GENEL - 05 Mayıs 2021 Çarşamba 14:01

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan: "Yeni anayasa hazırlanması milli bir görevdir"

A
A
A
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan: "Yeni anayasa hazırlanması milli bir görevdir"

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, “Milli mutabakatla vücut bulan bir anayasa hazırlanması artık herkes için milli bir görevdir” dedi.

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, “Milli mutabakatla vücut bulan bir anayasa hazırlanması artık herkes için milli bir görevdir” dedi.


Yeni anayasa ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Geylan, yeni anayasadan beklentilerini dile getirdi. Siyasi partilerin ve milletvekillerinin Türk milletinin beklentilerini ve 21. yüzyılın gerekliliklerini karşılayan yeni anayasa hususunda uzlaşma kültürü içerisinde olması gerektiğini ifade eden Geylan, "Anayasa değişikliği konusu güncel politik tartışmaların üzerinde değerlendirilecek ve tam bir uzlaşmayla gerçekleştirilmesi gereken bir husustur. Anayasa değişikliği, ülkemizde her dönem siyasetin öncelikli iştigal konularından olmuş, hatta 1982 Anayasası bugüne kadar 19 defada 184 kez olmak üzere değişikliğe uğramıştır. Ancak tüm bu değişikliklere rağmen beklentileri karşılayacak şekilde sivil nitelikli, toplumun her kesimini kapsayan ve geniş bir katılımı yansıtan anayasa ihtiyacı karşılanamamıştır. Ülkemizi 21. yüzyılın koşullarına hazırlayan, Türkiye’mizi devletimizin kurucusu Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine taşıyan, Türk milletinin kültür zenginliğini yansıtan ve koruyan, temel hak ve hürriyetleri tam manasıyla teminat altına alan ve özellikle milli mutabakatla vücut bulan bir anayasa hazırlanması artık herkes için milli bir görevdir. Cumhuriyetimizin 100. yıldönümüyle birlikte yeni bir çağın miladına şahitlik edecek yeni anayasamız, özellikle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş felsefesi ve değerlerini büyük bir hassasiyetle muhafaza etmeli, üniter milli devlet niteliğini ve milli kimliği tayin eden temel ilkeleri ısrarla vurgulamalıdır. Bu minvalde TBMM’de temsil edilen siyasi partilerimizin ve milletvekillerimizin, Türk milletinin beklentilerini ve 21. yüzyılın gerekliliklerini karşılayan yeni anayasa hususunda uzlaşma kültürü içerisinde sorumluluk alacaklarına inanıyorum" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.