GENEL - 18 Mayıs 2020 Pazartesi 09:50

Dünyanın en büyük Atatürk heykeline doğru heyecanlı atlayış

A
A
A
Dünyanın en büyük Atatürk heykeline doğru heyecanlı atlayış

Profesyonel olarak yamaç paraşütü sporuyla uğraşan Cengiz Koçak takım arkadaşı Ferdi Toy eşliğinde, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle Artvin’de bulunan Genya Dağı’ndan, dünyanın en büyük Atatürk heykeline doğru, wingsuit olarak adlandırılan paraşüt atlayışı gerçekleştirdi.

Profesyonel olarak yamaç paraşütü sporuyla uğraşan Cengiz Koçak takım arkadaşı Ferdi Toy eşliğinde, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle Artvin’de bulunan Genya Dağı’ndan, dünyanın en büyük Atatürk heykeline doğru, wingsuit olarak adlandırılan paraşüt atlayışı gerçekleştirdi.


Koçak yaptığı atlayışla, 22 metre yüksekliğinde bulunan Atatürk heykeli ve 60 metre uzunluğunda olan Türk bayrağının arasından, 200 kilometre hızla geçerek, Çoruh nehrinin kenarına indi.


Dünyanın en riskli ve en heyecanlı sporları arasında yer alan yamaç paraşütü ve wingsuit atlayışları konusunda dünyaca üne sahip olan Cengiz Koçak bu kez, Artvin’de Atatepe’de yeralan Atatürk heykeline doğru heyecanlı bir atlayış gerçekleşti.


Profesyonel olarak yamaç paraşütü sporuyla uğraşan Cengiz Koçak ve Ferdi Toy “Why not” (Neden Olmasın) isiminde kurdukları takımla dünyanın ve Türkiye’nin birçok bölgesinde atlayış yapıyorlar.


İki arkadaş bu kez 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle Atatürk’e karşı duydukları minnet ve saygıyı ifade etmek üzere dünyanın en büyük Atatürk heykeline doğru atlayış gerçekleştirdiler.


Artvin’deki Genya Dağı’na çıkan Why not takımı, burada yaptıkları hazırlıkların ardından Atatürk heykeline doğru atlayış gerçekleştirdiler.


Cengiz Koçak burada yaptığı açıklamada, “Bir süredir aklımızda olan projemizi tamamlamak için Artvin’e geldik. Ben hayatımda ilk paraşütçüyü 19 Mayıs’ta gördüm. Bu yüzden 19 Mayıs benim için çok önemli. 19 Mayıs Atatürk’ün Samsun’a çıktığı günün yıl dönümü. Atatürk’e karşı duyduğum minneti, sevgiyi ifade etmek için bu atlayışı gerçekleştirdim. Wingsuitimle 200 kilometre hıza ulaşınca Dünyanın en büyük Atatürk heykeli ile oradaki Türk Bayrağı arasından geçip, Çoruh nehrinin kenarına indik. Bizim için önemi Artvin’de dünyanın en büyük Atatürk heykelinin olması ve bunun 19 Mayıs gibi önemli bir günün yıl dönümünde yapmak. İlklerini benimsediğimiz Atatürk’e bir minnet gösterisiydi. Umuyoruz ki güzel bir şey oldu" dedi.



"O anı nefesimi tutarak izledim"


Takım arkadaşı Ferdi Toy ise profesyonel yamaç paraşütü pilotu olduğunu ve hayatını da bunla kazandığını belirterek 11 yaşından beri havacılığın içinde olduğunu söyledi. Toy "12 yıldır yamaç paraşütu ile uçuşlar yapıyorum. Cengiz’le ’Why not’ (Neden Olmasın) isimli bir takımımız var. Daha önce yapılmamış işler yapmaya çalışıyoruz. Hayatımızı bununla devam ettiriyoruz. Bu bizim yaşama şeklimiz. Burada geçen yıl bu atlayışı denemiştik. Ama tam istediğimiz gibi olmamıştı. Geçen yıl burada nasıl ve neler yapabileceğimizi gördük. Bunu yapabileceğimize emindik. Sadece doğru zamanı bekliyorduk. 19 Mayıs’ta tarih olarak çok güzel bir tarih. 3 haftadır kesintisiz meteorolojiyi takip ediyoruz. Havada elverişliydi. Planladığımız her şey yolunda gitti ve Cengiz Atatürk Heykeli ile Türk Bayrağının arasından geçti. Bende bu anları havadan canlı şekilde izliyorum. O anları adeta nefes almadan izledim. Bu başarıyı çalışmaya ve sürekli tekrara borçluyuz. 19 Mayıs’ın benim için en büyük önemi. Atatürk’ün gençlere armağan ettiği en büyük bayram. 19 Mayıs’ta gençlerin yaptığı şeyi en iyi şekilde yaparak Atatürk’e teşekkür etmesi gerekiyor. Bizimde yaptığımız buydu. Umarım yerine ulaşmıştır" diye konuştu.


Takımın hedefleri arasında Artvin Hatila Milli Parkı Vadisinde bulunan Türkiye’nin en yüksek cam seyir terasından serbest atlayış yapmak yer aldığını belirttiler.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.