POLİTİKA - 16 Eylül 2019 Pazartesi 20:37

Türkiye-Rusya-İran Üçlü Liderler Zirvesi tamamlandı

A
A
A
Türkiye-Rusya-İran Üçlü Liderler Zirvesi tamamlandı

Suriye başlıklı üçlü liderler zirvesi bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ev sahipliğinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Çankaya Köşkü’nde yapıldı.

Suriye başlıklı üçlü liderler zirvesi bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ev sahipliğinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Çankaya Köşkü’nde yapıldı.


Zirve sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında kameraların karşısına geçen üç lider, önemli açıklamalarda bulundu. Basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İdlib’de tırmanın gerginlik bugünkü görüşmelerimizin odak noktalarından biriydi. Türkiye olarak sınırlarımızın hemen bitişiğinde 4 milyon insanı etkileyecek yeni bir trajedi yaşanmasına seyirci kalamayız. Böylesi vahim bir gelişme sadece ülkemizi değil, bütün Avrupa’yı etkileyecektir” dedi.



“4 milyon insanı etkileyecek yeni bir trajedi yaşanmasına seyirci kalamayız”


Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’deki yangının söndürülmesi için beşinci kez bir araya geldik. Üçlü zirvede Sayın Ruhani ve Sayın Putin ile Suriye’deki ihtilafı tüm boyutları ile ele aldık. Her bir lider ile birebir, üçlü ve heyetlerarası yaptığımız görüşmelerin verimli geçtiğine inanıyorum. Zirve’de Suriye’de siyasi çözüm umutlarını yeşertecek önemli kararlar aldık. Suriye’nin toprak bütünlüğü ile siyasi birliğinin korunması hususunda hepimizin de aynı hassasiyete sahip olduğunu bir kez daha teyit ettik. DEAŞ ile mücadele altında terör örgütlerine destek verilmesinin kabul edilemezliğini vurguladık. Sahada sükunetin tesisi, mültecilerin dönebileceği şartların oluşturulması ve ihtilafa siyasi çözüm bulunması için yürüttüğümüz çalışmaları gözden geçirdik. İdlib’de tırmanın gerginlik bugünkü görüşmelerimizin odak noktalarından biriydi. Nisan ayından bu yana İdlib’e yönelik kara ve hava operasyonlarında hayatını kaybeden sivillerin sayısı maalesef bine yaklaştı. Daha evvel defalarca yurdundan edilen yüz binlerce insan saldırılar nedeniyle yeniden göç yollarına düştüler. Türkiye olarak sınırlarımızın hemen bitişiğinde 4 milyon insanı etkileyecek yeni bir trajedi yaşanmasına seyirci kalamayız. Böylesi vahim bir gelişme sadece ülkemizi değil, bütün Avrupa’yı etkileyecektir. Bugünkü görüşmede Soçi Mutabakatına dair yükümlülüklerimizi tekrar mütalaa ettik, varılan mutabakatın tam manasıyla hayata geçirilmesinin ehemmiyetine dikkat çektik. Sivil halkın ve garantör ülkelerin sahadaki askeri personelinin güvenliği için somut önlemler alınması ihtiyacını vurguladık. Zirvede görüş birliğine vardığımız hususlar doğrultusunda önümüzdeki günlerde bölgede hayırlı gelişmelerin yaşanacağını ümit ediyoruz” dedi.



“Bu ülkedeki PKK-PYD varlığı devam ettikçe ne Suriye ne de bölgemiz huzura kavuşabilir”


Gündemdeki diğer bir önemli konunun Anayasa Komitesinin teşekkülü olduğunu kaydeden Erdoğan, “Anayasa Komitesinin üyeleri ve usül kurallarının belirlenmesinde yapıcı ve esnek bir tutum sergiledik. Siyasi sürecin ilerletilmesi için gayret gösterdik. Ortak çabalarımızla komitenin oluşumuna ilişkin pürüzler giderilmiştir. Bugünkü istişarelerimizde usül kuralları konusunu da BM ile eşgüdüm halinde sonuçlandırarak Anayasa Komitesinin çalışmalarına biran önce başlamasını sağlamayı kararlaştırdık. Zirve kapsamında Fırat’ın doğusundaki durumu da istişare ettik. Bu mesele hem Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğü hem de Türkiye’nin milli güvenliği bakımından kritik önem taşıyor. Halihazırda Suriye topraklarının dörtte birinden fazlası bölücü terör örgütünün işgali altında bulunuyor. Örgüt burada çocuk asker kullanmaktan halkı zorla silahaltına almaya, etnik temizlik faaliyetinden insanların mallarını gasp etmeye kadar her türlü zulmü işliyor. Dün Çobanbey’de bir hastaneye düzenlenen kalleş saldırı bunun en son örneğidir. Geldiğimiz nokta itibariyle Suriye’de DEAŞ tehdidi artık ortadan kalkmıştır. Suriye’nin istikbali için en büyük tehdit kaynağı PKK ve onun uzantısı olan YPG-PYD’dir. Bu ülkedeki PKK-PYD varlığı devam ettikçe ne Suriye ne de bölgemiz huzura kavuşabilir. Sayın Ruhani ve Sayın Putin’i Fırat’ın doğusunda güvenli bölge tesisinde gelinen aşama hakkında bilgilendirdim, düşüncelerimi paylaştım. Suriye sınırımız boyunca bir terör oluşumuna rıza göstermeyeceğimizi ifade ettim. Burada bir mülteciler şehrinin oluşabileceğini, buralarda konaklayabileceği, ekip biçebileceği bahçelerini yapma noktasında bir hazırlığın yapılmasının isabetli olacağını ifade ettim. Suriye sınırımız boyunca böylece terör oluşumuna rıza göstermeden bu tür bir insani alt yapıyı oluşturmamızda fayda olacağını anlattım. Nihai hedefimiz Suriye’nin kuzeyinde bir barış koridoru tesis ederek ülkenin bölünmesini engellemektir. Bunun için şayet Amerika ile iki hafta içinde arzu ettiğimiz sonuca ulaşamazsak kendi harekat planımızı uygulamaya başlayacağımızı her iki dostumuza da anlattım” diye konuştu.



“Suriyelilerin ülkelerine güvenli ve gönüllü bir şekilde geri dönüşlerine yoğunlaşmamız gerekiyor”


Türkiye’nin Suriye’deki çatışma ortamından kaçan 3,6 milyon insana ev sahipliği yapan ülke olduğunu kaydeden Erdoğan, “Son 8 yılda Türkiye olarak büyük fedakarlıkta bulunduk. Krizin ilk anlarından itibaren göç meselesine çözüm yolunun Suriye topraklarının içinde aranması gerektiğini ifade ettik. Fırat Kalkanı ve Zeytindalı harekatları ile terörden arındırdığımız sadece 4 bin kilometrekarelik alana dahi şimdiye kadar 360 bin mülteci geri döndü, bu insanlar kendi topraklarında huzur içinde yaşıyor. Çocuklarını okula gönderiyor, temin ettiğimiz sağlık hizmetlerinden faydalanıyor. Türkiye’nin sığınmacı yükünü tek bayına taşıyamayacağı ortadadır. Ülkemizin yeni bir göç akınını kaldırması da zaten mümkün değildir. Artık Suriyelilerin ülkelerine güvenli ve gönüllü bir şekilde geri dönüşlerine yoğunlaşmamız gerekiyor. Fırat’ın doğusundaki barış koridoru mülteciler için de korunaklı liman olacaktır. Ülkemize sığınan en az 2 milyon Suriyeli kardeşimizin bu bölgeye yerleştirilebileceğini düşünüyoruz. Hatta bu hattı Deyrizor, Rakka taraflarına kadar indirebilirsek geri dönecek sığınmacı sayısı 3 milyonu aşabilir. Böylece Türkiye başta olmak üzere ülke dışında olan Suriyelilerin önemli bir bölümünün kimseye yük olmadan kendi topraklarında yaşamalarını temin edebiliriz. Geri dönecek Suriyeli kardeşlerimizin bu bölgelerde uluslararası toplumun desteği ile yeni yerleşim alanları inşa edilmesi de mümkündür. Türkiye olarak bu konuda gereken her türlü sorumluluğu almaya hazırız. Hem Rusya ve İran ile hem de uluslararası toplumun diğer üyeleri ile Suriyeli mültecilerin gönüllü geri dönüşü için çalışmak istiyoruz. Bu çerçevede yakın zamanda önemli bir adım attık. Irak, Lübnan ve Ürdün ile birlikte Suriyeli mültecilerin geri dönüşüne dair uluslararası konferans düzenlenmesi için girişim başlattık. Tüm dostlarımızın bu girişime destek vermesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Evlenen çiftlerin tercihi: 24.04.2024 Konya’da bulunan evlendirme dairelerinde 24.04.2024 tarihi nedeniyle yoğunluk yaşanıyor. Konya’da çiftler, özel ve ilginç bir tarih olan 24.04.2024 tarihinde nikahlarının olması için aylar önceden sıralarını aldı. Bugün ise evlendirme dairelerine yakınları ile birlikte gelen çiftler, hem özel bir tarihte nikahlarının kıyılmasının hem de evlenmenin mutluluğunu yaşadı. Konya’da bulunun bir çok evlendirme dairesinde yoğunluk yaşanırken merkez Meram ilçesinde bulunan Meram Belediyesi Evlendirme Dairesi de bunlardan biri oldu. Normal günlerde 15 civarı nikah kıyılan evlendirme dairesi bugün 36 çiftin mutluluğuna şahitlik edilecek. Meram Belediyesi Evlendirme Dairesi Birim Amiri Hasan Ben, “Yaz günlerinde günlük ortalama 15 ve 20 nikah kıyıyorduk. Kış günlerinde ise bu rakam 5 ila 10 çift arasında değişiyor. Çiftlerimiz bugün için aylar öncesinden özel müracaatlarını gerçekleştirdi. Bugünü özel olarak seçtiler. Biz de hazırlıklarımızı o yönde yaptık. Bugün 36 çiftimizin nikahlarını kıyacağız. Daha fazla da müracaatımız oldu ancak randevu tamamen dolduğu için kabul edemedik. Sabah 08.30’da başladık nikah kıymaya, akşam 22.00’a kadar da devam edecek” şeklinde konuştu. Cem Sezgin ve Dilara Sayan çifti bu günü özel olarak seçtiklerini ifade ederek, “Bu günü özel olarak ayarladık. Güzel bir tarihti, biz de ona göre ayarlamış olduk. Nikah gününü ise 3 ay öncesinden aldık” dedi.
Ankara Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, Ankara’da protesto edildi Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, ziyaret için geldiği Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi önünde, Filistin destekçisi bir grup tarafından Almanya’nın İsrail’e desteği nedeniyle protesto edildi. Türkiye ziyaretleri çerçevesinde Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesine ziyarete gelen Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, burada bekleyen Filistin destekçisi bir grup tarafından protesto edildi. Ellerindeki pankartlarla birlikte slogan atan grup, hep bir ağızdan Steinmeier’in Türkiye’den gitmesi gerektiğini dile getirdi. “Kirli yüzlerini maskelemek amacıyla sözde insani yardım ve barış çağrılarında bulunuyorlar" Grup adına açıklamalarda bulunan Nevzat Öylek, “Dünya halkları tarafından gerçek yüzleri görülen Siyonist çete ve işbirlikçileri bir taraftan kirli yüzlerini maskelemek amacıyla sözde insani yardım ve barış çağrılarında bulunuyorlar. Diğer taraftan da işledikleri insanlık suçu, ağır insan hakkı ihlalleri ve soykırıma rağmen İsrail’in yanında durmaya, masum Filistin halkını suçlamaya devam ediyorlar. Bu ikircikli tutumuyla Katil İsrail’in dostu, destekçisi ve hamisi konumundaki ülkelerden biri olan Almanya’nın Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier 3 günlük bir ziyaret için ülkemize geldi ve şu an burada bulunuyor” dedi. “Almanya, İsrail’i destekleyerek bu suça ortak olmaktadır” Almanya’ya çağrıda bulunan Öylek, “Almanya Cumhurbaşkanı’na buradan şu mesajı vermek istiyoruz, İsrail bir devlet değil, işgalci bir terör örgütüdür. Hamas mensupları vatanını savunan özgürlük savaşçılarıdır. İsrailli işgalciler, Filistinlilerin topraklarına, evlerine, işyerlerine çökmekte, her şeylerini gasp etmektedirler. İsrail, fosfor ve misket bombalarıyla on binlerce insanı katletti ve katliamlara devam ediyor. Almanya, bugüne kadar duruşuyla uluslararası hukuk, savaş hukuku ve insan hakları hukukuna aykırı davranan İsrail’i destekleyerek bu suça ortak olmaktadır. Cumhurbaşkanı Steinmeier ve Alman hükümet yetkilileri, Almanya’nın alnında kara bir leke olarak kalacak olan bu politikalardan vazgeçmelidirler. Almanya da tıpkı İrlanda, Malta ve Slovenya, İspanya, Arjantin, Brezilya, Şili ve Güney Afrika Cumhuriyeti gibi halkı Müslüman olmasa da vicdan sahibi olmanın gereğini yapan ülkelerin safında yerini almalıdır” ifadelerini kullandı.
Eskişehir Frig Vadisi kartpostallık görüntüleriyle hayran bırakıyor Eskişehir, Kütahya ve Afyonkarahisar il sınırlarında bulunan Frig Vadisi, ziyaretçilerine sergilediği kartpostallık görüntüler ile beğeni topluyor. Frigya medeniyetinden izler taşıyan ve içerisinde çok sayıda kilise ile kral mezarı bulunduran Frig Vadisi, ziyaretçilerine hem tarihi hem görsel şölen sunuyor. Özellikle yaz aylarında yoğun şekilde ziyaretçi akını alan bölgeye giden fotoğrafçılar, karşılaştıkları kartpostallık manzaraları fotoğraflamayı ihmal etmiyorlar. Özellikle yeşil ile kahverengi tonlarının birbirine uyumunu ve yerli halkın tarihi dokularla bir arada devam eden yaşantısını fotoğraflara yansıtan fotoğrafçılar, seyrine doyum olmayan kartpostallık görüntüler ortaya çıkartıyor. “Tarihi dokunun ve doğanın güzelliği birbirini tamamlıyor” Tarihi dokusuyla vatandaşların ilgi odağı olan bölgede çektiği fotoğraflarla beğeni toplayan fotoğraf sanatçısı Hadi Mousavi, “Frig Vadisi ve benzeri alanlar, biz fotoğrafçılar için büyük fırsatlar hatta görevler oluşturuyor. Özellikle yeşil ve kahverengi uyumunun rahatlıkla yakalandığı bölgeye yapılan gezilerde muhteşem fotoğraflar çekme imkanımız oluşuyor. Tarihi dokunun ve doğanın güzelliği birbirini tamamlıyor. Ben bir fotoğrafçı olarak imkanım olan her zaman bu tarz yerlere gitmeye ve kırsal turizmin tanıtımına destek olmaya çalışıyorum. Frig Vadisi son zamanlarda gittiğim bölgeler arasında görsel açıdan en zengin olanlardan birisiydi” dedi.