SAĞLIK - 12 Ekim 2021 Salı 10:47

(ÖZEL) Bilim Kurulu Üyesi İlhan: "Artık hiçbir yerin kapanmasını hiçbirimiz istemiyoruz"

A
A
A
(ÖZEL) Bilim Kurulu Üyesi İlhan: "Artık hiçbir yerin kapanmasını hiçbirimiz istemiyoruz"

Bilim Kurulu Üyesi Prof.

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, “Artık hiçbir yerin kapanmasını hiçbirimiz istemiyoruz. Bu nedenle genç vatandaşlarımızın bir an önce aşılarını yaptırmaları ve eksik aşılarını tamamlamaları önemli. Büyüklerimizden de 2 doz inaktif aşı olanlar varsa onların da üçüncü doz aşılarını tamamlamaları çok doğru bir yaklaşım olacaktır” dedi.


Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan İHA muhabirine yaptığı değerlendirmede, “Toplumun yüzde 75’i eğer iki doz aşısını olmamış olsaydı bu vakaların çok daha yukarıda olacağını kestirmek çok doğru bir yaklaşım olacaktı. Belki buradan bakmak çok daha doğru. Bunun yanında aslında sadece okullara bağlamak da doğru değil. Güz döneminin gelmesi ile beraber hem büyük şehirlerimizde hem de Anadolu’daki şehirlerimizde, insanlar yayladan, bahçeden, yazlıktan, kent merkezlerine hatta ilçe merkezlerine doğru yol alır oldu. Doğu’daki bazı bölgelerimizde de hava artık soğudu ve yayla zamanı artık geçti. Haliyle insanlar kapalı alanlarda daha çok bulunur oldular. Bu durum Ankara, İzmir, İstanbul için de geçerli, diğer illerimiz için de geçerli” ifadelerini kullandı.



“Filyasyon sonuçlarına ve kendi saha gözlemlerimize baktığımızda insanların kapalı alanlarda bir araya gelmekten kaçınmadıklarına şahit oluyoruz”


Birçok etkenin vaka artışında etkili olduğunu ancak kapalı alanlarda ve havasız ortamlarda bir araya gelmenin de önemli bir risk olduğunu belirten Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan, “Bunları üst üste koyduğumuz zaman kapalı alanlarda bulunma sıklığının arttığını görüyoruz. Tabi ki okula giden çocukların da kapalı alanlarda olmasından değil de birbirleri ile temasından dolayı etkisi olmuş olabilir. Ama şu anda biz esas olarak kapalı alanlarda kurallara uymamanın hastalığı artırdığına şahit oluyoruz. Zira filyasyon sonuçlarına baktığımızda kendi saha gözlemlerimize baktığımızda insanların kapalı alanlarda bir araya gelmekten kaçınmadıkları, buralarda da ister aşılı isterse aşısız olsun, fiziki mesafe, maske ve hijyen koşullarına dikkat edilmediğine şahit oluyoruz” dedi.



“Kapalı alanlara giren vatandaşlarımız ister aşılı, ister aşısız olsunlar mutlaka maskelerini takmaları gerekiyor”


Kapalı alanlara giren vatandaşların aşılarını olsalar da olmasalar da yine maske mesafe ve temizlik kurallarına çok dikkate etmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. İlhan, “Kapalı alanlara giren vatandaşlarımız ister aşılı, ister aşısız olsunlar mutlaka maskelerini takmaları gerekiyor. Aşı olmayan vatandaşlarımızın bugünden tezi yok bir an önce aşı olmaları gerekiyor. Halihazırda geldiğimiz aşamada 18 yaş üzeri nüfusun yaklaşık olarak 4’te 3’ünün aşı olduğunu görüyoruz. Yüzde 75 çok güzel bir oran. Tabi bu oran yüzde 80’lere doğru geldiğinde daha da başarılı bir süreç yaşayacağımızı düşünüyorum. İki doz aşı olan vatandaşlarımız olmasaydı, hatta süresi geldiği zaman üçüncü doz aşısını olanlar da olmasaydı, açıkçası bu rakamlar çok daha yukarı doğru çıkardı. Böyle olması gerekiyor” diye konuştu.



“Artık hiçbir yerin kapanmasını hiçbirimiz istemiyoruz”


Vaka oranlarının ağırlığının gençlerden oluştuğuna dikkat çeken Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan, “Sağlık Bakanı geçen haftaki Bilim Kurulumuz sonrasında vakaların yarısından fazlasının 30 yaş altında olduğunu söylemişti. Demek ki 30 yaş altı gençlerimizde aşılama oranı hem daha düşük, hem yeterli önlemleri almıyorlar hem de bu insanlar daha çok bir araya geliyorlar. Özellikle sosyal alanlarda daha çok bir arada bulunuyor. Bu vatandaşlarımız enfeksiyonu alıyorlar evlerine götürüyorlar, evlerinde aşılarını olmamış veya eksik olmuş büyüklerimiz etkileniyorlar ve hala maalesef büyüklerimizi kaybediyoruz. Şu an aslında böyle bir noktadayız. Artık hiçbir yerin kapanmasını hiçbirimiz istemiyoruz. Bu nedenle genç vatandaşlarımızın da bir an önce aşılarını yaptırmaları, eksik aşılarını tamamlamaları, büyüklerimizden de 2 doz inaktif aşı olanlar varsa onların da üçüncü doz aşılarını tamamlamaları çok doğru bir yaklaşım olacaktır” şeklinde konuştu.



“(Üniversite öğrencileri) Bir hocaları olarak bunu söylüyorum açıkçası; fiziki mesafeye çok dikkat etmeleri gerekiyor”


Kendi üniversitelerinin kampüs girişine bir aşı noktası kurduklarını ve aşı olmak isteyen öğrencilerin kolaylıkla bu noktalarda aşılarını olabildiklerini vurgulayan Prof. Dr. İlhan, şunları kaydetti:


“Kampüs girişi aşılama çok önemli bir yaklaşım. Bunu diğer üniversiteler de uygulayabilir. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Genç arkadaşlarımız, öğrencilerimiz, ben de bir hocaları olarak bunu söylüyorum açıkçası. Fiziki mesafeye çok dikkat etmeleri gerekiyor. Aynı alanda bulunuyorlarsa, aşılı olsalar da olmasalar da mutlaka ortamın sık sık temiz hava ile havalandırılmasına dikkat etmeleri gerekiyor. Tabi artık bunu söylemeye gerek yok ama birbirlerine ait eşyaları kullanmamaları gerekiyor. Kalabalık olmak güzel. Ama olabildiğince açık alanlarda ve sınırlı sayıda bir araya gelirlerse, hem kendilerinin enfekte olmayacağını, hem de herkes belki yurtta kalmıyor. Türkiye’nin her yerinde evlerinde ikamet eden öğrencilerimiz de var. Enfeksiyonu arkadaşlarından alıp evlerine götürüp büyüklerini enfekte edebileceklerini de söylememiz gerekiyor. Tabi ki genç arkadaşlarımızın da aşı olmayanlar varsa veya eksik aşıları varsa aşı olmaları doğru bir yaklaşım olacaktır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Sınıf arkadaşlarını özür dileme bahanesi ile çağırıp darp ettiler Aydın’ın Efeler ilçesinde sınıf arkadaşları tarafından darp edilen ve çevredeki esnafa sığınan 7’inci sınıf öğrencisi çocuk, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Başına aldığı darbe nedeniyle dikiş atılan çocuğun ailesi evlatlarını darp eden 2 çocuktan şikayetçi oldu. Olay, Efeler Ortaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, okulda eğitim gören 7’inci sınıf öğrencisi A.T.. bir gün önce henüz bilinmeyen bir nedenle beden eğitimi dersinde sınıf arkadaşları A.P. ve B.A. ile tartıştı. Çıkan arbedede A.T.’nin boynu çizilirken, olaydan bir gün sonra iddiaya göre sınıf arkadaşları A.P. ve B.A. arkadaşları A.T.’den özür dilemek istediklerini belirterek okul çıkışı mahalle arasında bir yere çağırdı. Burada özür dilemelerini beklediği arkadaşları tarafından darp edilen A.T. can havli ile çevredeki bir beyaz eşya servisine sığındı. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbar üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri darp sonucu yaralanan A.T.’ye ilk müdahaleyi yaparak ambulansla hastaneye kaldırdı. Hastanede başına dikiş atıldığı öğrenilen A.T. bir müddet müşahede altında kaldıktan sonra taburcu edildi. A.T.’nin ailesi hastanedeki işlemlerinin ardından polis karakoluna giderek evlatlarını yaralayan 2 çocuktan şikayetçi oldu. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.
Diyarbakır Turistik Diyarbakır Ekspresi davul zurnayla karşılandı Ankara-Diyarbakır güzergahında ilk seferine başlayan Turistik Diyarbakır Ekspresi, Diyarbakır Tren Garı’nda davul zurna eşliğinde halayla karşılandı. 1051 kilometre hat uzunluğunda Ankara-Diyarbakır güzergahında işletilecek olan 180 kişi kapasiteli Ankara-Diyarbakır-Ankara Turistik Treni, Tarihi Ankara Garı’ndan dün hareket etmişti. Bu sezon ilk seferine başlayan tren, saat 16.15’te Diyarbakır’a ulaştı. Yolcular, davul zurna eşliğinde halayla karşılandı, yolculara çiçek takdim edildi. Yolcular, bir süre halaya dahil olarak oynayanlara eşlik etti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, uzun süredir üzerinde çalıştıkları bir proje olduğunu, hem Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Devlet Demir Yolları ile hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yürüttükleri ve kendileri içinde önemli bir proje olduğunu söyledi. “Mezopotamya ekspresi diyoruz. Sadece Diyarbakır değil, aynı zamanda güzergahta Malatya, Elazığ ve Kayseri’de, buralarda da 3’er, 4’er saat durarak oranın da turizmine katkı koyan bir projeden bahsediyoruz” diyen Kaya, “Buraya geldikten sonra bir gece konaklıyor. 9 vagonlu bir trenin yolcularının bir kısmı da sadece aynı gün dönmeyecek. Burada kalıp, Diyarbakır’ı tanıyıp başka ulaşım araçlarıyla da dönebilecekler. Kent turizminin tanıtılması, kent turizmine katkı anlamında çok çok önemli” dedi. Bu 3 aylık süre içerisinde yapıldıktan sonra daha sonra hangi aylar içerisinde yapılacağı, nasıl devam edeceğiyle ilgili de oda ve Devlet Demir Yolları’nın ortak çalışmaları ile belirleneceğini belirten Kaya, şöyle konuştu: “Gelen misafirlerimizi ağırlıyoruz. Hem gastronomimizi gösteriyoruz, hem burada konaklamaları ile ilgili destekler veriyoruz, burayı tanımalarını istiyoruz. Bu 3 aylık deneme süreci bizler içinde önemli. İlgiye bakarsak bütün kompartımanlar dolu geldi. Gidişte de aynı şey olacak. Oraya da yoğun talep var. Bölgeden Ankara’ya, Kayseri veya Malatya’ya gidip oraları tanımak isteyen Diyarbakırlı hemşehrilerimizi de buna davet ediyoruz. Buradan Ankara’ya gidişle de yoğun bir talep var. Bu da bizi sevindiriyor.” Misafirleri; Diyarbakır Vali Yardımcısı İlyas Öztürk, TCDD Taşımacılık AŞ Genel Müdürü Ufuk Yalçın, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, İl Kültür Turizm Müdürü Mehmet Sebahattin Genç, turizm temsilcileri ve çok sayıda davetli karşıladı.
Çorum Çorum’da fırtına köy düğününü savaş alanına çevirdi Çorum’un İskilip ilçesine bağlı Karaburun köyünde, fırtına düğün yerini savaş alanına çevirdi. Düğün çadırı, masa ve sandalyeler fırtına nedeniyle uçtu. Karaburun köyünde ikamet eden Yaşar Bıyık, oğlunun düğünü için köy meydanında yemek verdi. Yaklaşık bin 500 davetlinin katıldığı düğün yemeği aniden çıkan fırtına nedeniyle yarıda kalırken, düğün yemeği için kurulan çadır ile yemek için hazırlanan masa ve sandalyeler etrafa savruldu. Düğüne katılmak için köye gelen davetlilerin bir kısmı geri dönerken büyük bir bölümü ise köydeki samanlık ve çatı altlarına sığındı. Düğün daveti için kurulan düğün çadırı fırtına nedeniyle yırtılıp uçarken yemek için hazırlanan masa ve sandalyelerde savrularak çevredeki tarla ve bahçelere uçtu. Düğün çadırının fırtına nedeniyle uçmaması için büyük uğraş veren düğün sahibi ve davetlilerin çabaları yeterli olmadı. Yırtılan çadır çok sayıda parçaya ayrılırken, masa ve plastik sandalyelerin bir kısmı da kırıldı. Düğün sahibi Yaşar ve Erdal Bıyık kardeşler, "Düğünümüz vardı, fırtına her şeyi altüst etti. Yaklaşık bin 500 kadar davetlimiz vardı, fırtına sonrası her şey yarıda kaldı. Düğün çadırı, masa, sandalye her şey uçtu. Allah’tan gelen afat, düğün yarıda kaldı fakat can kaybımız yok, buna şükür" dedi.