POLİTİKA - 06 Ağustos 2020 Perşembe 15:27

TBMM Başkanı Şentop: “FETÖ’nün bütün o ayakları ile ilgili süreçleri mahkemeler nasıl yürüttüyse siyasi ayakla ilgili de yürütsün”

A
A
A
TBMM Başkanı Şentop: “FETÖ’nün bütün o ayakları ile ilgili süreçleri mahkemeler nasıl yürüttüyse siyasi ayakla ilgili de yürütsün”

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, “Ne ayak varsa, FETÖ’nün bütün o ayakları ile ilgili bugüne kadarki süreçleri mahkemeler nasıl yürüttüyse siyasi ayakla ilgili de yürütsün” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, “Ne ayak varsa, FETÖ’nün bütün o ayakları ile ilgili bugüne kadarki süreçleri mahkemeler nasıl yürüttüyse siyasi ayakla ilgili de yürütsün” dedi.


TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 27. Dönem 2. ve 3. Yasama Yılı faaliyetlerini değerlendirdiği basın toplantısında, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.



“Türkiye bu sisteme durup dururken bir fantezi olarak gelmiş değil”


Hiçbir sistemin mükemmel olmadığını belirten ve parlamenter sistem ile başkanlık sistemine ilişkin konuşan Mustafa Şentop, “2 sene önce yürürlüğe giren yeni sistemle ilgili zaman içinde ortaya bir takım aksaklıklar çıkarsa bunlarla ilgili gerek anayasada gerek kanunlarda değişiklikler yapılır. Bu da gayet doğaldır. Benim şahsi kanaatim, itiraz olarak ileri sürülen hususların hepsinin isabetli ve doğru olmadığı kanaatindeyim. Ayağı taşa takılsa bazı arkadaşlarımız ‘vay başkanlık sistemi geldi, onun içim ayağım taşa takıldı’ diyor. Zaman geçtikçe sistemle ilgili gerek iyileştirilmesi suretiyle gerek sistemle alakalı olan olmayan sorunların birbirinden ayrıştırılması noktasında daha fazla yol alınacağını düşünüyorum. Biz genelde meselelerimizi tartışırken bazen bir alışkanlık olarak, bazen de daha iyi oluyor muhalefet yapmak böyle bir yaklaşım içinde, sanki bir fotoğraf karesi üzerinden tartışıyoruz. Bu doğru değil. Bir değerlendirme yapacaksak bir film şeridi üzerinden yapmamız lazım. Bir fotoğraf karesi üzerinden değerlendirme yapmak bir nokta üzerinden değerlendirme yapmaktır, bir çizgi üzerinden değil” diye konuştu.


15 Temmuz’un devlete karşı yeni bir vesayetçi ve kayıt dışı siyaset kalkışması olduğunu, bu kalkışmanın bastırıldığını, fakat bunun yeterli olmadığını, sistem değişikliğinin defakto hamlelere fırsat vermeyecek bir zemini kurmakla alakalı olduğunu söyleyen Şentop, “Parlamenter sistemin Türkiye uygulamasında vesayetçi, kayıt dışı siyaset odaklarına imkan veren bir zemin vardı. Türkiye bu sisteme durup dururken bir fantezi olarak gelmiş değil” şeklinde konuştu.


Şentop, başta seçim sistemi olmak üzere, içtüzük dahil olmak üzere bazı konularda yeni hükümet sistemi değişikliği ile uyumlu mevzuat değişikliklerine ihtiyaç olduğunu söyleyen Şentop, “Yeni sistemle Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu ve içtüzük ve bağlantılı mevzuatı uyumlu hale getirmek gerekli diye düşünüyorum. Önümüzdeki yasama yılında bunlar konuşulacaktır” ifadelerini kullandı.



“Bu o döneme karşı gerçekleştirilmiş hamle değildir”


Ayasofya’nın açılışının cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e karşı bir hareket olmadığını belirten Şentop, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili yapılan değerlendirmeler bağlamında bunu söylüyorum, sosyal medyada bir hesapta, kendi aile fertlerinin bile tam olarak takip etmediği bir kişinin yazmış olduğu bir mesajı bütün Türkiye görebiliyor. Böyle şahıslar Türkiye’de yeni çıkmadı, Ayasofya açıldıktan sonra da çıkmadı, son 10 yılda da çıkmadı, böyle şahıslar zaten vardı. Ama sosyal medya yoktu, bunlar sadece yakın arkadaş çevresine söylüyorlardı. Bu arkadaş şimdi bunu twitter’da yazdığı zaman, 3 takipçisi var, acaba bunlardan neler buluruz, Ayasofya’nın açılışından rahatsız olduğu halde rahatsızlığını açıkça ifade edemeyen, ama dolaylı olarak ‘Ayasofya açıldı, Atatürk’e hakaret edenler var, bunların sayısı da arttı’ gibi, Ayasofya’nın açılışına karşı çıkmaya çalışan çevrelerin kullandığı malzeme olarak bunları sosyal medyada bulabiliriz. Dine hakaret edenler, Hazreti Peygambere hakaret edenler, birbirine hakaret edenler, birçok şeyi burada bulabiliyoruz. Bunların toplumsal olarak ne kadar kesim içinde vardır diye baktığımızda bunların Türkiye’de kriminal vakalar olduğunu , bir siyasi görüş, bir fikri görüş olarak ele alınacak vakalar olmadığını görüyoruz. Ayasofya’nın açılışı cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e karşı bir hareket değildir. O günün şartlarında Ayasofya’nın müze haline çevrilmesinin kendi içinde bir takım gerekçeleri vardır. Onları bugünün kriterleri ile değerlendirmek doğru değildir. Bu o döneme karşı gerçekleştirilmiş hamle değildir. Hilafet tartışması da tamamen gereksiz bir tartışmadır. Hilafet bir kavram olarak bu şekilde suiistimal edilecek, magazinel olarak değerlendirilecek bir husus değildir” açıklamasında bulundu.


“Erken seçimle ilgili tartışmalar tamamen sistem değişikliğinin farkında olmayan kişilerce üretilmiş tartışmalardır” diyen TBMM Başkanı Şentop, bu sistemin bir özelliğinin de erken seçimi çok zorlaştırmış olması olduğunu söyledi.



“Ne ayak varsa FETÖ’nün, mahkemeler nasıl yürüttüyse siyasi ayakla ilgili de yürütsün”


“Yeni dönemde FETÖ’nün siyasi ayağı için TBMM’de araştırma komisyon kurulacak mı” sorusuna cevap veren Mustafa Şentop, “FETÖ ile mücadele hukuk düzenimiz eliyle yürütülüyor. Türkiye’de iddia edildiği üzere siyasi ayakla ilgili sürecin farklı yürütülmesini isteyenler var. ‘Bunu hakimler, savcılar, mahkemeler yapmasın, bunu Meclis’te araştırma önergesi ile yapalım.’ Peki askeri ayak, emniyet, yargı ayağı Meclis’teki komisyonlar aracılığı ile mi ortaya çıkarıldı, cezalandırıldı? Yargı yaptı bunu. Siyasi araçla ilgili süreçleri de yargının yürütmesini niye beklemiyoruz, niye normal karşılamıyoruz. Ne ayak varsa, FETÖ’nün bütün o ayakları ile ilgili bugüne kadar ki süreçleri mahkemeler nasıl yürüttüyse siyasi ayakla ilgili de yürütsün. Var mı? Var. Bununla ilgili devam edenler var, sonuçlananlar var. Bir şekilde siyasetin bir tarafında bulunup da mahkum olanlar, soruşturulanlar var. Müsaade edelim bunu da diğerleri gibi yargı yürütsün. Şüphesiz FETÖ’nün siyasette bağlantılı olduğu unsurlar var mıdır? Vardır. ‘Silahlı Kuvvetler içinde, emniyet içinde, yargı içinde olduğu kadar siyasette de bunlar vardır’ diye düşünürsek hata etmiş oluruz. Çünkü FETÖ’nün yapılanması ve faaliyet şekli siyaset içinde bir faaliyet, bir siyasi faaliyet değildir. Böyle olmuş olsaydı bir siyasi parti kurarlar veya bir siyasi parti ile bütünüyle entegre olup çalışma yürütürlerdi. FETÖ esasen siyaset içinde iktidar olmayı değil de, Türkiye’de gerçek ve kalıcı iktidar olarak gördüğü bürokratik iktidarı, yargı iktidarı, TSK içindeki iktidarı ele geçirmeyi hedefleyen bir yapı. Siyasetle alakası şöyle olmuştur, kim iktidar olabilecekse, kim iktidar olmuşsa onunla yakın ilişki içinde bulunmak şeklinde olmuştur. Bürokratik gücü elinde tutarak siyaseti, hükümetleri yönlendirme emeli vardır” dedi.



“Avrupa merkezli bir insan hakları anlayışı paradigması var”


İstanbul Sözleşmesine ilişkin ortaya çıkan iki farklı görüşün sorulması üzerine Mustafa Şentop, “Çok aktüel tartışmalara girmek istemiyorum ama bu konuya dair akademisyen kimliğim bağlamında değerlendirirsem, birçok tartışmayı bir ölüm kalım tartışması haline getiriyoruz. Bir şey olacaksa Türkiye çok büyüyecek, bütün sorunlarımız çözülecek veya olmazsa batıyoruz tartışması yapıyoruz. Bu konuları böyle tartışırsak içinden çıkamayız” diye konuştu.


AK Parti döneminde kadına karşı şiddetin önlenmesine yönelik bir çok adım atıldığını söyleyen ve bunun İstanbul Sözleşmesine bağlı bir husus olmadığını belirten Şentop, “Sözleşme kalkarsa kadına şiddet artar, sözleşme kalkmazsa aile yapısı bozulur’ demek yanlıştır. Uluslararası sözleşmelerin doğrudan bizim hukuk sistemimizde, sosyal hayatımızda bir etkisi yoktur. Kanun var bu konuyla ilgili. Aksayan bazı yönler, itiraz edilen bazı yönler varsa bunlar kanunda yapılacak değişikliklerle giderilir. Bu sözleşmelerin hiç birisi bir devletin yaklaşımı ile hazırlanmaz sadece. Niye imzaladık o zaman? Tamamen bizim bakış açımıza uygun bütünüyle, tamamen kendi kültürel yaklaşımımıza uygun olarak sözleşme imzalayacaksak, imzalayacak sözleşme bulamayabiliriz. Avrupa merkezli bir insan hakları anlayışı paradigması var. Bu paradigmanın bazı unsurları evrensel ama bazı unsurları ise batı Avrupa’nın kültürel unsurları. Ama Avrupa bu paradigmayı evrensel bir paradigma olarak dayatıyor bütün dünyaya” şeklinde konuştu.


Kadına karşı şiddet konusunda Türkiye’nin çok adımlar attığının altını çizen Şentop, “İstanbul Sözleşmesinin de bu konuda katkıları olduğunu düşünüyorum. İtiraz edilenin aksine yönler olduğu taktirde bunların kanunla ilgili, mevzuatlar üzerinden değerlendirilebileceği kanaatindeyim. Sözleşme ile ilgili tereddüt hasıl olan hususlar varsa uygulama ile ilgili bu hususların açıklığa kavuşturulması bakımından tekrar değerlendirilmesine yönelik başvuru imkanları var. Bu sağlanabilir. Bu anlamda sözleşmeden çıkmayı zorunlu kılacak bir tabloyu da bu anlamda anlatmaya çalıştığım çerçeve içinde zorunlu kılan bir durum olduğu kanaatinde değilim. Şahsi kanaatim akademisyen olarak budur” ifadelerini kullandı.


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yaptığı “Eve dön” çağrısının sorulması üzerine Şentop, “Ben bunu okuyorum ama sessiz okuyorum. Benim bu şekilde aktüel siyasi tartışmalar içine girmem doğru olmaz. Yüksek sesle okuma yapmayayım” açıklamasında bulundu.



“Bütün siyasi partilere mensup arkadaşlarımız ciddiyetle ele aldılar”


İstanbul Sözleşmesi tartışmaları bağlamında, TBMM’de tecavüzden dolayı bir milletvekili hakkında fezleke düzenlenmesi, eşine şiddet uygulayan başka bir milletvekili ile ilgili fezleke hazırlanmasının sorulması üzerine Şentop, “Dokunulmazlık dosyaları devam eden yargı sürecinde olan dosyalardır. Bunlarla ilgili Meclis Başkanı sıfatıyla değerlendirme yapmam doğru olmaz. İlk milletvekili ile ilgili suçlama ciddi bir suçlamaydı. Bunu kendi siyasi partisi dahil olmak üzere bütün siyasi partilere mensup arkadaşlarımız ciddiyetle ele aldılar ve dokunulmazlığın kaldırılmasına dair bir süreç şuanda devam ediyor. Birçok dosya var Meclis’te, bu farklı bir mahiyette bir dosya olduğu için, bütün arkadaşlar yargılama sürecinin önünün açılması yönünde karar verdiler” dedi.


Toplantının sonunda parlamento muhabirleri TBMM Başkanı Şentop’un doğum günü nedeniyle pasta kesti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’i resmi törenle karşıladı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier’i resmi törenle karşıladı. Konuk Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier’in içinde bulunduğu makam aracını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin önündeki caddede karşılayan süvariler, Steinmeier’e protokol kapısına kadar eşlik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Steinmeier‘i Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin ana giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Steinmeier’in tören alanındaki yerlerini almalarının ardından 21 pare top atışı eşliğinde iki ülkenin milli marşları çalındı. Steinmeier, Muhafız Alayı Tören Kıtası’nı ’Merhaba asker’ diyerek selamladı. Törende, tarihte kurulan 16 Türk devletini temsil eden bayraklar ve askerler de yer aldı. Heyetlerini birbirine takdim eden Erdoğan ve Steinmeier, merdivenlerde Türkiye ve Almanya bayrakları önünde gazetecilere poz verdi. Ardından baş başa görüşmeye geçen Erdoğan ve Steinmeier, ikili ve heyetlerarası gerçekleştirecekleri görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenleyecek. Törende Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Cumhurbaşkanı Güvenlik ve Dış Politika Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç ile Ankara Valisi Vasip Şahin de yer aldı.
Bursa İnegöl arıcılığında yeni dönem başladı İnegöl Belediyesi’nin Bursa ve İlçeleri Bal Üreticileri Birliği ve UÜ Arıcılık Geliştirme, Uygulama ve Araştırma Merkezi ile “İnegöl ve Köylerinde Arı ve Arı Ürünlerinin Geliştirilmesi ile Üretimin Artırılması” protokolünü imzalamasının ardından eğitimler başladı. İnegöl Belediyesi, İnegöl’e özgü Karaçalı Balının coğrafi işaretinin alınması noktasında katkı sağlayacak bir adım atarak Mart ayında Bursa ve İlçeleri Bal Üreticileri Birliği ve UÜ Arıcılık Geliştirme, Uygulama ve Araştırma Merkezi ile “İnegöl ve Köylerinde Arı ve Arı Ürünlerinin Geliştirilmesi ile Üretimin Artırılması” protokolünü imzalamıştı. Protokol çerçevesinde eğitimler başladı. İnegöl Belediyesi Kırsal Hizmetler Müdürlüğü organizasyonuyla pazartesi günü yeni belediye hizmet binası çok amaçlı salonunda ilki yapılan eğitimler çerçevesinde yeni teknik ve yöntemlere dayalı arıcılığın geliştirilmesi, İnegöl’de ve köylerinde gelişen teknolojilere uygun arıcılık işletmeleri kurulabilmesi amaçlanıyor. Yapılacak eğitimlerde arıcılara ana arı yetiştirme ve arı sütü üretme teknikleri ile arı zehri üretim teknikleri öğretileceği ifade edilirken, ayrıca İnegöl’e özgü ana arı ırkının yetiştirilmesi ve İnegöl yöresine ait “Karaçalı Balının” coğrafi işaretinin alınabilmesi için de ortak çalışmalarda bulunulacağı ifade edildi. Eğitimlerin de bu düşünceyle yeni teknolojiler, arı ve arı ürünleri ile arı zararlıları hakkında seminerlerle devam edeceği kaydedildi. 20 günlük eğitim programı başladı Öte yandan, İnegöl’deki arıcıların Uludağ Üniversitesi Arıcılık Geliştirme-Uygulama ve Araştırma Merkezinin imkânlarından faydalanması da sağlanacak. Prof. Dr. İbrahim Çakmak nezaretinde başlayan eğitimler, toplamda 20 gün boyunca devam edecek. Yapılacak eğitim, seminer ve çalışmalarla İnegöl arıcılığının marka değerinin artması, arıcıların imkân ve kabiliyetlerinin çoğalması, yeni iş alanları oluşturulması ile üretimde kalite ve niteliğin artması hedefleniyor.
Afyon Haluk Levent bayramda Afyonkarahisar’ı coşturdu Afyonkarahisar, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı, ünlü sanatçı Haluk Levent’in muhteşem konseriyle coşku içinde kutladı. Zafer Meydanı’nda gerçekleşen konsere binlerce kişi katıldı. 7’den 70’e her yaş grubundan Afyonkarahisarlı, ellerinde Türk bayraklarıyla Haluk Levent’in seslendirdiği şarkılar, türküler ve marşlar eşliğinde 23 Nisan’ı kutladı, Atatürk’ü minnet ve özlemle andı. Ünlü sanatçı, binlerce kişiyle birlikte şarkılarını söyleyerek bayram coşkusunu doruk noktasına çıkardı. Sahne performansıyla izleyenlere unutulmaz bir gece yaşatan Haluk Levent, sevenleriyle cep telefonlarının fenerleriyle yaptığı ışık gösterisiyle de muhteşem bir atmosfer oluşturdu. Konserin bir diğer önemli anı ise Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal’ın katılımıydı. Başkan Köksal, halkın arasında konseri izleyerek, "Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan’ı coşkuyla kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Atatürk’ün izinden yürümeye, emanetine sahip çıkmaya devam edeceğiz. Atatürkçü kimliği, Cumhuriyet aşkı ve demokrasi mücadelesiyle tanınan Haluk Levent’e bu anlamlı günde bizimle birlikte olduğu için teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. Afyonkarahisarlılar, Haluk Levent’in muhteşem performansıyla bayram coşkusuyla dolu bir gece geçirmenin mutluluğunu yaşadı.
İstanbul TCG İstanbul yüzde 80 yerlilik oranıyla mavi vatanda görev alıyor İstanbul Tersane Komutanlığı ve bünyesinde yer alan Dizayn Proje Ofisi, Türkiye’nin mavi vatanda gücüne güç katmak için projelerine devam ediyor. İstanbul Tersane Komutanlığı’nda inşa edilen İ sınıfı fırkateyn TCG İstanbul yüzde 80 yerlilik oranıyla hava savunma harbi, denizaltı savunma harbi ve suüstü savunma harbi alanlarında faaliyet gösterma kabiliyetine sahip bulunurken, onarım ve bakım işlemleri devam eden Savarona gemisinin de yaz aylarında seyir yapabilir hale gelmesi planlanıyor. 1997 yılında MİLGEM projesi için Taşkızak Tersanesi Komutanlığı bünyesinde oluşturulan ve 2015 yılından beri İstanbul Tersanesi Komutanlığı yerleşkesindeki yeni binasında faaliyetlerine devam eden Dizayn Proje Ofisi, Türk donanmasının gücüne güç katan projelerine devam ediyor. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın uzman kurumu olan ve muharip gemilerin tekne makine ve elektrik sistemleri, savaş sistemleri ve sistem entegrasyon tasarımlarını yapan Dizayn Proje Ofisi Müdürlüğü, halihazırda harp gemisi tasarımı için ihtiyaç duyulan gemi inşa, makine, elektrik ve elektronik mühendislikleri disiplinlerinde faaliyet gösteriyor. Türkiye’nin mavi vatanda gücünü etkin kılmak için çalışmalarına devam eden İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda şu anda iki adet açık deniz karakol gemisinin projesi de devam ediyor. TCG İstanbul hava, denizaltı ve suüstü savunma harbi alanlarında kullanılabiliyor MİLGEM projesi çerçevesinde yüzde 80 yerlilik oranıyla İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda inşa edilen İstif sınıfı fırkateynlerin ilk gemisi olarak 19 Ocak 2024 tarihinde hizmete giren TCG İstanbul da İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nın rıhtımında bulunuyor. Hava savunma harbi, denizaltı savunma harbi ve suüstü savunma harbi gibi farklı fonksiyonlarda kullanılabilen TCG İstanbul, Deniz Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri Araştırma Merkezi Komutanlığı ve HAVELSAN tarafından ortaklaşa geliştirilen Ağ Destekli Veri Entegre Savaş Yönetim Sistemi (ADVENT) ile entegre edilmiş durumda. ROKETSAN tarafından geliştirilen satıhtan satıha atılan ATMACA güdümlü mermisi, milli dikey lançer atım sistemi ile satıhtan havaya atılan HİSAR-D güdümlü mermisi ile donatılan TCG İstanbul, aynı zamanda ASELSAN tarafından geliştirilen CENK 3 boyutlu arama radarı, AKREP atış kontrol radarı, elektronik harp sistemi ve GÖKDENİZ yakın hava savunma sistemlerini de donanımında barındırıyor. İstanbul Tersane Komutanlığı’nda yürütülen faaliyetlerden bahseden İstanbul Tersanesi Komutanı Tuğamiral Recep Erdinç Yetkin, “Türk Deniz Kuvvetlerimizin mavi vatanımızda arama kurtarma, sancak ve varlık gösterme görevlerinde kullanmak üzere iki adet açık deniz karakol gemimizin projesi de büyük bir hızla ilerlemektedir. Bu projenin ilk gemisi olan Akhisar gemisinde donatım faaliyetleri devam etmektedir. Geçtiğimiz hafta içerisinde yine bir ilk olarak Makine ve Kimya Endüstrisi tarafından üretilen milli deniz topumuz bu gemimizde ilk defa entegre edilmiştir” dedi. Rıhtımda bulunan TCG İstanbul hakkında konuşan Tuğamiral Yetkin, “Şu anda rıhtımımızda 2 adet gemimiz var. Bunlardan biri 515 bordro numaralı ilk milli fırkateynimiz TCG İstanbul, hemen sağ tarafımızda Pakistan MİLGEM korvet projesinin ilk gemisi PNS Babur korveti var. Her iki gemiyi de teslim ettik. Açık işlem maddelerinin ve eğitimlerinin tamamlanmasını bekliyoruz. Geçtiğimiz hafta içerisinde PNS Babur atış testlerinden büyük bir başarıyla geçti. İstanbul gemimizin de eğitimleri büyük bir hızla devam etmektedir, mavi vatanımızda görev yapmaya hazırdır. TCG İstanbul yüzde 80 yerlilik oranıyla bulunmaktadır. Tek eksik noktamız olan ana tahrik sistemleri, yani makinelerimizde büyük bir gayretle millileştirme yolunda devam ediyoruz. Milli Savunma Bakanlığımızın gayretleri ve destekleriyle inşallah adım adım hedefe doğru ilerlemekteyiz. 23 Ocak 2021 tarihinde denize indirilen İstanbul fırkateynimiz, 19 Ocak 2024 tarihinde teslim edildi” dedi. Savarona’nın onarımı devam ediyor 1989 yılında hurdaya çıkarılan, ardından bir iş adamına kiralanan, 2013 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesine alınan, daha sonra 2019’da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na devredilen, Atatürk’ün de ölümünden önce yaklaşık 50 gününü geçirdiği Savarona yatının bakım ve onarım işlemlerine İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda devam ediliyor. Savarona’da şu ana kadar 80 ton asbest giderilirken, 55 ton sac değişimi yapıldı. Savarona’nın bu yaz aylarında yeniden seyir yapabilir hale gelmesi planlanıyor. Savarona’nın onarım sürecine değinen Tuğamiral Recep Erdinç Yetkin, “Tersanemizin en önemli altyapılarından biri olan taş havuz olarak adlandırdığımız kısımda bulunuyorsunuz. Şu anda arkamızda bulunan taş havuzun arka kısmındaki bölümünde Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda, Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten miras Savarona’nın bakım ve onarımlarına büyük bir motivasyon, şevk ve heyecan içerisinde devam ediyoruz. Devletimizin sağladığı bütün imkanları kullanarak bu gemimizi yaz aylarında yeniden seyir yapabilir hale getirmek için büyük bir özveri ile çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Geminin 7 yıldır suda bulunmasından mütevellit elbette tekne ve karine onarımlarına ihtiyaç duyulmuştur. Bu onarımlar büyük oranda tamamlanmış durumdadır. Atatürk de son 54 gününü bu gemide geçirmiştir, son bakanlar kurulu bu gemide yapılmıştır. Dolayısıyla onun da mirasına uygun bir şekilde tarihi sorumluluk altında ve aslına sadık kalarak onarılmasına büyük bir gayretle devam etmekteyiz. Şu ana kadar maalesef gemide asbest tespit edildi. Bunun temizlenmesi, bertaraf edilmesi çevre mevzuatımıza uygun bir şekilde tamamlanmıştır. Şu ana dek 80 ton asbest giderildi, geminin içerisinde yaklaşık 55 ton sac değişimi yapıldı. Güvertelerin neredeyse tamamını yeniden elden geçiriyoruz ve uygun teknolojilerle, kaliteli işçiliğimizle yeniden emniyetli şekilde seyir yapmak için her türlü gayreti gösteriyoruz” dedi. Tuğamiral Yetkin, Savarona’nın onarım sonrasında öncelikle eğitim gemisi olarak faaliyet göstermesinin, daha sonrasında halka denizciliği sevdirecek şekilde limanlarda seyir yapmasının planlandığını belirtti.
Denizli Başkan Doğan muhtarlar ile bir araya geldi Merkezefendi’de görev yapan ve yeni göreve başlayan muhtarlar ile toplantıda bir araya gelen Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, “Merkezefendimizi birlikte geliştirmeye, güzelleştirmeye devam edeceğiz” dedi. Merkezefendi Belediyesi, yeni dönemde görev yapacak olan muhtarlar ile beraber Bereketler Toplantı ve Sergi Salonu’nda program gerçekleştirildi. Programa Merkezefendi Kaymakamı Abdullah Demir, Merkezefendi Belediyesi Başkan Yardımcıları, Muhtarlar Derneği Başkanı Osman Yüreci, ilçede görev yapan muhtarlar ile birim müdürleri katıldı. Programda konuşma yapan Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, “Göreve geldiğimiz günden itibaren muhtarlarımızla beraber hep irtibat halindeyiz. Hemşehrilerimiz taleplerini ve istekleri genellikle muhtarlarımıza iletiyor. Muhtarlarımızda bir köprü vazifesi görerek hemşehrilerimizin isteklerini doğrudan bizlere iletiyor. Bizlerde gerekli gayreti ve özveriyi göstererek 50 mahallemizden gelen istek ve talepleri giderme konusunda titizlikle çalışıyoruz. Muhtarlarımızla beraber, Merkezefendili hemşehrilerimizi mutlu eden, onların yüzünü güldürecek projelerimizi hayata geçirmeye devam edeceğiz. Merkezefendimizi birlikte geliştirmeye, güzelleştirmeye devam edeceğiz” dedi. “Muhtarlarımıza başarılar diliyorum” Muhtarlara başarılar dileyen Merkezefendi Kaymakamı Abdullah Demir, “Merkezefendi ilçemizde yeniden seçilip görevine devam eden ve 16 mahallede değişen muhtarlarımıza başarılar diliyorum. Merkezefendi Kaymakamlığı olarak istekleriniz ve talepleriniz doğrultusunda her zaman muhtarlarımıza kapımızın açık” ifadelerini kullandı.