SPOR - 15 Ocak 2020 Çarşamba 18:11

Saffet Sancaklı: “Birçok madde ile artık kulüp başkanları ve yöneticiler kontrol altına alınacak”

A
A
A
Saffet Sancaklı: “Birçok madde ile artık kulüp başkanları ve yöneticiler kontrol altına alınacak”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kocaeli Milletvekili ve eski milli futbolcu Saffet Sancaklı, Spor Kulüpleri ve Federasyonları Çalıştayı’nı değerlendirerek, "Birçok madde ile artık kulüp başkanları ve yöneticiler kontrol altına alınacak" dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kocaeli Milletvekili ve eski milli futbolcu Saffet Sancaklı, Spor Kulüpleri ve Federasyonları Çalıştayı’nı değerlendirerek, "Birçok madde ile artık kulüp başkanları ve yöneticiler kontrol altına alınacak" dedi.


Ankara’da süren Spor Kulüpleri ve Federasyonları Çalıştayı’nın üçüncü gününde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kocaeli Milletvekili ve eski milli futbolcu Saffet Sancaklı basın mensuplarına açıklamada bulundu. Kulüplerin yüzde 80’i neredeyse kapısına kilit vuracak noktaya geldiğinin altını çizen Sancaklı, “Bir daha da bu kulüpler devlete gelip ‘Bize şunu verin bunu verin’ demelerine gerek kalmayacak bir sistem kuralım. Kanserli hastaya morfin verme devri bitti. Morfin falan yok” ifadelerini kullandı.



“Türk futbol kulüpleri ve federasyonları bir standarda kavuşup, anayasası yazılarak yönetilecek”


Türk spor tarihinin en önemli olaylarından birisini yaşadığını vurgulayan MHP Milletvekili Saffet Sancaklı, “Bütün kulüp başkanları, 64 federasyonun başkanı burada Türk sporunun ve Türk futbolunun problemlerini konuşup neler yapabileceğimiz nasıl çözebileceğimizi bunlar ile ilgili neler yapılması gerektiği hakkında 3 gündür konuşuyoruz. Beni en çok sevindiren şu, bu çalıştay usulen görüntü olsun diye yapılmış bir çalıştay değil. 3 gündür buradayız. Kulüp başkanları ve federasyon başkanları ‘Sorunlar belli. Bu sorunları nasıl çözebiliriz?’ diye proje yapıp gelmişler. Bu görüntüye ve bu ortama çok sevindim. Bu çalıştay bittikten sonra Gençlik ve Spor Bakanı önderliğinde bakanlıkta bir rapor hazırlanacak. Problemler nedir bunların çözümü önerileri adı altında çalışma yapıldıktan sonra. TBMM’ye bir rapor sunulacak. İnşallah meclis de bu kanunları çıkararak, Türk sporunun önündeki problemleri bitirip, çözüm önerilerini sunmuş olacak. Bu bize neyi getirecek. Yıllardır ‘Türk sporunda ve Türk futbolunda problemler var. Kulüpler battı. Ayakta kalacak kulüp kalmadı’ diye anlatıyoruz. İşte bu çalşıtayın sonucunda buradan çıkacak rapordan sonra TBMM’de yapılacak kanunlarla artık Türk futbol kulüpleri ve federasyonları inşallah bir standarda kavuşup, bir anayasası yazılıp, öyle yönetilecek. Bu kanunları çıkarırsak kulüp başkanlarının ve yöneticilerinin kim olduğu bugünkü kadar önemli olmayacak çünkü sistem çalışacak” şeklinde konuştu.



“Kanserli hastaya morfin verme devri bitti”


Türkiye’nin büyük bir devlet olduğunun altını çizen MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı, açıklamasına şöyle devam etti:


“Türkiye’de bir sorun varsa devletin müdahale etmesi lazım. Sporda ve futbolda var. Buna müdahale edilmesi lazım. Müdahale ederken dikkat etmek lazım. 2009 senesinde neredeyse kulüplerin bütün vergi borçları sıfırlandı. 2019-2020 sezonuna geldik. Kulüplerin yüzde 80’i neredeyse kapısına kilit vuracak noktaya geldi. O zaman sistem ve yöntem doğru değil. Geçenlerde vergi konusunda belli kulüp başkanları aradı. Bir delik düşünün, yukarıdan ne atarsan at o aşağıdan geri gidiyor. Biz bunu bu şekilde halledemeyiz. Kulüpler Birliği yasası dahil olmak üzere sistemi bir kere kuracağız. Ankara bir kere karışacak. Sistemi kurup kenara çekilecek. Sonra yönetsinler o sistemde. Ama doğru sistemi. Şimdi sayın Cumhurbaşkanımıza gidip diyorlar ki; ‘Kulüpler bitti, vergileri şöyle yapalım, böyle yapalım’ devamlı yapıyor bunu devlet. Birkaç ay önce kulüplere yapılandırmalar da yapıldı. Ne oldu? Sadece ötelendi çare bulunmadı ki. Kanserli hastaya morfin verme devri bitti. Morfin falan yok. İki saatliğine ağrısını kes ama kanserli hasta ölüyor. Ben bu yönde çok katıyım. Bir kere karışalım ve sistemi kuralım. Bir daha da bu kulüpler devlete gelip ‘Bize şunu verin, bunu verin’ demelerine gerek kalmayacak bir sistem kuralım.”



“Birçok madde ile artık kulüp başkanları ve yöneticiler kontrol altına alınacak”


8 yıl önce yazılan kulüpler yasasını okuduğunu dile getiren Sancaklı, “Ufak tefek eksikleri var. Ama iyi niyetle yazılmış güzel bir çalışma. Yıllardır tutuyorlar bunu kenarda. Bir tülü meclise getirip çıkartmıyorlar. Bunun nedeni ise şu anda kulüpleri yöneten başkanlar ve yöneticiler sorumluluk almak istemiyor. Orada bir çok madde var, Kulüpler Birliği yasasında. Bunun bir tanesini söyleyeyim; kulüp başkanları ve yöneticiler bulundukları dönemdeki borçlardan sorumludur. İşlerine gelmiyor. Bugün geliyor 10 milyon Dolar borçla alıyor kulübü 5 sene yönetiyor 100 milyon Dolar borç oluyor. ‘E ben gideyim artık yoruldum. Aileme vakit harcayım’ deyip çekip gidiyor. Ne oluyor aradaki 90 milyon Dolar? Sorumluluğu yok, bir şeyi yok. İşte bu yasa geldiği anda bunun gibi birçok madde ile artık kulüp başkanları ve yöneticiler kontrol altına alınacak. O yüzden işlerine gelmediği için bunu yıllarca çıkarttırmadılar. Ama ben geldiğimden bu yana bastırıyorum çıksın diye. Şimdi gelinen noktada çalışma başladı ve revize ediliyor. İnşallah TBMM’de o yasa çıkacak” ifadelerini kullandı.



“İnsanlar futboldan ve kulüplerden memnun değiller”


Limit artırımı konusunda konuşan Saffet Sancaklı, şu şekilde devam etti:


“Ben olsam yüzde 1 bile limit sağlamam. Neden? Zaten batmışız biz. Şu anda hep bir şeye kilitleniyoruz. ‘Limit şu kadar mı olsun bu kadar mı olsun?’, ‘Yabancı 14 mü olsun 10 mu olsun?’ hayır arkadaşlar. Sistemi kuracağız ve her şey yoluna girecek. Bugün yüzde 30 limit aşımı verilmiş. Neye verilmiş? Zaten iflas etmişiz. Sonra yüzde 40 limit aşımı verelim sonra yüzde 30’a geri alalım. Olmaz. Kanunu bir kere koyacağız, tavizsiz bir şekilde herkese aynı uygulayacağız. Çünkü bu kulüpleri ayakta tutmak zorundayız. Büyük takımlar dediğimiz kulüplerin bugün 20-25’er milyon taraftarı var. Bu insanlar üzgün. Futboldan ve kulüplerden memnun değiller. Düşmanlık tohumları atılıyor. Artık insanlar birbirine rekabetten çok düşman olmaya başladı. O yüzden bunun önünü kesmek zorundayız. Devlet olarak bunun önünü kesip yolu açmamız lazım. Kişisel kavgaları bırakın. Kim doğru bir şey yapıyorsa doğru yaptı diyeceğiz. Yanlış yapan adama da alemi cihan olsa sen yanlış adamsın deyip onu bu ortamdan uzaklaştıracağız.”



“Türk sporu büyük bir krizdedir”


Çalıştayın ilk gününde yapılan tartışmalı açıklamalar konusunda gelen soruya Sancaklı, “Bir kere burası devletin organizasyonunda bir yer. Hiç kimse kimseyle kavga edemez ve belli sınırları aşamaz. Neticede Türkiye Cumhuriyeti devletini temsil ediyoruz. Fakat şöyle şeyler oldu. Kulüp başkanları ve hepimiz fikirleri açık açık söyledik. Zaten bu toplantının ana nedeni bu. Bu işlerin bu hale gelmesinde bir kişinin suçu yok ki; kulüp yöneticilerinin, kulüp başkanlarının, federasyonların da, bakanlığın da, Saffet Sancaklı’nın da, seyircinin de, basının da var. Bunu bir kişinin üzerine atmak doğru değil. Burada tekrar ediyorum beni en mutlu eden şeylerden birisi masada herkes rahatlıkla konuştu. Notlar alındı. Devletin kayıtlarına girdi. Ufak tefek anlaşmazlıklarda oldu. Benim de hoşuma gitmeyen konuşmalar oldu. Başkalarının da benim konuşmalarım hoşuna gitmemiştir. Türkiye Cumhuriyeti devleti büyük bir devlettir. Türk sporu büyük bir krizdedir. Bunu nasıl çıkaracağız? Bunun için gerekirse kavgada ederiz. Fakat benim bulunduğum salonda öyle söylenen bir kavga olamadı” cevabını verdi.



“Bugünleri görebilmek için büyük çabalar sarf ettim”


Çalıştaydan umutlu olduğunu dile getiren Sancaklı, “5 yıldır milletvekiliyim. Bugünleri görebilmek için büyük çabalar sarf ettim ve gördüm ki artık devlet kademesinin en yukarısından sayın Cumhurbaşkanımız’dan başlayarak herkesin haberi var bu olaydan ve bu işlerin düzelmesini istiyor. Çünkü spor dediğiniz şey siyaset üstü bir şeydir. Siyasi hiçbir şeyi karıştırmadan hiçbir parti ismi zikretmeden siyaset üstü bir olaydır spor. İnşallah bu çalıştayı düzenleyen bakanımıza ve ekibine teşekkür ediyorum. Şahsım adına eski bir milli sporcu olarak çok memnun olduğumu ve umutlandığımı, umutsuz olanların da umutlanmasını söylüyorum” diyerek açıklamasını sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Vali Coşkun, üniversiteli gençlere kamu sektörünü anlattı Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun, Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen ‘Sektör Günleri’ adlı etkinliğin kamu sektörünü tanıtan oturumuna konuk oldu. PAÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan tarafından karşılanan Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun daha sonra programın düzenlendiği Şehit Piyade Teğmen Bekir Can Kerek Konferans Salonu’nda öğrencilerle buluştu. Etkinlik, İİBF Öğretim Üyesi Maliye Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Fatih Akçay’ın kamu sektörü üzerine yaptığı sunum ile başladı. Maliyeci perspektifinden kamu sektörünün yapılanmasını anlatmak üzere bütçe yapısı itibariyle 5018 sayılı Kanun hakkında bilgiler veren bir sunum gerçekleştiren Dr. Öğr. Üyesi Akçay, sunumunda ayrıca kaymakamlık sınavları, İçişleri Bakanlığı ve bakanlığın birimleri hakkında bilgiler de verdi. Öğrencilere kamu sektörü hakkında bilgiler veren Vali Ömer Faruk Coşkun, konuşmasında kendi kariyerinden de örnekler verdi. Vali Çoşkun, “Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünden mezun olduktan sonra İçişleri Bakanlığımızın açmış olduğu Kaymakam Adaylığı sınavına girerek ve o sınavın sonucunda kaymakam adayı olarak ilk defa mesleğe atandım. Mülki İdare Amirliği mesleği olarak adlandırılıyor. Kaymakamlık mesleği bu meslek sınıfının içerisinde kaymakam adaylarımızdan başlayarak kaymakamlarımız, vali yardımcılarımız, mülkiye müfettişlerimiz ve valilerimiz bulunmakta. Bu dediğimiz pozisyonların hepsi Mülkiye İdare Amirliği mesleği sınıfını oluşturmakta ama bizim mesleğimizin esası kaymakamlıktır. Bunun da başlangıcı az önce ifade edildiği gibi İçişleri Bakanlığımızın açmış olduğu sınavlardan sonra başarı göstererek kaymakamlık adaylığına atanması ve yaklaşık 3 yıllık bir süre içerisinde değişik aşamaları olan bir adaylık sürecinden sonra tekrar bakanlığımızın yapmış olduğu yeterlilik sınavında başarı gösterdikten sonra ilçelerimize atama yapılmaktadır. Ülkemizin değişik bölgelerinde sınıflarla adlandırılan ilçelerimiz var. Bu ilçelerde kaymakam olarak görev yapan arkadaşlarımız kendi kıdemlerine ve ilçelerin sınıflarına göre ataması gerçekleştirilmektedir. Belirli süre buralarda görev yaptıktan sonra başka bir ilçeye atanabilmekte veya yine kaymakamlıkla Mülki İdare Mesleği sınıfı içerisinde eş değer görev olarak kabul edilen Vali Yardımcılığı pozisyonuna atanabilmekte veya yine Bakanlığımızın merkez teşkilatında değişik pozisyonlar var mülki idare sınıfından olup orda daire başkanlığı, genel müdürlük, genel müdür yardımcılığı gibi pozisyonlar var. Buralara da atama yapılabilmekte. Kısaca söyleyecek olursak, kaymakam adaylığı olarak başlanan bir süreç, bu süreçte yaklaşık 3 yıllık bir zaman aşımı tabi ki geçen süre ve geçirilen aşamalar içerisinde durumlar söz konusu. Bu bir vilayetimizde, valiliğimizde bir stajla başlıyor. Sonrasında bu kaymakamlık adaylığı sürecinde bir yurt dışı ayağı var. Daha çok dil öğrenmek ve bilgi görgüsünü arttırmak üzere yurt dışına gidiliyor. Yine belli bir aşamasında mülki müfettişlerimizin refakatinde görev yapılıyor. Yabancı dil kursu olabiliyor, başka kurslar oluyor. Bunlar tamamlandıktan sonra en sonunda kaymakamlık kursu dediğimiz bir kurs var. Bu kursa devam ediyorsunuz, akabinde yeterlilik sınavı var. Bu yeterlilik sınavından sonra da asil kaymakam olarak ilçelere atanılıyor. Biz kendi üzerimizden yola çıkacak olursak, yaklaşık 10 yıl kaymakamlık yaptım. Yine bizim meslek sınıfının başka bölümü olan Mülkiye Müfettişliğine atandım. Mülkiye Müfettişliği, İçişleri Bakanlığı’nın teftiş kurulunun bir üyesidir. Diğer Bakanlıklarda olduğu gibi kariyer olarak başlanan bir pozisyon değildir. Daha çok 6 yıl ve üzerinde kaymakam olarak görev yapmış olan meslektaşlarımızdan bu pozisyonlara atama yapılmaktadır. Mülkiye Müfettişlerimiz de daha çok valilikler, kaymakamlıklar, emniyet müdürlükleri, nüfus müdürlükleri ve içişlerini bilgilendiren İçişleri Bakanlığı’na bağlı yerlerin denetimini gerçekleştirmekte. Buralarla ilgili inceleme soruşturma gibi durumlar söz konusu olduğunda bunları icra etmekte. Mülkiye Müfettişiyken diğer bölümlere tekrar geçiş yapılabilmektedir. Türkiye’de yönetim sistemi, merkezi yönetim, sizlerin de derslerde daha çok gördüğünüz gibi ve merkezi yönetim yerel yönetimler olarak ana planda ayrılmakta. Merkezi yönetim ve taşra yönetimi var, taşra yönetimi idaresi var. Valilerimiz ve kaymakamlarımızdan daha çok merkezi yönetimin taşra idaresini temsil etmekte bu da yetki genişliği isimli esasla gerçekleşmekte. Anayasanın 126. maddesinde yetki genişliği esasına dayanan düzenleme var. Buradan yola çıkarak yine 5442 sayılı 1942 tarihli İl İdaresi Kanunu’muz var. Daha çok mesleğimizin temelini teşkil eden yetki görevleriyle ilgili ana düzenlemeleri ele alıyor. 5442 bizim hepimizin kanunu, bunun yanında ikinci mevzuatlar var tabi ki daha çok mülki idare sınıfından atanmakta. Ama istisnai görev olduğu için valilerimiz de atanabilmekte” dedi. Etkinlik, öğrencilerin kamu sektörü kariyer basamakları, Mülki İdare Amirliği hakkında yönelttiği soruların Vali Coşkun tarafından cevaplanması ile devam etti. Öğrencilerin yoğun katılım sağladığı etkinlik, Vali Ömer Faruk Coşkun’a İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Coşkun tarafından teşekkür plaketi takdim edilmesi ve hatıra fotoğrafı çekimi ile sona erdi.
Ankara Palandöken: “Konaklama fiyatlarında abartıya gidilmemeli” Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, konaklama fiyatlarında abartıya gidilmemesi uyarısını yaparak, “İnsanların yaşadığı ülkede tatil yapma şartları kolaylaşsın” dedi. Dokuz günlük bayram tatilinde otel fiyatları cep yakınca yerli turistin yurtdışına yöneldiğini belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “2024’te turizm sektöründen önemli katkılar beklerken potansiyel olarak turizm gelirimiz de artıyor. Ancak yerli turistin yurtdışına çıkarak döviz bırakmasının önüne geçilmeli. Bayram tatilinde 6,8 milyon kişi hava yolu ile seyahat etti. Döviz kurlarındaki artış ve yüksek enflasyona bağlı olarak son dönemde otel fiyatları yükseldi. Yerli turistin bu ücretlerle yurt içinde seyahat edebilmesi mümkün değil. Dolayısıyla bir taraftan döviz girdimiz artsın, turist kazanalım derken diğer taraftan da yerli turisti kaybetmeyelim. Bildiğiniz gibi birçok ülke ile 3-5 günlük tatillerde vize sorunu kalktı. Bu bir taraftan sevindirici ancak diğer taraftan da ülkemizden dövizin çıkması ve turizm gelirimizin azalması anlamına geliyor. Turizm Bakanlığımız tarafından iç turizmde yerli turiste teşvik mekanizmaları ile promosyonların tanınması ve bu sıkıntının giderilmesi lazım. İnsanların yaşadığı ülkede tatil yapmasının şartları kolaylaştırılmalı” diye konuştu. “2023’te 56.7 milyon turist Türkiye’yi tercih etti” Ülkemizin dövize ihtiyacı olduğu dönemde yerli turistin yurt dışına kaçmaması için formül bulunması gerektiğini söyleyen Palandöken, “Coğrafi konumu, doğal turizm kaynakları, köklü tarihsel geçmişi ve geniş mutfağı ile ülkemiz adeta bir turizm cenneti. Turizm açısından son yılların rekoru olarak nitelendirilen 2023’te 56.7 milyon turist Türkiye’yi tercih etti. Turizm geliri ise 54,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Turizmdeki başarımız ülke ekonomisi açısından sevindirici ancak Türkiye turizm açısından çok daha yüksek bir potansiyele sahip. Dört mevsimi bir arada yaşayan ve eşsiz coğrafi özelliğe sahip ülkemizin turizmdeki payını artırmalıyız. Bununla birlikte yerli turistimiz de yabancı ülkelere kaptırılmamalıyız. 2023’te ülkeden çıkış yapan ziyaretçi sayısı bir önceki yıla göre yüzde 11,1 artarak 57.7 milyon oldu. Çünkü yüksek döviz kuruna rağmen vatandaşın yurtdışı tatili yurtiçinde her şey dahil konseptli bir tatilden daha uyguna gelmeye başladı. Buna bir de çeşitli kampanyalar ve kapıda vize vb. gibi uygulamalar eklenince yerli turistin parası yurtdışına kaçıyor” diye konuştu. “Turizmi yılın 12 ayı canlı tutmalıyız” Turizm gelirimizi yabancı ülkelere kaptırmamak için formüller bulunması gerektiğini belirten Palandöken, “Öncelikle turizmi mevsimsellikten kurtararak yılın 12 ayı canlı tutmalıyız. Esnaf ve sanatkârlarımızın turizm gelirinden elde ettiği payı arttırarak ülke ekonomisine katkıda bulunmalıyız. Özellikle son zamanlarda trend haline gelen sağlık turizmi, gastronomi turizmi ve kültür turizmi gibi turizm alanlarından daha çok fayda sağlamalıyız. Turist sayısındaki artışı ülkemizin ve yerli üretimlerimizin tanıtımında fırsata çevirmek için yeni konseptler belirlemeliyiz. Yabancı turistler yalnızca otellerle sınırlı kalmamalı, gittikleri şehirlerin özelliklerini, yöresel ürünlerini tanımalı ve Türk insanının misafirperverliğini hissetmeli. Havaalanı, otogar ve otel gibi kalabalık noktalarda doğal güzelliklerimizin, yöresel ürünlerimizin ve yerli üretimlerimizin tanıtımını içeren broşürlerin dağıtımı zorunlu olmalı” şeklinde konuştu.
Bursa Gümüş balığının ihracat serüveni başladı İznik Gölü’nde gümüş balığı sezonu hızlandı. Yunanistan, Ukrayna ve Amerika’ya ihracatı yapılan ve bu ülkelerde işlendikten sonra cips olarak paketi 4 dolardan satışa çıkarılan gümüş balıkçılığı bu yıl bereketli başladı. İznik Gölü’nde son 25 yıldır yapılan gümüş balıkçılığında bu sezon sıcakların başlaması ile birlikte balıkçılar ağlarını İznik Gölü’ne bırakmaya başladı. 12 ay boyunca tutulması serbest olan ancak sıcak havaların başlaması ile tam anlamı ile sezonu açılan Gümüş balıkçılığı İznik Gölü’nde Orhangazi ve İznik’teki Su Ürünleri Kooperatiflerine bağlı balıkçılar tarafından yapılıyor. 5 kooperatif sezonu bereketli açtı Orhangazi, Narlıca, Göllüce, İznik ve Çakırca Su Ürünleri Kooperatifine bağlı su ürünleri kooperatifine bağlı balıkçıların İznik Gölü’ndeki Gümüş Balığı mesaileri de başlamış oldu. Sezonda toplam bin ton balığın tutulması hedeflenen bölgede bu yıl ki sezon da bereketli başlamış oldu. Orhangazi Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Zelkif Bektaş, gümüş balıkçılığı sezonunun tüm Orhangazi ve bölgeye hayırlı olmasını dileyerek, "Gümüş balığı ihraç ettiğimiz bir balık türü. Epey döviz getiren bir balık. Bu sene de bereketli, hamdolsun. Güzel bir başlangıç, inşallah sonu da iyi olacak" dedi. Zelkif Bektaş, şu anda İznik Gölü çevresinde faaliyet gösteren 5 ayrı kooperatifin yıllık bin ton gümüş balığı tutacağını belirterek, bu kooperatiflerin, Orhangazi, Narlıca, Göllüce, İznik ve Çakırca Su Ürünleri Kooperatifi olarak faaliyet gösterdiğini ifade etti. İznik yakasındaki kooperatiflerin Orhangazi kooperatiflerine oranla daha yüksek kapasiteli olduğunu da belirten Zelkif Bektaş, "Bu yıl çok bereketli bir sezon. İnşallah böyle devam eder" ifadelerini kullandı Zelkif Bektaş balığın Türkiye’de paketlenerek öncelikli olarak Yunanistan’a ihraç edildiğini hatırlatarak, "Ukrayna hatta Amerika’ya gönderen firmalar var. Bu balıklar oralarda cips haline getirilip paketlenip satışa sunuluyor. Oralarda cipsin paketinin 4 dolara satıldığını öğrendik. Geçen yıl balığın kilogram fiyatını 11-12 TL’ye veriyorduk. Maalesef beklediğimiz fiyat bu yıl yok. Bu yıl 13 TL’ye satabiliyoruz. Bu sezon 5 kooperatifin İznik Gölü’nden ortalama bin ton gümüş balığı avlayarak ihracata göndereceğini tahmin ediyoruz" diye konuştu. "Kendimiz cipse dönüştürebiliriz ama tesis lazım" Zelkif Bektaş, gümüş balığının Türkiye’de de işlenip paketlenebileceğini anlatarak, "Bunun için bizdeki tesis yetersiz kalıyor. Bunda devlet büyüklerimizden tek istediğimiz İznik Gölü bölgesinde 600-700 tonluk bir soğuk hava depo yapması. O durumda biz bunları burada paketleriz. Böylece katma değeri yüksek bir ürün elde etmiş oluruz. Daha önceleri çok söz verildi. Bursa Büyükşehir Belediyesi soğuk hava deposu yapılması için sözler verilmişti. İnşallah şimdi gelen yeni başkanlardan bunu bekliyoruz. Aynı projelerin devamı olarak İznik Gölü’nde böyle bir soğuk hava deposu yapılmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.
Ankara “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildi Batman merkezli 8 ilde Jandarma tarafından düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildi. Operasyonlarda organize suç örgütünün yöneticilerinden Yonca Onat’ın da aralarında bulunduğu 34 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Batman merkezli 8 ilde Jandarma tarafından düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildiğini belirterek Operasyonlarda organize suç örgütünün yöneticilerinden Yonca Onat’ın da aralarında bulunduğu 34 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz Milletimizin Bilmesini İsterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya operasyonla ilgili şu detayları paylaştı: "Batman Cumhuriyet Başsavcılığı, Jandarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının desteğiyle Batman İl Jandarma Komutanlığınca yapılan çalışmalar sonucu; Batman merkezli Adana, Aydın, Mersin, Hakkâri, Van, Mardin ve İzmir’de eş zamanlı olarak düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında “Bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık” suçunu örgütlü olarak işleyen organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Sosyal medya üzerinden sahte kiralık Bungalov ev ilanı vererek dolandırıcılık yaptıkları, mağdurlardan elde ettikleri gelirleri önce yasal bahis platformlarındaki hesaplara, daha sonra bahisten kazanılmış gibi gösterip kendi banka hesaplarına aktararak paranın izini kaybettirmeye çalıştıkları ve toplam 18 bin 635 vatandaşımızı mağdur ettikleri tespit edildi. MASAK ile koordineli yapılan çalışmalar sonucu; suçtan elde edilen mal varlığı değerlerinin aklanması kapsamında; ilk belirlemelere göre 34 milyon 530 bin TL değerinde işlem hacmine sahip, şüphelilere ait 1.283 banka hesabına el konuldu. Operasyonlarda; ruhsatsız tabanca, çok sayıda cep telefonu, sim kart, banka ve kredi kartı ile çok sayıda dijital materyale el konuldu. Batman Cumhuriyet Başsavcılığımızı ve operasyonları gerçekleştiren Kahraman Jandarmamız ile MASAK çalışanlarını tebrik ediyorum. Allah ayaklarına taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."