ÇEVRE - 15 Mart 2019 Cuma 13:37

İklim değişikliğiyle mücadele seferberliği başladı

A
A
A
İklim değişikliğiyle mücadele seferberliği başladı

Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof.

Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof.Dr.Mehmet Emin Birpınar, bakanlık olarak büyükşehir belediye ve yerel yönetimlerle birlikte iklim değişikliği mücadele seferberliğine başladıklarını belirterek, “İlk yapacağımız iş, bütün belediyelerimize bir deklarasyon göndereceğiz. Ortak bir deklarasyonu beraber neler yapabileceğimizi çıkarmamız gerekiyor” dedi.


Antalya’nın Serik ilçesinde 1. Yerel İklim Eylemi Uluslararası Konferansı başladı. Turizm bölgesi Belek’teki bir otelde 2 gün süren programa, Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Bölüm Başkanı ve Mali İşbirliği Başkan Vekili Angel Gutierrez, Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ruhi Beşiktaş, belediye ve yerel yönetim temsilcileri ve davetliler katıldı.


Konferansta konuşan, Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, programın Antalya’da olmasından dolayı mutluluk duyduğunu ifade ederek sözlerine başladı. Birpınar, iklim değişikliğiyle ilgili bilim adamlarının son verdikleri 1,5 derece raporuna göre durumun çok vahim olduğuna dikkat çekti.


Özellikle Akdeniz Havzası’nda iklim değişikliğinin belirgin olarak yaşandığını belirten Birpınar, bunların sıcaklıkların artışı, hortumlar, bazen de büyük felaketler olarak karşılarına çıktığını, çözümler alınmaması halindeyse olumsuz sonuçların artarak devam edeceğine vurgu yaptı.



"Yerelde başaramazsanız, uluslararası kararların bir önemi yok"


İklim planının yerelde başlamasının son derece önemli olduğunu vurgulayan Birpınar, “Eğer yerelde bir şeyler yapmayı başaramazsanız, uluslararası alanda alınan kararların hiçbir öneminin olmadığını net bir şekilde görürsünüz. Dünya nüfusunun büyük bir kısmının yüzde 70’e yakını kentlerde birleşiyor. Yani iklimi değiştiren gazların ana oluşum yeri şehirler. Dolayısıyla şehirlerde bu tedbirleri almamız gerekiyor. Şehirlerden başlayarak iklim değişikliği mücadelesini yürütmemiz gerekiyor” diye konuştu.


Birpınar, şehirlerin özellikle ulaştırma, yerleşmeleri enerji ve atık sektöründe, sera gazı emisyonlarının azaltılması potansiyelinin illerimizde çok yüksek olduğunu bildiklerini ve bunların araştırılması gerektiğini söyledi.



"Geleceğin turizm rotaları iklim dostu şehirler olacak"


Dünyadaki birçok ülkede karbon üretmeyen şehirler inşa edildiğine işaret eden Birpınar, bu potansiyelin Antalya’da olduğuna vurgu yaptı. Turizmin ile çevrenin ilişkisine değinen Birpınar, “İnsanlar artık bir yere gidecekleri zaman, o şehrin temizliğine, iklim değişikliği uyumuna veya enerji verimliliğine bakarak turizme yönlenmeye başladı. Geleceğin turizm rotaları da iklim dostu şehirler olacağını belirtmek istiyorum. Buna turizm kenti Antalya’nın da hazır olması gerekiyor” dedi.


İklim değişikliği eylem planında, deniz, göl, akarsu gibi su kaynaklarının yanı sıra ormanlık alanların karbon yuttuğunu hatırlatan Birpınar, bu alanların korunması gerektiğini vurguladı.



“İklim değişikliği meselesi yeni bir parametredir”


Mevcut altyapıları çok iyi olan Almanya Fransa, İtalya ve İspanya gibi şehirlerde bile iklim değişikliğinden dolayı büyük felaketler yaşanabildiğine işaret eden Birpınar, “Hani bizim medyamız bazen diyor ya, şehrin alt yapısı çok kötü, bu parti yıllardır iktidarda, bu belediye yıllardır başta ama bu felaketler niye yaşanıyor?’ diye soruyor. Aynısı aslında Paris’te, Madrid’de veya Berlin’de yaşanıyor. Neden? Çünkü iklim değişikliği meselesi yeni bir parametredir. Yani bütün mühendislik hesaplarında yeni parametreyi işin içerisine katmamız lazım. Dizayn kriterini değiştirmemiz lazım. Eğer bu kriteri olmazsa işte sizin kanalizasyon borularınız, içme suyu hatlarınız kapasiteleri yetmeyecektir. Bir saatte yağması gereken yağmur, 10 dakika içerisinde yağıyorsa hiçbir alt yapı sistemi bunu kaldıramıyor ve inanılmaz taşkınların meydana geldiğini görüyoruz. Bu yüzden alt yapılardaki boru çaplarının yüzde 20 ya da yüzde 30 civarında değiştirilmesi gerekiyor” ifadelerini kaydetti.



“Seferberliği bugün itibariyle başlatıyoruz”


Bakanlık olarak Büyükşehir Belediyeler ve yerel yönetimlerle birlikte iklim değişikliği mücadele seferberliğine bugün itibariyle başladıklarını aktaran Birpınar, “Bundan sonrada ilk yapacağımız iş, bütün belediyelerimize bir deklarasyon göndereceğiz. Ortak bir deklarasyonu beraber neler yapabileceğimizi çıkarmamız gerekiyor. Belediyelerimizin, sera gazı emisyonlarını azaltma, iklim değişikliğine uyum faaliyetlerine katkı vermelerini buradan istediğimizi ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu.



“Biz emisyonları çok fazla hızlı artan bir ülkeyiz”


İklim değişikliği müzakerelerinde Türkiye olarak 5 yıldır ciddi bir mücadelenin içerisinde olduklarını belirten Birpınar, şunları söyledi:


“Paris antlaşmasına taraf değiliz, olmak istiyoruz. Ama oradaki mücadele diplomatların müzakereleri ve her ülke kendi menfaatlerini düşünüyor. Bizi de zamanında gelişmiş ülke statüsüne koydukları için, özellikle mutlak emisyon azaltımı yapmamız isteniyor korkumuz var. Türkiye’nin hem adaptasyon hem de emisyon azaltımı konusunda Türkiye’nin uluslararası finansmana ihtiyacı var. Bize ‘kömürden vazgeçin, fosil yakıtlardan vazgeçin, bunun yerine yenilenebilir enerji, güneş, rüzgar, jeotermal veya hidroelektrik santrallere yönelin’ diyorlar. Ama bunlara yönelmenin maliyeti yıllık olarak Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamak için 10 milyar dolara ihtiyacı var. Bu uluslararası finans kanyakları, bankaları ya da fonların Türkiye’ye yardımcı olmaması durumunda bu parayı bizim bulmamız çok zor. 10 milyar doları bulmamız lazım ki ihtiyaç olan enerjiyi karşılayabilelim. Biz müzakerelerde ‘Bu kapıları bize açın ve iklimle değişikliğiyle mücadelemizi daha iyi yapalım’ diyoruz.. Bizi Hindistan’dan, Çin’den, Arjantin’den farklı görmeyin. Siz bizi ABD, AB ülkeler, Avusturalya, Japonya gibi görürseniz ve bize bu noktada finans kapılarını açmaz iseniz, biz iklim değişikliğinde kendi imkan ve kabiliyetlerimizle mücadeleye gireriz, bu da dünyadaki ortak katkıya çok büyük katkısı olmaz. Biz emisyonları çok fazla hızlı artan bir ülkeyiz. Şu anda 400 milyon ton civarında emisyon var ama 2030 yılında hedefimiz 1 milyar 200 milyon ton. Çünkü hızlı kalkınan bir ülkeyiz.”



Gutierrez: “Doğal afetlerden korkmak yerine, doğayı domine eder hale geldiğimizi düşünüyoruz”


Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Bölüm Başkanı ve Mali İşbirliği Başkan Vekili Angel Gutierrez de düzenlenen konferansta yerel bağlamda iklim değişikliği ile mücadelenin nasıl yapılacağını konuşacaklarını söyledi. Gutierrez, doğal afetlerden korunmak için bir takım önlemler almaya başladıklarını belirterek, “Bugün artık mega şehirler var. Her yerde sanayi var. Çeşitli tarım ürünleri var. İnsanlar açısından daha karşılanabilir olsun diye ama karşımızda mücadele etmemiz gereken çok büyük bir zorluk var. Aslında doğal afetlerden korkmak yerine doğayı domine eder hale geldiğimizi düşünür durumdayız.” diyerek konuştu.


İklim değişikliği ile baş edebilmek için bir yandan sera gazıyla mücadele etmek gerektiğine dikkati çeken Gutierrez, AB’nin bu mücadeleye dünya seviyesinde liderlik ettiğini ve uzun vadeli hedeflerle güçlü üye devletler içinde mevzuatlarla bunu desteklediklerini ifade etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa BUYAZ Şiir Onur Ödülü Ayten Mutlu’ya verildi Nilüfer Belediyesi’nin Bursa Yazın ve Sanat Derneği iş birliğiyle düzenlediği Dünya Şiir Günü etkinliğinde, onur ödülü Ayten Mutlu’ya verildi. Nilüfer Belediyesi’nin, Bursa Yazın ve Sanat Derneği (BUYAZ) ile düzenlediği Dünya Şiir Günü etkinlikleri bu yıl Ürünlü Arı Evi’nde yapıldı. Dünya Şiir Onur Ödülü’nün de sahibini bulduğu geceye Nilüfer Belediye Meclisi Üyesi Gülver Deniz, BUYAZ Başkanı Bülent Elitok ve çok sayıda şiir sevdalısı katıldı. Etkinlikte Arife Kalender’in kaleme aldığı Dünya Şiir Günü bildirisini şair Esra Dökmen okudu. Esra Dökmen ve Elif Burcu Özkan, etkinliğe rahatsızlığından dolayı katılamayan Dünya Şiir Onur Ödülü sahibi Ayten Mutlu’nun şiirlerini okudu. Etkinlik sonunda Dünya Şiir Onur Ödülü’nü Ayten Mutlu adına Süreyya Akçay, Nilüfer Belediye Meclisi Üyesi Gülver Deniz ve BUYAZ Başkanı Bülent Elitok’un elinden aldı. BUYAZ Başkanı Bülent Elitok, yıllardır Nilüfer Belediyesi ile edebiyat üzerine çok güzel işlere imza attıklarını ifade ederek, sanatın, bilimin değerinin daha da çoğaldığı yeni bir dönem olması dileklerinde bulundu. Etkinlikte daha sonra Dünya Şiir Günü kapsamında Hilmi Haşal ve Süreyya Akçay’ın konuk olduğu bir söyleşi düzenlendi. Ayten Mutlu’nun edebi çalışmaları ve şiire bakışını ele alan Haşal ile Akçay, ödüllü şairin eserlerinden kesitler de sundu. Ayten Mutlu’nun şiirlerinde umudu içeren derinlik ve incelikte olduğunu belirten Süreyya Akçay, “Onun şiirlerinde hüzün olsa da umuda bakan pencerede var. Ona göre toplumların gelişmişlik düzeyi kadınlara verilen değerle ölçülmektedir. Kadınların eşit sayılmama hüznünü sıkça şiirlerinde işlemiştir. O kadın hakları için yaşamının her anında mücadele vermiştir. Sonsuzlukta gezinme arzusu vardır onun şiirlerinde” dedi. Şair Hilmi Haşal, Ayten Mutlu’nun kadın sorunlarını cesur şekilde dile getirdiğini belirterek, “O, çalışmalarında birçok konuya değinmiş. Konular arası geçişleri çok yumuşak yapmış. Ama en çok kadının çilesine dikkat çekmiş. Ayten Mutlu şiirin ruhuyla bilimin ışığı arasında kalan hayatın kanatlarını yazmıştır. Okuru dehlizlere çeker, sözleri ve zihinleri okşar. Okunanın aynasında kendini aramaya çağırır. O adeta okurun algısına dokunur” diye konuştu.
Samsun Samsun’da yağmursuyu baskınlarına karşı önlem Samsun Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (SASKİ), özellikle yaz aylarında yaşanan yağmur suyu baskınlarına karşı önlemler alıyor. SASKİ bu kapsamda Bafra ilçesinde de keson kuyu terfi merkezi inşaatına başladı. Karadeniz’in merkezi Samsun’da hayatı kolaylaştırıp yaşam konforunu artırmayı hedefleyen Samsun Büyükşehir Belediyesi, bütün ilçelerinde içme suyu, yağmur suyu ve kanalizasyon şebeke hattı yenileme çalışmalarına devam ediyor. İçme suyu ve atık su arıtma tesisi yatırımlarını aralıksız sürdüren SASKİ Genel Müdürlüğü, keson kuyu yağmursuyu terfi merkezleri inşa ediyor. Cadde ve bulvarlar ile ara sokaklarda biriken yağmur sularını hızla toplayacak keson kuyulardan ilkini Canik ilçesi Gülsan Sanayi Bölgesi’nde inşa ederek işletime alan SASKİ, yüzey sularını Mert Irmağı’na deşarj ediyor. Ekipler, Terme’nin Çay Mahallesi’nde başlattığı ikinci yağmursuyu kuyu projesinde de önemli mesafe kat etti. Çalışmaların sürdüğü inşaatın tamamlanmasıyla yağmur suları, Terme Çayı’na iletilecek. Terme Keson Kuyu Terfi Merkezi’nin aynısını Bafra’da inşa etmeyi sürdüren SASKİ Genel Müdürlüğü, 10 metre çapında ve 10 metre derinliğindeki keson kuyuyu, 28 milyon TL’ye mal edecek. Proje bittiğinde ise yağmur suları, güçlü pompalarla Baduk Kanalı’na deşarj edecek. "3 ilçemizdeki su baskınlarını büyük oranda önlemiş olacağız" Yapımı devam eden keson kuyu inşaatıyla ilgili bilgi veren SASKİ Genel Müdürü Dr. Bahattin Yanık, Terme ve Bafra’daki terfi merkezi imalat çalışmalarının planlı şekilde sürdüğünü kaydetti. Samsun’un her noktasında içme suyu, yağmursuyu, kanalizasyon yatırımı gerçekleştirdiklerini ifade eden Yanık, “Çay Mahallesi’ndeki yağmursuyu keson terfi merkezinin yüzde 80’i tamamlandı. Ardından vakit geçirmeden Bafra Kemal Paşa Mahallesi’ndeki yatırımın startını verdik. Şu an keson kuyu terfi merkezi inşaatına devam ediyoruz. Akabinde pompa montajı ile borulama işine başlanılacak. Böylelikle 3 ilçemizdeki su baskınlarını büyük oranda önlemiş olacağız" dedi.
Gaziantep Beyindeki kan pıhtıları kasıktan tedavi edilerek hastalar felç olmaktan kurtarılıyor Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılan Gaziantep Şehir Hastanesi, Girişimsel Radyoloji alanında gerçekleştirdiği yenilikçi ve başarılı tedavilerle dikkat çekiyor. Modern teknoloji ile hizmet veren hastanede, beyin pıhtıları, kasıktan girilerek yapılan müdahale ile tedavi edilerek hastalar felç olmaktan kurtarılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılan ve yaklaşık 7 aydır hizmet veren Gaziantep Şehir Hastanesi, hastalara şifa olmaya devam ediyor. Pek çok alanda modern tedavilerin uygulandığı hastanede Girişimsel Radyologlar tarafından (damar içi) özel cihazlar kullanılarak ve kasıktan girilerek yapılan müdahale ile beyindeki pıhtıların çıkarılmasıyla altı ayda 100’ün üzerinde hasta tedavi edildi. Bu sayede ameliyata gerek kalmadan ya da ameliyatla bile düzeltilemeyecek ani yaşanan inme (felç) ve beyin kanamalarına 7/24 müdahale ediliyor. Gaziantep Şehir Hastanesi’nin teknolojik alt yapısı ve en güncel tıbbi cihazlarıyla ön plana çıkan Girişimsel Radyoloji Bölümü, felçlerin önlenmesine yönelik başarılı anjiografik uygulamalar gerçekleştiriyor. Şehir Hastanesi’nin Gaziantep ve çevre illere çok başarılı bir hizmet sunduğunu ifade eden Gaziantep Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Süleyman Çetinkünar, "Girişimsel Radyoloji, çok spesifik alanları içeren, özel işlemlerden oluşan, özel alet kullanımı gerektiren, ekip ruhuyla çalışan ve bu ekibin başındaki yetenekli doktorlarımız ve hocalarımız başta olmak üzere, hemşireler, teknisyenler ve diğer çalışanlardan oluşan güçlü bir ekibin varlığını ifade eder. Girişimsel Radyoloji çok özellikli bir bölümdür. Açıldığımız günden bu yana 100’ün üzerinde inme (felç) hastasına anjiyografik tedavi uygulandı ve büyük oranda başarıyla sonuçlandı. İlimiz, bölgemiz ve ülkemiz, Girişimsel Radyoloji ekibimizin hizmetinden faydalanabildiği için çok mutluyum. Bu konuda emeklerini esirgemeyen ve özveriyle çalışan tüm ekibe çok teşekkür ederiz" dedi. 6 ayda 2 bin 500 hasta muayene edildi Gaziantep Şehir Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Burak Binboğa, minimal invaziv işlemlerle gerçekleştirilen bu tedavilerin çeşitliliğine ve poliklinikte 6 ayda yaklaşık 2 bin 500 hastanın muayene edildiğine dikkat çekti. Ayrıca, 200 hastaya nörogirişimsel işlemlerin uygulandığını ve bunların 80’inin inme, 50’sinin beyin damar baloncuğu (anevrizma) geriye kalan da 70 hastanın da şah damarı (karotis stent) tedavisi olduğunu belirtti. Gaziantep Şehir Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Onay, Gaziantep ve Güneydoğu Bölgesi’ndeki hastalara sunulan "Girişimsel Radyoloji" hizmetleri hakkında bilgi verdi. Doç. Dr. Mehmet Onay, hastanenin iki üst düzey biplan ve bir monoplan anjiyo cihazına sahip olduğunu ve her türlü Girişimsel Radyolojik işlemin uygulandığı ve hastaların tedavilerinin mümkün olduğunu ifade etti. Mehmet Onay, özellikle inme ve beyin kanaması gibi A grubu işlemlerin Gaziantep Şehir Hastanesi’nde Girişimsel Radyoloji ünitesinde yapıldığını belirtti. Ayrıca, acil olmayan hastaların Gaziantep Şehir Hastanesi’nin 1. Kat C7 blokta bulunan Girişimsel Radyoloji Polikliniği’ne randevu almadan başvurabileceklerini söyledi. "Kasıktan girilerek beyindeki tıkanmış damar bulunup pıhtı çıkarılıyor" Gaziantep Şehir Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Çetin Murat Altay ise halk arasında felç olarak bilinen iskemik inme hastalığı ve tedavisinin önemi üzerinde durdu. Doç. Dr. Çetin Murat Altay, inme semptomlarının, vücudun bir kısmında felç, yüz felci, konuşma bozukluğu gibi bulgularla ortaya çıktığını ve tedavide zamanın kritik olduğunu vurguladı. Murat Altay, ilk 6 saat içinde müdahale edilmesi gerektiğini çünkü beynin kan almadığı her 5 dakikada hücrelerin ölmeye başladığını belirtti. Altay, Girişimsel Radyoloji ekibinin beyinde tıkanıklık bölgesinde "can çekişen hücrelere" yeterli kan akımını sağlamak için kasıktan girilerek beyindeki tıkanmış damarı bulup pıhtıyı çıkardığını ve bu işlemin hastalar için konforlu olduğunu ifade etti. Erken müdahale ile hastaların semptomlarının hızla iyileşebildiğini belirten Altay, süre uzadıkça durumun zorlaştığını söyledi. Doç. Dr. Çetin Murat Altay, Gaziantep Şehir Hastanesinde bu işlemlerin ücretsiz olarak yapıldığını ekledi. “6 ayda yaklaşık 2 bin 500 hasta muayene ettik” Doç. Dr. Ali Burak Binboğa, “Girişimsel Radyoloji dediğimiz bölüm ülkemizde henüz yan dalı olmayan bir uzmanlık dalıdır. Minimal invaziv işlemler yaptığımız bir alandır. Burada biyopsisinden tutun damar içinden tedaviler olmak üzere birçok işlem yapıyoruz. İşlem çeşitliliğimiz çok fazla. 6 ayda yaklaşık 2 bin 500 hasta muayene ettik” dedi. "İnme ve beyin kanamalı hastalarının tedavisinde 2 tane üst düzey biplan anjiyo cihazımız bulunmakta” Doç. Dr. Mehmet Onay, “Gaziantep Şehir Hastanesi olarak Gaziantep ve tüm Güneydoğu bölgesindeki illerdeki İnme ve beyin kanamalı hastalara Girişimsel Radyoloji hizmeti vermekteyiz. Her türlü Girişimsel Radyolojik işlemler hastanemizde yapılmakta. Ünitemiz dışında Girişimsel Radyolojiye tanımlı 10 yataklı servisimiz de bulunmakta” şeklinde konuştu. "Felçlik tedavisinde en önemli unsur erken müdahale’" Felçlik tedavisinde en önemli unsurun erken müdahale olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Çetin Murat Altay ise, “Halk arasında felç olarak bilinen inme genellikle şeker, tansiyon ve kalp hastalığı olan hastalarda oluyor. Bu hastalarda tedavide en önemli husus ’zaman’. İlk 6 saatte hastanın acil servise başvurması ve beynine atan pıhtının çıkarılması gerekiyor. Çünkü insan beynine kan 5 dakika gitmeyince hücreler ölmeye başlıyor ve geri dönüşümsüz bir sürece giriliyor. Bu nedenlerden dolayı ölen beyin hücreleri var. Bir de can çekişen ve kurtarılmayı bekleyen hücreler var. Girişimsel Radyoloji olarak biz burada can çekişen hücreleri kurtarmak için müdahale ediyoruz” diye konuştu. (FA-SVY-
İstanbul Decoverse reklam filminde milli voleybolcu Hande Baladın rol aldı Eczacıbaşı Topluluğu’nun banyo yenileme alanında hizmet veren web sitesi Decoverse’ün reklam filminde, milli voleybolcu Hande Baladın rol aldı. Reklamda, Baladın’ın sıradışı smaçları eşliğinde Decoverse’de banyo yenilemeye dair tüm ihtiyaçların bulunduğu anlatılıyor. Eczacıbaşı Topluluğu’nun, banyo yenileme sürecini online hale getirmek amacıyla geçtiğimiz yıl açtığı yeni dijital banyo yenileme platformu Decoverse, yeni reklam filminde Eczacıbaşı takımının yıldız oyuncularından, milli voleybolcu Hande Baladın’a yer verdi. ‘İstediğin banyo olsun’ başlıklı reklam filminin başında, Baladın’ın smaçlarıyla eski bir banyoyu yıktığı görülüyor. Ardından Baladın’ın yanına gelen platform ekibi milli voleybolcuya “Siz bitirdiyseniz biz başlayalım Hande Hanım” diyor ve banyoyu yenilemeye başlıyor. Jüpiter’in kreatif yönetiminde Filmhakika tarafından çekilen reklam filminin yönetmenliğini Caner Çetiner üstlendi. Yapılan açıklamaya göre, banyosunu yenilemek isteyenler, bugün 120 kategoride, 450 farklı markaya ait 70 bini aşkın ürün seçeneği bulunan platform aracılığıyla farklı mimarların tasarımlarından oluşan ilham görselleri ile banyo tasarımlarından fikir alabiliyor, aradıkları en uygun ürünü bulabiliyor, tüm süreç boyunca profesyonel mimarlık ve ustalık hizmeti alabiliyor.