EKONOMİ - 21 Haziran 2022 Salı 10:57

ATB Başkanı Çandır: “Önümüzdeki aylarda tarım için rahatlatıcı bir dönem yaşanabilir”

A
A
A
ATB Başkanı Çandır: “Önümüzdeki aylarda tarım için rahatlatıcı bir dönem yaşanabilir”

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Nisan ayı tarımsal girdi fiyatları endeksini (Tarım-GFE) değerlendiren Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Başkanı Ali Çandır, “Tarımsal faaliyetlerde bulunanlar açısından son bir yıllık eğilim sürekli aleyhte devam ederken, Nisan ayı itibariyle bu durumda aylıkta 10 puanlık bir iyileşme görüldü” dedi.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Nisan ayı tarımsal girdi fiyatları endeksini (Tarım-GFE) değerlendiren Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Başkanı Ali Çandır, “Tarımsal faaliyetlerde bulunanlar açısından son bir yıllık eğilim sürekli aleyhte devam ederken, Nisan ayı itibariyle bu durumda aylıkta 10 puanlık bir iyileşme görüldü” dedi.


Tarımsal girdi fiyatları endeksinin aylık yüzde 7,45, yıllık yüzde 117,31 ilan edildiğini belirten Çandır, “Bu rakamlar, aylıkta ve yıllıkta endeks tarihinin yeni rekorları olmuştur” dedi. 2015-2021 dönemi Nisan ayları ortalama Tarım-GFE değerinin yüzde 0,92, yıllık ortalama değerin ise yüzde 12,87 olduğuna dikkat çeken Başkan Çandır, rakamların tarım sektörünün maliyet yükünü gösterdiğini söyledi. Çandır, “Tarımsal girdi fiyatları enflasyonunda önceki yılların toplamını aşan bir basamak etkisi ile yükseliş görülmektedir” dedi.


Tarımda kullanılan mal ve hizmetlerin fiyatlarında aylıkta yüzde 7,54 ve yıllıkta ise yüzde 126,20’lik artış ilan edildiğini belirten Çandır, tohumda aylık yüzde 5,42, enerjide yüzde 4,05, gübrede yüzde 10,04, ilaçta yüzde 3,74, veteriner hizmetlerinde yüzde -1,85, yemde yüzde 8,84’lük değişime dikkat çekti. Nisan ayında tohumda yıllık yüzde 40,33, enerjide yüzde 189,26, gübrede yüzde 241,57, ilaçta yüzde 93,69, veteriner hizmetlerinde yüzde 26,31, yemde yüzde 121,74 ve diğer kalemlerde ise yüzde 52,61’lik artışa işaret eden Başkan Ali Çandır, “Tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetlerin fiyatlarında aylık yüzde 6,76 ve yıllık yüzde 63,96’lık artış ilan edilmiştir” dedi.



Rahatlatıcı bir dönem yaşanabilir


Nisan ayı tarımsal üretici fiyat endeksi Tarım-ÜFE’nin aylık yüzde 17,76 ve yıllık yüzde 118,53 ilan edildiğini anımsatan Çandır, “Tarımsal faaliyetlerde bulunanlar açısından son bir yıllık eğilim sürekli aleyhte devam ederken Nisan ayı itibariyle bu durum aylıkta 10 puanlık bir iyileşmeye karşılık yıllıkta ise girdi fiyatları ile benzer bir üretici fiyatları ilan edilmiştir. Önümüzdeki aylarda da bu eğilimin devam etmesi halinde tarımsal faaliyetlerde bulunanlar için rahatlatıcı bir dönem yaşanabilir” değerlendirmesinde bulundu.


Yurtiçi ve yurtdışı üretici enflasyonlarının tarım sektörünü dolaylı olarak etkilediğini belirten Ali Çandır, Nisan ayında açıklanan aylık yüzde 7,67 ve yıllık yüzde 121,82 düzeyindeki yurtiçi üretici enflasyonu Yİ-ÜFE ile aylık yüzde 2,61 ve yıllık yüzde 97,11 ilan edilen yurtdışı üretici enflasyonu YD-ÜFE’nin genel olarak sektörün geçmişten gelen maliyet yükünü gelecekte de taşımaya devam edeceğini gösterdiğini kaydetti.



Antalya’nın yükü ağır


Nisan ayında tüketici enflasyonu TÜFE’nin aylık yüzde 7,25 ve yıllık yüzde 69,97 olarak ilan edildiğini belirten Başkan Ali Çandır, Batı Akdeniz enflasyonunun aylık yüzde 6,76 ve yıllık ise yüzde 73,71 olarak ilan edildiğine dikkat çekti. Antalya ve Batı Akdeniz’in 2 yıldır ülke ortalamasının üzerinde bir enflasyon yaşadığına dikkat çeken Çandır, ekonomik olarak ülke ortalamasının altında performans gösteren, ancak ortalamanın üzerinde enflasyon yaşayan Antalya ve Batı Akdeniz’in yükünün ağır olduğunu ifade etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.