SAĞLIK - 15 Eylül 2020 Salı 12:02

Ameliyatsız tedavi yöntemi ’girişimsel radyoloji’

A
A
A
Ameliyatsız tedavi yöntemi ’girişimsel radyoloji’

Radyoloji Uzm.

Radyoloji Uzm. Dr. Özgür Çakmak, ameliyatsız tedavi yöntemi olan girişimsel radyolojinin, hastaya ve işlem yapılan dokuya en az zarar veren, hastanede kalış süresini kısaltan, bakımı kolay, genel anestezi ihtiyacı genelde gerekmeden gerçekleştirilebilen bir tedavi yöntemi olduğunu söyledi.


Girişimsel radyolojinin, cerrahiye alternatif bir tedavi yöntemi olduğunu ifade eden Lara Anadolu ve Antalya Anadolu Hastanesi Radyoloji Uzm. Dr. Özgür Çakmak, "Cerrahiye göre çok daha küçük bir kesiden veya sadece bir delikten girerek tedavi etmek mümkün olup, kesi izi olmuyor. Genel cerrahiye göre tedavi süreci kısa olmakla birlikte hastadan hastaya göre de değişebilmektedir. Bir bacaktaki tıkanıklık girişimsel yöntemle 20 dakika da çözülebilirken bir başka hastadaki damar tıkanıklığı 2 saati de bulabiliyor. Mesela şah damarı tıkanıklarında, iki taraflı çok belirgin bir tıkanıklık varsa cerrahi yapmak pek mümkün olmuyor. Ya da beyinde ulaşamayacağınız noktalardaki anevrizmalarda cerrahi şansı yokken hastayı endovasküler olarak girişimsel tedavi yöntemiyle tedavi etmek mümkün. Hastaya biz genellikle genel anestezi vermeyiz, işlemleri lokal anestezi ile yaparız. Cerrahiye göre bir diğer avantajı da budur. Damar hastalıklarında sadece kasık bölgesini uyuşturuyoruz, hasta o sırada hiçbir şey hissetmez. Anevrizma embolizasyonu gibi hassas durumlar istisna olup, genel anestezi kullanılır. Hastanın hiç hareket etmemesi gerekir. Girişimsel işlemlerde hastanede kalma süresi kısadır. Normal hayata hemen dönebiliyorsunuz. Ameliyatsız bir tedavi yöntemidir” ifadelerini kullandı.



Kullanıldığı alanlar


Girişimsel radyolojinin damar hastalıkları ve damar hastalıkları ana başlığı altında toplanıldığını kaydeden Dr. Özgür Çakmak, “Bunlar vasküler ve nonvasküler olarak ayrılır, girişimsel radyolojinin iki alt başlığıdır. Damarlarla ilgili hastalıklarda vücutta herhangi bir yerdeki damar problemine bağlı oluşan rahatsızlığı gidermek için vücuda belli giriş noktalarından girerek tedavi ediyoruz. Kasık, koltuk altı veya dirseğin ön tarafındaki damarlar seçilerek vücuda giriş yapılıyor. Vücudun içerisinde damar yolları izlenerek hastalıklı bölgeye ulaşılıyor. O bölgede hastalığın durumuna göre endovasküler yani damar içi yöntemle tedavi etmek mümkün. Girişimsel radyolojide tek bir amaç yok. Damarsal problemlerde damarı açma, tıkama gerektiğinde yeni stent koyarak başka yollar oluşturma gibi çeşitli amaçları da vardır” dedi.


"Girişimsel nöroradyolojinin en sık uygulandığı alanlardan bir tanesi de anevrizma adı verilen ve damar duvarında zayıflamış bir noktada oluşan baloncuk benzeri yapılanmaların tedavisidir" diyen Dr. Çakmak, “Burada ise kasık bölgesinden girip beynin içindeki o anevrizma bölgesine ulaşılıp anevrizmanın içerisine platiniumdan oluşmuş teller doldurularak o anevrizmanın kapanması sağlanıyor. Bunun alternatifi olan cerrahi yönteme bakacak olursak. Aynı bölgedeki anevrizmaya ulaşmak için hastanın kafatasını kesip beyin dokusunu aralayarak oraya girip bir klips koymamız gerekir. Bu da beyin dokusu için hasar verici bir yöntem. Riskleri çok yüksek” diye konuştu.



“Bacakta tıkanıklıklar olabilir”


Bacağa giden damarlarda da tıkanıklığın olabileceğini belirten Radyoloji Uzm. Dr. Özgür Çakmak, “Bacağa giden damarlarda tam ya da kısmi tıkanıklar olabiliyor. Girişimsel radyoloji, buradaki darlıkları veya tam tıkanıkları açarak normal damar yatağının oluşmasını sağlar. Yine kasık bölgesinden ya da koldan girilerek bacağa giden damarlara ulaşıyoruz ve o tıkalı olan bölgeyi teller aracılığıyla geçiyoruz. Orada bir balon ve stent uygulayarak o damarı normal çapına ulaştırıyoruz. Buradaki görevi tıkanmış olan damarı açmak ve daha uç noktalara kan akımının ulaşmasını sağlanmaktır” dedi.



Damar dışı girişimsel tedaviler


Dr. Özgür Çakmak, damar dışı girişimsel radyolojide yaptıkları işlemler hakkında ise şu açıklamalarda bulundu:


“Kanser tedavilerinde ağrıyı engellemek adına çeşitli gangliyon blokajları yapılabilir. Tümörlerin de ciltten tedavisi mümkün. Vücuttaki çeşitli sistem tıkanıklarında da rol alabiliyoruz. Bunlardan bir tanesi safra yolları tıkanıklarıdır. Burada ciltten direkt karaciğer içerisinden safra yollarına ulaşarak oradaki tıkanıklığı açıyorsunuz veya safrayı dışarıya alıyorsunuz. Böbrekteki idrar yolları tıkanıklarında ise yine aşağıdan üroloğun ulaşması mümkün değilse ciltten böbrek içerisine girip oradan idrar yollarına ulaşarak stent koyabilir ya da idrarı dışarı alabilirsiniz. Diğer uygulama alanı ise biyopsilerdir. Önemli bir nokta; vücudun hemen hemen her yerindeki kitlelerden, lezyonlardan girişimsel radyoloji ile tomografi ya da ultrason kullanarak nokta atışı şeklinde parça almanız mümkün. Tanı koydurucu ve tedaviyi yönlendirici bir yöntem. Örnek vermek gerekirse akciğerdeki bir kitleden başka bir yöntemle biyopsi alamak çok mümkün değilken tomografi altında bir santimetrelik lezyona girip parça alınabilir. Apse drenajlarında ise karın bölgesinde bir apseyi boşaltmak için karını açmak yerine yine ultrason ya da tomografi görüntülemesi altında oraya bir iğneyle girerek, drenaj kateteri yerleştirip o apseyi dışarı boşaltabiliyoruz. Çok etkin bir tedavi yöntemidir”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türkiye’de yapay zeka lisesi kurulma yolunda ilk adım atıldı İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Teknopark İstanbul iş birliğiyle “Yapay Zeka Lisesi kurulum ve içerik geliştirme çalıştayı” gerçekleştirdi. Teknopark İstanbul’da Türkiye’nin geleceğine yön verecek önemli bir adım olan ilk “yapay zeka lisesinin oluşum sürecini şekillendireceği ifade edilen “Yapay Zekâ Lisesi Kurulum ve İçerik Geliştirme Çalıştayı” gerçekleştirildi. Programda konuşan İstanbul Milli Eğitim Müdür yardımcısı Hüseyin aydın, yapay zekâ, çağın en hızlı gelişen ve dönüşen alanlarından biri olarak, eğitim ve genç nesiller için kritik bir öneme sahip, bu bağlamda, Yapay Zekâ Lisesi kurma hedefimiz, genç beyinlerin bu alanda nitelikli bir eğitim almasını sağlayarak, Türkiye’nin küresel arenada rekabet gücünü artırmayı amaçladıklarını belirtti. Teknolojinin hızla ilerlediği bir çağda, yapay zeka bilgi ve becerisi, sadece bireylerin değil, aynı zamanda ulusların ve toplumların geleceğini şekillendirdiğini ifade eden Aydın, Yapay Zeka Lisesi, genç yeteneklere bu alanda eğitim sağlayarak, onları geleceğin liderleri, yenilikçileri ve girişimcileri olarak yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Çalıştayda yapay zeka eğitim ve öğretim konularında uzman isimler bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunacağı ve stratejik adımların belirleneceği bir ortam oluşturmayı hedeflediklerini ifade etti. Teknopark İstanbul’da düzenlenen programa, İstanbul Milli Eğitim Müdür yardımcısı Hüseyin Aydın, Teknopark İstanbul yönetim kurulu üyesi Mehmet Akif Özyurt, akademisyenler, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. “Yapay Zeka Lisesi ile geleceğin bilimsel ve teknolojik gelişmelerine gençlerimizi şimdiden hazırlıyoruz” İstanbul Milli Eğitim Müdür yardımcısı Hüseyin Aydın, “Günlük hayatımızın birçok alanında kullanılmaya başlanan yapay zekanın etki alanının her geçen gün arttığına şahit oluyoruz. Bilişimden medyaya, sanayi ve ticaretten eğitime kadar çeşitli alanlarda kullanılmaya başlanan yapay zekanın geleceğin en önemli alanlarından biri olduğunun farkındayız. Yapay Zeka Lisesi ile geleceğin bilimsel ve teknolojik gelişmelerine şimdiden hazırladığımız gençlerimiz için bu alanda nitelikli ve eğitim temelli adım atmayı sağlayarak ülkemizin küresel ölçekte diğer ülkelerle teknoloji ve bilimsel rekabette güçlü bir konuma gelmesi gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın, ilan ettiği Milli Teknoloji Hamlesi ve Dijital Dönüşüm vizyonuyla, bakanlığımız eğitim, bilim ve teknolojiyi ulusal hedeflerimize entegre ederek Türkiye’nin eğitimdeki dönüşümüne öncülük etmektir. Bu iki yaklaşım; yani geleneksel değerlerle yenilikçi teknolojilerin benimsenmesi ülkemizin eğitimde kapsamlı bir dönüşüm yaşamasını sağlayacak stratejik bir birlikteliği temsil etmektedir.” dedi. (AZ-
Aydın Aydın inciri için zorlu mesai başladı Dünyanın en kaliteli incirinin yetiştiği ve fiyatı altınla yarışan Aydın’ın sarılop incirinin üretimi için çiftçilerin zorlu mesaisi başladı. Küresel iklim krizi nedeniyle toprağın tavının kaçmaması için adeta zamanla yarışan Aydınlı çiftçileri, aydın dağlarını ilmek ilmek işliyor. Traktör işlemediği için atlarla sürülen arazilerde eli kolu tutan herkes toprağı en iyi şekilde işlemek için çalışıyor. Türkiye’nin en verimli topraklarına sahip illerin başında gelen Aydın’ın incir üretimi yapılan sarp arazilerinde motorlu taşıtlar iş görmediği için halen toprak karasabanla işleniyor. Her türlü teknolojik imkana ve ekonomik güce sahip olmasına rağmen köylüler yamaç olan arazilerini sadece atlarla sürüp işleyebilirken, bir çift at ile çalışanlar aylık 75 bin TL ile 90 bin TL arasında kazanıyor. Çalışan herkese adeta mühendis maaşından fazla ücret ödenen Aydın dağlarında çalışan da çalıştıran da durumdan memnun iken çiftçilerin en büyük sorunu dolgun ücrete rağmen çalışacak kişi bulunmaması. Büyük Menderes Nehri’nin Kuzey ve Güney yamacında bulundan verimli Aydın dağlarında motorlu araçların iş görmemesi nedeniyle halen atlarla toprağı işlemek zorunda olduklarını belirten çiftçi Hayati Kuruş, bu işe hevesli olan kardeşi ile mesai yaptıklarını belirtti. Küresel iklim krizi nedeniyle son yıllarda mevsimlerin değişerek iklim şartlarının kıştan direk yaz mevsimine döndüğü için toprağı işleme süresinin azaldığını belirterek adeta zamanla yarıştıklarını söyledi. Boyundan büyük sabanla toprağı işliyor Son yıllarda incir ve zeytinyağı fiyatlarının adeta altınla yarışması nedeniyle tarım sektöründe çalışmanın daha cazip hale geldiğini belirten ve küçük yaşına rağmen mahareti ile görenleri şaşırtan 14 yaşındaki Tunahan Kuruş, boyundan büyük işi başarıyor. Çocukluğundan beri tarla bahçe işlerinin içinde olduğunu belirten Küçük Tunahan, babasının kendisine hediye ettiği atlarla boyundan büyük sabanı atlara koşup çift sürüyor. Aylık 75-90 Bin TL arasında para kazandığını ve halinden memnun olduğunu belirten Tunahan, görenlerin şaşırdığını söyledi. Kendisinin çift süreceğine inanmadığı için çalışırken izlemeye gelenlerin bile olduğunu belirten Tunahan Kuruş, çalışıp kazanmanın mutluluk verici olduğunu söyledi. Kardeşi ile birlikte dağlarda çift süren 24 yaşındaki Hayati Kuruş ise, mesleği babasından öğrendiğini çok meraklı ve istekli olduğu için kardeşine de öğrettiğini belirterek “Aydın dağlarında üretim yapmak arazi yapısı nedeniyle zor. Yamaç olduğu için traktörün işlemediği bu incir bahçelerini atlarla sürüyoruz. Kardeşim Tunahan, bu işe çok meraklı ve oldukça da becerikli. Israrla kendisine at alınmasını istedi. Bizler gibi O da atlarla çift sürüyor” diye konuştu. (İK-