SAĞLIK - 15 Eylül 2020 Salı 10:51

Evden çalışma ve uzaktan eğitimde yanlış telefon ve tablet kullanımına dikkat

A
A
A
Evden çalışma ve uzaktan eğitimde yanlış telefon ve tablet kullanımına dikkat

Hızlı kilo almanın, yanlış telefon ve tablet kullanımının bel sırt ve boyun kaslarındaki zayıflamaya bağlı gelişen cep boyun hastalığına sebep olduğunu söyleyen Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op.

Hızlı kilo almanın, yanlış telefon ve tablet kullanımının bel sırt ve boyun kaslarındaki zayıflamaya bağlı gelişen cep boyun hastalığına sebep olduğunu söyleyen Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Şafak Özyörük, Covid-19 salgını nedeniyle eğitimini evden sürdüren öğrencilerin, çalışma hayatına evden devam eden kişilerin risk altında olduğunu vurguladı.


Hastalığın özellikle Covid-19 sürecinde artış gösterdiğine dikkat çeken OFM Antalya Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Şafak Özyörük, "Ülkemizde Covid-19 enfeksiyonu görülmeye başladıktan sonra özellikle Mart ve Temmuz ayları arasında ki karantina sürecinde, yaşamımız boyunca daha önce kalmadığımız kadar hareketsiz kaldığımız bir süreç geçirdik. Normalde yetişkinler için günde bin ile 8 bin adımın sağlıklı olduğunu hastalarımıza anlatırken, karantina sürecinde bazı günler 100 adımı bile zor tamamladık. Yaşanılan süreçte ortaya çıkan stresle, birçok kişinin uyku düzeni bozuldu. Bu durum omurga sağlığımızın bozulmasına neden oldu" diye konuştu.


Salgının ortaya çıkmasıyla evlere kapanan vatandaşların; telefon, tablet kullanımına ağırlık verdiğini dile getiren Özyörük, “Yoğun TV, telefon ve tablet kullanımı duruş ve vücut mekaniğini olumsuz etkileyerek sabit pozisyonda omurgamıza ve kaslara binen yükü çok arttırmaktadır. Bu süreçte meydana gelen duruş bozukluklarından dolayı, özellikle boyun omurgasına binen yük çok arttı ve Cep Boyun Hastalığı’nı tetikledi. Cep Boyun Hastalığı’nda yanlış duruş pozisyonundan dolayı baş ağırlığının 6-7 katı kadar ağırlık, boyun bölgesine baskı yapabiliyor ve bunun sonuncunda boyun kaslarında ağrı, ilerleyen zamanlarda kollarda karıncalanma, uyuşma ve baş ağrısı hatta boyun omuru disk hasarı oluşabiliyor” dedi.



Öğrenciler ve evde çalışanlar risk altında


Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Şafak Özyörük, okulların kapalı olması nedeniyle eğitimini evden sürdüren öğrencilerin, çalışma hayatına evden devam eden kişilerin risk altında olduğuna vurguladı. Özyörük, “Karantina sürecinde hızlı kilo aldık. Omurgamız için destek sağlayan bel, sırt ve boyun kasları da zayıfladı. Kilo artışı ile birlikte omurgamıza destek olan kaslarımızın zayıflamasından dolayı omurgamıza binen yük arttı. Okulların kapalı olması sebebiyle eğitimlerini evden sürdüren öğrenciler ve çalışma hayatına evden devam kişiler uzun süre ekran başında oturarak zaman geçirmeye başladı. Covid ile ilgili olarak yeni bir gelişmeyi, yeni bir haberi, hastalığın seyri ile ilgili bilgileri kaçırmamak için normalden çok daha fazla süreyi ekran başında ya da akıllı telefonların başında geçirdik” ifadelerini kullandı.


Özyörük, yaşanan süreçte ortaya çıkan stresin omurga sağlığını olumsuz yönde etkilediğini aktardı.



Uykusuzluk ve kilo artışı omurga sağlığını bozuyor


Normalleşme sürecinde alınan kiloların; bel, boyun ve sırt ağrısı olarak karşımıza çıktığını aktaran Özyörük, güçlü ve sağlıklı bir yaşam için omurga sağlığına çok dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Özyörük, “Güçlü ve sağlıklı bir omurga yaşamımız boyunca en büyük destekçimiz olacağı için omurga sağlığına çok dikkat etmeliyiz. Omurga vücudun çatısını oluşturur, hareketi sağlar, diğer organların özellikle akciğer ve kalbin daha iyi çalışmasına yardım eder. Sağlıklı bir omurganın ilk şartı iyi bir duruş pozisyonudur. Duruşumuzu düzelterek omurgamıza binen yükü azaltabiliriz. İyi bir duruş pozisyonu ile iskeletimizi oluşturan kemik ve eklemlerimiz, bunları çevreleyen kaslarımız daha rahat çalışır, ağrılarımız azalır, çabuk yorulmayız ve estetik bir görünüme kavuşuruz. Yaşanılan süreçte ortaya çıkan stresle, birçok kişinin uyku düzenin bozulması da omurga sağlığını olumsuz yönde etkilemiştir. Omurga kemiklerimiz arasında yastık görevi gören, omurgamıza binen yükü absorbe ederek omurgamıza gelecek zararı en aza indiren “disklerin” beslenmesi ve kendini yenilmesi için iyi ve düzenli bir uyku şarttır” şeklinde konuştu.



Sağlıklı bir omurga için neler yapılmalı?


Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Şafak Özyörük, sağlıklı bir omurga için neler yapılması gerektiği konusunda bilgiler aktardı. Dengeli beslenme, spor, doğru ayakkabı tercihinin sağlıklı bir omurga için olmazsa olmaz olduğunu söyleyen Op. Dr. Şafak Özyörük, şu ifadeleri kullandı:


"İdeal kilomuza dikkat etmeliyiz. Dengeli beslenmeliyiz. İdeal kilomuza ulaşmak için gerekirse uzman bir ekipten yardım almalıyız. Sporu hayatımızın bir parçası haline getirmeliyiz, omurga sağlığı için düzenli olarak yürüyüş, bisiklet, yüzme ya da pilates gibi omurgaya dost sporları yapmanızı öneririm. Uzun süre oturarak çalışıyorsak mümkünse 45 dakika çalışma periyotlarımıza 10 dakika hareket eklemeliyiz. Otururken mümkün olduğu dik oturmalıyız, bel desteği iyi olan koltuklar seçmeliyiz ve bilgisayar kullanıyorsak ekranı tam göz seviyesinde, boynumuzu zorlamayacak bir şekilde ayarlamalıyız. Uzun süre ayakta çalışıyorsak öncelikle ayakkabı seçimine dikkat edip, molalarımızda oturarak dinlenmeliyiz, sabit bir noktada ayakta uzun süre durarak çalışıyorsak molalarda öncelikle kısa mesafe yürüyerek eklemlerimizin hareketini sağlamalıyız. Ağır kaldırmak zorundaysak mümkün olduğu kadar ağrılığı az ve eşit parçalara bölüp her iki elimizi kullanarak omurgamıza binen yükü en aza indirerek kaldırmalıyız. Vücut ağırlığımızın 1/5 den fazla ağırlık kaldırmamalıyız. İyi bir uyku hem bütün vücut organlarımız için gerekliyken özellikle omurga arası disklerin beslenmesi için de gereklidir, bu sebeple ortopedik-ergonomik yatak ve yastık kullanarak iyi ve kaliteli bir uyku geçirmek hem ağrılarımızın azalması hem de güne enerjik başlamak için önemlidir. Futbol, basketbol ve tenis gibi omurganın rotasyonel harekete maruz kaldığı sporları yaparken dikkatli olmayız. Sıvı alımına dikkat etmeliyiz günde en az 2-3 litre su içmeliyiz, ayrıca şekerli, gazlı ve alkollü içeceklerden uzak durmalıyız. Yeterli miktarda su tüketimi ile birlikte omurlar arası disk sağlığımızı da korumuş oluruz. COVİD enfeksiyonuna yatkınlığı artıran, omurgadaki kas ve kemik gelişimini kötü yönde etkileyen sigaradan kesinlikle uzak durmalıyız”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gastronomi kenti Gaziantep’te 40 TL’ye menü yemek hizmeti Gaziantep Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hayata geçirilen ’Haydi Sofraya Lokantası’nda 40 TL’ye içerisinde 4 çeşit yemeğin bulunduğu menü hizmeti verilmeye başlandı. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, gastronomi kentinde önemli bir projeyi daha hayata geçirdi. Başkan Fatma Şahin liderliğinde önemli projelerle adından söz ettiren Gaziantep Büyükşehir, son zamanlarda yeme-içme sektöründe yaşanan ciddi artışlara karşı Hasan Celal Güzel Millet Bahçesi’nde ’Haydi Sofraya’ lokantasını hizmete açtı. Faaliyete başlayan Haydi Sofraya lokantasında 4 çeşit yemekten oluşan menü 40 TL’ye satılıyor. Lokantada 12.00-13.30 saatleri arasında öğle yemeği, 17.30-19.30 saatleri arasında ise akşam yemeği hizmeti veriliyor. "4 çeşitten oluşan menüyü 40 TL gibi uygun bir fiyata satarak vatandaşlara hizmet vermekteyiz" Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Haydi Sofraya Lokanta Koordinatörü Ertuğrul Er, "Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanımız Fatma Şahin’in talimatlarıyla yiyecek-içecek sektöründe ’Haydi Sofraya’ lokantamızı hayata geçirdik. Tesisimiz Hasan Celal Güzel Millet Bahçesi içerisinde yer alıyor. Tesisimizde 4 çeşitten oluşan menüyü 40 TL gibi uygun bir fiyata satarak vatandaşlarımıza hizmet vermekteyiz. Haydi Sofraya lokantalarımız uygun fiyatı ile ilerleye günlerce şehrin değişik noktalarında da hizmet vermeye başlayacak. Burada öğle ve akşam olmak üzere 2 öğün olarak vatandaşlarımıza hizmet vermekteyiz. Öğle servisimiz 12.00-13.30 saatleri arasında, akşam servisimiz ise 17.30-19.30 saatleri arasında hizmet vermektedir. Vatandaşlarımızın yoğun ilgisi var. Vatandaşlar burada yemekleri yedikten sonra çok memnun kalarak teşekkür ediyor bizlere. Yani olumlu dönüşler alıyoruz" dedi.
İstanbul Vodafone Red’lilere 100 milyon TL’yi aşkın değer sağlanacak Yeni dönemde hem Opet, İspark, Havaist gibi markalarla sözleşmelerini yenileyen, hem de marka ayrıcalıklarına Migros, BigChefs, SushiCo ve Les Benjamins gibi iş ortaklarını ekleyen Vodafone Red, müşterilerine toplamda 100 milyon TL’nin üzerinde değer oluşturmayı hedefliyor. Vodafone Red, yenilikçi ürün ve hizmetleriyle müşterilerinin hayatını ekonomik ve sosyal yönden kolaylaştırmaya devam ediyor. Yeni dönemde hem Opet, İspark, Havaist gibi markalarla sözleşmelerini yenileyen, hem de marka ayrıcalıklarına Migros, BigChefs, SushiCo ve Les Benjamins gibi iş ortaklarını ekleyen Vodafone Red, müşterilerine toplamda 100 milyon TL’nin üzerinde değer oluşturmayı hedefliyor. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, şunları söyledi: “Vodafone Red, sadece tarifelerden oluşan bir dünya değil. Müşterilerimizin uçtan uca iletişim ihtiyaçlarını karşılarken, onlara seyahatten ulaşıma, eğlenceden yeme içmeye kadar pek çok alanda birçok ayrıcalık sunuyoruz. Yaptığımız araştırmalara göre, müşteriler kendilerini daha değerli hissetmek ve kullandıkları markanın yanlarında olduğunu bilmek istiyor. Diğer yandan, akıllı harcama yaptığını bilmek de müşterilerimiz için çok önemli. ‘Red dolu dolu’ çatısı altında hem Red’e yeni gelen müşterilerimiz hem de tarifesini Red ile yenileyen müşterilerimiz için kendilerini özel ve öncelikli hissedecekleri marka ortaklıkları ve fırsatlar sunuyoruz. Yeni dönemde Vodafone Red’lilere 100 milyon TL’yi aşkın değer sunmayı hedefliyoruz. Red’li müşterilerimize yaşam tarzlarına uyan ayrıcalıklarla uçtan uca bir deneyim yaşatmaya devam edeceğiz.” Red’den yeni marka indirimleri Vodafone Red’e yeni gelen ve mevcutta Vodafone’lu olup tarifesini Red ile yenileyen müşterilere Migros’ta 500 TL ve üzeri alışverişlerde 100 Money hediye, Les Benjamins’te 5.000 TL ve üzeri alışverişlerde 1.000 TL indirim, Sushico’da 800 TL ve üzeri harcamalarda 100 TL indirim, BigChefs’te 750 TL ve üzeri harcamalarda 100 TL indirim sunuluyor. Ayrıca, Opet’te 750 TL ve üzeri akaryakıt harcamalarında 100 TL değerinde Opet Yakıt Puan hediye ayrıcalığı da devam ediyor. Vodafone Red, tüm müşterilerine ise İstanbul Havaalanı ve Sabiha Gökçe Havaalanı’na Havaist ile transferde yüzde 50 indirim; İstanbul’daki İspark otoparklarında 2-4 saate kadar ücretsiz otopark hakkı; Seyahat Yanımda üzerinden alınacak yurtiçi uçak biletinde 150 TL indirim gibi ayrıcalıklar sunuyor. Red ayrıcalıklarına Yanımda’dan ulaşılabiliyor Vodafone Red’in tüm marka ortaklığı kampanyalarından faydalanmak için, Vodafone Yanımda’nın içindeki Fırsatlar Dünyası’ndan (Happy) ilgili kampanya sayfasına girilmesi ve ilgili sayfada “Fırsatı Kullan” butonuna tıklanarak kod alınması gerekiyor. Marka ayrıcalıklarında kullanım hakları, sahip olunan tarifeye göre yılda 1 ile yılda 6 arasında değişiyor.
İstanbul Bulut tohumlama ekosistemi bozuyor Kurak bölgelere yağmur yağdırmak için geliştirilen Bulut tohumlama yöntemi ekosisteme zarar verebiliyor. Meteoroloji Mühendisi Dr. Güven Özdemir, “Bulut tohumlama kurak araziler için çözüm olarak geliştirilen bir proje fakat yağış için yapılan tohumlama sonrası durumu kontrol edebilmek mümkün değil. Bu yapılan eylem ekosisteme zarar verebilir” dedi. Son yıllarda kurak bölgelerde yağışların artırılması amacıyla ‘bulut tohumlama’ yönteminin kullanıldığı konuşuluyor. Geçtiğimiz günlerde Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) yoğun yağış sonrası can kayıplarının yaşandığı sel olayının perde arkasında ‘bulut tohumlama’ yönteminin bulunduğu öne sürüldü. Söz konusu yöntemle ilgili bilgi veren Meteoroloji Mühendisi Dr. Güven Özdemir, “Bulut tohumlama yöntemi yağışın az olduğu bölgelerde kuraklığa çözüm olması için geliştirilen bir proje. Uçaklar sayesinde bulutlara enjekte edilen gümüş iyodür veya kuru buz bulutun sıcaklığını düşürüp yağmur sularını bırakmasını sağlıyor. Fakat bu durumun mega kent üzerinde veya şehir merkezi üzerinde denenmesi olumsuz sonuçlar getirebiliyor. Yağış sağlandıktan sonra yağışı kontrol altına almak mümkün değil. Bu da ekosistemi veya doğanın düzenini bozabiliyor” dedi. “Bulut tohumlama, kuraklığı önlemek için geliştirilen bir proje” Meteoroloji Mühendisi Dr. Güven Özdemir, “Bulut tohumlama 1940’lı yıllardan itibaren bilim adamlarının kuraklıkla ilgili nasıl geliştirebiliriz tatlı suya nasıl ulaşabiliriz nasıl etkili bir su rejimi sağlanabilir diye çalıştıkları bir bilimsel çalışma. Tabi ki uzun yıllardır çalışmalara rağmen güvenilirlik kazanmış değil. Bulut tohumlama bulut içerisine tabi ki her bulut değil nemi yüksek olan ve yağmaya elverişli olan bulut sıcaklığını düşürülerek yoğunlaşma çekirdeklerinin bulut içerisine enjekte edilmesi. Tabi yoğunlaşma derken kuru buz gibi gümüş iyodür gibi sıcaklığı eksilerde olan -80 ile -150 arasında derecesi olan bu şeylerin bulut içerisine enjekte edilmesi. Nasıl enjekte edildiğini sorarsanız bunlar uçaklar ve dronelar sayesinde yapılıyor. Uçakların kanat kısmına takılan fişekler kuru buz veya gümüş iyodür gibi kimyasal maddelerin bulut sıcaklığını düşürebilecek maddeleri enjekte eder. Belli yükseklikte bulutun üst kısmından içine doğru veya aşağıdan yukarıya doğru roket şeklinde atılarak yapılır” dedi. “Faydası olduğu kadar zararı da var” Özdemir, “Bir alanın, şehrin, su birikintisinin veya barajların üstünde bulunan bulutlara enjekte edilip su damlacıklarının üstüne yapışarak havada bulunan damlacıkların yere yağış olarak düşmesi sağlanıyor. Fakat bu yapılan olayın bir kontrolü yok. Yani tohumlama yapılıp yağış sağlanabiliyor fakat bu yağışı kontrol altına almak mümkün değil. Bu yapılan tohumlama kent üzerlerinde yapılmaması gerekiyor. Tohumlama açık alanlarda yapılması gerekiyor. Tabi ki bunlar yapılırken dikkat edilmesi gereken en önemli konu doğanın bir düzeni var ve bir ekosistemi var bu ekosistemi bozabilir. Bu yüzden yağış yapılacak yerin sele neden olmayacak orman veya göl üstlerinde yapılması gerekir. Yağışı yapabildiğiniz fakat kontrolünü sağlayamadığınız bir durumda şartlar kötüye gidebilir. En güzel örneği Dubai’de yapılan tohumlama sonucu hemen ardından selin etkili olması. Şu anda da yağışı kontrol almaları mümkün görünmüyor. Tabi ki faydası var kuraklığa bir çözüm fakat olumsuz etkilerini de düşünmek gerekir. Dubai’de 1 metrekare alana düşen miktar çok yüksek. Örnek verecek olursam 1 yılda Dubai’ye düşen yağış miktarı 10 santim civarında fakat pazartesi günü yaşanan yağışta 24 saatte 1 metrekare alana 15 santim yağış düştü. Bu bakıldığında çok büyük bir miktar. Bu yüzdende Dubai şuan sele çözüm arıyor. Yani mega kentlerde ve yerleşim yerlerinde bu bulut tohumlama yöntemi yapılmaması gerekir” şeklinde konuştu. “Bulut tohumlama yöntemi doğanın dengesini bozabilir” Özdemir, “Tohumlama yaparken bulutun sıcaklığı, rüzgar yönü ve şiddeti çok önemli. Bunların mutlaka çok iyi bilinmesi gerekiyor. Doğanın kendine ait bir düzeni var ne kadar kontrol edilip tohumlama yapılsa da bir anda rüzgar tersine döner ve beklenmedik sonuçlar ortaya çıkarır. Bu yöntem zamanında Türkiye’de denendi fakat pek faydası olmadı. Deniz üzerine birkaç kez denendi fakat pek fayda alınamadı. Sonuçta bu yapılan eylemde bulutun tohumlama sonrası ne kadar yağış bırakır teorik olarak hesabı yapılıyor fakat uygulamaya geçtiğinde bu tahminler farklı çıkabiliyor. Doğaya kontrolsüz bir güç vermiş oluyorsunuz. Tabi ki bu yöntem ilerde geliştirilecektir. Tabi ki bu yöntem için daha çok para harcanması lazım. Bulut tohumlama yöntemi için belli bir yatırım gerekiyor. Mesela BAE bu tohumlama için yaklaşık 15 milyon dolar yatırım harcadı. Tabi ki bu yatırım yapılacak yer, alan, bölgeye ve ne kadar yağış istendiğine göre değişkenlik gösterebilir. Ayrıca tohumlama yapılacak yılında buna etken olduğunu söyleyebiliriz. Net bir fiyat vermemiz uygun olmayacaktır” diye konuştu.