GENEL - 09 Haziran 2018 Cumartesi 11:35

Rıdvan Ege ölümünün birinci yılında anıldı

A
A
A
Rıdvan Ege ölümünün birinci yılında anıldı

Türkiye’de trafik bilincinin oluşmasında önemli katkıları olan Ufuk Üniversitesi Onursal Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Prof.

Türkiye’de trafik bilincinin oluşmasında önemli katkıları olan Ufuk Üniversitesi Onursal Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Rıdvan Ege ölümünün birinci yılında düzenlenen törenle anıldı. Törende konuşan Ufuk Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Op. Dr. Orhan Girgin, ’’Çok büyük bir bilim adamını, çok büyük bir önderi kaybettik bir yıl önce ama görüyorum ki onu onu unutmamışız, unutmayacağız, unutturmayacağız’’ dedi.


Ufuk Üniversitesi Onursal Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Rıdvan Ege ölümünün birinci yılında anıldı. Rıdvan Ege ilk olarak Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki kabri başında düzenlenen anma töreniyle anıldı. Burada bir konuşma yapan Prof. Dr. Mehmet Haberal, ’’İnsanları aramızdan ayrıldıktan sonra hatırlamak, yaşatmak önemlidir. Bizler hocalarımızın eserleriyiz. Bugün bizler hekimlikte başarılıysak bu hocalarımızın eseri olarak başarılıyız. Rıdvan hocamız da Binnaz hocamız da bizim çok iyi yetişmemize katkı sağlayan çok değerli iki hocamızdı’’ ifadelerini kullandı.


Cebeci Asri Mezarlığı’nda düzenlenen anma töreni, Ufuk Üniversitesi’ndeki programla devam etti. Anma programına Ufuk üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Op. Dr. Orhan Girgin ve Ufuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tevfik Tezcaner’in yanı sıra Ege’nin öğrencileri ve aile dostları katıldı. Programda bir konuşma yapan Ufuk üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Op. Dr. Orhan Girgin, ’’Ben Rıdvan Ege hocamla Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji kliniğinde, ihtisasa başladığım 1964 yılından, geçen yıl kaybettiğimiz 8 Haziran 2017’ye kadar hep beraberdim. Ben ve arkadaşlarım hocamızın hasta olduğu günlerde hemen hemen her gün hocamızı ziyaret ettik. Bu süre içerisinde tüm Ufuk Üniversiteliler hocamızın iyileşmesi için ellerinden gelen her şeyi yapmışlardır. Biz ortopedi ailesi olarak Rıdvan hocamızdan gelen çok üst düzey bir aileyiz ve birbirimize olan bağlılığımız, sevgi ve saygımız hep üst düzeyde. Ben şunu istiyorum onlardan, hocamızı kaybettiğimiz günü Prof. Dr. Rıdvan Ege Bilimsel Günü olarak her yıl kutlayalım. Bu, hocamıza olan en güzel vefa örneği olacaktır’’ şeklinde konuştu.


Ufuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tevfik Tezcaner, ’’O ki mütevazi ancak eğitime önem veren bir aileden yetişmiş, kendi gelişimine çok önem vermiştir. Ortopedi ve travmatoloji dalını oluşturmuş, geliştirmiş, ülkemizdeki ilk el cerrahi kliniğini kurmuştur. Trafik yasalarının düzenlenmesinde aktif rol almış ve 100 binlerce insanımızın hayatını kurtarmıştır. Türk tıbbının, Türk ortopedisinin ilerlemesinde katkıda bulunmuştur. Saygıyla anıyorum’’ değerlendirmelerinde bulundu.


İsmet İnönü’nün kızı Özlem Toker ise Ege’ye olan özlemini ifade ederek, ’’Rıdvan beyi o kadar çok özlüyorum ki. Onun sevgisini, onun insanlara olan yaklaşımını, her şeyi paylaşmaktan duyduğu zevki, Atatürk sevdasını, Cumhuriyet heyecanını, bunların hepsini onun bakışlarında, sözlerinde hareketlerinde, yaşam tarzında bunların hepsini bize hissettirebiliyordu. İyi ki onu tanımışım’’ diye konuştu.


’’Babacığım şimdi kalbimizdesin, şimdi rüyalarımızdasın, şimdi bizimsin’’


Rıdvan Ege’nin kızı Prof. Dr. Ufuk Ege Uygur, ’’Babam Rıdvan Ege ve annem Binnaz Ege Ufuk Üniversitemizde hasta olarak çok iyi bakılmıştır. Bu onların ömrüne ömür katmıştır. Babam öleli bir sene oldu ama ben öyle bir şey hissediyorum ki sanki annem babam vefat etmedi. Yakınlarda bir yerde bizi duyuyor, bizi izliyor. Babacığım şimdi kalbimizdesin, şimdi rüyalarımızdasın, şimdi bizimsin’’ dedi.


Ege’nin her alanda kendilerine örnek olduğunu kaydeden Ufuk Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi ve Anayasa Mahkemesi Onursal Başkanı Yekta Güngör Özden ise şöyle konuştu:


’’Örnek yaşamıyla hepimize her konuda önderlik etmiş Rıdvan Ege’nin ölümünün birinci yılında anmak, onu yeniden yaşamak gibi güzel bir sıcaklığı yüreklerimizde barındırıyoruz. O her alanda tebessümüyle, tatlı diliyle, yaklaşımıyla, sabrıyla ve hoşgörüsüyle hepimize örnek olmuştur. Ölümler birer derstir. Bizim yapacağımız şey, arkadaşlarımızın anlattığı onun çalışmaları, başarıları değil, onları aşacak biçimde ona yaraşır olmak çabasıdır. Yapacağımız şey onu anımsayarak anılara yaşatmak, onu ölümsüzlüğünü ortaya getirip herkesle paylaşmaktır.’’


Ufuk Üniversitesi Dr. Rıdvan Ege Eğitim ve Araştırma Hastanesi personelleri de teker teker söz alarak Ege ile ilgili anılarını ve düşüncelerini paylaştı.


’’Çok büyük bir bilim adamını, çok büyük bir önderi kaybettik bir yıl önce ama görüyorum ki onu onu unutmamışız, unutmayacağız, unutturmayacağız’’


Ufuk Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Op. Dr. Orhan Girgin, anma töreninin ardından yapılan röportajda, ’’Bugünkü tören bizim için çok duygusal, benim için çok önemliydi. Çok büyük bir bilim adamını, çok büyük bir önderi kaybettik bir yıl önce ama görüyorum ki onu onu unutmamışız, unutmayacağız, unutturmayacağız. Biz zaten hep onunla beraber yaşadık, onunla beraber büyüdük. O, bize hem mesleğimizi verdi hem yaşam dersimizi verdi, her şeyimizi verdi. Türk tıbbı, Türk ortopedisi, Türk trafiği çok büyük bir emekçisini kaybetti bir yıl önce. Herkese teşekkürler’’ ifadelerini kullandı.


Ufuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tevfik Tezcaner de anma törenine ilişkin duygularını paylaşarak, ’’Bizim için çok heyecan verici, çok gurur verici bir gündür. Onunla beraber olmak, temas etmek, onun kurduğu bir üniversitede rektör olarak görev yapmak, bu görev sırasında da ona layık olacak şekilde bir üretimde bulunabilmek benim için çok önemliydi’’ diye konuştu.


Anma törenine Girgin, Tezcaner, Toker, Ufuk Ege Uygur ve Özden’in yanı sıra CHP Ankara Milletvekili Gülsüm Bilgehan, TOTBİD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İrfan Öztürk, Türk El ve Üst Ekstremite Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ali Levent Yalçın, Asya Pasifik Ortopedi Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Nedim Doral katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.