EĞİTİM - 21 Ocak 2020 Salı 21:09

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan: “YÖK akademik teşvik ödeme sürecinde yaşanan garabete son”

A
A
A
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan: “YÖK akademik teşvik ödeme sürecinde yaşanan garabete son”

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliğinde yapılan değişiklik hakkında açıklamalarda bulundu.

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliğinde yapılan değişiklik hakkında açıklamalarda bulundu.


Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından bir açıklama yaptı. Yönetmelikte yapılan değişikliğin üniversitelerin ayağına pranga bağlanmasından başka bir şey olmadığını kaydeden Geylan, “Türk Eğitim-Sen olarak Akademik Teşvik Ödeme yönetmeliği sürecinde YÖK’ün akademisyenlerin taleplerinin ciddiye alacağını beklerken, eskisini mumla aratır bir düzenleme ve hukuk dışı geriye dönük bir menfi değerlendirme süreci ile karşı karşıya kalınmış oldu” dedi.


Bu yönetmelik ve doğurduğu sıkıntıların Türk Eğitim-Sen olarak takipçisi olacaklarını belirten Geylan, “YÖK, üniversiteler ve yargı cephesi de dahil olmak üzere bütün platformlarda gerekli girişimlerde bulunacağız. Bir kez daha sürecin bütün taraflarını hukuk zeminine, Türkçe’nin bilim dili olarak önünü açmaya, Türk akademisine, Türk yayıncısına ve bilim insanlarına hakaret eden bu anlayıştan dönmeye davet ediyoruz” diye konuştu.



“YÖK’ü kararını gözden geçirmeye davet ediyoruz”


Üniversite çalışanı akademisyenlerin çalışmalarını değerlendirmek üzere 17 Ocak’ta çıkarılan yönetmelik ile Türk üniversite sisteminin zarar aldığına değinen Geylan, “Bu sürecin başlangıcında 2015 yılında çıkarılan ve kısmi eksiklikleri bulunan yönetmelik ile akademik çalışmaların değerlendirilerek, marifetin iltifata tabi olduğu anlayışı ile akademisyenlerimiz çalışmalarına destek olması bakımından teşvik almaktaydı. Fakat ya akademinin dışında olan ve sürece sadece ilave ödenek olarak bakan kişiler ya da akademik çalışma yapamayan, orada burada kulis yaparak makam mevki peşinde koşan sözüm ona akademisyenler, üniversitelerde bu sürecin sonunda yayınlanan akademik çalışma puan listelerini gördükçe kendilerinin çalışma yapmadığı deşifre olduğu için, bu süreç ile şahsi olarak bir husumet içine girdiler. Kendileri gibi düşünen yandaş kesimleri de buna dahil ederek sürekli; kimse teşvik almasın, alamasın, bu süreç akamete uğrasın propagandası yaparak Türk akademisinin önünü kesmeye çalıştılar. Maalesef son çıkan yönetmelik de adeta bu sürecin eseri olarak karşımıza çıkmıştır” şeklinde konuştu.


Akademik teşvik ödeme süreci ile ilgili olarak daha önce yapılmış açıklamalarda, 2019 yılında yapılan akademik çalışmaların değerlendirilmesi ve Akademik Teşvik Puanının hesaplanması ile 2020 yılında ödenecek Akademik Teşvik Ödeneğinin belirleneceğini hatırlatan Geylan, “YÖK tarafından yapılan açıklamada hukuksuzluk bulunduğunu; bizim akademisyenlerimiz adına talebimizin, yıl bittikten sonra yönetmelik değişikliğinin ancak geçen sene yanlış anlaşılmalara mahal vererek akademisyenlerimizi mağdur eden hususlarda bir rahatlama getirecek düzeyde olması halinde kabul edilebileceğiydi. Ancak ne yazık ki, YÖK’ün oyun bittikten sonra kural değiştirmesi nedeniyle yanlış bir uygulama ile adeta yabancı dil hayranlığıyla bezenmiş bir yönetmeliği yayınlayarak hukuk dışına çıkılmıştır. Anlaşılıyor ki, bazı çevrelerin bu ödeneği zorlaştıralım, almasınlar, alamasınlar gibi bir yaklaşımının etkisinde kalınmıştır. Türk Eğitim-Sen olarak Akademik Teşvik Ödeme yönetmeliği sürecinde YÖK’ün akademisyenlerin taleplerinin ciddiye alacağını beklerken, eskisini mumla aratır bir düzenleme ve hukuk dışı geriye dönük bir menfi değerlendirme süreci ile karşı karşıya kalınmış oldu” dedi.


Geylan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde Türkiye milli ve yerli çalışmaların teşvik edildiği dönemde yapılan çalışmanın Türk üniversitelerinin ayağına pranga bağladığını belirtti. Geylan, “Türk üniversitelerine bir nevi hakaret içeren ve adeta bir kompleksin etkisinde kalmış bir zihniyetin eseri olan bu yönetmeliği hazırlayanları kınıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülünde ülkemizin millî ve yerli çalışmaların teşvik edildiği, üniversitelerin akademik performanslarına göre araştırma üniversiteleri olarak ilan edildiği, belirli bölgelerde ihtisas üniversiteleri kurma yönünde faaliyetlerin yürütüldüğü bu dönemde böyle bir teşvik çalışmasının hazırlanması Türk üniversitelerinin ayağına pranga bağlanmasından başka bir şey değildir” açıklamasında bulundu.


Uluslararası yayınevi şartı kapsamında ‘Türkçe dışındaki dillerde yirmi kitap yayınlamış olmak’ ibaresinin eklenmesi konusunda da açıklamalarda bulunan Geylan, “Onlarca yıl yayın hayatında olan, eserleri dünyanın sayılı kütüphanelerinin koleksiyonlarında yer alan piyasa şartlarına rağmen bin bir zorlukla ayakta kalmaya çalışan ve bu yönetmeliğe göre tek suçu ‘Türkçe’ kitap basarak Türkçe’nin bilim dili olarak kabul görmesi için çalışan Türk yayınevlerine bir hakaret içermektedir. Bir nevi müstemleke anlayışı ve yabancı hayranlığını andıran, yerli ve milli olmaktan uzak bu bakış açısı, uluslararasılaşmanın yabancı dilde yayın yapmakla alakasının olmadığını görememiştir. Dünyanın hiçbir gelişmiş memleketinde ‘kendi dili dururken başka dilde yayın yap ve bunu da ben teşvik edeyim’ diyen bir devletin olup olmadığı sorusunu Cumhurbaşkanımızın, YÖK’e ve yönetmeliği hazırlayanlara sorması kamuoyunun talebidir” diye konuştu.


Sempozyum ve kongrelerde katılımcıların yüzde ellisinin yabancı olması şartının getirilmesi de aynı zihniyetin tezahürü olduğunu belirten Geylan, “Bu durum ülkemizde ve üniversitelerimizde tematik kongre düzenleyen alanında seçkin bilim insanlarını bir araya getirerek akademik hayata bir buluşma ve ortak sinerji oluşturma noktasında katkı sunan çalışmaları da sekteye uğratacaktır. Üniversitelerimize ve kurumlarımıza yabancı sayısını sağlayabilmek için daha fazla davetli konuşmacı çağırma yükü, dolayısı ile ekonomik yük getirecektir. Bunun yanında bu şartları sağlasın diye akademisyenlerimizin yabancı ülkelerde bu etkinliklere katılması yönünde tercih kullanmasına neden olacak, bu da gereksiz maliyet ve üniversiteler tarafından bu giderlerin karşılandığı durumda kamu zararı meydana getirecektir” ifadelerini kullandı.


Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, konuşmasına şu şekilde devam etti:


“Akademik çalışma yapmaktan uzak, sadece engel koymak kişilerin önüne set çekmek amacıyla yola çıkan bu kişilere sürecin emanet edilmesi ülkemiz ve üniversitelerimiz adına utanç verici bir durumdur. 2020 yılında çıkan yönetmeliğin 2019 yılında yapılan çalışmaları değerlendirmesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel bir ilkesi olan hukuka uyarlıkla çelişmektedir. Bu yönetmelik ve doğurduğu sıkıntıların Türk Eğitim-Sen olarak takipçisi olacağız. YÖK, üniversiteler ve yargı cephesi de dahil olmak üzere bütün platformlarda gerekli girişimlerde bulunacağız. Bir kez daha sürecin bütün taraflarını hukuk zeminine, Türkçe’nin bilim dili olarak önünü açmaya, Türk akademisine, Türk yayıncısına ve bilim insanlarına hakaret eden bu anlayıştan dönmeye davet ediyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri İlk yerli ve milli evirici Solarex Fuarı’nda görücüye çıkıyor Uluslararası sertifikasını alarak tescillenen ilk yerli ve milli evirici Pixel Solar Evirici, 4-6 Nisan 2024 tarihlerinde Solarex İstanbul Enerji Fuarı’nda görücüye çıkıyor. Enerji sektöründe ilk defa bir evirici için sertifika almanın mutluluğunu yaşadıklarını söyleyen Milsan Elektronik Sanayi Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan, “Pixel Solar Eviricileri ileri teknolojisinin uluslararası sertifikasını alarak tescillendiğini ve ilk defa enerji sektöründe bir evirici için sertifika alarak dönüm noktasına tanıklık etmenin mutluluğunu paylaşıyoruz. Türkiye’nin merkezine konumlanan ’yerli-milli, yenilikçi’ üretim yönetimi çerçevesinde 2 yıllık yoğun Ar-Ge çalışmalarının ardından, yerli üretim ve tasarım ilkeleriyle geliştirdiğimiz Pixel Solar Evirici ile Türkiye’nin enerji vizyonuna önemli bir katkı sunmaktan gurur duyuyoruz. Bu önemli teknolojik gelişme, sadece yerli üretim ve tasarım alanında değil, aynı zamanda enerji dönüşümü ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik atılmış önemli bir adımdır. Yoğun Ar-Ge çalışmalarımız, ülkemizin teknolojik altyapısını güçlendirmek ve enerji sektöründe yerli ve milli bir marka oluşturmak amacıyla gerçekleştirildi. Bu proje, sadece teknolojik bir adım değil, aynı zamanda yerli üretim, tasarım ve yazılım ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalarak gerçekleştirilmiştir. Pixel Solar Evirici, sadece enerji verimliliğine odaklanmakla kalmayıp, aynı zamanda sürdürülebilir bir enerji geleceğine katkı sunmaktadır” dedi. “Sanayici olarak üzerimize düşeni yerine getirmenin gururunu yaşıyoruz” Nursaçan, milli gelirin atağa kalkması adına çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyerek, "Türkiye Yüzyılı çerçevesinde, ülkemizin enerji sektöründe yerli ve milli üretimin uluslararası gücünü artırarak, milli gelirin atağa kalkmasına katkı sağlamak adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu yüksek katma değerli ve ileri teknoloji ürünü, ülkemizin genç mühendisleri ve işçileri ile birlikte ortaya konulmuştur. Bu ürün, uluslararası alanda da rekabet gücümüzü artırarak Türkiye’nin enerji sektöründeki yerini daha da güçlendirecek, ithalatı kısacak, milli gelire ivme katacak bir hamleyi temsil ediyor. Ar-Ge çalışmalarımızın başarısının bir yansıması olarak, invertörlerimiz için ’Yerli Malı Belgesi’ ve uluslararası geçerliliği olan sertifikayı da almış bulunuyoruz. Bu belgeler, ürünlerimizin kalitesini ve yerli üretim niteliğini tescil etmektedir. Bu önemli ürünümüzü, 15-17 Kasım 2023 tarihleri arasında düzenlenen İstanbul Enerji Zirvesi ve Fuarı’nda büyük bir heyecanla tanıttık. Fuarda, sektördeki önde gelen isimlerle buluşarak ürünümüzü detaylı bir şekilde paylaşma fırsatı bulduk ve geri dönüşlerle dolu bir deneyim yaşadık. Hedeflerimize adım adım ilerliyoruz. Biz, Pixel Solar İnvertörleri ile, Türk mühendisliğini global bir marka haline getirme hedefiyle hareket ediyoruz. İthal edilen yüksek teknolojiyi kısa sürede ve emsallerine göre teknik avantajlarla donatarak bu amacımıza adım adım ilerliyoruz” ifadelerini kullandı. Enerji sektörünü daha güçlü bir geleceğe taşımak için çalışmalarını sürdüreceklerini söyleyen Tahir Nursaçan, “Türk mühendisliğini, bir Alman veya Japon mühendisliği gibi dünya çapında tanınan bir marka haline getirmeyi hedefliyoruz. Ürettiğimiz invertörlerle, Türkiye’nin enerji dönüşümü ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine destek olmayı hedefliyoruz. Bu ürünler, Türkiye’nin yüzyıl vizyonuna uyum sağlamak üzere tasarlanmıştır. Yerli ve milli üretimi, yerli ekonomiye katkı sağlamak ve teknoloji alanında bağımsızlığı artırmak açısından önemli buluyoruz. Yerli ve milli üretim, ekonomimizin güçlenmesine, teknoloji bağımsızlığımızın artmasına ve enerji sektöründeki dışa bağımlılığımızın azalmasına katkı sağlamaktadır. Bu gelişmeyi, ülkemizin enerji geleceğine yönelik önemli bir hediye olarak değerlendiriyoruz. İnvertör teknolojisindeki yerli ve milli üretimimizle, enerji sektörümüzü daha güçlü, daha sürdürülebilir bir geleceğe taşımak için çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz. Bu büyük başarıyı sizlerle paylaşmaktan gurur duyuyor, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor, tüm dostlarımızı 4-6 Nisan 2024 Solarex İstanbul Enerji Fuarı’nda buluşmaya davet ediyoruz” dedi.
Elazığ Elazığ’da üniversite öğrencilerine ücretsiz iftar veriliyor Elazığ Fırat Üniversitesi bünyesinde eğitim gören öğrencilere Ramazan ayı boyunca ücretsiz iftar veriyor. Elazığ Fırat Üniversitesi (FÜ) ve FÜ Gelişme Vakfı iş birliğiyle Ramazan ayı boyunca üniversitenin yerleşkesindeki Üniversite Evinde bulunan yemekhanede öğrenciler için iftar yemeği çıkarılıyor. Gelişme Vakfı bünyesinde başta akademisyenler olmak üzere hayırsever iş insanlarının da bağışlarıyla günlük ortalama 5 bin kişilik yemek çıkarılıyor. Ramazan boyunca öğrenciler ücretsiz bir şekilde bu imkandan faydalanabilecek. İftar programına Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yılmaz da katılarak iftarını öğrencilerle birlikte açtı ve kendileriyle sohbet etti. Öğrenciler de kampanyadan dolayı başta üniversite rektörü olmak üzere, akademisyen ve hayırseverlere teşekkürlerini iletti. ’’Kampanyadan dolayı çok memnunuz’’ FÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yılmaz ise ’’Fırat Üniversitesi bünyesinde Rektör Prof. Dr. Fahrettin Göktaş tarafından yönlendirilmeleri ile kurulmuş olan FÜ Gelişme Vakfımız oldu. Ramazan ayı boyunca da bu iftar menüsünden ücretsiz bir şekilde faydalanması sağlanıyor. Şu anda Üniversite Evinde günlük değişme ile birlikte ortalama 5 bin kişi ücretsiz bir şekilde yemek yemesi sağlanmaktadır. Her gün akademisyenlerimizin, Elazığlı hayırsever iş adamlarının verdiği iftarlarla birlikte il dışından gelen kıymetli öğrencilerimiz burada iftar yapmakta. Bu desteklerle birlikte hem öğrencilerimiz mutlu hem de akademisyenlerimiz aynı şekilde. İnşallah, Ramazan boyunca da öğrencilerimiz bu imkandan faydalanacaklar” dedi. Duydukları memnuniyeti dile getiren Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerinden Fırat Kaya, ’’Normalde iftar yemeklerine gelmezdim ama üniversitemizin böyle bir kampanyasından dolayı çok memnunuz ve teşekkür ederiz. Böyle şeylerin yapılması aslında öğrencinin de hoşuna gidiyor. Rektörümüze teşekkür ederiz. Ayrıca hepimiz aşure için geldik, çok teşekkür ederiz’’ diye konuştu. Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü öğrencisi Arife Yılmaz, ’’Bugün, üniversitemizin Ramazan ayı boyunca ücretsiz bir şekilde düzenlediği yemekte hep birlikteyiz. Yemekten dolayı rektörümüze ve akademisyenlere teşekkürlerimizi sunuyoruz’’ şeklinde konuştu.
Samsun Başkan Sarıcaoğlu: “Kavak’ı Türkiye’de anonsla işçi arayan tek ilçe haline getirdik" Kavak Belediye Başkanı ve Adayı İbrahim Sarıcaoğlu, ilçede işsizlik problemini çözdüklerini belirterek, "Kavak’ı Türkiye’de anonsla işçi arayan tek ilçe haline getirdik" dedi. Belediye Başkanlığı döneminde ilçeye hayal olarak görülen birçok yatırımla buluşturduklarını anlatan Cumhur İttifakı Adayı İbrahim Sarıcaoğlu, “Kavak’ı Türkiye’de anonsla işçi arayan tek ilçe haline getirdik. İstihdamla işsizlik sorununu çözdük. Bunu da mı görmüyorlar" ifadelerini kullandı. Geyikalan ve Demirci Mahallelerinde vatandaşlarla bir araya gelen Sarıcaoğlu, “Bize ne yaptınız’ diye soranlar kulaklarını açıp işçi aramak için yaptığımız anonsları dinlesinler. Gözlerini açıp yürüdükleri yollara, düğünlerini yaptıkları salonlara, ailesiyle piknik yaptığı alanlara, çocuklarının oynadığı parklara, ısındıkları doğalgaza, evlerinde akan tertemiz suya baksınlar. Organize Sanayi Bölgemizde çalışan yüzlerce insana baksınlar. İş yok diye gurbete gidenlerin bugün geri dönüp aileleri ile kucaklaşmalarına baksınlar. Önce sokağa çıkıp Kavak’ı gezsinler, ilçenin 10 yılda geldiği noktayı görsünler, sonra utanmazlarsa öyle konuşsunlar. Bu ilçenin hayal satan siyasetçilere değil hizmete ihtiyacı var. Bizler makama değil hizmete talip olduk ve gereğini de yaptık. Bundan sonra da daha iyilerini yapacağız, bunun sözünü veriyoruz" diye konuştu.
Bursa Oyak Renault, BTÜ Gelişim Zirvesi’nde Oyak Renault’un deneyimli isimleri, Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) öğrencileriyle bir araya geldi. Deneyimlerini aktaran tecrübeli isimler, “proje yönetimi nasıl olmalı”, “mezunları otomotiv sektöründe neler bekliyor” gibi soruları cevapladı. BTÜ Kariyer ve Gelişim Topluluğu ile Hacıwatt Elektrikli Araç Takımı’nın ortaklaşa gerçekleştirdiği ‘Oyak Renault Kampüste Gelişim Zirvesi’ Mimar Sinan Yerleşkesi Erguvan Salon’da yapıldı. Etkinliğe; BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Sinan Uyanık ve Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Rektör Çağlar, “Üniversitemiz, sanayi ile akademi arasında köprü kurma misyonunu önemsiyor ve bu tür etkinlikler bu misyona katkı sağlıyor. Oyak Renault, Bursa’mızın ve ülkemizin otomotiv endüstrisinin önemli küresel aktörlerinden biri olarak sadece sektördeki başarısıyla değil ayrıca insan kaynaklarına verdiği değerleriyle de tanınıyor. Bu nedenle bugün burada bizimle olmanız, öğrencilerimize büyük bir ilham kaynağı olacak. Buradaki etkinlik, öğrencilerimizin kariyer hedeflerine ulaşmaları ve sektörle ilgili değerli bilgiler edinmeleri için önemli bir fırsat sunuyor. Sizlerin tecrübe ve bilgileriniz onların mesleki gelişimlerine büyük katkı sağlayacak” dedi. Konuşmaların ardından Oyak Renault Proje Yöneticisi Ekrem Köse, öğrencilerle tecrübelerini paylaştı. Proje yöneticisinin görevleri, meslekte karşılaşılan sorunlar, proje yönetiminin nasıl yapıldığı gibi konu başlıklarını detaylarıyla anlatan Ekrem Köse, kalite, maliyet ve sürenin bir proje yöneticisi için en önemli noktalar olduğunu vurguladı. Oyak Renault Yetenek Kazandırma Uzmanı Hayriye Elif Tavan ise Renault’un faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Etkinlik kapsamında insan kaynakları sunumu, mülakat demosu ve mühendislik sunumları gerçekleştirildi. Öğrencilerin sorularını yöneltme fırsatı da bulduğu Gelişim Zirvesi, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar’ın katılımcılara teşekkür belgesi takdim etmesi ile son buldu.