde 10’dan fazla çığın meydana geldiği Çatak ve Bahçesaray karayolları ise ulaşıma kapanmıştı. Birkaç gün içinde çok sayıda çığın düşmesi bölge insanını endişelendirirken, uzmanlar ise yaşanan duruma ilişkin uyarıda bulundu. Özellikle mart ayındaki yağışların sulu bir kar yapısıyla düştüğünü söyleyen Prof. Dr. Alaeddinoğlu, bu durumun yüksek kesimlerdeki kar birikintilerinin ağırlaşmasına ve çığ riskinin artmasına neden olduğuna dikkat çekti. Eğimli yamaçlardaki kar birikintilerinin ağırlaşmasıyla birlikte, eğim doğrultusunda aşağı kayması ve çığ oluşumu riskinin arttığını vurgulayan Alaeddinoğlu, son 10 gün içerisinde bölgede yaşanan ciddi çığ olaylarının temel nedeninin ise bu olduğunu bildirdi. Alaeddinoğlu, bu tür durumlarda ilgili kurumların bölgedeki insanını bilgilendirmesi ve önlem alınması gerektiğini kaydetti. “Düşen sulu karla birlikte eski kar kütlesi ağırlaştı” İHA muhabirine konuşan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, geçmişte genellikle mart ayında meydana gelen çığların küresel ısınma ve havaların sıcak gitmesiyle birlikte ocak ve şubat aylarında da meydana geldiğini belirtti. Mart ayında düşen yağışların sulu kar şeklinde olmasının çığ riskini artırdığını ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Mart ayında yaşanan yağışın sulu bir kar yapısı vardı. Dolayısıyla daha önceden havzada yüksek kesimlere düşmüş olan karın önemli bir kısmı orada duruyordu. Eğim doğrultusunda havaların ısınmasıyla birlikte toprakla kar örtüsünü de birbirinden tutacak o yapı ortadan kalkmıştı. Yeni düşen sulu karla birlikte eski kar kütlesi ağırlaştı. Dolayısıyla eğim doğrusu akışa geçti ve şüphesiz bölgede ciddi çığ olaylarına neden oldu. Özellikle son 10 gündür ciddi sayıda çığ olayının gerçekleşiyor olmasının temel nedeni budur” diye konuştu. “İnsanlara böyle bir tehdidin olduğunu söylemeli” Meydana gelen çığların bir faciaya dönüşmemesi için gerekli önemlerin alınması gerektiğini dile getiren Alaeddinoğlu, “Kısa süreli kar yağışı ve sonrasında çığların olması mümkün. Çünkü toprakla karı tutan herhangi bir bağ kalmayınca düşen yeni karın ağrıyla birlikte eğim doğrusundan akışa geçen o kar örtüsü çığa neden olur. Dolayısıyla bu tarz yağışların gerçekleştiği zamanlarda ilgili kurum ya da birimler, kesinlikle o bölgede yaşayan ve o güzergahını kullanan insanları bilgilendirmelidir. İnsanlara böyle bir tehdidin olduğunu söylemelidir. Aksi takdirde kontrollü patlatma veya diğer önlemler devreye girmeden insanların canına ya da malına zarar verebilir. Tabi bunun önüne geçmek, onların hayatlarını korumak bütün kurumların görevidir” şeklinde konuştu.
Antalya AŞT’nin ‘Huysuz’ oyununu beğeni topladı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde Antalya Şehir Tiyatroları’nın sahnelediği ‘Huysuz’ oyununu izleyerek, Genel Sanat Yönetmeni ve oyunculara çiçek takdim etti. AŞT’nin 40 yıldır sahnelerde perde açmasının önemine değinen Başkan Böcek, sanata ve sanatçıya sahip çıkmaya devam edeceklerini söyledi. Antalya Şehir Tiyatrosu (AŞT) 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde ‘Huysuz’ oyunu ile izleyiciyle buluştu. Sahnelendiği ilk günden itibaren izleyiciden büyük beğeni toplayan ve kapalı gişe oynayan ‘Huysuz’ yine izleyenleri büyüledi. Oyunu izleyenler arasında yer alan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’te oyun sonrasında sahneye çıkarak, AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür ve oyunculara çiçek takdim etti. “Tiyatro emekçilerinin günlerini kutladı” “40 yıldır perdesini hiç kapatmayan, yurt içi ve yurt dışında oyunları ile izleyiciyle buluşan tüm AŞT oyuncularının ve Dünya Tiyatrolar Günü’nü kutluyorum” diyen Başkan Muhittin Böcek, “AŞT bu sahneye 2.5 yıl önce taşındı. Tüm oyuncularının ve çalışanlarının büyük emekleri var. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ’Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir’ sözü ile sanata olan önemini belirtmiştir. Bizde sanata ve sanatçılarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür başta olmak üzere siz değerli sanatçılarımız iyi ki varlar. Hepsinin bu özel gününü kutluyorum” ifadelerini kullandı. “Perdemiz 40 yıldır açık” Oyun sonrasında ‘Huysuz’ oyuncuları performansları ile uzun süre ayakta alkışlandı. AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür ise bu sahnede izleyicilerin karşısında kendilerini çok iyi hissettiklerini belirterek, “27 Mart’ta çok güzel şeyler oldu. 3 sahnemizde tarihimizde ilk defa perde açtık. Anadolu’da 40 yılını dolduran ve hiç kesintisiz perde açan tek tiyatro olma unvanını taşıyoruz. Bu muhteşem bir şey. Bizlere her konuda destek olan Muhittin Başkanımıza da çok teşekkür ederiz. 40 yıldır tiyatromuzda emeği olan herkese, 40 yıldır bu sahnelerde alkışlayan tiyatroseverlere minnettarız” diye konuştu. 40. yıl sergisini gezdi Daha sonra ise Başkan Muhittin Böcek, Mehmet Özgür ve tüm oyunculara çiçek takdim etti. Başkan Böcek, oyuncularla 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü anısına öz çekim yaparak, bu anı ölümsüzleştirdi. Başkan Böcek, AŞT fuayesinde açılan, oyunlarının afişleri, oyunlardan fotoğraflar, ödüller ve oyunlarla ilgili gazete kupürlerinin yer aldığı AŞT’nin 40. Yıl Sergisi’ni de ziyaret etti.