EKONOMİ - 10 Temmuz 2020 Cuma 12:17

Konyaaltı’nda entegre mücadele projesi

A
A
A
Konyaaltı’nda entegre mücadele projesi

Konyaaltı İlçesinde, Tarım ve Orman Bakanlığı, Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığının koordinasyonunda ve Tarımsal Yayım Hizmetleri kapsamında desteklenen “Aşağıkaraman Boynuzalanı Entegre Mücadele Projesi” ile yaklaşık 150 dekar alanda toplu ve koordineli Entegre Mücadele çalışmalarının ilk adımları atıldı.

Konyaaltı İlçesinde, Tarım ve Orman Bakanlığı, Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığının koordinasyonunda ve Tarımsal Yayım Hizmetleri kapsamında desteklenen “Aşağıkaraman Boynuzalanı Entegre Mücadele Projesi” ile yaklaşık 150 dekar alanda toplu ve koordineli Entegre Mücadele çalışmalarının ilk adımları atıldı.


Projenin uygulanacağı bölgede hâlihazırda yaklaşık 100 dekar kadar alanda portakal, nar, zeytin, 48 dekar alanda örtüaltı domates-patlıcan ve 2 dekar örtüaltı alanda Pithaya (Ejder Meyvesi) yetiştiriciliği yapılıyor. Projede bakanlıkça belirlenen entegre mücadele’nin bütün enstrümanları teknik talimatlara uygun Biyolojik-Biyoteknik Mücadele uygulamaları ile faydalı böcekler, biyoteknik tuzaklar, organik preparatlar ile her ürün için teknik talimatlara uygun metotlar ve yöntemler uygulanacak.



Faydalı Böcek salımları yapıldı.


2020-2021 üretim sezonunda uygulanacak olan projenin ilk adımında 9 Temmuz 2020 tarihinde açık alan Narenciye ve Nar bahçelerinde Unlu Bit (Planacoccus citri) zararlısı ile mücadele amacıyla Faydalı Böcek salımları yapıldı. Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BATEM) böcek üretim tesisinden temin edilen faydalı böcekler (Cryptolaemus montrouzieri ve Leptomastix dactylopii), yaklaşık 100 dekar açık alanda yetiştiricilik yapan 19 üreticiye ait 1400 adet Narenciye ve Nar ağacına salınarak Turunçgil ve Nar bahçelerinde Unlu Bit ile Biyolojik Mücadele çalışmaları başlatıldı. Ayrıca Turunçgillerde Akdeniz Meyve Sineği (Ceratitis capitata) ile mücadelede zararlı çıkışlarının takibi ve mücadele başlangıcının belirlenmesinde kullanılan delta tipi tuzak ve feromonlar asılarak Biyoteknik Mücadele uygulaması yapıldı.


Konyaaltı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Canan Otruş, amacın toplu ve koordineli yapılan entegre mücadelenin başarılı olabileceğini üreticilere göstermek, zirai mücadelede hijyen kurallarının önemine vurgu yapmak, doğayı ve doğadaki faydalıları korumak, üretici ve tüketici sağlığını korumak, gıda güvenliği ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak, daha yaşanası bir dünyayı gelecek nesillere bırakmak olduğunu söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.