EKONOMİ - 15 Mayıs 2019 Çarşamba 12:21

En yüksekte ilk 100’e az kaldı

A
A
A
En yüksekte ilk 100’e az kaldı

Artvin’in Yusufeli ilçesinde Çoruh Nehri üzerinde yapımı süren ve tamamlandığında temelden 275 metre gövde yüksekliği ile Türkiye’nin en yüksek, çift eğrili ince kemer baraj tipi kategorisinde ise dünyanın 3.

Artvin’in Yusufeli ilçesinde Çoruh Nehri üzerinde yapımı süren ve tamamlandığında temelden 275 metre gövde yüksekliği ile Türkiye’nin en yüksek, çift eğrili ince kemer baraj tipi kategorisinde ise dünyanın 3. en yüksek barajı olacak Yusufeli Barajı ve HES projesinin gövde inşaatının yapımında 100 metreye yaklaşıldı.


Yusufeli Barajı ve HES Projesinde Baraj Gövde Betonu dökülmesi çalışmaları devam ediyor. Tamamlandığında kurulu gücü 558 MW, yıllık enerji üretimi ise 1 milyar 888 milyon kWh/yıl olacak olan baraj, 600 bin kişinin enerji ihtiyacını karşılayacak. Bittiğinde Eyfel kulesinden sadece 25 metre kısa olacak barajda günde 7 bin metreküp, ayda ise 200 bin metreküp beton dökülmesi planlanırken, bugüne kadar 1 milyon metreküpün üzerinde beton dökümü gerçekleştirildi. Son beton dökümüyle barajın gövde yüksekliği 100 metreye yaklaşırken, bu sayı ile gövdenin yüzde 25’nin tamamlanmış oldu.


Yusufeli Barajının gövdesinde kullanılacak olan 4 milyon metreküp beton ile Artvin’den Edirne’ye 13 metre platform genişliğinde 20 santimetre kalınlığında beton yol yapılabilirken, yüksekliği ise gökdelenlerle yarışıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.