GENEL - 26 Mart 2020 Perşembe 18:12

(ÖZEL) Korona virüse karşı bor katkılı el dezenfektanı geliyor

A
A
A
(ÖZEL) Korona virüse karşı bor katkılı el dezenfektanı geliyor

BOREN Endüstriyel İlişkiler Koordinatörü Dr.

BOREN Endüstriyel İlişkiler Koordinatörü Dr. Sedat Sürdem, yerli ve milli olarak üretilecek bor katkılı el dezenfektanıyla ilgili, “Bu süreçte Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla, Bakanımızın telkinleriyle biz borlu el dezenfektanı geliştirdik. Bu dezenfektanın içinde; alkol, aloe vera, lavanta yağı, çağ ağacı yağı, gliserin var. Bu formülasyonu biz burada geliştirdik. Ar-Ge’si tamamlandı. Üretime en kısa sürede inşallah ETİ MADEN tarafından gerçekleştirilecek. Ve halkımızın kullanımına sunacağız” dedi.



Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, yeni tip korona virüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında bor katkılı el dezenfektanının seri üretimine başlanacağını duyurmuştu. Bakan Dönmez, Twitter hesabından dün yaptığı paylaşımla, Kovid-19 önlemleri kapsamında enerjide kesintisiz hizmet için atılan adımları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a arz etti. Bakan Dönmez, Ar-Ge çalışmaları tamamlanan bor katkılı el dezenfektanı için seri üretime başlanacağını da bu şekilde duyurdu. Ar-Ge çalışmalarının sürdüğü Ulusal Bor Araştırma Enstitüsünün (BOREN) kapılarını İhlas Haber Ajansına (İHA) açan yetkililer, milli ve yerli bor katkılı el dezenfektanına dair ayrıntıları paylaştı.



Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü Endüstriyel İlişkiler Koordinatörü Dr. Sedat Sürdem, BOREN’de yapılan faaliyetleri aktardı. Sürdem, ileri düzeyde laboratuvarların olduğunu söyleyerek, çeşitli çalışmalar yapıldığını, “Bor Enstitüsü olarak kendi bünyemizde, laboratuvarlar oluşturduk. Birçok alanda temel ve kimyasal analizler yapmakla birlikte, kaplama laboratuvarlarımız, kompozit laboratuvarlarımız, organik polimer laboratuvarlarımız mevcut. İleri düzeyde de laboratuvarlarımız var. Buralarda çeşitli çalışmalar yapmaktayız” diye konuştu.



"Bor, birçok şeye iyi geliyor"


Vatandaşın bor minareline ihtiyaç duyduğu her alanda çalışmalar yapıldığına değinen Sürdem, “Pet atıklarından ahşap yapıştırıcı üretebiliyoruz. Yağlardan sünger üretiyoruz. Daha da tekniğe gidecek olursak; bordan, borlu kanser ilacı üretmeye çalışıyoruz. Son aşamalarındayız. Testleri devam etmekte, inşallah onu da kısa sürede tamamlayacağız. Birçok ürünümüz var fakat yaraların iyileşmesi için geliştirdiğimiz borlu bir sünger var. Bu sünger daha önce siyah renkte üretilen ithal olan gümüş nitratlı süngerin muadili olarak üretildi. Gümüş nitratlı süngere göre bizim süngerimiz kat kat daha etkili olmakta. Hasta denemeleri yapıldı. Adana Şehir Hastanesi’nde denemelerden başarılı sonuçlar alındı. Üretilip satılması için bir firma girişimlerini tamamlamak üzere. Ahşap malzemeye borlu bir formülasyon geliştirerek uyguladık. Bu da ahşabın ömrünü çok uzun sürelere çıkarabilmekte. Mantarın ve bakterilerin ahşabı yemesini engelliyor. Bununla ilgili de iki firmaya lisans hakkı verdik. Dünyada bor gıda takviyeleri olarak satılan ürünler var. İnsanda bor eksikliği olduğu zaman çeşitli problemler ortaya çıkıyor. Örneğin, kemikte ve bağışıklık sisteminde bozulmalar oluyor. Tabii bunun vücuda alınabilir formlarını geliştirdik. Ar-Ge’lerini tamamladık. Bunun da üretimini firmalar ya da firmalarımızla birlikte planlıyoruz” açıklamasında bulundu.



“Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla, Bakanımızın telkinleriyle biz borlu el dezenfektanı geliştirdik”


Dünyayı kısa sürede etkisi altına alan yeni tip korona virüs (Covid-19) salgınının Türkiye’de de görülmesiyle birlikte el dezenfektanı konusunda çalışmalara başlandığını söyleyen Sürdem, “Korona virüs ortaya çıktıktan sonra, ‘Borun etkisi olabilir mi?’ diye bir düşünce ortaya çıktı. Bu süreçte Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla, Bakanımızın telkinleriyle biz borlu el dezenfektanı geliştirdik. Tabii bu el dezenfektanının en önemli özelliği bizim açımızdan baktığınız zaman; borlu bileşiklerin içerisinde olması. Bu dezenfektanın içinde; alkol, aloe vera, lavanta yağı, çağ ağacı yağı, gliserin var. Bu formülasyonu biz burada geliştirdik. Ar-Ge’si tamamlandı. Üretime en kısa sürede inşallah ETİ MADEN ile birlikte gerçekleştireceğiz. Ve halkımızın kullanımına sunacağız” diye konuştu.



“Dezenfektanların içeriğinde bor kullandığınız zaman elinize nem ve yumuşaklık hissi verir”


Bor katkılı el dezenfektanının halihazırda piyasada bulunan el dezenfektanlarından farkını açıklayan Sürdem, “Çok önemli bir fark var. Alkol tarzı bileşimler kullanıldığı zaman ellerde tahriş, çatlamalar ve yaralar oluşmakta. Dolayısıyla bu dezenfektanların içeriğinde bor kullandığınız zaman elinize nem ve yumuşaklık hissi verir. Bu yumuşaklıkla birlikte borun antimikrobiyal özelliği var. Alkolle, esansiyel yağlar antiviral özellik gösterirken bor da bunlarla birlikte antimikrobiyal özellik gösteriyor. Dolayısıyla alkol ve esansiyel yağlar uçtuğunda bor elimizde kalmakta. Eğer elimizde mikroplar varsa bor onu öldürmekte ilave olarak yaranız varsa, o yaranın iyileşmesinde vesile olmakta. Zararı olmadığı gibi birçok da yararı var” dedi.



“Halkımızın bizden ve bordan beklentisini bir şekilde yerine getirebilmek için elimizden geleni yapıyoruz”


Kısa zaman sonra piyasaya sürülecek bor katkılı el dezenfektanının ekip çalışması sonucunda ortaya çıktığının altını çizen Sürdem, “Ekibimizle çok farklı konuları çalışıyoruz. Arkadaşlarımızla birlikte bu dezenfektanı geliştirdik. Bu şekilde milli ve yerli ürünlerin piyasaya çıkması bizim için çok önemli. Halkımızın bizden ve bordan beklentisini bir şekilde yerine getirebilmek için elimizden geleni yapıyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde yeni ürünleri piyasaya arz edeceğiz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.