ASAYİŞ - 13 Ocak 2020 Pazartesi 17:20

Arazide çıplak cesedi battaniyeye sarılı halde gömülü bulunun Dilara cinayetinde yeni detaylar

A
A
A
Arazide çıplak cesedi battaniyeye sarılı halde gömülü bulunun Dilara cinayetinde yeni detaylar

Antalya’da çıplak haldeki cesedi battaniyeye sarılı halde toprağa gömülü olarak bulunan Dilara Kandak’ın (23), katil zanlısı olarak yargılanan eski eşinin avukatı, savunmasında maktulün evindeki kıyafetlerinin üzerinde iki şüphelinin spermlerinin bulunduğunu söyledi.

Antalya’da çıplak haldeki cesedi battaniyeye sarılı halde toprağa gömülü olarak bulunan Dilara Kandak’ın (23), katil zanlısı olarak yargılanan eski eşinin avukatı, savunmasında maktulün evindeki kıyafetlerinin üzerinde iki şüphelinin spermlerinin bulunduğunu söyledi. Sanık avukatı, “En az birisi erkek olmak üzere, birden fazla DNA profilinin olduğu, adli tıp raporuyla sabittir. Cesedin çıplak olması, 40 gün boyunca muhafaza ediliyor olması, sperm örneklerinin kıyafetlerden çıkması onların olaydan sorumlu olabileceği ihtimalini doğrulamaktadır” dedi.


Korkuteli ilçesinde yaşayan 2 çocuk annesi 23 yaşındaki Dilara Kandak, geçen yıl 22 Ocak tarihinde ortadan kayboldu, 4 Mart’ta ise Alaaddin Mahallesi Gölbent mevkisinde ormanlık alan içindeki tarlada vücudunun bir bölümü toprağa gömülmüş halde çıplak cesedi bulundu. Otopside, boğularak öldürüldüğü anlaşılan Kandak’ın cesedinin üzerindeki spermlerin, kadının eski eşi Ahmet Y.’ye ait olduğu tespit edildi. Gözaltına alınan, 2’nci evliliğini yaptığı öğrenilen Ahmet Y., 17 Nisan’da sevk edildiği adli makamlarca tutuklandı.


Ahmet Y.’nin yargılanmasına devam edildi. Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanık Ahmet Y., taraf avukatları ve müşteki katıldı. Dosyada ismi geçen ve başka suçtan tutuklu bulunan V.B. ise duruşmaya SEGBİS sistemiyle katıldı.



“En son gören sanıktır”


Müşteki avukatı Fatih Yavaşlar, şikayetlerinin devam ettiğini belirterek, “Dosyaya gelen ve okunan adli tıp raporunda 4-6 haftalık bir süreçten bahsedilmektedir. Bahsi geçen tarihler Dilara Kandak’ın kaybolduğu tarihlerle hemen hemen örtüşmektedir. V.B’nin beyanları bu rapor içeriğiyle örtüşmemektedir. Dilara’yı kaybolmadan önce gören en son kişi sanıktır. Rapor da sanığın aleyhinedir, iddialarımızı doğrular mahiyettedir. Raporun dikkate alınmasını talep ederim” dedi. İddia makamı da, sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti.



“Dilara’nın nereye gittiği belli değildir”


Son gelen adli tıp raporunun, savunmalarını bilimsel olarak desteklediğini kaydeden sanık avukatı Nihan Kanat, “Gelen son raporda, maktulün tam olarak tespit edilememekle birlikte 4 ila 6 haftalık ölü olduğu hususunda görüş beyan edilmişti. Müvekkilin beyan 22 Ocak 2018 tarihinde maktulle cinsel ilişki yaşadığı yönündedir. Sonrasında 24 Ocak 2018 tarihi, Dilara’nın kaybolduğu gündür. Saat 18.42 itibariyle müvekkilimle telefonda görüşmüş, çocukların ilaçlarını almasını söylemiş, yanında Mustafa da varken ilaçları alıp müvekkil olay yerinden ayrılmıştır. Kamera ve HTS kayıtlarından müvekkilin ilaçları aldıktan sonra iş yerine gittiği, 3 saat iş yerinde kaldıktan sonra ev adresine gittiği, sabah 09.08’e kadar evine kaldığı sabittir. Dilara 18.42 itibariyle babasının evinden çıkarken telefonu kendi isteğiyle kapatıyor ya da şarjı bitiyor telefonu kapanıyor. Ondan sonra görüntü karesinden çıkıyor. Bu saatten sonra Dilara’nın nereye gittiği, kiminle görüştüğü belli değildir” ifadelerini kullandı.



“Cesedin alelacele gömüldüğü ortadadır”


Adli tıp raporuna değinen avukat Kanat, savunmasına şöyle devam etti:


"Raporda spermin ölü bedende ne kadar kalacağının tespit edilemeyeceğinin ancak canlı bedende 72 saat kadar tespit edilebileceği mütalaa edilmiştir. Dilara’nın 24 ya da en fazla 25 Ocak’ta vefat ettiği hesaplanabilir. Bu tarihten sonra cesedin bulunduğu güne kadar ceset bir yerde saklanmıştır. Dilara bulunduktan en son 3 gün önce bulunduğu yere gömüldüğü tanık beyanlarından sabittir. Dilara’nın teyzesinin beyanından sonra apar topar ceset bulunmuştur. Ceset bulunduğunda çıplaktır ve alelacele gömüldüğü ortadadır."



“Ceset 40 gün boyunca muhafaza edildi”


Maktulün evinde yapılan incelemede, kıyafetlerinin üzerinde B.Y. ve S.K’nın spermlerinin bulunduğunu ifade eden Kanat, “Cesedin çıplak olarak gömüldüğü ve evinde bulunan kıyafetlerin üzerinde S.K’nın ve B.Y’nın spermleri bulunmuştur. S.K., Dilara’ya uyuşturucu temin eden kişidir. En az birisi erkek olmak üzere, birden fazla DNA profilinin olduğu, adli tıp raporuyla sabittir. Cesedin çıplak olması, 40 gün boyunca muhafaza ediliyor olması, sperm örneklerinin kıyafetlerden çıkması onların olaydan sorumlu olabileceği ihtimalini doğrulamaktadır” diye konuştu.


Mahkeme heyeti ise sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenler’de öğretmene "kötü not" dayağı Esenler’de iddiaya göre bir veli, çocuğu sınavdan kötü not aldığı için okulda öğretmeni darp etti. Olayda öğretmen hafif şekilde yaralanırken, taraflar birbirinden şikayetçi oldu. Olay Esenler’de Esenler Ayvalıdere Ortaokulu’nda 23 Nisan kutlamaları öncesi meydana geldi. İddiaya göre, okulda Türkçe öğretmeni olarak görev yapan Ozan Kaya’nın öğrencini sınavdan kötü not aldı. Bunun üzerine sinirlenen veli, okula gelip öğretmeni darp etti. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kaşı ve dudağı patlayan öğretmen ambulans ile hastaneye kaldırıldı. Kavga nedeniyle öğretmen hafif şekilde yaralanırken, taraflar birbirinden şikayetçi oldu. “Öğretmenin kaşı açılmıştı” Öğretmeni darp edildikten sonra gören esnaf Erkan Sevinç, “Dün iş yerini açtık. Önce polis sonra ambulans geldi. Gidip baktığımızda öğretmenin darp edildiğini gördük. Öğretmenin kaşı açılmıştı. Sonra veli gitmiş herhalde. Öğretmeni ambulansa aldılar. Öğretmen biraz yerde hırpalanmış, üstü başı tozdu. Öğretmenin durumu iyiydi. Araca yürüyerek gitti. Biraz boğuşmuşlar” dedi. “Ambulans öğretmeni hastaneye götürmüş” Olayla ilgili konuşan esnaf Habip Sabancı, “Biz saat 12 gibi iş yerlerimizi açıyoruz. Okul içerisinde hengame var dediler. Bir velinin bir öğretmenle tartışıp darp ettiğini söylediler. Daha sonra ambulans ve polis ekipleri geldi. Öğretmenin kaşının patladığını, gözünden yaralandığını bize söylediler. Sonra ambulans öğretmeni hastaneye götürmüş. Birbirlerinden şikayetçi olmuşlar. Sebebini bilmiyoruz” şeklinde konuştu. “Bir öğrencinin notunu sıfır girdi diye velisi gelmiş” Darp edilen öğretmenin öğrencisi Öznur Güneyli, “Ayvalıdere Ortaokulu’nda okuyorum. 23 Nisan’da gösteriden önce bir kavga oldu. Ozan hocamı çok severim. Hocalara ve öğrencilerle bir sorunu yoktu. Notlarımızda da bir problem olmuyordu. Bize bağırıp kızmıyordu. Kime sorsam Ozan hocayı çok seviyor. Bir öğrencinin notunu sıfır girdi diye velisi gelmiş. 2 erkek öğretmene vurmuşlar. Ozan hocanın sadece kaşı ve dudağı patlamış” ifadelerini kullandı. “Aldığımız notları hep fazlasına tamamlayan bir öğretmendi” Öğretmen Ozan Kaya’nın öğrencisi Beril Öz, “Ozan hocanın bir öğrenciye sıfır verdiği söyleniyor. Daha sonra 2 veli 23 Nisan gösterisinin başlangıcında Ozan hoca ile kavga ettiği söyleniyor. Bu kavga sonucunda kaşının patladığı ve gözünün morardığı söyleniyor. Ozan hoca çok iyi birisiydi. Sıfır vermeyi bırak sınıftan geçirmemezlik bile yapmıyordu. Aldığımız notları hep fazlasına tamamlayan bir öğretmendi” diye konuştu.
İstanbul İstanbul’u erguvan ağaçları süsledi Yeşil, Mavi ve Pembe tonlarının İstanbul Boğazını adeta bir tabloya dönüştüren erguvan ağaçları çiçek açtı. Boğaz manzarası ile birlikte havadan çekilen erguvan ağaçları pembeye boyadığı kıyılar kartpostallık görüntüler oluşturdu. Baharın müjdecisi olarak bilinen erguvanlar İstanbul’u süslemeye başladı. İstanbul Boğazının her iki yakasında zarif dallarıyla şehre ayrı bir güzellik katıyor. Her yıl Nisan ve Mayıs ayları arasında çiçek açan erguvan ağaçları kenti adeta bir tabloya dönüştürüyor. Vatandaşlar tarafından oldukça ilgi gören pembe çiçekli ağaçlar Ahmet Hamdi Tanpınar, Edip Cansever gibi şairlerin de mısralarında yer aldı. İstanbul Erguvan Gönüllüleri Kurucusu Hüseyin Emiroğlu erguvan ağaçlarının her yıl takip ederek, ağaçların daha çok tanıtılması için birçok proje hayata geçiriyor. “Erguvanın boğazdaki görüntüsü böylece insanlara bir seyir keyfi veriyor” Bahar geldiği zaman erguvan ağaçlarının çiçek açtığını dile getiren İstanbul Erguvan Gönüllüleri Kurucusu Hüseyin Emiroğlu, “ Erguvanın bir zamanı var Nisan 15 ila mayıs ayının 15’i arasıdır. Bu zaman dilimi bazen nisanın başına doğru bazen mayısın sonuna doğru kayabiliyor. Bir 15 günlük zaman içerisinde çiçekler açıyor. Kahverengi dalların üzerinde birden önce kırmızı sona çiçekler açınca pembe çiçekleri olan bir ağaçtır. Bu ağaç İstanbul boğazının yeşil yamaçlarının üzerinde sanki birisi fırça ile pembe lekeler atmış gibi bir görüntü çıkıyor. Bu izlemesi çok hoş bir manzara oluyor. Erguvanın boğazdaki görüntüsü böylece insanlara bir seyir keyfi veriyor. Osmanlı döneminde şairler fark ediyor erguvan ağaçlarının çiçeklerini. Modern ve klasik dönemdeki şairlerimiz de erguvan ağaçlarının çiçeklerin bir metafor olarak kullanıyor. Erguvan İstanbul gönüllüleri diye bir gurup oluşturup, İstanbul’dakilere sürekli olarak bunu anlattık. 20 sene önce herkes erguvanı tanımazken şimdi biliyorlar. Osmanlı Padişahlarından 3. Selim’in bir fermanı var “Erguvan ağaçları azaldı biraz erguvan ağaçları dikin” diye. Erguvan ağaçları bizim bütün Marmara ve Akdeniz kıyılarında var” diye konuştu. (AFS-SB-
Tokat Toz bulutu sandılar, gerçek sonra anlaşıldı Tokat’ta Yeşilırmak Mahallesi’nde bulunan sanayi yolunda beklenmedik bir olay meydana geldi. Bir arı kolonisi, yolda sürü halinde görüntülendi. Mobilya mağazasının önündeki süs bitkisinde toplanan arılar, çevredeki esnaf ve vatandaşlar arasında tedirginliğe yol açtı. Durumu fark eden esnaf, arılara sakinleşmeleri için su vererek yardımcı oldu. Ancak arı sürüsünün dağılma belirtisi göstermemesi üzerine bölgedeki arıcılar devreye girdi. Bölgeye özel kıyafetlerle gelen arıcılar, arı sürüsünü kontrol altına almak için harekete geçti. Şerbet ile birlikte bir karton koliye yerleştirilen arılar, bölgeden uzaklaştırıldı. Yetkililer, koloninin daha güvenli bir alana taşınarak bal üretimi için kullanılacağını belirtti. “Arılar saldıracak sandık” Arıların toz bulutu gibi cadde üzerinden geldiğini söyleyen Tuğrul Eray, “Arılar toz bulutu halinde gelerek mağaza önünde durdu. Biz bir şey mi oldu diye korktuk. Erkek arı oğul verdiği için bunlar sokmuyormuş. Süs ağacında durdular. Arıcı arkadaşı çağırdık. Kendisi de geldi 10 dakika içerisinde arıları topladı. Ama arılar ilk geldiğinde buradan geçenler korktu. Vatandaşlar arılar saldıracak sandı ama bir şey olmadı. Biz de su verdik” dedi. Arıcılıkla uğraşan Serkan Arslan ise arıların oğul verdiği için tehlikeli olmadığını söyleyerek şerbetle toplayarak götürdü.