EKONOMİ - 05 Ekim 2021 Salı 20:32

DSİ Genel Müdürü Yıldız, Yusufeli Barajı ve yeni yerleşim yerinde incelemelerde bulundu

A
A
A
DSİ Genel Müdürü Yıldız, Yusufeli Barajı ve yeni yerleşim yerinde incelemelerde bulundu

Yusufeli Barajı ve HES ile Yusufeli yeni yerleşim yeri değerlendirme ve koordinasyon toplantısı DSİ Genel Müdürü Kaya Yıldız ve Artvin Valisi Yılmaz Doruk’un katılımıyla yapıldı.

Yusufeli Barajı ve HES ile Yusufeli yeni yerleşim yeri değerlendirme ve koordinasyon toplantısı DSİ Genel Müdürü Kaya Yıldız ve Artvin Valisi Yılmaz Doruk’un katılımıyla yapıldı.


Artvin’in Yusufeli ilçesinde yapımı devam eden dünyanın en yüksek 3. Barajı ve baraj inşaatı nedeniyle sular altında kalacak olan ilçenin çalışmaları devam ediyor. Devlet Su İşleri Genel Müdürü Kaya Yıldız, böyleyi ziyaret ederek incelemelerde bulundu.


İnceleme önceci Yusufeli Barajı ve HES ile Yusufeli yeni yerleşim yeri değerlendirme ve koordinasyon toplantısı DSİ Genel Müdürü Kaya Yıldız ve Artvin Valisi Yılmaz Doruk’un katılımıyla yapıldı.


Artvin Valisi Yılmaz Doruk başkanlığında, Yusufeli Barajı şantiye sahasındaki toplantı salonunda yapılan toplantıya, DSİ Genel Müdürü Kaya Yıldız, DSİ Genel Müdür Yardımcısı Dinçer Aydoğan, DSİ Barajlar ve HES Daire Başkanı Göktuğ İlter, HMB Genel Müdürü Yusuf Elitaş, Karayolları Genel Müdür Yardımcısı Selahattin Bayramçavuş, Karayolları Genel Müdürlüğü Sanat Yapıları Daire Başkanı Esat Mahmut Partal, Çevre Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü Banu Asalan, Yapı İşleri Daire Başkanı Altan Özmen, TOKİ Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Karabayır, İlçe Kaymakamı Hüseyin Kaptan, Belediye Başkanı Eyüp Ayetkin, İl Genel Meclis Başkanı Furkan Çakmak, AK Parti İl Başkanı Fatih Tahtalı ve diğer ilgililer katıldı.


Toplantı sonrası Valimiz Yılmaz Doruk ve DSİ Genel Müdürü Kaya Yıldız ve beraberindeki yetkililer Yusufeli Barajı ve Yusufeli ilçesi yeniden yerleşim yeri sahasını gezerek incelemelerde bulundu.


İlk olarak Yusufeli Barajı HES inşaatında incelemelerde bulunan Valimiz Yılmaz Doruk, baraj gövdesinde yaptığı açıklamada, barajın temelden 275 metre gövde yüksekliği ile çift eğrilikli baraj kategorisinde dünyanın 3’üncü Türkiye’nin ise en yüksek barajı olduğunu söyledi.


Yusufeli Barajı ve HES projesi kapsamında koordinasyon toplantısı yaptıklarını kaydeden Doruk, "Tamamlanan, devam eden ve yapılacak işler konusunda bir koordinasyon toplantısı yaptık. İhtiyaçları tespit ettik. Proje takviminin sağlıklı yürümesi için yapılması gerekenleri etraflıca görüştük. Yusufeli Barajı’nın su tutması ve yeni yerleşim yerine taşınma sürecinde planlanan hedef takvimimiz var. Çalışmaların bu yönde planlandığı gibi devam ediyor” dedi.


DSİ Genel Müdürü Kaya Yıldız ise, Yusufeli Barajı ve HES projesinin ülkemizin devam eden en büyük projelerinden biri olduğunu söyledi. Yıldız, “Sayın Cumhurbaşkanımızın destekleriyle Tarım ve Orman Bakanlığı olarak projemiz çok hızlı bir şekilde devam ediyoruz. 2012 yılında başlamış olan ve bugünlere getirdiğimiz, sonuna yaklaştığımız, barajımızın meyvelerini almaya başlayacağız. Dünyanın sınıfında en yüksek 3’üncü barajı olacak Yusufeli Barajı ve HES ülkemizin yüz akı olacak. Çoruh nehri üzerinde hidroelektrik kapasitesi yüksek ve enerji üreten Muratlı Borçka, Artvin ve Deriner barajlarımız var. Faaliyete alındığında Yusufeli Barajı’mızda bunlara eklenecek. Şunda bitmiş haliyle 275 metrelik yüksekliğe sahip Yusufeli Barajı gövdesinin üzerindeyiz. Ne mutlu ki bu günleri gördük ve yaşıyoruz. Su tuttuğumuzda da barajımızın faydalarını ülke ekonomimize yansıtmış olacağız” dedi.


Yıldız, bugünkü toplantıda proje takvimini ve yol haritasını gözden geçirdiklerini ifade ederek, "Hem baraj imalatı, hem de yeni yerleşim yeri inşaatlarını gezdik. İncelemelerde bulunduk. Tespitlerimizi yerinde yapıp eksiklerimiz varsa gözden geçireceğiz. Hedefe ulaşma konusunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Didim’de kreş öğrencileri 23 Nisan’ı erken kutladı Didim Belediyesi Deniz Yıldızları Kreş ve Gündüz Bakımevi öğrencileri, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı büyük bir coşku ile kutladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programda konuşma yapan Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay; "Çocuklarımızın hazırladıkları güzel sunumları birlikte izleyeceğiz. Dünyada hiçbir lider yoktur ki, çocuklara bir bayram hediye etsin. Geleceği de çocuklara, gençlere emanet etsin. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, Atatürk’ün evlatları olarak bu emanete sahip çıkmak zorundayız. Çocuklarımızı doğdukları andan itibaren bu bilinç ve kültürle yetiştirmek zorundayız. Bizler değerlerimize sahip çıkmalıyız. Lütfen Cumhuriyetimize sahip çıkalım. Çocuklarımıza sahip çıkalım, çocuklarımıza armağan edilen bu bayramı, çocuklarımız doyasıya yaşasınlar ki Cumhuriyeti’mizin değerini bugünden itibaren anlasınlar. Katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum" dedi. Kutlama programı kapsamında, minik öğrenciler, öğretmenleri ve eğitmenleri eşliğinde hazırlamış oldukları dans gösterilerini sergiledi. Renkli görüntülere sahne olan program, izleyenler tarafından büyük beğeni topladı. Didim Belediyesi Gençlik Merkezi, DİGEM Sanat Akademisi’nde gerçekleştirilen kutlama törenine, Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay, Didim Garnizon Komutanı Albay Ali Saçan, Belediye Başkan Yardımcısı Aydan Aşık Turgut, belediye meclis üyeleri, öğrenciler ve veliler katıldı.
İzmir Şehit oğlunun hasretini böyle gideriyor, odasını anı evine çevirdi 2018 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriye’nin Afrin kentinde gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekatı’nda şehit düşen İzmirli Piyade Uzman Çavuş Ali Akdoğan’ın annesi, oğlunun doğumundan şehit oluncaya kadar kullandığı eşyalarıyla anı odası oluşturdu. Şehit oğlunun eşyalarını koklayıp öperek özlem gideren annenin evi, minik ziyaretçilerle doluyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Suriye’nin Afrin bölgesinde yürütülen Zeytin Dalı Harekatı’nda, 10 Şubat 2018 tarihinde şehit olan Piyade Uzman Çavuş Ali Akdoğan’ın İzmir Bayraklı’daki evi, adeta müzeye çevrildi. Şehidin annesi Fatma Akdoğan, oğlunun şehit olmasının ardından odasında hatıralarını sergilemeye karar verdi. Şehit Ali Akdoğan’ın evdeki odası, bebeklik döneminde giydiği kıyafetler, eğitim hayatında aldığı karneler, askeri eşyaları, üniformaları, başarı belgeleri, fotoğrafları ve kişisel eşyalarının bulunduğu bir anı odasına dönüştürüldü. Oğlunun hayali olan tespih koleksiyonuna da odada ayrı bir yer tutan anne Akdoğan, 6 senedir özlemini yaşadığı oğlunun bebeklik kıyafetleri ve eşyalarını öpüp koklayarak hasret gideriyor. Eşyalarıyla hasret gideriyor Şehit düşen oğlunun 7 yıla yaklaşan hasretini eşyalarını koklayarak hasret gideren anne Fatma Akdoğan, şehidin odasını nasıl anı evine çevirdiğini anlattı. Akdoğan, "Oğlumun 2018 yılında Suriye Afrin’de yürütülen harekatta şehit olduğu haberini almıştık. Çok üzücü ancak bizim için aynı zamanda gurur verici bir durum. Onun yokluğunda evde hep onun eşyalarını bir yerlerden bulup duygusal anlar yaşıyordum. Ali, tespihlere çok düşkündü ve hep bir tespih koleksiyonu olsun istiyordu. Ben de bebeklikten bu yana onun kullandığı eşyaları, odasını müzeye dönüştürerek sergi yapmak istedim. Eşyalarını düzenleyip bir camekan yaptırıp buraya koydum. Oğlumun mayına bastığı botlardan tut, kundağı, zıbını, çorapları, bebeklikten beri her şeyini biriktirmişim. Buraya kurduğum ses sitemiyle de sürekli Kur’an okunuyor onun ruhu için. Onun kokusunu, hasretini eşyalarıyla gideriyorum" dedi. Minik ziyaretçilerle doluyor Şehidin anı evine dönüştürülen odasını ziyaret etmek, şehidin hatıralarını görmek için özellikle çocukların eve geldiğini söyleyen Fatma Akdoğan, ziyaretçiler geldikçe mutlu olduğunu söyledi. Akdoğan, "Buraya küçük öğrenciler geliyor, 5 yaşındaki çocuklar, lise öğrencileri, veliler, sürekli gelenler oluyor. Onlar geldikçe ben de mutlu oluyorum, tüm ziyaret etmek isteyenlere kapım açık" diye konuştu. Amcasının adını aldı Diğer oğlunun bebeğine de şehit amcası Ali Akdoğan’ın adını verdiklerini söyleyen Fatma Akdoğan, "Diğer oğlum, yeni doğan bebeğine ağabeyinin ismini koydu. Ali koydu ismini. Torunum da inşallah öyle cesur bir kahraman delikanlı olur. Ben de sevindim ve duygulandım. O da büyüdüğünde bu anı odasına gelerek amcasının nasıl bir kahraman olduğunu görür" sözlerine yer verdi. "Telefonla konuştuk, 2 saat sonra şehit oldu" Oğluyla yaptığı son telefon konuşmasından 2 saat sonra oğlunun şehit düştüğünü söyleyen anne Akdoğan, "Acısı çok büyük, gururu da büyük. Her zaman gurur duydum iki oğlumdan da. Ali Suriye’deydi şehit olduğunda ama bilmiyordum. Ben tedirgin olmayayım diye Kars’ta olduğunu söyledi. Ben yanına gitmek için Kars’a gelmek istediğimi söylediğimde gelmememi söyledi. Son telefon konuşmamızdan 2 saat sonra şehit oldu. Bugün 2 bin 228 gün oldu Ali şehit olalı. Yani 6 yıl 3 ay 8 gün oldu. Her gün sayıyorum. Bıkmadan, usanmadan ve gururla da her gün yanına gidiyorum Kadifekale Şehitliğine... Çok şükür metanetliyim. Eşim ve oğlum sürekli en büyük destekçilerim. Bu odada sürekli Kur’an-ı Kerim okunuyor. Gelen arkadaşlardan da Allah razı olsun. Hep inançlı insanlarımız buraya gelip ziyaret etmek istiyorlar; odasını görmek istiyorlar. Onlar da büyük tabi moral oluyor. Herkes saygı duyuyor şehit ailesi diye bize ve biz de saygı duyuyoruz. Çok teşekkür ediyorum herkese, gelen öğrencilere. Rabbim herkesin evladını bağışlasın" dedi. "Allah devletimize, milletimize zeval vermesin; hayat cesurları sever" Oğlunun her zaman söylediği ’Hayat cesurları sever’ sözünü de dilinden düşürmeyen Fatma Akdoğan, "Oğlumun yokluğu 7’inci seneye girdi. Biz iman gücümüzle, Kur’an, bayrak ve vatan sevgimizle ayakta dururuz. En büyük gururumuz şehitlerimizin mertebeleri. Ömür boyu gurur duymaya devam edeceğiz. Allah devletimize, milletimize, askerimize zeval vermesin. Ali ’Hayat cesurları sever’ derdi. Çünkü Ali’de hiç korku yok. Ne bir korku ne bir çekinme... Biz şehitlerimizle hep gurur duyuyoruz. Gazilerimizle de öyle. Rabbim düşmanlara fırsat vermesin. Terör destekçilerini, terör belasını Allah ’Kahhar’ adıyla kahretsin. Ali’nin anı odası herkese açık, herkes buraya gelip ziyaret edebilir" açıklamasında bulundu.