- 21 Haziran 2021 Pazartesi 10:22

Mimaride “Şavşat Evi” dönemi

A
A
A
Mimaride “Şavşat Evi” dönemi

Artvin’in Şavşat ilçesinde geleneksel Şavşat evinin marka tescilini gerçekleştiren Şavşat Belediyesi, köylerdeki yapılaşmayı Şavşat Evi’ne uygun, Cittaslow kriterlerine yakışır şekilde gerçekleştirmek üzere harekete geçti.

Artvin’in Şavşat ilçesinde geleneksel Şavşat evinin marka tescilini gerçekleştiren Şavşat Belediyesi, köylerdeki yapılaşmayı Şavşat Evi’ne uygun, Cittaslow kriterlerine yakışır şekilde gerçekleştirmek üzere harekete geçti.


Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Şavşat Belediye Başkanı Nihat Acar, “Köylerimizde beton binalar dikip güzelim köyleri şehir görünümüne kavuşturmanın hiçbir mantığı yok. Şavşat ilçemiz dünya çapında 262 kent arasında Cittaslow markası dolayısı ile öncelikli ve önemli kentler arasında yer almaktadır. İlimiz ve ilçemiz turizm açısından markanın sürdürülebilirliği öncelikli hedefleri arasındadır. İlçemize bağlı köylerle bir bütün olarak uygun görülen cittaslow markasının kriterleri doğrultusunda çalışmalarımız devam ediyor, yatırımlarımızı da bu doğrultuda ilçe halkının hizmetine sunuyoruz. Uluslararası Cittaslow birliğinin uyarı yazısında belirtilen konularda gereğinin yapılması konusu hassasiyetle dile getirilmiştir. Artvin Valiliği, ilçemizdeki kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı tarafından uzun uğraşlar sonucu elde edilen marka değerine sahip çıkılması için Belediye meclisimizden gerekli kararları almış durumdayız. Marka değerinin yerel kalkınmaya ve il turizmine etkisi göz önünde bulundurularak, meclis kararları gereği yapılan uyarıların ve şikayetlerin önüne geçilmesiyle ilgili, ilimiz ve ilçemiz turizminin geleceği için konunun önemine binaen ilgili kurumların görev alanlarına ait talimatlar yazılmıştır. Şavşat ilçemizde sadece Şavşat evleri değil doğal ortamda yetiştirdiğimiz ürünlerimize de sahip çıkarak ilçemizi yaşanabilir, insan sağlığı için çok önemli ve turistlerin tercih edecekleri yer haline getireceğiz. Özellikle, büyükşehirlerden gelip köylerinde ev yaptırmak isteyen değerli hemşerilerimizin, mimari projelerinde Şavşat Evi modelini kullanmaları için İl Özel İdaresi’nin de destekleriyle gerekli gerekli çabanın gösterilmesini bekliyoruz. Köylerimizde, beton binalar yerine, yörenin tabiatına uygun olarak ahşap yapıların yapılması çok önemli. Elimizde Şavşat Evi gibi bir örneğin olması büyük bir fırsat. Bu fırsatı değerlendirip, köylerimizin doğal güzelliğini koruyacağız” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.