EKONOMİ - 14 Temmuz 2020 Salı 13:53

Bayram öncesi hayvancılık ve et ticaretinde yaşanan sorunlar masaya yatırıldı

A
A
A
Bayram öncesi hayvancılık ve et ticaretinde yaşanan sorunlar masaya yatırıldı

Antalya Ticaret Borsası (ATB), Kurban Bayramı öncesinde hayvancılık ve et ticaretinde yaşanan sorunlar, çözüm önerilerini belirlemek amacıyla Sektörel Analiz Toplantısı düzenledi.

Antalya Ticaret Borsası (ATB), Kurban Bayramı öncesinde hayvancılık ve et ticaretinde yaşanan sorunlar, çözüm önerilerini belirlemek amacıyla Sektörel Analiz Toplantısı düzenledi.


ATB Başkan Vekili Halil Bülbül, Antalya’daki hayvan varlığı, et üretimi ve ticareti, korona virüsün Antalya hayvansal üretim ve toptan, perakende ticaretine etkileri, kurbanlık fiyatları ve kesim fiyatları, hayvan pazarları ve et kesim noktalarını konuşmak üzere toplantı düzenlediklerini belirtirken, sektörün sorunları, beklenti ve çözüm önerilerini ilgili kurum ve kuruluşlara ileteceklerini söyledi.



Kurban sönük geçebilir


ATB 5. Meslek Komitesi Üyesi Ata Sönmez, pandemi döneminde kırmızı ette perakende satışlarda artış olsa da satışların yüzde 60-70’ini oluşturan toptan ticaretin durması nedeniyle kırmızı et ticaretinin bu dönemden olumsuz etkilendiğini söyledi. Sönmez, “Bu dönem turizm olmayınca toptan satışta ciddi sıkıntı var. Fiyatlarda da düşme var. Fiyatların düşmesi besici için büyük sıkıntı. Üretici para kazanmazsa besicilikten çekilir, bir daha da dönmez” diye konuştu. Kurban Bayramı’nın da pandemi nedeniyle iyi geçmeyeceğini düşündüğünü söyleyen Sönmez, hem sosyal mesafe kuralı nedeniyle hem de risk nedeniyle kesim yerlerine gitmek yerine insanların bağışa yönelebileceğini kaydetti. Sönmez, kurbanlık fiyatlarının düştüğünü de bildirdi.



Süpermarkette kurban satılmasın


Kasaplar Odası Başkanı Osman Yardımcı, üretici olmazsa kasabın olmayacağını söylerken, kazanamayan üreticinin üretimden çekilebileceği uyarısında bulundu. Yardımcı, küçük aile iletmelerinin desteklenmesi ve sayısının artırılması gerektiğini kaydetti. Süpermarketlerde satılan kurbanlıklara tepki gösteren Yardımcı, binlerce hayvanın aynı anda nasıl kesildiğini sordu. Yardımcı, “Devlet bunu incelesin. Gününde kesilmeyen et kurban değildir. Namazdan önce kesilen kurban, kurban olmaz, adak olur. Süpermarketlerde kurban satılmasın” diye konuştu. Yardımcı, küçükbaş fiyatının 30 TL, dananın 28 TL olduğunu bildirirken, küçükbaş kesim fiyatının parçalama ve pay hariç 180 TL, büyükbaşın 600 TL olduğunu söyledi.



Diyanete çağrı


Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Zeliha Öztürk, Antalya’da 198 bin civarında kesime hazır küçükbaş kurbanlık bulunduğunu bildirirken, “İhtiyacı karşılayacak hayvan sayısına sahibiz” dedi. Antalya’da pazar yerlerinin henüz belli olmadığına dikkat çeken Öztürk, “Birliğimize üye 150 yetiştiricimiz kurbanlıklarını satışa sunmaktalar. Ama bu yıl hayvan pazarlarına ilişkin açıklamasında geç kalınması bizi kaygılandırıyor. Pandemi sürecinde bu kadar yetiştiriciyi merkeze getirecek miyiz, eleme yapılacak mı, nasıl konuşlandıracağız henüz belli değil. Ürünlerini tüketiciye ulaştırabilecekler mi bunun kaygısını yaşıyoruz” diye konuştu. Süpermarketlerin kurban satışlarını da eleştiren Öztürk, “Yapılan ibadete halel getirilmemeli. 12 kg olan kuzu kurbanlık vasfı taşımaz. Bu bir kandırmacadır, kurbanda et pazarlamanın yoludur. Vatandaşın İslami anlamda ibadetine helal getirilmemelidir, kandırmacanın önüne geçilmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığımız bu konuda harekete geçmelidir” diye konuştu.



Kurban beslemenin maliyeti arttı


Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Müdürü Musa Toros, kurban bayramı döneminin ülkemiz için en büyük ekonomik hareketlerden biri olduğunu belirtirken, bu dönemin sıkıntılı geçeceğine işaret etti. Arpa ve buğdayın hasat zamanında, dövizin gerilediği dönemde yeme zam yapıldığına dikkat çeken Toros, “Kurbanları beslemek üretici için büyük sıkıntı” dedi.


Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, FAO’nun da aile işletmeciliğinin desteklenmesini istediğine işaret ederken, besicilerin mutlaka aile işletmeciliğine yönlendirilmesi ve desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Alp, “Tarım desteklenmediği zaman ithalata mecbur kalıyorsunuz. Pandemi döneminde bütün ülkeler kabuğuna çekildi. Hayvanımızı, sebzemizi yetiştirmek zorundayız, yoksa 83 milyonu nasıl besleyeceğiz” dedi.



Antalya’nın Hayvan varlığı


Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Hayvan Sağlığı ve Yetiştiriciliği Şube Müdürü Özlem Çağırıcı Armut, Antalya’da 192 bin 234 büyükbaş hayvan, 520 bin 826 koyun, 752 bin de keçi bulunduğunu bildirirken, “Küçük hayvan varlığı açısından Türkiye genelinde 9-10. sıradayız. Büyükbaşta ise 32. sıradayız. Geçen yıl 11 bin 650 ton et ürettik. Adaklık ve kurban miktarı bu rakama dahil değil. Antalya, küçükbaşta ise geleneksel hayvancılığın yapıldığı yer. Müdürlük olarak geleneksel hayvancılığın yapılmasından yanayız. Çünkü mera yapımız buna çok uygun” diye konuştu.


ATSO Komite Üyesi Hasan Taş, pandemi döneminde kırmızı et tüketimini değerlendirirken AVM’lerden uzak duran halkın yeniden yerel esnafı hatırladığını söyledi. Antalya Hayvancılık A.Ş. adına toplantıya katılan Ozan Ünal, Kömürcüler’deki hayvan pazarında kesim alanı bulunduğunu kurbanlıkların burada hijyenik ortamda kesilebileceğini kaydetti.


Antalya Ticaret Borsası Başkan Vekili Halil Bülbül moderatörlüğünde yapılan toplantıya, ATB Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyt Doğan, ATSO, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Antalya Hayvancılık A.Ş., Akdeniz Üniversitesi, ANET, Antalya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Antalya Kasaplar Odası, Veteriner Hekimler Odası, Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği, KUTSO, MATSO, ALTSO, Ziraat Mühendisleri Odası’ndan temsilciler ile ATB 5. Meslek Komitesi üyeleri katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Turizmde Sivas hızına hız katacak Sivas Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde hazırlanan ‘Turizmde Sivas’ın Hızına Yetiş Projesi’ açılış toplantısı, STSO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Özdemir Başkanlığında gerçekleştirildi. Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) öncülüğünde hazırlanan ve kentin turizm rakamlarını artıracağı düşünülen Turizmde Sivas’ın Hızına Yetiş Projesi’nin açılışı yapıldı. STSO’da gerçekleştirilen açılış toplantısına; Sivas Kültür ve Turizm Müdürü Aziz Erdoğan, Oran Kalkınma Ajansı Sivas İl Koordinatörü Yunus Emre Şeker, Buruciye AŞ Genel Müdürü Mustafa Altun ve Turizm tesislerinin personel ve yöneticileri katıldı. Projeyi Oran Kalkınma Ajansı ile birlikte yürüttüklerini belirten Başkan Özdemir, “Sivas’ın Hızına Yetişin” projemizin başlığında yer alan hız kavramı, Yüksek Hızlı Trenin ilimize gelmesiyle oluştu. Yüksek Hızlı Trenimizin Sivas’a getirdiği en önemli katkı, turizm sektörüne yapacağı katkıdır. Sivas’a daha çok turist getirmek adına turizm sektörüne eğitim anlamında faydalı olmak istedik. Hocalarımızın bilgilerini sektör yöneticilerine ve çalışanlarına aktarmak adına bu projeyi yaptık” ifadelerini kullandı. Programda konuşan Oran Kalkınma Ajansı Sivas İl Koordinatörü Yunus Emre Şeker, Sivas TSO’nun şehrin önemli meselesine dayanan bir proje hazırlayarak destek almaya hak kazandığını ifade etti. Programların projeler geldikçe var olduğunu belirten Şeker, projelerdeki üst amacın Hızlı Tren odağında Sivas’ın turizm hamlesine katkı sunmak dedi. Sivas İl Kültür ve Turizm Müdürü Aziz Erdoğan ise, Turizm sektörünün gelişmesinde Sivas TSO’na teşekkür ederek, projenin sonucunda güzel bir çıktı elde edileceğine inanıyorum dedi. Sivas’ta bulunmaktan ve böyle bir proje yer almaktan memnuniyet duyduğu ifade eden Eğitmen Doç. Dr. İrfan Mısırlı, verilecek olan eğitimler hakkında bilgiler verdi. Sekiz gün sürecek olan eğitimlerde; Konukla İletişim, Müşteri Memnuniyeti, Sosyal Davranış Kuralları ve özellikle Misafir ve İnsan İlişkileri konuları üzerine eğitimler verilecek. Eğitim programını tamamlayan katılımcılara sertifika verilecek.
Ankara YÖK Başkanı Özvar: "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" dedi. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Itri Konferans Salonu’nda Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı gerçekleştirildi. Konferansta konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, yükseköğretime kayıtlı örgün ve açık öğretime devam eden yaklaşık 7 milyon öğrenci ve 185 bine yakın akademik personel olduğunu belirterek, "Sahip olduğumuz bu kapasiteyle Avrupa Yükseköğrenim Alanı içinde önde gelen ülkelerden biri konumundayız. Ancak bizler ulaştığımız noktayı yeterli görerek yavaşlayacak bir anlayışta olamayız. Yükseköğretim Kurulu olarak bir yandan kapasitemizi iş dünyası ile öğrencilerin eğilim ve beklentileri doğrultusunda düzenlerken, diğer yandan üzerinde hassasiyetle durduğumuz kalite güvencesi standartlarımızı yükseköğretim sistemimizin bütün alanlarına yaygınlaştırmaya çalışıyoruz" dedi. "350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayımız var" Uluslararasılaşma ve kalite bağlamında üniversitelerin uluslararası görünürlüklerini artırmayı hedeflediklerini aktaran Özvar, şunları kaydetti: "Uluslararası sıralamalardaki üniversite sayımızı yükseltmek, akademisyenlerimizin yer aldığı uluslararası projeler ile nitelikli ve etki değeri yüksek yayınların sayısını çoğaltmak; akademisyenlerimizin ve öğrencilerimizin uluslararası hareketliliğini artırmak öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Bu alanlarda sağlayacağımız başarı, bir taraftan yükseköğretimimizin kalitesini artıracak, diğer taraftan çok daha fazla sayıda nitelikli uluslararası öğrencinin üniversitelerimize ilgi göstermesini sağlayacaktır. Böylece 350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayısıyla dünyada ilk 10 içinde yer alan ülkemiz, ilk 5 ülkeden biri olma hedefine bir adım daha yaklaşmış olacaktır." "İyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımlar var" Üniversitelerin yüzde 35’inde kurumsal akreditasyon olduğunu hatırlatan YÖK Başkanı Özvar, "Bu anlamda iyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımların var olduğu anlaşılmaktadır. 2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz. Hiç şüphe yok ki kalite süreçleri sonu olmayan ve sürekli iyileşmeyi ilzam eden bir uğraşı alanıdır. Program bazındaki akreditasyonlar ise YÖKAK tarafından yetkilendirilen 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu tarafından yürütülmektedir. Mevcut durumda yükseköğretim sistemimizde akreditasyondan geçen programların sayılarının artmasını beklediğimizi ifade etmek isterim" dedi. Konuşmaların ardından YÖK Başkanı Erol Özvar, üniversite rektörleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.