POLİTİKA - 21 Ocak 2021 Perşembe 14:13

TBMM’de 1921 Anayasası’nın kabul edilişinin 100. yılında ulusal sempozyum düzenlendi

A
A
A
TBMM’de 1921 Anayasası’nın kabul edilişinin 100. yılında ulusal sempozyum düzenlendi

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, “TBMM Başkanı hükümet sisteminin başkanlık sistemi olduğunu itiraf etti’ haberlerine ilişkin olarak, “16 Nisan 2017 tarihinden itibaren Türkiye’de hükümet sistemi başkanlık sistemi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, “TBMM Başkanı hükümet sisteminin başkanlık sistemi olduğunu itiraf etti’ haberlerine ilişkin olarak, “16 Nisan 2017 tarihinden itibaren Türkiye’de hükümet sistemi başkanlık sistemi. Bunu bilmeyen, ben itiraf ettiğim zaman öğrenen bir kişinin bu kadar büyük bir bilgi fukaralığı ile bir şeyler yazıyor olması cesaret ve cüret isteyen bir şey” dedi.


TBMM Başkanı Şentop, TBMM Tören Salonu’nda 1921 Anayasası’nın kabul edilişinin 100. yılı dolayısıyla düzenlenen ulusal sempozyuma katıldı. Sempozyumda konuşan Şentop, bir gazetede çıkan ‘TBMM Başkanı hükümet sisteminin başkanlık sistemi olduğunu itiraf etti’ haberlerine ilişkin olarak, “16 Nisan 2017 tarihinden itibaren Türkiye’de hükümet sistemi başkanlık sistemi. Bunu bilmeyen, ben itiraf ettiğim zaman öğrenen bir kişinin bu kadar büyük bir bilgi fukaralığı ile bir şeyler yazıyor olması cesaret ve cüret isteyen bir şey. Farklı düşüncelere sahip olabilir ama bilgilerde yanlışlık, çarpıklık varsa ona itiraz etmemiz lazım” dedi.


Sistem değişikliklerinin olağanüstü durumlarda yapıldığını söyleyen Şentop, şöyle devam etti:


“Parlamenter sistem esasen monarşilerde olur. Monarşilerde kralın tacını muhafaza ederek, parlamenter sistem oluşturulmuştur. Yetkisi büyük ölçüde ortadan kalkan zaman içerisinde tamamen ülkenin ve halkın birliğini temsil eden sembolik bir makam olarak krallık muhafaza edilmiştir. Krallık olmayan, yani cumhuriyetlerde parlamenter sistem kurulurken de bu sefer onun yerine ikame etmek üzere cumhurbaşkanlığı makamı tarafsız ve sembolik, yetkisiz bir makam olarak ihdas edilmiştir. Halbuki başkanlık sistemlerinde bir monarşi geleneği yok. Zaten monarşi olsa başkanlık sistemi olmaz, başkanlık sistemlerinin hepsi cumhuriyettir, başkanlık sistemlerinde bu şekilde sembolik bir makam yoktur. Aynen başbakanlıkta parlamenter sistemde olduğu gibi başkan veya cumhurbaşkanı diyebiliriz. Bizim sistemimizdeki isimlendirmesiyle burada tarafsız bir makam değil, bir siyasi partisi, üyesi olabilen, siyasi tarafı olan ve bunun için de zaten kendisine yönetme yetkisi verilen kişidir.”


Parlamenter sistemde güvenoyunun Meclis içerisindeki bir çoğunlukla verildiğini hatırlatan Şentop, “Eğer parlamenter sistem olan bir ülkede bir hükümet varsa ve bu hükümet güvenoyu almışsa o zaman Meclis’te çoğunluk vardır bu hükümetin arkasında. Kanun çıkartma yani yasama faaliyeti dediğimiz temel iki işinden birisi parlamentonun nasıl gerçekleştiriliyor nihayetinde sayıyla, yani çoğunluk kararıyla. Çoğunluk kabul ettiği takdirde bir şey teklif kanunlaşıyor, etmezse kanunlaşmıyor. Denetim süreçleriyle ilgili olarak parlamentoların ikinci önemli görevi, çoğunluk hükümetin arkasında olduğu zaman yine sayısal kararlar mesela gensoru da olduğu gibi kararlar alındığı için aynı şekilde denetimin de gerçekten yapılabilmesi parlamenter sistemde mümkün değil, bir paradoks içeriyor kendi içerisinde. Halbuki bu yeni sistemde yürütmenin, yani cumhurbaşkanının ve parlamentonun ayrı ayrı seçilebilmesi suretiyle farklı yapılanmaları mümkün, yani cumhurbaşkanının siyasi partisinin Meclis’te çoğunluğu sağlayamaması mümkün, muhtemel, ayrı sandıklarda seçimler yapıldığı için. Böyle bir durumda gerek yasamaya yürütmenin hakim olamaması, gerekse denetleme süreçlerinin farklı bir çoğunluk mevcut olduğu için parlamentoda hakkıyla tam olarak gerçekleştirilebilmesi mümkün olacaktır. Eğer sayınız azsa hangi hükümet sistemi olursa olsun sizin tekliflerinizin geçme ihtimali düşüktür, çok düşüktür. Şimdi bir arkadaşımız soru önergesi sordu, cevap verdik kendisine. Meclis’te sayısı az olan, sayıca az olan partilerin milletvekillerinin vermiş olduğu kanun tekliflerinden kaç tanesi kanunlaşmıştır? Sıfır. Ve diyor ki, işte bu şunu gösteriyor, ’Meclis itibarsız’ falan filan. Ama bir arkadaşımızın bunu söyleyebilmesi için biz 27’nci dönemdeyiz bu dönem Meclis’te. 26’ncı dönem var, o dönemde parlamenter sistem var. O dönemde muhalefetteki milletvekillerinin verdiği kanunlardan kaç tanesi kanunlaşmış? Sıfır. 24’ncü dönem var, parlamenter sistem yine muhalefetteki milletvekili arkadaşların verdiği kanunlardan kaç tanesi kanunlaşmış? Sıfır. Dolayısıyla, bu konu hem başkanlık sisteminde hem parlamenter sistemde sıfırsa o zaman kalkıp başkanlık sistemini suçlamak, yeni sistemi suçlamak akıl karı değil” şeklinde konuştu.


Şentop şöyle konuştu:


“Yeniden dünyanın şekillendiği bu 21. yüzyıl başlarında coğrafyaların yeniden çizileceği, hükümetlerin, sistemlerin, paradigmaların sorgulanacağı ve bunun hızlı bir şekilde gerçekleşeceği bir dönemin içerisindeyiz. Farklı görüşlerimiz olabilir, aramızda itilaflar olabilir, tartışmalar olabilir. Ama hepimizin bir hedefte birleşmemiz lazım, o da Türkiye’yi müstakil, yani istiklal-i tam içerisinde ve istikbale güçlü bir ülke olarak taşınacak bir kararlılık. Bunda hangi siyasi görüşten olursanız olun bir mutabakat içerisinde olmamız gerekiyor.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.