ASAYİŞ - 14 Mart 2018 Çarşamba 13:35

Sevgilisiyle plan yapıp, 81 yaşındaki kocasını kaza süsü vererek öldürttü

A
A
A
Sevgilisiyle plan yapıp, 81 yaşındaki kocasını kaza süsü vererek öldürttü

Ankara’da 2013 yılında meydana gelen trafik kazasında ölen 81 yaşındaki adamın kazaya kurban gitmediği, 55 yaşındaki eşi ile sevgilisi tarafından öldürülüp kaza süsü verildiği ortaya çıktı.

Ankara’da 2013 yılında meydana gelen trafik kazasında ölen 81 yaşındaki adamın kazaya kurban gitmediği, 55 yaşındaki eşi ile sevgilisi tarafından öldürülüp kaza süsü verildiği ortaya çıktı. Haklarında dava açılan sevgililere müebbet hapis cezası verildi.


Ankara’nın Polatlı ilçesi Atasoy Caddesi’ndeki evinden çıkan 81 yaşındaki Ziyaettin A.’ya 20 Temmuz 2013’de plakası tespit edilemeyen bir otomobil çarparak kaçtı. Vatandaşların kazayı görüp yetkililere haber vermesi üzerine hastaneye kaldırılan Ziyaettin A., tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kaza ile ilgili geniş çaplı soruşturma başlatan cumhuriyet savcısı, görgü tanıklarının ifadelerine başvurdu. Olayı gören Yakup Y. isimli vatandaş, kendisine 100 metre uzaklıkta bir aracın üzerinde Ziyaettin A.’yı gördüğünü, Ziyaettin A.’nın aracın kaportası üzerinde çırpındığını ve kazaya karışan aracın fren yapmadığını söyledi.


Cumhuriyet savcısı, vurup kaçan aracın tespiti için olay yeri ve çevresindeki güvenlik kameralarını tek tek inceledi. Kamera kayıtlarını izleyen savcı, Ziyaettin A.’ya çarpan aracın kazanın olduğu yolda park halinde beklediğini, Ziyaettin A. yola çıktıktan sonra araç içindeki şahsın telefonla konuşup hareket ettiğini ve maktüle çarptığını tespit etti. Şehir polis kamerası kayıtlarından alınan görüntüler ile şahsın ölümüne sebep olan kişinin Saadettin Ö. olduğu belirlendi. Saadettin Ö. ismi üzerinden araştırma yapan savcı, Saadettin Ö. ile Ziyaettin A.’nın eşi Bastı A.’nın 2009 yılına dayanan ilişkilerinin olduğu, 2-3 yıl ikilinin aynı evde yaşadığı, Saadettin Ö.’nün çocuklarının hala birlikte olduklarını bildikleri, 2011 yılında Ziyaettin A. ile evlenmesine rağmen görüşmeye devam ettikleri bilgisine ulaştı. Bastı A.’nın daha önce de başka şahısları evlenmek maksadıyla dolandırdığı, buna ilişkin Adıyaman ve Antalya’da dosyalarının bulunduğu belirlendi.



"Araba bulunsa da inkar edeceğiz"


Bu bilgiler ışığında harekete geçen savcı, ikili hakkında dava açtı. Olayla ilgili hazırlanan iddianamede, "Şüphelilere ait telefonların HTS raporları incelendiğinde sık sık telefonla görüştüklerinin tespit edildiği, olay günü ve bir gün öncesinde birçok kez telefonla konuştukları, muhtemelen olayı planladıkları, Bastı A. ile Saadettin Ö.’nün 19.08.2013 tarihinde yaptıkları görüşmede Bastı A.’nın karakolda ifade vermekten çıktığı, Saadettin’e karakolda kendisine aracın fotoğraflarının gösterildiğini söylediği, Saadettin’e kendisine ’hiç taviz verme’ dediği, Bastı’nın Saadettin’e ’Oğluna söyle aracı sana verdiğini söylemesin, benim oraya gidip geldiğimden bahsetmesinler, araçla senin kaza yaptığını söylemesinler’ şeklinde sözler söylediği, yine Saadettin’e ’Araba bulunsa da inkar edeceğiz, Hamza’nın üzerine atacağız’ dediği anlaşılmıştır" tespitine yer verildi.



"Mallardan ve maaştan pay almak istedikleri anlaşılmıştır"


İddianamede, "Şüphelilerin baştan itibaren fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek, tasarlayarak Ziyaettin A.’yı öldürdükleri, bu ölüm sonunda Ziyaettin A.’ya ait mallardan ve maaştan pay almak istedikleri, ifadelerinde kaza olayını, telefon görüşmelerini, telefon hatlarını kendilerinin kullandıklarını kabul ettikleri, ancan suçtan kurtulmak için kasten öldürme olayını inkar ettikleri anlaşılmıştır" denildi.


Bastı A. ile Saadettin Ö. hakkında açılan davanın karar duruşması Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Tutuklu sanıklar Saadettin Ö. ve Bastı A.’yla tutuklu bulundukları cezaevinden SEGBİS ile bağlantı kuruldu. Bastı A. savunmasında, olayla ilgili bir suçunun olmadığını, eşinin trafik kazası nedeniyle öldüğünü öne sürdü. Eşi ile hiçbir sorunu olmadığını söyleyen Bastı A., kendisine komplo kurulduğunu iddia ederek, "Sanık Saadettin’i komşuluk çerçevesinde tanırım. Hiçbir bağım yoktur, onunla işbirliği yapmadım. Benim eşimi öldürmekle ilgili bir faaliyetim yok. 640 gündür hapisteyim, maddi ve manevi olarak mağdurum" diye konuştu.


Saadettin Ö. ise, "Ben hayatım boyunca kimseye zarar vermedim, karıncayı bile incitmedim. 5 senedir vicdan azabı çekiyorum. Tek suçum maktule çarpıp kaçmış olmamdır. Ölen kişi ile bir husumetim yok. Beraatimi talep ediyorum" dedi.



Mahkeme müebbet hapis verdi


Sanıkların son sözlerinin ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Bastı A.’ya "eşini kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Saadettin Ö.’ye ise "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Takdir indirimine giden mahkeme, Bastı A. ile Saadettin Ö.’nün cezasını müebbet hapis cezasına çevirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.